
Esas No: 2022/632
Karar No: 2022/1198
Karar Tarihi: 04.04.2022
Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2022/632 Esas 2022/1198 Karar Sayılı İlamı
DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU 2022/632 E. , 2022/1198 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2022/632
Karar No : 2022/1198
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Valiliği
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACILAR) : … mirasçıları;
1- …
2- …
3- …
4- …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: İstanbul ili, … Eğitim ve Araştırma Hastanesinde çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanı olarak görev yapan mütevaffa davacının, … Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesinde başhekimlik görevini yürüttüğü dönemde kamu zararına sebebiyet verdiğinden bahisle 32.430,04.-TL'nin 1 (bir) ay içerisinde rızaen ve sulh yoluyla ödenmesi, aksi takdirde 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümleri uyarınca hakkında yasal işlem başlatılacağına ilişkin … İl Sağlık Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı işleminin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla;
5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu'nun 71. maddesi ile anılan Kanun'a dayanılarak yayımlanan Kamu Zararlarının Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik'in 4, 7, 10, 13 ve 14. maddelerinde yer alan düzenlemeler belirtilerek;
Uyuşmazlık konusu olayda, hukuk aleminde etki doğuracak biçimde 32.430,04-TL'nin yasal faiziyle birlikte 1 (bir) ay içerisinde rızaen ve sulh yoluyla ödenmesi, aksi takdirde 6183 sayılı Kanun hükümleri uyarınca tahsil işlemlerine başlanacağına dair bir
işlem tesis edildiği, başka bir ifadeyle işlemde, kamu gücüne dayanılarak tahsil yoluna başvurulacağının ifade edildiğinin görüldüğü;
Bu durumda davalı idarenin davacıdan, ortaya çıktığı iddia olunan zarara ilişkin olarak Kamu Zararlarının Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik'te belirlenen usule uygun biçimde, (borcun miktarı, sebebi, doğuş tarihi, faiz başlangıç tarihi ödeme yeri, yedi günlük itiraz süresi, itiraz mercii belirtilerek) söz konusu tutarın tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde ödenmesinin istenmesi, ödemeyi kabul etmemesi halinde davacı hakkında genel hükümlere göre dava açılmak üzere ilgili mercilere durumun iletilmesinin gerekmesine karşın, anılan Yönetmelik'teki usule uyulmaksızın ve bambaşka bir hukuki yola girilerek 6183 sayılı Kanun hükümleri uyarınca tahsil işlemlerine başlanacağı yolunda tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı;
Kaldı ki 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 1. maddesinde de haksız fiilden doğan alacakların bu Kanun'un kapsamı dışında tutulduğu gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay İkinci Dairesinin 21/10/2020 tarih ve E:2020/1101, K:2020/3092 sayılı kararıyla;
Kamu zararından doğan alacakların, sorumlularca ve/veya ilgililerce rızaen veya sulhen ödenmesi suretiyle ya da genel hükümlere göre takibat yapılarak ve dava açılarak tahsil edileceği;
Bu durumda, somut uyuşmazlıkta, başhekimlik görevini yürüttüğü dönemde aynı zamanda harcama yetkilisi olan davacının yargı kararı sonucu ortaya çıkan faiz nedeniyle kamu zararına sebebiyet verdiğinden bahisle, oluşan kamu zararının talep edilmesine ilişkin dava konusu işlemin, Kamu Zararlarının Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik uyarınca tesis edildiği sonucuna varıldığı;
Buna göre, dava konusu işlemin, oluştuğu iddia edilen zararın rızaen ödenmesine çağrı niteliği taşıdığı, davacının istenen tutarı rızaen ödememesi halinde ise söz konusu miktarın resen tahsilinin mümkün bulunmadığı ve ancak genel hükümler uyarınca tahsil edilebileceği göz önüne alındığında, dava konusu işlemin idari davaya konu olabilecek kesin ve icrai nitelikte bir işlem olmadığı anlaşıldığından, davanın incelenmeksizin reddi yolunda karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilmesi suretiyle verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmadığı sonucuna varılarak ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi ısrar kararının özeti: ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; davalı idarenin, dava konusu işlemde yasal işlemlere başlanacağı yönündeki ikaz ifadesinin dışına çıkarak hukuken mümkün olmadığı halde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un tahsil hükümlerinin uygulanacağını davacıya bildirmesinin, hukuk düzeni dışında bir uygulamanın yapılacağını bildirir yanıltıcı bir ifade olduğu gerekçesi eklenmek suretiyle dava konusu işlemin iptali yolundaki ilk kararda ısrar edilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, ihtar mahiyetinde biri işlem tesis edildiği, bu nedenle davanın incelenmeksizin reddi gerektiği, benzer dosyalarda bu yönde kararlar verildiği, ayrıca uyuşmazlıkta adli yargının görevli olduğu, nitekim kamu zararı alacağının tahsili için ... Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açıldığı ve davanın derdest olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, İdare Mahkemesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'UN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile İstanbul 6. İdare Mahkemesi ısrar kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin ... İdare Mahkemesinin temyize konu … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının ONANMASINA,
3. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04/04/2022 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
X- ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının Danıştay İkinci Dairesinin 21/10/2020 tarih ve E:2020/1101 K:2020/3092 sayılı kararında yer alan gerekçe doğrultusunda bozulması gerektiği oyuyla, karara katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
