
Esas No: 2021/2558
Karar No: 2022/1210
Karar Tarihi: 04.04.2022
Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2021/2558 Esas 2022/1210 Karar Sayılı İlamı
DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU 2021/2558 E. , 2022/1210 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2021/2558
Karar No : 2022/1210
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ...
KARŞI TARAF (DAVALI) : ... Kurulu
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Beşinci Dairesinin 26/04/2021 tarih ve E:2017/943, K:2021/1255 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname'nin 3/1. maddesi uyarınca FETÖ ile irtibat ve iltisakının olduğu gerekçesiyle davacının meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına ilişkin Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun ... tarih ve ... sayılı kararının iptali ile bu karar nedeniyle yoksun kaldığı parasal ve özlük haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi ve 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin (6749 sayılı Kanun'un) Anayasa'ya aykırı olduğundan bahisle iptali talebiyle Anayasa Mahkemesine başvurulması istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Beşinci Dairesinin 26/04/2021 tarih ve E:2017/943, K:2021/1255 sayılı kararıyla;
Davalı idarenin usule ilişkin itirazları yerinde görülmeyip, davacının Anayasa'ya aykırılık iddiası ciddi bulunmayarak işin esasına geçilmiş;
"Maddi Olay ve Hukuki Süreç" ile "İlgili Mevzuat"a yer verilmiş; "Yargılamada İzlenen Usul ve Süreç", "FETÖ'ye İlişkin Tespit ve Değerlendirmeler", "Demokratik Anayasal Düzene Sadakat Yükümlülüğü", "Dava Konusu Edilen Kararın Hukuki Niteliği" başlıkları altında genel; "Kişiselleştirme ve Delillerin Değerlendirilmesi" başlığı altında hem genel hem de davacıya özel değerlendirmelerde bulunularak,
Davacı Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
Davacının, ceza yargılaması sonucunda ... Ağır Ceza Mahkemesinin .... tarih ve E..., K:... sayılı kararı ile silahlı terör örgütüne üyelik suçundan 6 yıl 10 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, Dairelerinin karar verdiği tarih itibarıyla UYAP ortamında yapılan inceleme sonucu anılan mahkumiyet kararının kesinleşmediğinin görüldüğü,
Davacı hakkındaki tanık beyanları yönünden, davacının örgütün içinde yer aldığına, örgütün yönlendirmesiyle katalog evliliği yaptığına, örgüt toplantılarına katıldığına, 2014 yılı HSK seçimlerinde örgütün sözde ''bağımsız'' adayları adına seçim çalışması yaptığına, örgüte ait evin grup sorumlusu olduğuna, bu kapsamda faaliyetlerde bulunduğuna ve diğer hususlara yönelik ifadeler ile davacının bu ifadelere karşı beyanlarının değerlendirilmesi sonucunda, davacının beyanlarına itibar edilmeyerek FETÖ ile süregelen bir ilişki içerisinde olduğunun değerlendirildiği,
Öte yandan, dava dosyasına davalı idare tarafından sunulan savunma eki belgeler incelendiğinde, davacının, FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu gerekçesiyle meslekten çıkarılmasına karar verilen ve tutuklanan bir kısım hakim savcıları savunur ve destekler mahiyette paylaşımlarda bulunduğunun görüldüğü, davacının sosyal medya paylaşımlarının tanık beyanları ile birlikte değerlendirildiğinde FETÖ/PDY terör örgütü ile iltisak ve irtibatına yönelik destekleyici bir unsur olduğu sonucuna varıldığı,
Dava dosyasında bulunan bilgi ve belgeler ile kararda yer verilen açıklamalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacının, FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu ve bu nedenle demokratik anayasal düzene sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, dava konusu kararla özel hayatına saygı hakkına yapılan müdahalenin AİHS ve Anayasa anlamında durumun gerektirdiği ölçüde bir tedbir niteliğinde olduğu anlaşıldığından dava konusu kararda hukuka aykırılık görülmediği,
Dava konusu kararda hukuka aykırılık görülmediğinden davacının bu karar nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesine yönelik isteminin de reddi gerektiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, görevden uzaklaştırma kararının kendisine tebliğ edilmediği, savunma hakkı verilmediği, yeniden inceleme yolunun da savunma niteliğinde kabul edilemeyeceği, hangi gerekçe ile görevden uzaklaştırıldığını bilemediği, belgelere erişemediği, kanunların geriye yürümezliği ilkesine aykırı işlem tesis edildiği, HSK tarafından bireyselleştirme yapılmadığı, Dairece makul sürede karar verilmediği, hükme esas alınan ceza yargılamasının eksik inceleme ile karara bağlandığı, yalnızca tanık beyanlarına dayandığı, aleyhinde beyanda bulunan tanıkların çeşitli menfaatler elde etmek amacıyla salt kendini kurtarma gayesi ile beyanda bulundukları, delillerin sabit olmadığı ve mahkumiyet kararının doğrulanmamış iddialara dayandığı, sadakat yükümlülüğüne aykırı davranmadığı, dava konusu işlemin Anayasa'nın 38. maddesine aykırı olduğu, bu işlemle Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6. maddesinde belirtilen bağımsız mahkeme ilkesinin, masumiyet karinesinin, 8. maddesindeki özel hayata saygı hakkının; öte yandan ayrımcılık yasağının, eğitim hakkının, mülkiyet hakkının, şeref ve itibara saygı hakkının, gerekçeli karar hakkının ihlal edildiği, hak arama özgürlüğü ve mahkemeye erişim hakkı kapsamında aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmemesi, aksi kanaat halinde bu giderlerin kararın kesinleşmesinden sonra davacı tarafından davalı idareye ödenmesi şeklinde hüküm kurulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Beşinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...'UN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Beşinci Dairesinin temyize konu 26/04/2021 tarih ve E:2017/943, K:2021/1255 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 04/04/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
