9. Hukuk Dairesi 2016/36188 E. , 2018/1120 K.
"İçtihat Metni"....
DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine, işe iadesine ve yasal sonuçlarına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının 06.05.2013- 17.06.2015 tarihleri arasında satış danışmanı olarak çalıştığını, davacının iş akdinin haksız ve gerekçesiz olarak sona erdirildiğini ileri sürerek, iş sözleşmesinin feshinin geçersizliğinin tespitine, davacının işe iadesine ve sonuçlarına karar verilmesini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının iş aktinin İş Kanunu 25/II.maddesine göre haklı ve geçerli sebeple feshedildiğini, 06.05.2003 tareihinden beri işyerinde çalışan davacının son olarak ....... şubesinde seramik bölümünde çalıştığını, davacıya işyeri kurallarının tebliğ edildiğini, eğitim verilerek iş güvenliği anlamında tüm teknik donanımların sağlandığını, davacının forklift operasyon belgesi almasının sağlandığını ve 12.06.2015 tarihinde davacının saat 15.30 sıralarında seramik harcı paletini yerleştirdiği sırada kurallara uymaması sebebi ile kullandığı forkliftin devrildiği, büyük bir tehlike atlatılarak işyerinin toplam 2.369,00 TL zarara uğradığını, forklliftte 8.023,40 euro zarar meydana geldiğini,davacının reyonda gerekli önlemleri almayarak ve yük miktarını ayarlayamayarak sorun yaşandığını, kazanın meydana geldiğini,davacının iş güvenliğini büyük ölçüde tehlikeye attığını, meydana gelen zararın davacının 30 günlük brüt ücretinin üzerinde olduğunu, iş akdinin haklı sebeple feshedildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
C)Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece davacının iş akdininin davalı tarafından geçerli sebeple feshedilmediği kanaatine varılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
Davacı iş akdinin haksız olarak feshedildiği iddiasıyla dava açmış, davalı işveren davacının iş akdinin iş güvenliğini tehlikeye düşürdüğü için haklı nedenle feshedildiğini savunmuştur.
Mahkemece, istifleme işinin yalnızca bir işçiye bırakılmasının yanlış olduğu, bu durumlarda mutlaka bir yardımcı ya da denetlemeden sorumlu amir ya da işçi bulunması gerektiği, her ne kadar bilirkişi kaza sebebi ile kusurun davacı işçide olduğunu bildirmiş ise de bilirkişinin görüşüne itibar edilmediği, böylesine önemli bir olayda yalnızca işiçinin sorumluluğunun öngörülmesinin mümkün görülemeyeceği, davalı işyerinin oldukça tehlikeli olan bir işi işçiye gördürürken daha ciddi ve kazaları önleyici önlem alması ve öngörülen kurallara da uyulmasını sağlaması gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hizmet akdinin oluştuğu andan itibaren, işveren özen borcu kapsamında işçiyi her türlü tehlikeden korumak, işçide, sadakat borcu kapsamında kendisini, işvereni, iş yerini ve işyerinde çalışan diğer işçileri korumak, tehlikeye düşmelerini önleyecek şekilde davranmak zorundadır.
Sadakat yükümü, sözleşmenin taraflarına sözleşme ilişkisinden doğan borçların ifasında, karşı tarafın şahsına, mülkiyetine ve hukuken korunan diğer varlıklarına zarar vermeme, keza sözleşme ilişkisinin kapsamı dışında sözleşme ile güdülen amacı tehlikeye sokacak özellikle karşılıklı duyulan güveni sarsacak her türlü davranıştan kaçınma yükümlülüğünü yüklemektedir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu" nun 417/II. maddesi uyarınca "işveren iş yerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli har türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak, işçiler de iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her türlü önleme uymakla yükümlüdür. "
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu" nun 4. maddesi uyarınca "işveren iş yerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak, aynı kanunun 19. maddesinde açıkça belirtildiği üzere;
"(1) Çalışanlar, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili aldıkları eğitim ve işverenin bu konudaki talimatları doğrultusunda, kendilerinin ve hareketlerinden veya yaptıkları işten etkilenen diğer çalışanların sağlık ve güvenliklerini tehlikeye düşürmemekle yükümlüdür.
(2) Çalışanların, işveren tarafından verilen eğitim ve talimatlar doğrultusunda yükümlülükleri şunlardır:
a) İşyerindeki makine, cihaz, araç, gereç, tehlikeli madde, taşıma ekipmanı ve diğer üretim araçlarını kurallara uygun şekilde kullanmak, bunların güvenlik donanımlarını doğru olarak kullanmak, keyfi olarak çıkarmamak ve değiştirmemek.
b) Kendilerine sağlanan kişisel koruyucu donanımı doğru kullanmak ve korumak.
c) İşyerindeki makine, cihaz, araç, gereç, tesis ve binalarda sağlık ve güvenlik yönünden ciddi ve yakın bir tehlike ile karşılaştıklarında ve koruma tedbirlerinde bir eksiklik gördüklerinde, işverene veya çalışan temsilcisine derhal haber vermek.
ç) Teftişe yetkili makam tarafından işyerinde tespit edilen noksanlık ve mevzuata aykırılıkların giderilmesi konusunda, işveren ve çalışan temsilcisi ile iş birliği yapmak.
d) Kendi görev alanında, iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için işveren ve çalışan temsilcisi ile iş birliği yapmak." zorundadır.
İşçi iş güvenliğini tehlikeye düşürücü her türle davranıştan kaçınmak zorundadır.
4857 sayılı Yasa" nın 25/II- ı maddesine göre " İşçinin kendi isteği veya savsaması yüzünden işin güvenliğini tehlikeye düşürmesi, " işveren açısından haklı fesih sebebidir.
Somut uyuşmazlık bu yasal düzenlemeler ve açıklamalara göre değerlendirildiğinde;
Dosya içeriğine göre tanık beyanları, dosyada alınan bilirkişi raporlarından, davalı işyerinde taşıma işlerinde forklift kullanıldığı, bunun için işverence davacıya kullanımına ilişkin eğitimin aldırıldığı, 09.01.2015 tarihli .... verilerek davacının forklift kullanma esnasındaki tehlikeleri bertaraf edebilmek için ürün taşıma ve kaldırmanın standart yönetmeliği hakkında bilgilendirildiği, koruyucu donanımların davacıya temin edildiği, buna rağmen davacının forklifti kullanırken forkliftin taşıyabileceğinden fazla yük yüklediği, istifleme biçimine dikkat etmediği, çalışma alanının güvenliği için gerekli tedbirleri almadığı, baret takmadığı anlaşılmıştır. Davacı iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili aldığı eğitime uygun davranmayarak forkliftin devrilmesine neden olmuş, kendisinin, çalışanların ve müşterilerin can güvenliğini tehlikeye düşürmüştür. Davacının savunmasından da bu husus anlaşılmaktadır. Davalı işveren tarafından davacının iş sözleşmesi İş Kanununun 25/II-(ı) maddesi uyarınca süresi içinde derhal sona erdirilmiştir.
Kendi isteği veya savsaması yüzünden işin güvenliğini tehlikeye düşüren davacının iş akdinin işveren tarafından 4857 sayılı Kanunun"un 25/II- ı maddesine göre feshinin yasaya uygun olduğu, bu nedenle davalının iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğinin kabulü ile davanın reddi gerekirken yerinde olmayan gerekçe ile kabulü hatalıdır.
4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarda açıklanan gerekçe ile;
1. Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. Davanın REDDİNE,
3. Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4. Davacının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 550.00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalılara ödenmesine,
5.Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre belirlenen 2.180,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6. Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalılya iadesine,
Kesin olarak 24.01.2018 gününde oybirliği ile karar verildi.
....