7. Hukuk Dairesi 2015/11372 E. , 2015/11800 K.
"İçtihat Metni"Asliye Hukuk Mahkemesi
(İş Mahkemesi Sıfatıyla)
Dava Türü : İşe İade
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Davacı vekili, davacının iş sözleşmesinin haklı ve geçerli neden olmaksızın feshedildiğini belirterek feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı işveren vekili, davacının muhasebeci olduğunu, istasyon şefi .. ile birlikte hareket ederek peşin alışverişleri kendi kredi kartından çekmek suretiyle nakit para kullandığını, ve peşin alışverişlerden alınan parayı alıp kredi kartıyla alışveriş olarak kayıtlara geçtiğini, istasyonda oluşan kasa açığının da davacının kredi kartıyla kapatıldığını, bu şekilde işverenin güvenini kötüye kullanıp doğruluk ve bağlılığa aykırı eylemleri nedeniyle iş akdinin haklı nedenle feshedildiğini belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davalı işverence her ne kadar davacının kooperatif muhasebesini yanıltmaya aracılık oluşturacak şekilde kasa açığının kredi kartından kapatılmasına aracı olduğu gerekçesiyle doğruluk bağlılığa uymayan davranışlarda bulunmaktan dolayı 21.09.2013 tarihi itibariyle iş akdinin feshedildiği, işveren feshin haklı nedene dayandığını savunmuş ise de davalı kooperatifin akaryakıt istasyonunda davacının çalıştığı dönem öncesinden beri zaman zaman kasada açık oluştuğu, bunun pompacıların o sırada para almayı unutması, veresiye olarak işlememesi, pos cihazlarında arıza olması gibi çeşitli nedenlere dayandığı, gün sonlarında açık çıktığında bunun ertesi sabaha aktarılarak belirli periyotlarla çıkan toplam açığın pompacılardan tahsil edilerek ya da onlar adına veresiye fişi düzenlenip maaşından kesilerek kapatılma uygulamasının olduğu,
bunun uzun zaman devam etmesine rağmen kooperatif yönetimince bilinmemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, davacının iyiniyetli olarak kartı kullandırdığı, kooperatifi aldatmak gibi bir kastının olmadığı, bir kısım pompacı tanıklardan bu tutarın alındığı, bu nedenle bir zararın olmadığı, davalı işverenin geçmişte göz yumduğu açık kapatma uygulamasına son vererek alınacak idari bir kararla işi düzenlemek, çalışanlara yazılı uyarılarda bulunmak yerine istasyonu düzene sokmak için çalışmalar yapan kişilerin güveni sarstığı gerekçesiyle iş akdini feshetmesinin ağır bir yaptırım olarak haksız olduğu, işçinin mağduriyetine sebep olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
4857 sayılı İş Kanununun 18. maddesi işverene, işçinin davranışlarından ve yeterliliğinden kaynaklanan nedenlerle iş sözleşmesini feshetme yetkisi vermiştir. İşçinin davranışlarından kaynaklanan fesihte takip edilen amaç, işçinin daha önce işlediği iş sözleşmesine aykırı davranışları cezalandırmak veya yaptırıma bağlamak değil; onun sözleşmesel yükümlülükleri ihlale devam etmesi, tekrarlaması rizikosundan kaçınmaktır. İşçinin davranışları nedeniyle iş sözleşmesinin feshedilebilmesi için, işçinin iş sözleşmesine aykırı, sözleşmeyi ihlal eden bir davranışının varlığı gerekir. İşçinin kusurlu davranışı ile sözleşmeye aykırı davranmış ve bunun sonucunda iş ilişkisi olumsuz bir şekilde etkilenmişse işçinin davranışından kaynaklanan geçerli bir fesih söz konusu olur. Buna karşılık, işçinin kusur ve ihmaline dayanmayan sözleşmeye aykırı davranışlarından dolayı işçiye bir sorumluluk yüklenemeyeceğinden işçinin davranışlarından kaynaklanan geçerli fesih nedeninden de bahsedilemez.
İşçinin davranışlarından ve yeterliliğinden kaynaklanan nedenler, aynı yasanın 25. maddesinde belirtilen nedenler yanında, bu nitelikte olmamakla birlikte, işyerlerinde işin görülmesini önemli ölçüde olumsuz etkileyen nedenlerdir. İşçinin davranışlarından veya yetersizliğinden kaynaklanan nedenlerde, iş ilişkisinin sürdürülmesinin işveren açısından önemli ve makul ölçüler içinde beklenemeyeceği durumlarda, feshin geçerli nedenlere dayandığını kabul etmek gerekecektir.
İşçinin davranışlarına dayanan fesih, herşeyden önce, iş sözleşmesinin işçi tarafından ihlal edilmesini şart koşmaktadır. Bu itibarla, önce işçiye somut olarak hangi sözleşmesel yükümlülüğün yüklendiği belirlendiği, daha sonra işçinin, hangi davranışı ile somut sözleşme yükümlülüğünü ihlal ettiğinin eksiksiz olarak tespit edilmesi gerekir. Şüphesiz, işçinin iş sözleşmesinin ihlali işverene derhal feshetme hakkını verecek ağırlıkta olmadığı da bu bağlamda incelenmelidir. Daha sonra ise, işçinin isteseydi yükümlülüğünü somut olarak ihlal etmekten kaçınabilip kaçınamayacağının belirlenmesi gerekir. İşçinin somut olarak tespit edilmiş sözleşme ihlali nedeniyle işverenin işletmesel menfaatlerinin zarar görmüş olması şarttır.
İşçinin yükümlülüklerinin kapsamı bireysel ve toplu iş sözleşmesi ile yasal düzenlemelerde belirlenmiştir. İşçinin kusurlu olarak (kasden veya ihmalle) sebebiyet verdiği sözleşme ihlalleri, sözleşmenin feshi açısından önem kazanır. Geçerli fesih sebebinden bahsedilebilmesi için, işçinin sözleşmesel yükümlülüklerini mutlaka kasıtlı ihlal etmesi şart değildir. Göstermesi gereken özen yükümlülüğünün ihlal edilerek ihmali davranış ile ihlali yeterlidir. Buna karşılık, işçinin kusuruna dayanmayan davranışları, kural olarak işverene işçinin davranışlarına dayanarak sözleşmeyi feshetme hakkı vermez. Kusurun derecesi, iş sözleşmesinin feshinden sonra iş ilişkisinin arzedebileceği olumsuzluklara ilişkin yapılan tahminî teşhislerde ve menfaatlerin tartılıp dengelenmesinde rol oynayacaktır.
İşçinin iş sözleşmesini ihlal edip etmediğinin tespitinde, sadece asli edim yükümlülükleri değil; kanundan veya dürüstlük kuralından doğan yan edim yükümlülükleri ile yan yükümlerin de dikkate alınması gerekir. Sadakat yükümü, sözleşmenin taraflarına sözleşme ilişkisinden doğan borçların ifasında, karşı tarafın şahsına, mülkiyetine ve hukuken korunan diğer varlıklarına zarar vermeme, keza sözleşme ilişkisinin kapsamı dışında sözleşme ile güdülen amacı tehlikeye sokacak özellikle karşılıklı duyulan güveni sarsacak her türlü davranıştan kaçınma yükümlülüğünü yüklemektedir. İşçinin sadakatsizlik düzeyine ulaşmayan, yetersiz bir bağlılık düzeyinde kalan, iş ilişkisinde bulunması gereken güven temelini çökertmeyen buna karşılık objektif olarak değerlendirildiğinde işverenin güvenini sarsacak davranışları ise geçerli fesih nedenidir.
İşçinin iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini kusurlu olarak ihlal ettiğini işveren ispat etmekle yükümlüdür.
Yan yükümlere itaat borcu, günümüzde dürüstlük kuralından çıkarılmaktadır. Buna göre, iş görme edimi dürüstlük kuralının gerektirdiği şekilde ifa edilmelidir. İşçinin davranışlarından kaynaklanan fesih sebebi, işçinin kusurlu bir davranışını şart koşar.
Somut uyuşmazlıkta, davacı işçi muhasebeci olarak çalışmıştır. Görev tanımı içerisinde nakit, kredili, veresiye tüm satışları gün sonunda kayıtlara girerek kredi kartı sliplerinin toplanarak muhafaza edilmesi, kayıtların gerçek duruma uygun olarak tutulması cari kayıtların işlenmesi ve gün sonunda (Z) raporunun çıkartılması, faturaların işlenmesi ve cari hesapların takip edilmesi, günlük muhasebe dosyasının ertesi gün muhasebe müdürlüğüne teslim etmesi v.b görevler mevcuttur. Davalı işverence davacının iş akdi oluşan kasa açığını kooperatif muhasebesini yanıltmaya aracılık oluşturacak şekilde birlikte toplu hareket ederek kredi kartından kapatılmasına aracı olduğu 25/II-e maddesine göre doğruluk ve bağlılığa aykırı eylemde bulunduğu gerekçesiyle haklı nedenle feshedilmiştir. Tanık beyanları ile de sabit olduğu üzere çeşitli nedenlerle oluşan kasa açıklarının gün sonunda denetlenip ilgilisinden tahsili
yoluna gidilmediği, uzunca bir süre bu şekilde oluşan açıkların biriktiği ve İdari binadan gelen görevlinin muhasebede denetim yapması üzerine de istasyon şefinin kredi kartı arayışına girerek davacıdan kredi kartı istediği ve davacının kredi kartıyla kasa açığının kapatılmasını sağladığı, yetkili tarafından yüklü satış gözüken işlemde kredi kartı slibinin pompacıdan istenilmesi üzerine kredi kartından çekilen 1.300,00 TL tutarın akaryakıt satışı olmayıp kasa açığı olduğunun anlaşıldığı, kasa açığının rızaları olmamasına rağmen pompacılardan tahsil edildiği, veya ücretlerinden kesildiği, tüm bu olaylarda görev tanımına uygun hareket etmeyen davacının kusurlu olduğu davacının eylemi sonucunda işverenin güveninin sarsıldığı, kendisine menfaat sağlamasa dahi güven probleminin doğduğu ve aynı olay sonrası istasyon şefi .."nin iş akdinin geçerli nedenle feshedilmesi üzerine işverenin eşit işlem borcuna aykırı davranarak işlem tesis etmesi nedeniyle feshin geçerli nedene dayandığı anlaşılmakla; davanın reddi yerine yazılı şekilde kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Yukarıda açıklanan sebeplerle 4857 sayılı Kanunun 20/3. maddesi gereğince mahkemece verilen kararın bozularak ortadan kaldırılması ve Dairemizce aşağıda yazılı hükmün kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda belirtilen sebeplerle;
1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Alınması gereken 27,70 TL karar harcından peşin yatırılan 24.30 TL"nin mahsubu ile eksik alınan 3.40 TL bakiye harcın davacıdan tahsili ile Hazine"ye gelir kaydına,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT"ne göre 1.500,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davalı tarafça yapılan 111.65 TL masrafın davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Artan gider ve delil avansının ilgilisine iadesine,
8-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, 10.06.2015 gününde oybirliğiyle KESİN olarak karar verildi.