12. Hukuk Dairesi 2014/5445 E. , 2014/11970 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Salihli İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 31/12/2013
NUMARASI : 2013/229-2013/417
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
İİK"nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendi gereğince, borçlunun “haline münasip” evi haczedilemez. Bir meskenin borçlunun haline uygun olup olmadığı adı geçenin haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirlenir. Buradaki “aile” terimi, geniş anlamda olup, borçlu ile birlikte aynı çatı altında yaşayan, bakmakla yükümlü olduğu kişileri kapsar. İcra mahkemesince, borçlunun sözü edilenlerle birlikte barınması için zorunlu olan haline münasip meskeni temin etmesi için gerekli bedel bilirkişilere tespit ettirildikten sonra, haczedilen yerin kıymeti bundan fazla ise satılmasına karar verilmeli ve satış bedelinden yukarıda nitelikleri belirlenen mesken için gerekli olan miktar borçluya bırakılmalı, kalanı alacaklıya ödenmelidir.
Bu kıstasları aşan nitelik ve evsaftaki yerlerle, makul ölçüleri geçen oda ve salonu kapsayan ve ikamet için zorunlu öğeleri içeren bir meskenin dışındaki yerler, maddede öngörülen amaca aykırıdır. Borçlunun görev ve sıfatı, kendisinin yukarıda belirlenenden daha görkemli bir meskende ikamet etmesini gerektirmez.
Borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunabilmesi için bizatihi meskeniyet iddiası nedeniyle haczedilmezlik şikayetinde bulunduğu evde oturması gerekmediği gibi birden fazla evi var ise istediği üzerinde de haczedilmezlik şikayetinde bulunmasına engel bir yasal düzenleme de mevcut değildir.
Öte yandan, paylı taşınmazlarda, her paydaşın meskeniyet şikayetinde bulunma hakkı vardır. Bu halde, iddia, pay oranı esas alınarak çözümlenmelidir. Bir başka deyişle, İİK"nun 82. maddesi hükmüne göre haczedilmezlik şikayetinde bulunan müştekinin sosyal ve ekonomik durumuna göre inceleme yapılıp paya isabet eden değerden haline uygun bir mesken edinip edinemeyeceği araştırılarak sonuca gidilmesi icap eder.
Somut olayda, karı-koca olan şikayetçi borçluların mahkemeye birlikte yaptıkları başvuruda 1/2"şer paya sahip oldukları taşınmaza yönelik, kendi payları doğrultusunda ayrı ayrı meskeniyet şikayetinde bulundukları, mahallinde yapılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda mesken olan taşınmazın, rayiç bedelinin 180.000,00 TL olarak belirlendiği, şikayetçi borçluların 1/2 hisseleri karşılığının 90.000,00"er TL olduğu, borçluların hallerine münasip evi 85.000,00 TL"ye alabileceğinin bildirildiği, mahkemece şikayetin reddi ile taşınmaz satış bedelinin borçluların her ikisi için hallerine münasip olanın tek ev olduğu düşüncesiyle 85.000,00 TL"den aşağı olmayacak ve bu paranın satış sonrası borçlulara hallerine münasip ev almaları için verilmesi kaydı ile satışın yapılmasına karar verildiği görülmektedir.
Şikayetçi borçluların karı-koca olup birlikte borçlanmaları, adı geçenlerin hisseleri doğrultusunda ayrı ayrı meskeniyet şikayetinde bulunmalarına engel olmadığı gibi yukarıda açıklanan ilkeler kapsamında her biri için ayrı ayrı araştırma yapılarak şikayetleri hakkında karar verilmesi zorunluluğunu ortadan kaldırmaz. Ayrıca eşin malvarlığı borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunmasına mani değildir.
Mahkemece borçluların evli olmaları sebebiyle Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre bakmakla yükümlü oldukları kişiler tesbit edilerek her bir borçlu için ayrı ayrı taşınmazın satış parasından haline münasip mesken alabilmesi için belirlenen miktarın ayrılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçluların temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24/04/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.