Abaküs Yazılım
8. Daire
Esas No: 2020/3741
Karar No: 2022/2231
Karar Tarihi: 31.03.2022

Danıştay 8. Daire 2020/3741 Esas 2022/2231 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2020/3741 E.  ,  2022/2231 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    SEKİZİNCİ DAİRE
    Esas No : 2020/3741
    Karar No : 2022/2231


    DAVACI : … A.Ş.
    VEKİLİ : Av. …

    DAVACI : … Bakanlığı
    VEKİLİ : Av. ...

    DAVANIN KONUSU :
    Dava, 29/05/2013 tarih ve 28661 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan, Milli Eğitim Bakanlığı Özel Motorlu Taşıt Sürücüleri Kursu Yönetmeliği'nin
    1- 4. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendinin,
    2- 7. maddesinin 1. fıkrasının,
    3- 14. maddesinin 2. fıkrasının,
    4- 17. maddesinin 2. fıkrasının (d) bendinin,
    5- 18. maddesinin 2. ve 3. fıkralarının,
    6- 20. maddesinin 1. fıkrasının,
    7- Geçici 1. ve 2. maddelerinin,
    8- 50. maddesinin ve
    9- Yönetmeliğin ekinde yer alan Ek-3 ve Ek-4'ün iptali istemiyle açılmıştır.

    DAVACININ İDDİALARI :
    29/05/2013 günlü, 28661 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Özel Motorlu Taşıt Sürücüleri Kursu Yönetmeliği'nin 4. maddesinin (ç) bendinin, 7. maddesinin 1. fıkrasının, 14. maddesinin 2. fıkrasının, 17. maddesinin 2. fıkrasının (d) bendinin, 18. maddesinin 2. ve 3. fıkralarının, 20. maddesinin, Geçici 1. maddesinin, Geçici 2. maddesinin, 50. maddesinin ve Yönetmeliğin ekinde yer alan Ek-3 ve Ek-4'ün; dava konusu edilen Yönetmelik maddeleri ile 1989 yılından beri yatırım yaparak kurumsallaşmış olan kurumlarının usulsüz çalışanlar karşısında haksız rekabetle karşı karşıya bırakıldığı, Yönetmelik ve Standartlar Yönergesi’nde 24 yıldır “direksiyon eğitim alanının” yapılmasının şart olmasına karşılık, dava konusu edilen maddelerden 4/ç, 7/1, 18/2 ve 18/3. maddeleri ile 5580 sayılı Kanun, Standartlar Yönergesi’nde ve 24 yıldır uygulanan Yönetmelikte yer almamasına ve dünyada similatörle acemi bir insana direksiyon eğitimi veren bir ülke bulunmamasına rağmen “eğitim similatörü” ifadesinin getirildiği, sürücü kurslarında trafiği ve aracı hiç öğrenmemiş insanların ders aldığı, davalı idarenin direksiyon eğitim alanlarını denetleyemeyip sanal bir aletle direksiyon eğitimi verdirmeye kalktığı, davalı bakanlıkça 18/3. maddede düzenleme yapılacağı belirtilmesine rağmen bu düzenlemenin dünyadaki hangi örnek alınarak, ne zaman ve hangi bilimsel veriye göre yapılacağının belirtilmediği, Avrupa Birliği ülkelerince “B” sınıfı sürücü sertifikasının ders saati 20 ile 35 saat arasında belirlenmişken ülkemizde 12 saate indirildiği, trafiğe çıkıncaya kadar similatör veya direksiyon eğitimi alanında çalışılır gibi sanal bir ifade ile yapılan hatanın kapatılmaya çalışıldığı, Yönetmeliğin böyle uygulanması halinde trafik kazalarının bir inat uğruna %15-20’lere çıkacağı, direksiyon eğitim alanı yaptırılmadan yüzlerce yeni sürücü kursunun açılmasına vesile olunarak telafisi imkansız haksız rekabet durumlarının ortaya çıkacağı, 7/1. maddedeki değişiklikle 67 saat olan teorik ders süresinin 30 saate düşürülmesinin ülkemizdeki sürücü belgesi alanların yaklaşık %55’inin ilkokul veya ikinci kademe halk eğitim kursu mezunu olmaları sebebiyle trafik, ilkyardım, motor ve araç tekniği derslerini sadece sürücü kurslarında öğrenen bu kimselerin öğrenme imkanlarını sınırlayacağı, kurslarda çalışan yaklaşık 4000 motor ve araç tekniği öğretmenine sormadan dersliklerin ortadan kaldırılarak ve en önemlisi ders saatlerinin süresi konusunda Talim Terbiye Kurulu’nun konusunda uzman bilim adamlarına bu konuda yaptırılmış bir bilimsel çalışma olmadan düzenleme yapma yoluna gidildiği, 14/2. maddesiyle direksiyon dersine devam etmeyenlere telafi dersi getirilerek teorik derse girmeyenler için böyle bir düzenleme yapılmamasının eşitlik ilkesine aykırı olduğu, 17. maddesinin 2. fıkrasının (d) bendinin; araçlara getirilen yaş sınırının maliyetlerini attıracağı, araçların yetkili kuruluşlarca muayenesi yapılacağından yaş sınırı konulmasının gerekmediği, kursu Yönetmeliğe uygun hale getirmenin 400 ile 600 bin TL arasında yatırımı gerektirdiği, kursların elinde 20 yaşın üzerinde 6000'e yakın ağır vasıta bulunduğu, 20. maddede ders çalışma saatlerinin 07:00 ile 23:00 saatleri olarak düzenlendiği, her il valiliğince resmi çalışma saatlerinin ilan edileceği ve dolayısıyla resmi görevlilerin belirtilen saatlerde görev ve denetim yapabileceği, bu maddenin usulsüzlüklere davetiye çıkardığı, Yönetmelikte 4 saat gece eğitimi denildiği için saat 17:00 ye 4 saat eklenmek suretiyle eğitim süresinin saat 21:00’de sona ermesi gerektiği, Geçici 1. maddedeki düzenleme ile müktesep hakka sahip kişilerin bu haklarına tecavüz edilmesinin Anayasa’ya aykırı olduğu, Yönetmeliğin yayımı tarihinden sonra belge alanlardan böyle bir yaptırımın istenebileceği, Geçici 2. madde ile verilmiş yasal sertifikaların iptali uygulamasının getirilmesinin Anayasa ve yasalara aykırı olduğu, sertifikasını sürücü belgesine belirli sürede dönüştürmeyen kişilere yeniden telafi eğitimi getirilerek sorunun Anayasa’ya uygun olarak çözülebileceği, Yönetmelik ekinde yer alan Ek-3 ve Ek-4 ile direksiyon sınavları değerlendirilmesinin 100 tam puan üzerinden yapılacağının yürürlüğe konduğu ancak değerlendirme yapacak profesyonel sınav yapıcılarının yetiştirilmediği, şu an milli eğitim müdürlüklerinin 5 saat ders vererek sınav sorumlusu görevi verdiği okul öğretmenlerince sınavların değerlendirildiği, Avrupa Birliği’nde profesyonel sınav yapıcıların 280 saatlik eğitimden sonra sınava tabi tutularak sınav değerlendirmesinde sorumlu oldukları, davalı idarenin böyle bir çalışmasının olmadığı, Talim Terbiye Kurulu’nca da 100 puan yönünde alınmış bir kararın bulunmadığı, ülkemizde davalı idarenin sorumluluğunda yapılan hiçbir sınavda 100 puan değerlendirmesinin yapılmadığı ve 2918 ve 5580 sayılı Kanun’larda da böyle bir hüküm bulunmadığı ileri sürülerek iptalleri istenilmektedir.


    DAVALININ SAVUNMASI :
    Usul yönünden; davacının dilekçenin konu kısmında iptalini talep ettiği maddelerin bir kısmının sonuç bölümünde iptalini istemediği gibi sonuç kısmında iptalini talep ettiği maddelerin bir kısmını da dilekçenin konu kısmında saymadığı, hangi maddenin hangi gerekçelerle hukuka aykırı olduğunu ifade etmediği, soyut ve genel bir ifade ile sadece yönetmelik değişikliğine karşı olduğunu göstermek için dava açtığı, dolayısıyla dava dilekçesinin bu hususlar nedeniyle reddine karar verilesi gerektiği savunulmaktadır.
    Esas yönünden ise; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 123/2. maddesi uyarınca verilen açık yetki ile sürücü kurslarını sahip olması gereken kriterleri belirleme yetkisinin bakanlıklarına ait olduğu, yönetmeliğin kamu ve özel birçok kuruluşun görüşleri alınarak kamu yararı ve hizmet gereklerine uygun olarak hazırlandığı, direksiyon eğitimi derslerinde sürücü kurslarına bir seçenek tanınarak, eskiden beri kullanılagelen direksiyon eğitimi alanları yanında similatör ile de sürücülerin eğitilmeleri imkanı getirilerek teknik değişikliklere ayak uydurulduğu, sürücü kurslarına sanal ortamda oluşturulan farklı senaryolarda etkin ve verimli eğitim verme imkanı getirilerek acemi sürücülerin verebileceği zararlara karşı trafik güvenliğini sağlamaya yönelik bir çalışma gerçekleştirildiği, yapılaşmanın giderek arttığı günümüzde kursların boş arsa bulup direksiyon eğitim alanı olarak kiralamak için fahiş ücret ödemelerinin, direksiyon eğitim alanı bulamayan kursların da kapanma tehlikesiyle karşı karşıya gelmelerinin engellendiği, eski yönetmelik ve standartlar yönergesinde similatörün bulunmadığı ileri sürülmekte ise de; bahsedilen kanun maddesi uyarınca bakanlıklarına sürücü kurslarının öğretim ve eğitim konuları ile metodu, kurs süreleri, kurlar için eğitim ve öğretimde kullanılacak bina, araç, gereç ve teçhizatın nitelik ve niceliğini belirmek görevi verildiği ve similatör uygulamasının da bu kapsamda dava konusu edilen yönetmelik düzenlemesi ile getirildiği, davacının iddiasının aksine, direksiyon eğitim alanları, dinlenme tesisleri ve direksiyon eğitim similatörüne ilişkin esasların 17.08.2012 tarih ve 8106 sayılı makam olur ile yürürlüğe giren Özel Eğitim Kurumları Standartlar Yönergesi’nin 29 v.d maddelerinde belirlendiği, Yönetmelik gereğince eğitim ve öğretim plan ve programlarının Talim Terbiye Kurulu bünyesinde faaliyet gösteren alanında uzman bilim adamlarınca kabul edildiği, sürücü kurslarından motor başta olmak üzere kurs programlarına ilişkin konuların fazla detaylı olduğu ve azaltılması gerektiği şeklinde gelen talepler neticesinde eskiden sürücülerin bilmesi gereken bir çok konunun sürücü kursları programlarından çıkarıldığı, sürücü eğitim süreleri konusunda Türkiye ile diğer ülkeler karşılaştırıldığında Türkiye’deki sürücü eğitim süresinin dava konusu yönetmelik değişikliğinden önce çok yüksek olduğu, ders saatlerinin düşürülmesi sonucu kurslarda mevcut olan bazı araç ve gereçlerin atıl duruma düştüğü ileri sürülmekte ise de; Standartlar Yönergesinde kursların sahip olması gereken asgari şartlardan söz edildiği, kursların kendi imkanları çerçevesinde yönergede yer alan standartlardan daha üstün donanıma sahip olmalarının mümkün olduğu, nüfusun, eğitim seviyesinin ve trafik bilincinin arttığı, yapılan araştırmalarda sürücü belgesi alanların %22'sinin ilkokul mezunu olduğunun tespit edildiği, teorik bilginin başka kaynaktan öğrenilmesi imkanı varken direksiyon eğitiminin niteliği gereği bizzat uygulama ile öğrenilebileceği, bu nedenle telafi programı imkanının düzenlendiği, bu şekilde belirleme yetkilerinin bulunduğu; 2918 sayılı Kanunun 123. maddesi gereğince, araçların özelliklerini belirleme yetkilerinin bulunduğu, kursların maliyeti azaltmak için hurda, trafik güvenliğini tehdit edecek araçlarla eğitim vermesinin önüne geçilmeye çalışıldığı, güvenlikli ve teknolojik araçlarla eğitim verilmesinin sağlanacağı, kurslara kayıtlı 20 yaşın üzerinde 1600 civarında araç bulunduğunun tespit edildiği, kolluk hizmetinin sürekli olduğu, direksiyon eğitimi dersi gece geç saatlerde de olsa her zaman denetim yapılabileceği, Geçici 1. madde ile ülkedeki eğitim seviyesinin artması nedeniyle kurslarda yöneticiler için lisans, eğitim personeli için ise yüksekokul mezunu olma şartının getirilerek eski yönetmelikten yeni yönetmeliğe geçerken bir geçiş hükmü getirildiği, aradan uzun zaman geçtikten sonra sertifikaların dönüştürüldüğü, bu durumun da adayların bilgi ve yeterlilikleri hususunda tereddüt oluşturduğu, dönüştürme sürecinde kapanan sürücü kursları nedeniyle sorunlar çıktığı; bu nedenle sertifikaların sürücü belgesine dönüştürülebilmeleri için süre öngörüldüğü, direksiyon eğitiminde 100 puan uygulamasının bulunmadığı, formlarda belirtildiği üzere, davranış değerlendirmesi yoluyla değerlendirme yapıldığı, sınav yapıcıların 26.08.2013 tarih ve 2203655 sayılı Genelge’nin 18. maddesi gereğince 120 saatlik eğitimden geçirildikleri, yürürlük tarihini düzenleyen 50. maddede de hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.

    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
    DÜŞÜNCESİ : Davanın kısmen karar verilmesine yer olmadığı, kısmen iptal, kısmen reddi gerektiği düşünülmektedir.

    DANIŞTAY SAVCISI : …
    DÜŞÜNCESİ : Dava, 29/05/2013 günlü, 28661 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Özel Motorlu Taşıt Sürücüleri Kursu Yönetmeliği'nin 4. maddesinin (ç) bendinin, 7. maddesinin 1. fıkrasının, 14. maddesinin 2. fıkrasının, 17. maddesinin 2. fıkrasının (d) bendinin, 18. maddesinin 2. ve 3. fıkralarının, 20. maddesinin, Geçici 1. maddesinin, Geçici 2. maddesinin, 50. maddesinin ve Yönetmeliğin ekinde yer alan Ek-3 ve Ek-4'ün; dava konusu edilen Yönetmelik maddelerinin iptali istemiyle açılmıştır.
    Danıştay Onbeşinci Dairesinin 25/05/2016 tarih ve E:2016/909, K:2016/3768 sayılı kararıyla, 29/05/2013 günlü, 28661 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Özel Motorlu Taşıt Sürücüleri Kursu Yönetmeliği'nin 4. maddesinin (ç) bendi, 7. maddesinin 1. fıkrası, 14. maddesinin 2. fıkrası, 17. maddesinin 2. fıkrasının (d) bendi, 18. maddesinin 2. ve 3. fıkraları, 20. maddesi, 50. maddesi, Geçici 2. maddesi, Yönetmelik'in ekinde yer alan Ek-3 ve Ek-4 yönünden davanın REDDİNE, Geçici 1. maddesinin ise İPTALİNE, karar verilmiş olup : Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 20/02/2020 gün ve 2019/1809 K:2020/423 sayılı kararıyla Dairece, dava konusu düzenlemeler yapılırken İçişleri Bakanlığının uygun görüşünün alınıp alınmadığı hususu araştırıldıktan sonra yeniden bir karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozulduğu, Danıştay 8. Dairesinin 12/11/2020 günlü ara kararıyla bu hususun sorulduğu, verilen cevaptan görüşün alındığı anlaşılmaktadır.
    Bu durumda,Yönetmeliğin 4. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendi yönünden;
    Eğitim metodunu belirleme yetkisini haiz idarece motorlu taşıt sürücüleri kurslarında direksiyon eğitimi derslerinde yeni kullanılacak olan simülatörün tanımının yapılmasında hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
    Yönetmeliğin 7. maddesinin 1. fıkrası yönünden;
    Öğretim ve eğitim konuları ile metodu ve kurs sürelerini belirleme konusunda takdir yetkisini haiz idare tarafından yapılan düzenlemede kamu yararına, hizmet gereklerine ve hukuka aykırılık bulunmamaktadır
    Yönetmeliğin 14. maddesinin 2. fıkrası yönünden;
    Kursa kaydolan kursiyerlerin derslere devam etmelerinin esas olduğu belirtilerek herhangi bir nedenle derse devamın sağlanamaması halinde nasıl bir yol izleneceğinin gösterildiği, direksiyon eğitiminin teorik eğitime göre farklılık arz ettiği, verilen eğitimin niteliği gereği derslere devam edilmemesi ihtimali tamamen ortadan kaldırılarak kati surette kursiyerin direksiyon eğitiminden yararlanmasını sağlamak amacıyla eğitim ve öğretimin metodunu belirleme yetkisini haiz idare tarafından düzenleme yapıldığı,
    Motorlu taşıt sürücü kurslarında verilen teorik eğitim ile uygulamayı gerektiren direksiyon eğitiminin farklı nitelikte olması nedeniyle telafi programının direksiyon eğitiminde öngörülürken teorik derslerde öngörülmemesinde kamu yararına, eşitlik ilkesine ve hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
    Yönetmeliğin 17. maddesinin 2. fıkrasının (d) bendi yönünden;
    Direksiyon eğitim ve sınav aracı olarak kullanılacak araçlara ilişkin yaş sınırı getiren düzenleme bakımından davalı idarenin, eğitim ve öğretimde kullanılacak araçların niteliğini belirleme yetkisinin bulunduğu, yaşının büyük olması nedeniyle kullanımı da güçleşen araçların direksiyon eğitimlerinde kullanılmamasının kursiyerlere kolaylık sağlayacağı, bununla birlikte trafik güvenliğine de katkıda bulunacağı hususları göz önünde bulundurulduğunda, dava konusu düzenlemede kamu yararına, hizmet gereklerine ve hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
    Yönetmeliğin 18. maddesinin 2. ve 3. fıkrası yönünden;
    Yönetmeliğin 18. maddesinin 2. fıkrasında, direksiyon eğitimlerinde kullanılabilecek olan simülatörlerin taşıması gerek özelliklere, 3. fıkrasında ise kursların, direksiyon eğitim alanlarını ve dinlenme tesisleri ile direksiyon eğitim simülatörüne ilişkin şartların Genel Müdürlükçe belirlenerek internet sayfasında yayınlanan standartlara uygun şekilde düzenleyecekleri kurallarına yer verildiği,
    Anılan fıkrada öngörüldüğü şekilde Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan 11/09/2013 tarih ve 2415748 sayılı makam oluru ile değişiklik yapılan, özel öğretim kurumlarının bütün bölümleri ile kullanılacak araç gereçlerin standartlarını belirlemeyi amaçlayan Özel Öğretim Kurumları Standartlar Yönergesi'nin 29. ve devamı maddelerinde motorlu taşıt sürücüleri kurslarının standartlarının düzenlendiği; bu durumda, dava konusu fıkralarda hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
    Yönetmeliğin 20. maddesinin 1. fıkrası yönünden;
    Çalışma saatlerinde Yönetmeliğin 20. maddesinin 1. fıkrasında yer alan şekilde değişiklik yapmanın idarenin takdirinde olup hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
    Yönetmeliğin Geçici 2. maddesi yönünden;
    Yönetmeliğin Geçici 2. maddesinde, "Bu Yönetmeliğin yayımı tarihinden önce, düzenlenmiş olan sürücü sertifikaları bu Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl içinde sürücü belgesine dönüştürülür. Süresi içerisinde sınıfına uyan sürücü belgesi ile değiştirilmeyen sertifikaların geçerliliği sona erer." kuralının yer aldığı,
    Sürücü kursundaki eğitimlerini tamamlayan sürücü adaylarına eğitim veren kurslar tarafından sürücü belgesi almalarına esas olmak üzere sertifika düzenlendiği, mülga Motorlu Taşıt Sürücüleri Kursu Yönetmeliği'nde sertifikaların sürücü belgesine dönüştürülmesi için süre öngörülmezken dava konusu Yönetmelik'te sertifikaların dönüştürülmesi için idarenin düzenliliğini sağlamak, faaliyetine son veren kurslar tarafından verilen sertifikaların geçerliliği hususundaki tereddütleri en aza indirmek amacıyla süre sınırı getirilmesinde kamu yararına, hizmet gereklerine ve hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
    Yönetmeliğin 50. maddesi yönünden;
    Yönetmeliğin 50. maddesinde, Yönetmeliğin yayımı tarihinde yürürlüğe gireceğinin belirtildiği, kamu hizmetini yürütmekle yükümlü olan idare tarafından belirlenen tarihte kamu yararına ve hukuka aykırılık bulunmamaktadır
    Yönetmeliğin ekinde yer alan Ek-3 ve Ek-4 yönünden;
    Ek-3'ün "A1", "A2" veya "H Motosiklet" sınıfları için; Ek-4'ün ise, "B", "C", "D", "E", "F" veya "H (Otomobil)" sınıfları için doldurulmak üzere "Direksiyon Eğitimi Dersi Sınavı Değerlendirme Formu" olarak düzenlendiği,
    Davacı tarafından, direksiyon sınavının 100 (yüz) puan üzerinden değerlendirilmesinin hukuka aykırı olduğu ileri sürülmekte ise de, davalı idare tarafından yalnızca teorik dersler için bu şekilde bir puanlama sisteminin öngörüldüğü, direksiyon sınavının değerlendirmesinin ise, sınav esnasında uygulama ile yapılacağı bu nedenle dava konusu eklerde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
    Yönetmeliğin Geçici 1. maddesi yönünden;
    Yönetmeliğin Geçici 1. maddesinde, "Bu Yönetmeliğin yayımı tarihinden önce, özel motorlu taşıt sürücüleri kurslarında yöneticiler hariç en az bir yıl eğitim personeli olarak görev alan veya halen görevde bulunan eğitim personelinin özlük hakları saklıdır." düzenlemesine yer verildiği,
    İdare tarafından eski Yönetmelik döneminde en az bir yıl görev almış kişiler ile yeni Yönetmeliğin yayım tarihi itibariyle halen görevde bulunan kişilerin özlük haklarını korumak suretiyle bir geçiş hükmü getirilirken, eski Yönetmelik döneminde eğitim personeli olabilecekken, getirilen yeni Yönetmelik uyarınca eğitim personeli olarak çalışma şansı kalmayan, henüz çalışmaya başlamamış fakat idarenin açtığı kursları tamamlayarak sertifika almış kişilerin geçiş hükmü kapsamına alınmamasının haklı beklenti ve eşitlik ilkesine aykırı olduğu sonucuna varılmıştır.
    Açıklanan nedenlerle, Yönetmeliğin Geçici 1. maddesinin iptali, 4. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendi, 7. maddesinin 1. fıkrası, 14. maddesinin 2. fıkrası, 17. maddesinin 2. fıkrasının (d) bendi, 18. maddesinin 2. ve 3. fıkraları, 20. maddesinin 1. fıkrası, Geçici 2. maddesi, 50. maddesi ve Yönetmeliğin ekinde yer alan Ek-3 ve Ek-4 yönünden ise davanın reddi gerektiği, düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    HUKUKİ SÜREÇ :
    Dava, 29/05/2013 tarih ve 28661 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan, Milli Eğitim Bakanlığı Özel Motorlu Taşıt Sürücüleri Kursu Yönetmeliği'nin 4. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendinin, 7. maddesinin 1. fıkrasının, 14. maddesinin 2. fıkrasının, 17. maddesinin 2. fıkrasının (d) bendinin, 18. maddesinin 2. ve 3. fıkralarının, 20. maddesinin 1. fıkrasının, Geçici 1. ve 2. maddelerinin, 50. maddesinin ve Yönetmeliğin ekinde yer alan Ek-3 ve Ek-4'ün iptali istemiyle açılmıştır.
    Danıştay Onbeşinci Dairesinin 25/05/2016 gün ve 2016/909, K:2016/3768 sayılı kararıyla Milli Eğitim Bakanlığı Özel Motorlu Taşıt Sürücüleri Kursu Yönetmeliği'nin 4. maddesinin (ç) bendi, 7. maddesinin 1. fıkrası, 14. maddesinin 2. fıkrası, 17. maddesinin 2. fıkrasının (d) bendi, 18. maddesinin 2. ve 3. fıkraları, 20. maddesi, 50. maddesi, Geçici 2. maddesi, Yönetmelik'in ekinde yer alan Ek-3 ve Ek-4 yönünden davanın reddine, Geçici 1. maddesinin ise iptaline karar verilmiş olup, İdari Dava Daireleri Kurulunun 20/02/2020 gün ve E:2019/1809 K:2020/423 sayılı kararıyla, dava konusu düzenlemeler yapılırken İçişleri Bakanlığının uygun görüşünün alınıp alınmadığı hususu araştırıldıktan sonra yeniden bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulduğu, Dairemizin 12/11/2020 günlü ara kararıyla, dava konusu düzenlemeler yapılırken İçişleri Bakanlığı'nın uygun görüşünün alınıp alınmadığının sorulmasına, alınmış ise bu hususa ilişkin tüm bilgi ve belgelerin onaylı ve okunaklı birer örneğinin gönderilmesinin istenilmesine karar verilmiş olup, ara karar cevaplarından İçişleri Bakanlığı'nın 04/03/2013 tarih ve 34298 (32060) sayılı yazısı dava konusu düzenlemeler için görüş bildirildiği anlaşılmış olup, ara kararı cevabı da dikkate alınarak işin esası incelendi.

    İNCELEME VE GEREKÇE:
    USUL YÖNÜNDEN:
    Davalı idarenin usule ilişkin iddiası kabul edilmeyerek işin esasına geçilmiştir.

    ESAS YÖNÜNDEN:
    İlgili Mevzuat:
    2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun "Sürücü adaylarının sınavları ile sürücü belgelerinin verilmesi esasları" başlıklı 42. maddesinin 3. fıkrasında, "Sürücülerin eğitimleri ve sınavları, eğitimlerin ve sınavların süresi, içeriği ve yapılacağı yerlerin özellikleri, sınav yapıcıların nitelikleri ve eğitimi ile diğer usul ve esaslar İçişleri Bakanlığının uygun görüşü alınarak Millî Eğitim Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikle belirlenir." hükmüne yer verilmiştir.
    Anılan Kanun'un "Sürücü kursları" başlıklı 123. maddesinin 2. fıkrasında da, "Sürücü kurslarının sürücü belgesi cinslerine göre sınıflandırılması, hangi sınıf kursun kimler tarafından açılabileceği, öğretim ve eğitim konuları ile metodu, kurs süreleri, kurslar için eğitim ve öğretimde kullanılacak bina, araç, gereç ve teçhizatın nitelik ve niceliği, teminat miktarları, sertifika sınavlarının esas ve usulleri, sertifika aranmayacak sürücü belgesi sınıfları ve bunların sınavları İçişleri Bakanlığının uygun görüşü üzerine Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığınca çıkartılan yönetmelikle belirlenir." hükmü yer almaktadır.


    Dava Konusu Yönetmeliğin 4. maddesinin (ç) bendi, 7. maddesinin 1. fıkrası, 17. maddesinin 2. fıkrasının (d) bendi, 18. maddesinin 2. ve 3. fıkraları, 20. maddesi, geçici 2. maddesi, Yönetmelik'in ekinde yer alan Ek-3 ve Ek-4 yönünden incelenmesi;
    İçişleri Bakanlığı'nın, 04/03/2013 tarih ve 34298 (32060) sayılı yazısı ile bildirilen görüş bildirim formunda dava konusu Yönetmeliğin 4. maddesinin (ç) bendi, 7. maddesinin 1. fıkrası, 17. maddesinin 2. fıkrasının (d) bendi ile diğer maddelere ilişkin olumsuz görüş bildirilmediği anlaşıldığından madde esaslarının incelenmesine geçilmiştir.
    - Dava konusu Yönetmeliğin; dava tarihindeki 4. maddesinin (ç) bendi; "Direksiyon eğitim simülatörü: Kursiyerlere, akan trafikte eğitim alacak düzeye ulaşılmasını sağlamak amacıyla bilinçli araç kullanımının temel unsurlarını kazandırıp, gerçekçi bir trafik akışı ile eğitim almalarını sağlayan yazılım ve donanımı," şeklinde düzenlenmiş olup, eğitim metodunu belirleme yetkisini haiz idarece motorlu taşıt sürücüleri kurslarında direksiyon eğitimi derslerinde yeni kullanılacak olan simülatörün tanımının yapılmasında hukuka ve mevzuata aykırılık görülmemiştir.
    Her ne kadar dava konusu Yönetmeliğin; 4. maddesinin (ç) bendinin karar tarihi itibariyle güncel halinde; "(Değişik ibare:RG-19/10/2017- 30215) Eğitim dönemi: Teorik ve direksiyon eğitimi derslerinin toplam süresini," değişiklik yapılmış ise de, (c) bendi ile; "Direksiyon eğitim simülatörü: Kursiyerlere, akan trafikte eğitim alacak düzeye ulaşılmasını sağlamak amacıyla bilinçli araç kullanımının temel unsurlarını kazandırıp, gerçekçi bir trafik akışı ile eğitim almalarını sağlayan yazılım ve donanımı," aynı maddenin karar tarihi itibariyle güncel halinde de devamının sağlandığı görüldüğünden dava konusu madde yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekmektedir.
    - Yönetmeliğin "Sertifika sınıflarının eğitim süreleri" başlıklı 7. maddesinin 1. fıkrasında; "Bütün sertifika sınıflarında trafik ve çevre dersi 16, ilk yardım dersi 8, araç tekniği dersi 6 saat teorik olarak verilir. Direksiyon eğitim derslerine ise direksiyon usta öğreticisi tarafından kursiyerin akan trafikte eğitim alacak düzeye ulaştığına karar verilinceye kadar direksiyon eğitim alanında veya simülatör üzerinde devam edilir." düzenlemesi yer almaktadır.
    Mülga 03.02.1987 gün ve 19361 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Motorlu Taşıt Sürücüleri Kursu Yönetmeliği'nin 6. maddesinde; sürücü kurslarında verilecek teorik dersler; ilkyardım dersi, trafik mevzuatı ve kuralları dersi, motor ve araç tekniği dersi ile uygulama şeklindeki direksiyon eğitimi dersi olarak sayıldığı, ders saatlerinin standart değil sertifika sınıflarına göre farklı düzenlendiği, teorik ders saatlerinin en az 30, en fazla 56 saat olduğu, en çok tercih edilen "B" sınıfı sertifika için 56 saat teorik ders zorunluğunun bulunduğu, direksiyon eğitimi derslerinin ise en az 10 saat olduğu görülmektedir.
    26.10.1992 tarih ve 21387 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Motorlu Taşıt Sürücüleri Kursu Yönetmeliğinin Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkında Yönetmeliğin 2. maddesinde ders saatlerinde değişiklik yapılarak bu kez teorik ders saatleri en az 32, en fazla 63 saat olarak belirlenmiştir.
    Dava konusu değişiklik ile teorik dersler; trafik ve çevre dersi, ilk yardım dersi, araç tekniği dersi olarak değiştirilmiş, ders saatleri ise azaltılmış; direksiyon eğitimi derslerinde ise herhangi bir saat sınırı belirlenmemiştir.
    Değişiklikten önce Avrupa ülkeleri ile kıyaslandığında en çok teorik ders saatinin ülkemizde olduğu gerçeği ile karşılaşılmaktadır. Sürücü kurslarında; kursiyerlerin tanıdık olmadığı, müfredatından şikayetçi oldukları motor dersi kaldırılarak sürücülerin aracın teknik özelliklerini tanıyarak gerekli bakım ve onarımını yapmaları/yaptırmaları, trafikte iken yaşayacakları problemleri pratik yollarla çözebilmeleri için gereken bilgilerin verilmesinin amaçlandığı; trafik ve çevre dersi eğitim programı içerisinde, trafik psikolojisi, trafik mevzuatı, trafik kazaları ve cezalar, araçların tescili ve muayeneleri, teknik şartları, sürücü belgeleri ve sürücülerle ilgili hususların düzenlendiği, Milli Eğitim Bakanlığı Talim Terbiye Kurulu Başkanlığının 04.06.2013 tarih ve 50 sayılı kararı ile söz konusu ders programlarının kabul edildiği görülmektedir.
    Direksiyon eğitimi derslerinde ise kursiyerin akan trafikte eğitiminden önce direksiyon eğitim alanında veya simülatör üzerinde eğitim verileceği düzenlenmiştir. Davacı tarafından direksiyon eğitim alanında eğitilmeden trafiğe çıkan sürücülerin güvenliği olumsuz yönde etkileyeceği ileri sürülse de dava konusu düzenlemede; kursiyerlerin akan trafiğe çıkmadan önce eğitilmelerinin zorunlu olduğu, söz konusu direksiyon eğitiminin iki aşamalı öngörüldüğü ve kursiyer ile bire bir çalışan usta öğreticiler tarafından akan trafiğe çıkabileceği konusunda kanaat oluşana dek eğitimlerin devam edeceği öngörülerek kursiyerleri ve usta öğreticileri kısıtlayan herhangi bir düzenleme yapılmamıştır.
    Ayrıca anılan düzenleme ile davalı idare tarafından direksiyon eğitim alanlarının kaldırılmasının öngörülmediği, Yönetmeliğin tamamı incelendiğinde de böyle bir sonuca varılamayacağı, kaldı ki mevzuatta da direksiyon eğitim alanının motorlu taşıt sürücü kursunda bulunması gereken bölümlerden biri olmaya devam ettiği; değişen ve gelişen günümüz koşullarına uygun olarak direksiyon eğitim alanları yanında simülatör kullanma imkanının da getirildiği, bu anlamda kurslara seçenek tanındığı görülmektedir.
    Kaldı ki dava tarihinde yürürlükte bulunan 17/08/2012 tarihli ve 8106 sayılı Makam Oluru ile yürürlüğe giren Özel Öğretim Kurumları Standartlar Yönergesinin 4. maddesinde; direksiyon eğitim alanının (Pist); motorlu taşıt sürücüleri kurslarının direksiyon eğitimi derslerinin yapılmasına uygun düzenlenmiş alanı ifade ettiği belirtilmekte; 29. maddesinin 1. fıkrasının 8. bendinde ise direksiyon eğitim alanı, motorlu taşıt sürücü kurslarında bulunması gereken bölümlerden biri olarak sayılmaya devam etmektedir.
    Bu durumda öğretim ve eğitim konuları ile metodu ve kurs sürelerini belirleme konusunda takdir yetkisini haiz idare tarafından yapılan düzenlemede kamu yararına, hizmet gereklerine ve hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmaktadır.
    Her ne kadar dava konusu Yönetmeliğin 7. maddesinin 1. fıkrasında; karar tarihi itibariyle güncel halinde "(Değişik:RG-5/12/2015-29553) Bütün sertifika sınıflarında trafik ve çevre dersi 16, ilk yardım dersi 8, araç tekniği dersi 6 ve trafik adabı dersi 4 saat teorik olarak verilir. Direksiyon eğitimi derslerine ise direksiyon eğitim alanında veya simülatör üzerinde 2 saatten az olmamak kaydıyla direksiyon usta öğreticisi tarafından kursiyerin akan trafikte eğitim alacak düzeye ulaştığına karar verilinceye kadar devam edilir. Bu düzeye gelen kursiyerlere akan trafikte en az verilecek direksiyon eğitimi ders süreleri aşağıdaki şekildedir:..." değişiklik yapılmış ise de davacının iddialarının daha çok, ders saatlerinin azaltıldığı, bunun öğrenme imkanlarını sınırlayacağına yönelik olduğu, değişiklik yapılan dava konusu maddenin güncel halinde ise davacının iddiasını karşılar nitelikte bir değişikliğin söz konusu olmadığı anlaşılmış olup dava konusu madde yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekmektedir.
    - Anılan Yönetmeliğin 17. maddenin (d) bendinde ise; "Direksiyon eğitim ve sınav aracı olarak kullanılacak bütün araçların yetkili kuruluşlarca muayenesinin yapılmış ve trafiğe çıkması uygun görülmüş olması ve mevsim şartlarına uygun donanıma sahip olması gerekmektedir. Bu araçlardan “A1”, “A2”, “H (motosiklet)”, “H (otomobil)” ve “B” sınıfı direksiyon eğitim ve sınav aracı olarak kullanılacaklar 10 yaşından, “C”, “D”, “E” ve “F” sınıfı direksiyon eğitim ve sınav aracı olarak kullanılacaklar 20 yaşından büyük olamaz. Araçların yaşı fabrikasından imal edildiği tarihten sonra gelen ilk takvim yılı esas alınarak hesaplanır." düzenlemesine yer verilmiştir.
    Davacı tarafından yaş sınırının motorlu taşıt sürücü kurslarının maliyetlerini arttıracağı ileri sürülerek iptali talep edilmekte ise de davalı idarenin, eğitim ve öğretimde kullanılacak araçların niteliğini belirleme yetkisinin bulunduğu, yaşının büyük olması nedeniyle kullanımı da güçleşen araçların direksiyon eğitimlerinde kullanılmamasının kursiyerlere kolaylık sağlayacağı, bununla birlikte trafik güvenliğine de katkıda bulunacağı hususları göz önünde bulundurulduğunda dava konusu düzenlemede kamu yararına, hizmet gereklerine ve hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
    Her ne kadar dava konusu Yönetmeliğin 17. maddenin (d) bendinde; karar tarihi itibariyle güncel halinde "Direksiyon eğitim ve sınav aracı olarak kullanılacak bütün araçların, yetkili kuruluşlarca muayenesinin yapılmış ve trafiğe çıkması uygun görülmüş olması ve mevsim şartlarına uygun donanıma sahip olması gerekir. Bu araçlardan “M”, “A1”, “A2”, “A”, “B1”, “B” ve “BE” sertifika sınıfı direksiyon eğitim ve sınav aracı olarak kullanılacaklar (Değişik ibare:RG-7/3/2017-30000) 12 yaşından, “C1”, “C1E”, “C”, “CE”, “D1”, “D”, “D1E”, “DE” ve “F” sertifika sınıfı direksiyon eğitim ve sınav aracı ile bu araçlara takılacak römork veya yarı römorklar (Değişik ibare:RG-7/3/2017-30000) 22 yaşından büyük olamaz. Direksiyon eğitim ve sınav aracının yaşı, fabrikada imal edildiği tarihte bir yaşında kabul edilerek hesaplanır." değişiklik yapılmış ise de davacının iddialarının, daha çok araçlara getirilen yaş sınırının maliyetlerini attıracağı, araçların yetkili kuruluşlarca muayenesi yapılacağından yaş sınırı konulmaması gerektiğine yönelik olduğu, değişiklik yapılan dava konusu maddenin güncel halinde ise davacının iddiasını karşılar nitelikte bir değişikliğin söz konusu olmadığı anlaşılmış olup dava konusu madde yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekmektedir.
    - Yönetmeliğin 18. maddesinin 2. fıkrasında; direksiyon eğitim simülatörünün; kursiyerlerin değerlendirilebilmesine ilişkin kriterler sunması, gerçek araç donanımlarına, algı ve refleks ölçen senaryolara sahip olması, her sürücü adayına ait eğitim kayıtlarını ve sonuçlarını arşivleyebilmesi gerektiği; 3. fıkrasında ise kursların; direksiyon eğitim alanlarını ve dinlenme tesisleri ile direksiyon eğitim simülatörüne ilişkin şartların Genel Müdürlükçe belirlenerek internet sayfasında yayınlanan standartlara uygun şekilde düzenleyecekleri kurallarına yer verilmiştir.
    Dava konusu 2. fıkrada direksiyon eğitimlerinde kullanılabilecek olan simülatörlerin taşıması gerek özelliklere yer verildiği; 3. fıkrada öngörüldüğü şekilde Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan, özel öğretim kurumlarının bütün bölümleri ile kullanılacak araç gereçlerin standartlarını belirlemeyi amaçlayan, dava tarihinde yürürlükte bulunan 17/08/2012 tarihli ve 8106 sayılı Makam Oluru ile yürürlüğe giren Özel Öğretim Kurumları Standartlar Yönergesinin 29 ve devamı maddelerinde motorlu taşıt sürücüleri kurslarının standartlarının düzenlendiği görülmektedir.
    Bu durumda dava konusu fıkralarda hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
    - Yönetmeliğin "Çalışma saatleri" başlıklı dava konusu 20. maddesinin 1. fıkrasında; "Teorik ve direksiyon eğitimi derslerinin çalışma saatleri, haftanın bütün günlerinde 07:00 ile 23:00 saatleri arasında kursiyerlerin talep ve ihtiyacına göre kurs müdürlüğünce tespit edilir. Gece eğitimleri gün batımından sonra başlar. Bu saatler il milli eğitim müdürlüklerince “Özel MTSK Modülü”ne girilir." düzenlemesi yer almaktadır.
    Mülga Motorlu Taşıt Sürücüleri Kursu Yönetmeliği'nin aynı başlıklı 25. maddesinde; çalışma saatlerinin 08.00 ile 21.30 arasında, kursiyerlerin talep ve ihtiyacına göre kurs müdürlüğünce tespit edileceği düzenlenmekteyken çalışma saatlerinin başlangıç ve sonlanmasında değişiklik yapıldığı görülmektedir.
    Çalışma saatlerinde bu şekilde bir değişiklik yapmanın idarenin takdirinde olduğu, ayrıca gece saatinin daha geç bir saate ötelenmesinin yapılacak eğitimlerde kursiyerler için zamanı belirlemek hususunda kolaylık sağlayacağı, davacının iddia ettiği anlamda resmi çalışma saatlerinin sona ermesi nedeniyle eğitimin denetlenmemesi gibi bir durumun söz konusu olmadığı, idarenin sürekliliği ilkesi çerçevesinde böyle bir kural getiren idarenin denetim mekanizmasını da bu yönde geliştireceği, bu nedenle dava konusu düzenlemede kamu yararına, hizmet gereklerine ve hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmaktadır.
    - Yönetmeliğin "Geçmiş dönem sertifikalarının geçerlilik süresi" başlıklı Geçici 2. maddesinde; "Bu Yönetmeliğin yayımı tarihinden önce, düzenlenmiş olan sürücü sertifikaları bu Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl içinde sürücü belgesine dönüştürülür. Süresi içerisinde sınıfına uyan sürücü belgesi ile değiştirilmeyen sertifikaların geçerliliği sona erer." düzenlemesi yer almaktadır.
    2918 sayılı Kanunun "Sürücü adaylarında aranacak şartlar" başlıklı 41. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendinde; sürücü belgesi alacakların sürücü kurslarında teorik ve uygulamalı eğitimini tamamlayıp sürücü sınavlarını başararak, motorlu taşıt sürücüsü sertifikası almış olmalarının zorunlu olduğu hüküm altına alınmış; 42. maddesinin 2. fıkrasında; uygulamalı sürücü eğitimini sürücü kurslarından alan ve teorik sınavda başarılı olanlar Millî Eğitim Bakanlığınca yapılacak uygulamalı sürücü sınavına girmeye hak kazanacakları; bu sınavda da başarılı olanlara motorlu taşıt sürücüsü sertifikası verileceği; son fıkrasında ise sürücü sertifikalarının, sınıfına uygun sürücü belgelerine dönüştürülmedikçe sahiplerine karayolunda araç kullanma yetkisi vermeyeceği, sürücü sertifikasını sürücü belgesine dönüştürmeden karayolunda araç kullandığı tespit edilen sürücüye ve bu kişilere araç kullandıran araç sahibine de tescil plakası üzerinden aynı miktarda idari para cezası verileceği; Karayolları Trafik Yönetmeliği'nin "Sürücü belgelerinin düzenlenmesi, kişiselleştirilmesi ve teslimiyle ilgili usul ve esaslar"ı düzenleyen 81. maddesinin 2. fıkrasında ise sürücü belgesinin düzenlenebilmesi için; geçerli motorlu taşıt sürücü sertifikası, adli sicil kaydı, sürücü olur sağlık raporu, sürücü belgesi harcı, sürücü belgesi değerli kağıt bedeli, diğer kanuni paylar, parmak izi, kan grubu bilgisi ile sertifika sahibinin fotoğraf ve imzası Emniyet Genel Müdürlüğünce, Millî Eğitim Bakanlığı ve ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile gerçek veya özel hukuk tüzel kişilerinden güvenli elektronik sistem üzerinden alınacağı, sürücü adayının trafik tescil birimlerine bizzat müracaat şartı aranmadan, sürücü belgesi merkezi sistemle kişiselleştirilerek basılacağı, ilgililerin beyan etmiş oldukları adreslerine posta yoluyla gönderileceği, 4. fıkrasının (a) bendinde motorlu taşıt sürücü sertifikasının karşılığı olan sürücü belgesine dönüştürülebilmesi için herhangi bir trafik tescil kuruluşuna müracaat edileceği, (b) bendinde trafik tescil kuruluşuna müracaat sırasında; ikinci fıkrada belirtilen bilgi ve belgelerden ilgili kurumlardan elektronik sistem üzerinden temin edilenler dışında kalan bilgi ve belgeler sürücü adayı tarafından temin ve ibraz edileceği, son fıkrasında ise bu madde kapsamında beyan veya ibraz edilen bilgi ve belgeler sürücü sertifikasının geçerlilik süresi kadar geçerli olup gerektiğinde bu bilgi ve belgelerin doğruluğu araştırılabileceği, verilen bilgi ve belgelerin gerçeği yansıtmadığının tespiti halinde 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 204 üncü ve devamı maddeleri gereğince işlem yapılacağı kurala bağlanmıştır.
    Dava konusu Yönetmeliğin "Sertifikaların sürücü belgesine dönüştürülmesi" başlıklı 45. maddesinde ise kursu başarı ile bitiren kursiyerlerin, sertifikalarını kursun bulunduğu mahaldeki trafik tescil şubelerine, kurs mahallinde trafik tescil şubesi bulunmaması hâlinde ise o yerleşim biriminin bağlı bulunduğu il veya ilçedeki trafik tescil şubesine, sınıfına uyan sürücü belgesi ile değiştirilmek üzere en geç iki yıl içinde başvuracakları, süresi içerisinde sınıfına uyan sürücü belgesi ile değiştirilmeyen sertifikaların geçerliliği sona ereceği, sertifikalar sürücü belgesiyle değiştirilmedikçe karayolunda araç kullanılamayacağı düzenlenmiştir.
    Yukarıda aktarılan mevzuatın incelenmesinden; sürücü kursundaki eğitimlerini tamamlayan sürücü adaylarına eğitim veren kurslar tarafından sürücü belgesi almalarına esas olmak üzere sertifika düzenlendiği, mülga Motorlu Taşıt Sürücüleri Kursu Yönetmeliğinde sertifikaların sürücü belgesine dönüştürülmesi için süre öngörülmezken dava konusu Yönetmelikte; sertifikaların dönüştürülmesi için idarenin düzenliliğini sağlamak, faaliyetine son veren kurslar tarafından verilen sertifikaların geçerliliği hususundaki tereddütleri en aza indirmek amacıyla süre sınırı getirildiği anlaşılmaktadır.
    Bu durumda dava konusu düzenlemede kamu yararına, hizmet gereklerine ve hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmaktadır.
    Her ne kadar dava konusu Yönetmeliğin Geçici 2. maddesinin karar tarihi itibariyle güncel halinde "(Değişik:RG-28/5/2015-29369) Bu Yönetmeliğin yayımı tarihinden önce, düzenlenmiş olan sürücü sertifikaları 3/7/2015 tarihi mesai saati sonuna kadar sürücü belgesine dönüştürülür. Verilen bu süre içerisinde sınıfına uyan sürücü belgesi ile değiştirilmeyen sertifikaların geçerliliği sona erer." değişiklik yapılmış ise de davacının iddialarının, telafi eğitimi getirilerek sorunun çözülebileceği, mevzuata uygun verilmiş sertifikaların iptali sonucunu doğuracağına yönelik olduğu, değişiklik yapılan dava konusu maddenin güncel halinde ise davacının iddiasını karşılar nitelikte bir değişikliğin söz konusu olmadığı anlaşılmış olup dava konusu madde yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekmektedir.
    - Yönetmeliğin ekleri Ek-3 ve Ek-4 incelendiğinde; Ek-3'ün "A1", "A2" veya "H Motosiklet" sınıfları için; Ek-4'ün ise "B", "C", "D", "E", "F" veya "H (Otomobil)" sınıfları için doldurulmak üzere "Direksiyon eğitimi dersi sınav değerlendirme formu" olarak düzenlendikleri görülmektedir.
    Dava konusu Yönetmeliğin 28. maddesinin 2. fıkrasında; direksiyon eğitimi dersi sınavlarında (EK-3) ve (EK-4) kullanılacağı, sınavların akan trafikte, “A1”, “A2” ve “H (motosiklet)” sınıfı sertifikanın sınavı ise akan trafikte ve (EK-7) krokide belirtilen şekilde düzenlenmiş alanda yapılacağı, sınavlarda başarı gösterenlere Özel Motorlu Taşıt Sürücüsü Sertifikası (EK-6) verileceği; 4. fıkrasında ise teorik derslerin tamamı için bir sınav yapılarak tek notla 100 tam puan üzerinden değerlendirileceği, sınavda 70 ve üzeri puan alan kursiyerler başarılı sayılacağı, direksiyon eğitimi dersi sınavlarının 32, 33, 34, 35 ve 36 ncı madde hükümlerine göre yapılarak, (EK-3) ve (EK-4) “Direksiyon Sınavını Değerlendirme Formu”na göre değerlendirileceği kurallarına yer verilmektedir.
    Davacı tarafından direksiyon sınavının 100 (yüz) puan üzerinden değerlendirilmesinin hukuka aykırı olduğu ileri sürülmekte ise de yukarıda aktarılan düzenlemelere göre davalı idare tarafından yalnızca teorik dersler için bu şekilde bir puanlama sisteminin öngörüldüğü, direksiyon sınavının değerlendirmesinin ise sınav esnasında uygulama ile yapılacağı bu nedenle dava konusu eklerde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmaktadır.
    Ayrıca Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü'nün 12.08.2014 tarih ve 3342624 sayılı "MTSK Yönetmelik ve Yönerge'de Yaşanan Tereddütlerle İlgili Açıklamalar" konulu Genelgesinde direksiyon eğitimi dersi sınavında sınav sürecini kontrol edecek ve denetleyecek personelin 120 veya 96 saatlik eğitimi tamamlamaları gerektiği, "Sınav Sorumlusu ve Yetki Belgesi" olmayanlara sınav uygulama ve değerlendirme komisyonlarında görev verilmeyeceği kurala bağlanarak bu görevleri ifa edecek personelde aranan niteliklere yer verildiği görülmektedir.
    Dava konusu Yönetmeliğin ekleri Ek-3 ve Ek-4 incelendiğinde; Ek-3 Direksiyon Eğitimi Dersi Sınavı Değerlendirme Formunda 07/03/2017 tarih 30000 sayılı, 22/02/2018 tarih ve 30340 sayılı Resmi Gazete ile; Ek-4 Direksiyon Eğitimi Dersi Sınavı Değerlendirme Formunda ise 12/09/2019 tarih ve 30886 sayılı Resmi Gazete ile değişiklik yapıldığı ancak davacının iddiasını karşılar nitelikte bir değişikliğin söz konusu olmadığı anlaşılmış olup dava konusu madde yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekmektedir.

    Dava konusu Yönetmeliğin Geçici 1. maddesi ve 50. maddesinin incelenmesi;
    İçişleri Bakanlığı'nın, 04/03/2013 tarih ve 34298 (32060) sayılı yazısı ile bildirilen görüş bildirim formunda dava konusu Yönetmeliğin 50. maddesi hariç, diğer maddeye ilişkin olumsuz görüş bildirilmediği anlaşıldığından madde esaslarının incelenmesine geçilmiştir.
    - Yönetmeliğin "Eğitim personeli" Geçici 1. maddesi incelendiğinde;
    Söz konusu maddede; "Bu Yönetmeliğin yayımı tarihinden önce, özel motorlu taşıt sürücüleri kurslarında yöneticiler hariç en az bir yıl eğitim personeli olarak görev alan veya halen görevde bulunan eğitim personelinin özlük hakları saklıdır." düzenlemesine yer verilmiştir.
    İdarenin, Avrupa Birliği müzakereleri ve ülkemizde karayolları trafiği alanında yaşanan olumsuz durumları göz önünde bulundurarak kaliteli ve nitelikli motorlu taşıt sürücüsü yetiştirilmesi amacıyla gerekli düzenlemeleri yapma ve karar alma konusunda yetkisinin bulunduğuna kuşku bulunmamakla birlikte, idare tarafından bu yönde yapılacak düzenlemelerde eşitlik ilkesi, kazanılmış hak ilkesi ve haklı beklenti ilkesi gibi idare hukuku ilkelerini göz önünde bulundurulması gerektiği de açıktır.
    Anayasanın 2. maddesinde Türkiye Cumhuriyeti, bir hukuk devleti olarak nitelendirilmiştir. Hukuk devleti, eylem ve işlemleri hukuka uygun, insan haklarına dayanan, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren, Anayasa 'ya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, hukuku tüm devlet organlarına egemen kılan, Anayasa ve hukukun üstün kurallarıyla kendini bağlı sayıp yargı denetimine açık olan devlettir.
    Hukuk Devleti'nin unsurlarından biri olan hukuk güvenliği, diğer bir ifadeyle "güvenin korunması ilkesi"; ilgilinin hukuki durumunun süreceğine olan güveni dolayısıyla hayal kırıklığına uğratılmaması anlamına gelir. Güvenin korunması, her zaman mevcut bir hukuki durumun dokunulmazlığı anlamında olmasa da, her düzenleme değişikliğinde idarenin göz önünde bulundurması gereken bir husustur.
    Halkın Devlete olan güveninin korunması da ancak hukuk güvenliğinin sağlanmasıyla mümkündür.
    Bu yönüyle, Hukuk Devleti'nin önemli bir unsuru olarak hukuk güvenliği, yalnızca hukuk düzeninin değil, aynı zamanda belirli sınırlar içinde, bütün Devlet davranışlarının, az çok, önceden öngörülebilir olması anlamını taşır. Hukuki güvenlik sadece bireylerin devlet faaliyetlerine duyduğu güven değil, aynı zamanda yürürlükteki mevzuatın süreceğine duyulan güveni de içerir.
    Gerek yargı kararları, gerek öğretideki ortak tanımlamalara göre "haklı beklenti"; idarenin ister bir taahhüt, isterse uzun süren bir uygulamasına güvenerek olsun, bireylerin çıkarlarına ya da lehlerine olan bir sonuca ulaşabileceklerini ümit etmeleridir. Yeni düzenlemenin hukuki istikrarı bozmaması, hakların kullanılmasını zorlaştırmayacak ya da doğmuş olan haklarının hiçe sayılması anlamına gelecek şekilde tasarlanmaması gerekmektedir.
    Haklı beklentinin korunması, idarenin takdir yetkisini kullandığı alanlarda söz konusu olduğundan, kamu yararının ağır bastığı bu gibi durumlarda haklı beklentiden söz edilemeyeceği ve idarenin eşitlik ve adalet ilkesine aykırı uygulamalarının yönetilenler açısından haklı beklenti yaratmayacağı da tartışmasızdır.
    Bu bağlamda, idare tarafından eski Yönetmelik döneminde en az bir yıl görev almış kişiler ile yeni Yönetmeliğin yayım tarihi itibariyle halen görevde bulunan kişilerin özlük hakları korumak suretiyle bir geçiş hükmü getirilirken, eski Yönetmelik döneminde eğitim personeli olabilecekken, getirilen yeni Yönetmelik uyarınca eğitim personeli olarak çalışma şansı kalmayan henüz çalışmaya başlamamış ve fakat idarenin açtığı kursları tamamlayarak sertifika almış kişilerin geçiş hükmü kapsamına alınmamasının haklı beklenti ve eşitlik ilkesine aykırı bir düzenleme olduğu sonucuna varılarak dava konusu Yönetmelik maddesinde hukuka uyarlık görülmemiştir.
    Her ne kadar dava konusu Yönetmeliğin Geçici 1. maddesinin karar tarihi itibariyle güncel halinde "(Değişik:RG-27/8/2014-29101) (1) Bu Yönetmeliğin yayımı tarihinden önce, özel motorlu taşıt sürücüleri kurslarında (Mülga ibare:RG-5/12/2015-29553) (...) eğitim personeli olarak görev alan veya halen görevde bulunan eğitim personeli ile bu Yönetmeliğin yayımı tarihinden önce açılan Motorlu Taşıt Sürücüleri Direksiyon Eğitimi Öğreticiliği Modüler Programı kurslarına katılıp sertifika alan direksiyon usta öğreticilerinin özlük hakları saklıdır." değişiklik yapılmış ise de söz konusu değişikliğin Dairemizin 17/06/2014 gün ve E:2014/2184 sayılı yürütmenin durdurulması kararı sonrasında yapıldığı anlaşıldığından dava konusu madde yönünden iptal kararı verilmesi gerekmektedir.
    - Yönetmeliğin yayımı tarihinde yürürlüğe gireceğini gösteren 50. maddesine ilişkin olarak, İçişleri Bakanlığı'nın 04/03/2013 tarih ve 34298 (32060) sayılı yazısı ile bildirilen görüş bildirim formunda, Yönetmelik taslağında yürürlük maddesi olarak yer alan 54. maddesi için "Maliye ve İçişleri Bakanlıkları ile Sayıştay'ın görüşü alınarak hazırlanan bu Yönetmeliğin 17 nci maddesi yayımı tarihinden bir yıl sonra diğer maddeleri ise yayımı tarihinde yürürlüğe girer." teklifinde bulunulduğu ancak dava konusu düzenlemede bu hususa yer verilmediğinden, Karayolları Trafik Kanunu'nun 42/3 ve 123/2 maddelerinde belirtilen düzenleme gereği dava konusu Yönetmelik maddesinin İçişleri Bakanlığının uygun görüşü doğrultusunda çıkartılmadığı anlaşıldığından hukuka uyarlık görülmemiştir.
    Dava konusu Yönetmeliğin 14. maddesinin 2. fıkrasının incelenmesi;
    - Yönetmeliğin 'Kursa devam' başlıklı 14. maddesinin 2. fıkrasında; "Direksiyon eğitimi dersi ile her teorik ders için ayrı ayrı olmak üzere ders saati sayısının 1/5'inden fazla derse devam etmeyenlerin kurstan kayıtları silinir. Direksiyon eğitimi ders saati sayısının 1/5'i veya daha az devam etmeyenler için bir defaya mahsus olmak üzere kursiyerin durumu da dikkate alınarak o dönemde kurs müdürünün uygun göreceği bir zamanda devam etmediği süre kadar telafi programı uygulanır. Direksiyon eğitimi dersi telafi programları için kursiyerlerden devam ettikleri derslerin ücreti alınır." düzenlemesi yer almaktadır.
    Anılan maddede kursa kaydolan kursiyerlerin derslere devam etmelerinin esas olduğu belirtilerek herhangi bir nedenle derse devamın sağlanamaması halinde nasıl bir yol izleneceği gösterilmektedir.
    Dava konusu maddenin karar tarihinde yürürlükteki halinde ise; "(Değişik ibare:RG-7/3/2017-30000) Teorik derslerin toplam ders saati sayısının 1/5'inden fazla derse devam etmeyenlerin kurstan kayıtları silinir. (Ek cümle:RG-1/7/2018-30465) Ancak, eğitim personelinin izinli veya raporlu olması ve millî eğitim müdürlüğünce mazeretin uygun görülmesi halinde o günkü ders için telafi eğitimi yapılır. Direksiyon eğitimi ders saati sayısının 1/5'i veya daha az devam etmeyenler için bir defaya mahsus olmak üzere kursiyerin durumu da dikkate alınarak o (Değişik ibare:RG-19/10/2017- 30215) eğitim döneminde kurs müdürünün uygun göreceği bir zamanda devam etmediği süre kadar telafi programı uygulanır. Direksiyon eğitimi dersi telafi programları için kursiyerlerden devam ettikleri derslerin ücreti alınır." şeklinde düzenleme yapılmıştır.
    Davacı tarafından, direksiyon dersine katılmayanlar için telafi öngörülmesine rağmen teorik dersler için telafi programının öngörülmediği, bu durumun eşitlik ilkesine aykırı olduğu ileri sürülerek söz konusu maddenin iptali istenilmiş ise de, maddenin karar tarihinde yürürlükte bulunan şekliyle; teorik derslere katılmayan kursiyerler için, eğitim personelinin izinli veya raporlu olması ve millî eğitim müdürlüğünce mazeretin uygun görülmesi halinde o günkü ders için telafi eğitimi yapılacağı düzenlendiği ve yapılan bu değişiklik ile davacının talebini karşılar nitelikte teorik dersler için telafi eğitiminin düzenlenmiş olduğu görüldüğünden dava konusu Yönetmelik maddesi hakkında karar verilmesine yer olmadığına kararı verilmesi gerekmektedir.

    KARAR SONUCU:
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Dava konusu Yönetmeliğin Geçici 1. maddesi ve 50. maddesi yönünden oybirliğiyle iptaline,
    2. Dava konusu Yönetmeliğin 18. maddesinin 2. ve 3. fıkraları, 20. maddesi, geçici 2. maddesi, Yönetmelik'in ekinde yer alan Ek-3 ve Ek-4 yönünden oybirliğiyle, 4. maddesinin (ç) bendi, 7. maddesinin 1. fıkrası, 17. maddesinin 2. fıkrasının (d) bendi yönünden oyçokluğuyla davanın reddine,
    3. Dava konusu Yönetmeliğin 14. maddesinin 2. fıkrası yönünden oybirliğiyle karar verilmesine yer olmadığına,
    4. Dava kısmen karar verilmesine yer olmadığına, kısmen iptal, kısmen ret ile sonuçlandığından, aşağıda dökümü gösterilen … TL yargılama giderlerinin haklılık oranına göre hesaplanan 2/3 'ü karşılığı … TL'nin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine; yargılama giderlerinin haklılık oranına göre hesaplanan 1/3'ü karşılığı … TL'nin davacı üzerinde bırakılmasına,
    5. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca duruşmalı işler için öngörülen …-TL vekâlet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya, duruşmalı işler için öngörülen …-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine,
    6. Posta giderleri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra istemi halinde taraflara iadesine,
    7. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere,
    31/03/2022 tarihinde karar verildi.



    KARŞI OY:

    (X)- Dava, 29/05/2013 tarih ve 28661 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan, Milli Eğitim Bakanlığı Özel Motorlu Taşıt Sürücüleri Kursu Yönetmeliği'nin 4. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendinin, 7. maddesinin 1. fıkrasının, 14. maddesinin 2. fıkrasının, 17. maddesinin 2. fıkrasının (d) bendinin, 18. maddesinin 2. ve 3. fıkralarının, 20. maddesinin 1. fıkrasının, Geçici 1. ve 2. maddelerinin, 50. maddesinin ve Yönetmeliğin ekinde yer alan Ek-3 ve Ek-4'ün iptali istemiyle açılmıştır.
    Karayolları Trafik Kanunu'nun "Sürücü adaylarının sınavları ile sürücü belgelerinin verilmesi esasları" başlıklı 42. maddesinin 3. fıkrasında, "Sürücülerin eğitimleri ve sınavları, eğitimlerin ve sınavların süresi, içeriği ve yapılacağı yerlerin özellikleri, sınav yapıcıların nitelikleri ve eğitimi ile diğer usul ve esaslar İçişleri Bakanlığının uygun görüşü alınarak Millî Eğitim Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikle belirlenir." hükmüne yer verilmiştir.
    Anılan Kanun'un "Sürücü kursları" başlıklı 123. maddesinin 2. fıkrasında da, "Sürücü kurslarının sürücü belgesi cinslerine göre sınıflandırılması, hangi sınıf kursun kimler tarafından açılabileceği, öğretim ve eğitim konuları ile metodu, kurs süreleri, kurslar için eğitim ve öğretimde kullanılacak bina, araç, gereç ve teçhizatın nitelik ve niceliği, teminat miktarları, sertifika sınavlarının esas ve usulleri, sertifika aranmayacak sürücü belgesi sınıfları ve bunların sınavları İçişleri Bakanlığının uygun görüşü üzerine Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığınca çıkartılan yönetmelikle belirlenir." hükmü yer almaktadır.
    İçişleri Bakanlığı'nın 04/03/2013 tarih ve 34298 (32060) sayılı yazısında belirtilen görüş bildirim formu incelendiğinde, görüş ve değerlendirmede bulunulan veya teklif sunulan Yönetmelik taslağı maddeleri arasında dava konusu düzenlemeleri ilgilendiren 4.,7. ve 17. maddelerin bulunduğu, bu düzenlemeler yönünden Karayolları Trafik Kanunu'nunda belirtilen İçişleri Bakanlığı görüşüne uygunluk yönünden her bir maddenin ayrı ayrı irdelenmesi gerekmektedir.
    İçişleri Bakanlığı'nın 04/03/2013 tarih ve 34298 (32060) sayılı yazısında belirtilen görüş bildirim formunda, taslak maddede yer alan "Tanımlar" başlıklı 4. madde yönünden "Operatörlük belgesi" ve "Emniyet kemeri simülasyon cihazı" "başlıklı iki tanımın eklenmesinin teklif edildiği, ancak dava konusu Yönetmeliğin 4. maddesinde operatörlük belgesi tanımına yer verilmesine karşın, emniyet kemeri simülasyon cihazı tanımının yer almadığı dolayısıyla dava konusu maddenin İçişleri Bakanlığının görüşüne uygun olarak çıkartılmadığı, yine görüş bildirim formunda Yönetmelik taslağının "Sertifika sınıflarının eğitim süreleri" başlıklı 7/1 maddesi yönünden "...tüm sertifika sınıfları için mevcut yönetmelikteki direksiyon eğitim saatlerinin arttırılması, arttırılamıyorsa da mevcut halinin korunmasının uygun olacağı değerlendirilmektedir. Ayrıca 2012 yılında trafik kazalarında sürücü kurslarının %88 oranında olduğu ülkemizde sürücülerin direksiyon eğitim sürelerinin azaltılmasının uygun olmayacağı değerlendirilmektedir." şeklinde görüş ve değerlendirmede bulunulduğu ancak yayımlanan dava konusu Yönetmelik maddesinde bu husus değerlendirilmeksizin Yönetmelik taslağında belirtildiği şekliyle yayımlandığı, bu nedenle dava konusu maddenin İçişleri Bakanlığının görüşüne uygun olarak çıkartılmadığı, aynı şekilde görüş bildirim formunda Yönetmelik taslağının "Direksiyon eğitim araçları" başlıklı 17. maddesinde "...91/439 sayılı Avrupa Birliği mevzuatında, sürücü adaylarının beceri ve davranış testlerinde kullanılacak araç ekipmanları ile ilgili olarak, "Otomatik vitesli araçlar", motor ve tekerlek arasındaki dişli oranı sadece pedal veya frenleri kullanarak değiştirilebilen bir araç anlamına gelir şeklinde açıklanmış ve eğer bir sürücü adayının otomatik vitesli bir araç üzerinde beceri ve davranış testleri yapması durumunda, bu durumun sertifika üzerine kaydedileceği ve bu tür belgelerin sadece otomatik vitesli araçları sürmek için kullanılacağı belirtilmektedir. Bu kapsamda Yönetmelik Taslağında bu durumun da düzenlenmesi gerektiği değerlendirilmektedir." şeklinde görüş ve değerlendirilmede bulunulduğu ancak söz konusu hususun yayımlanan dava konusu Yönetmelik maddesinde belirtilmediği, bu nedenle dava konusu maddenin İçişleri Bakanlığının görüşüne uygun olarak çıkartılmadığı anlaşılmaktadır.
    Açıklanan nedenlerle dava konusu Yönetmeliğin 4. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendi, 7. maddesinin 1. fıkrasının ve 17. maddesinin 2. fıkrasının (d) bendinin Karayolları Trafik Kanunu'nun 42/3 ve 123/2 maddelerinde belirtilen İçişleri Bakanlığının uygun görüşü doğrultusunda çıkartılmadığından, Dairemizce reddine karar verilen Yönetmeliğin 4. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendi, 7. maddesinin 1. fıkrasının ve 17. maddesinin 2. fıkrasının (d) bendinin iptali gerektiği görüşüyle çoğunluk kararına katılmıyorum.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi