Abaküs Yazılım
4. Daire
Esas No: 2018/2563
Karar No: 2022/2122
Karar Tarihi: 04.04.2022

Danıştay 4. Daire 2018/2563 Esas 2022/2122 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2018/2563 E.  ,  2022/2122 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    DÖRDÜNCÜ DAİRE
    Esas No : 2018/2563
    Karar No : 2022/2122


    TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
    (… Vergi Dairesi Müdürlüğü
    VEKİLİ : Av. …
    KARŞI TARAF (DAVACI) : … İnşaat Otopark İşletmeciliği Gıda Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi
    İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Davacı adına, sahte fatura kullandığından bahisle vergi ziyaı cezalı olarak re'sen tarh edilen 2010/1,3,5,6,7,8,9,10,11 ve 12 dönemleri katma değer vergileri ile 2010 yılı için kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılması istenilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:… K:… sayılı kararda; davacının fatura aldığı Şişli Vergi Dairesi mükellefi … … , Küçükköy Vergi Dairesi mükellefi … İnşaat ve İnşaat Malz. San. Tic. Ltd. Şti. ile Kocamustafapaşa Vergi Dairesi mükellefi … hakkındaki tespitler, düzenledikleri faturaların sahte olduğunu ortaya koymaya yeterli olmadığından bu faturalara isabet eden cezalı tarhiyatta ve cezayı gerektiren fiilin tüm unsurları tamamlanmadan kesilen özel usulsüzlük cezasında hukuka uygunluk, davacının ilgili dönemde fatura aldığı diğer mükellefler tarafından düzenlenen faturaların ise gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmadığı anlaşıldığından bu faturalara isabet eden cezalı tarhiyatta hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiştir.
    Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve taraflarca ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurularının reddine karar verilmiştir.
    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Kararın aleyhe olan kısmının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
    TETKİK HÂKİMİ : …
    DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kısmen kabulü ile kısmen reddi gerektiği düşünülmektedir.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE :
    Davalı idarenin temyiz dilekçesinde özel usulsüzlük cezasına yönelik olarak ileri sürülen nedenler, kararın kabule ilişkin hüküm fıkrasının özel usulsüzlük cezasına dair kısmının bozulmasını sağlayacak nitelikte görülmemiştir.
    Davalı idarenin, kararın kabule ilişkin hüküm fıkrasının cezalı tarhiyata dair kısmına yönelik temyiz istemine gelince;
    213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 3/B maddesinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, 134. maddesinin 1. fıkrasında, vergi incelemesinden maksadın, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğu kurala bağlanmış, 359. maddesinin (b) bendinde ise gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belgeler, sahte belge olarak tanımlanmıştır.
    3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 29. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde; mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça faaliyetlerine ilişkin olarak, kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisinin indirilebileceği hükme bağlanmıştır.
    Katma değer vergisi, bünyesinde yer alan indirim müessesesiyle yansıtılabilir bir vergidir. Katma değer vergisi sisteminde mükellef ve sorumlu; üretim ve dağıtım kademeleri içinde, verginin tahsiline, indirimlerin yapılmasına, beyan edilip ödenmesine aracılık eder. Bu bakımdan indirim, mükellefiyete bağlı bir görev olduğu kadar aynı zamanda bir haktır. Katma değer vergisinde genel prensip, vergiye tabi teslimler üzerinden hesaplanan vergiden, alış faturalarında gösterilen verginin indirilmesidir. Katma değer vergisi indirimi hakkından yararlanabilmek için Kanun bazı şartların varlığını öngörmüştür. Bu şartların bir kısmı esasa, bir kısmı ise şekle ilişkindir. Katma değer vergisi, vergiyi doğuran olayın gerçekleşmesi halinde, zincirleme olarak kendi içinde otokontrol sistemi taşımaktadır.
    Kayıt ve belge nizamına uyulması ve faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanması halinde, mal teslimi veya hizmet ifasına bağlı olarak tahsil edilen katma değer vergisinden, mükelleflerin kendilerine yapılan teslim ve ifaya ilişkin olarak ödedikleri katma değer vergisini indirmeleri mümkün olup, aksi durumda, faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmadığının tespiti halinde, bu faturalarda yer alan katma değer vergisinin indirimi mümkün bulunmamaktadır.

    Buna göre, alış belgelerinde yer alan katma değer vergisinin indirim konusu yapılabilmesi için, alış faturası ya da benzeri vesikalarda ayrıca gösterilmesi ve bu vesikaların kanuni defterlere kaydedildiğinin tevsik edilmesinin yanında, söz konusu belgelerin gerçeği yansıtması da gerekmektedir.
    Yukarıda aktarılan mevzuat hükümlerine göre, uyuşmazlığın esasını, davacıya anılan faturaları düzenleyen firmaların düzenlediği faturaların, gerçek bir mal ve hizmet satışını içerip içermediği, dolayısıyla sahte olup olmadığı hususlarının tespiti oluşturmakta olup, uyuşmazlığın çözümü için söz konusu belgelerin hukuki mahiyetinin anlaşılabilmesi bakımından, bu belgeleri tanzim eden mükellefler hakkında yapılan incelemeler sonucunda tespit edilen hususların irdelenmesi gerekmektedir.
    Davacının ilgili dönemde fatura aldığı … hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı Vergi Tekniği Raporu'nda; mükellefin toptan elektrik malzemeleri ticareti yapmak üzere 11/12/2009 tarihi itibariyle vergi mükellefiyeti tesis ettirdiği, 16/12/2009 tarihinde yapılan yoklamada, işyerinde satışa hazır değerde 8.000,00 TL değerinde emtianın mevcut olduğu, 06/04/2010 tarihli yoklamada, mükellefin 1 işçi çalıştırdığı, iş yerinde toplam 7.000,00 TL değerinde emtia bulunduğu hususlarının tespit edildiği, ayrıca mükellefin yoklama tutanağında, açtığı iş yerinde durmadığını, genelde karşıda elektrik tesisat işi yaptığını ve kendisinin bu işten anlamadığını, dükkanda hemşerisinin durduğunu ve işletme işlerini başkalarının yaptığını ve kendisinin bu işi yapmaya yeterli olmadığını beyan ettiği, iş yeri adresine gönderilen defter/belge isteme yazısının 25/03/2010 tarihinde mükellefin bizzat kendisine tebliğ edilmesine karşın defter ve belgelerin incelemeye ibraz edilmediği, 26/04/2010 tarihi itibariyle vadesi geçmiş ve ödenmesi gereken vergi aslı borcunun 2.107,14 TL olduğu, mükellefin 2010/1-3 döneminde 172.928,09 TL mal ve hizmet aldığına dair beyanda bulunmasına karşın ilgili dönemlerde diğer mükelleflerin mükellefe 11.500,00 TL tutarında satış yaptıklarına ilişkin beyanlarının bulunduğu, 2010 yılı katma değer vergisi beyannamelerinde yer alan matrah toplamının 1.002.935,75 TL olmasına karşın, diğer mükelleflerin Ba formları ile mükelleften 5.600.931,00 TL alım yaptıklarını beyan ettikleri hususlarına yer verilerek, mükellefin düzenlemiş olduğu faturaların sahte belge niteliğinde olduğu belirtilmiştir.
    Yukarıdaki tespitlerin değerlendirilmesinden, mükellefin 5.600.931,00 TL hasılat elde edecek ticari organizasyona sahip olmadığı, Ba-Bs formları arasında önemli tutarda uyumsuzluğun bulunduğu, alımlarını kanıtlayamadığı, defter ve belgelerini incelemeye ibraz etmediği, açtığı iş yerinde durmadığını, genelde karşıda elektrik tesisat işi yaptığını ve kendisinin bu işten anlamadığını, dükkanda hemşerisinin durduğunu ve işletme işlerini başkalarının yaptığını ve kendisinin bu işi yapmaya yeterli olmadığını beyan ettiği dikkate alındığında, gerçek bir faaliyetinin bulunmadığı, dolayısıyla düzenlediği faturaların sahte belge niteliğinde olduğu sonucuna varılmıştır.
    Davacının fatura aldığı … İnşaat ve İnşaat Malz. San. Tic. Ltd. Şti. hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı Vergi Tekniği Raporu'nda; şirketin tuğla, kiremit, briket, kaldırım taşı vb. inşaat malzemeleri toptan ticareti faaliyetiyle iştigal etmek üzere mükellefiyet kaydı bulunduğu, defter ve belge isteme yazısının şirket müdürüne tebliğ edilmesine rağmen defter ve belgelerin incelemeye ibraz edilmediği, dolayısıyla şirketin defter tasdik bilgisine ulaşılamadığı, merkez iş yeri adresinde yapılan 12/10/2011 tarihli yoklamada, iş yerinin kapalı olduğu, şirket müdürüne telefon ile ulaşıldığı ve yeni irtibat bürosu adresinin tespit edildiği, yine merkez adresinde yapılan 26/10/2011 tarihli yoklamada, söz konusu adresin kapalı ve kilitli olduğu, adreste kimsenin bulunmadığı, irtibat bürosu olarak tespit edilen adreste yapılan 26/10/2011 tarihli yoklamada ise, adreste ticari faaliyetin olmadığı, demirbaşın ve çalışan ücretli işçinin bulunmadığı hususlarının tespit edildiği, 2009 yılı kurumlar vergisi beyannamesinin ve 2006/1-12, 2007/1-12 ve 2008/1-10 dönemlerine ilişkin katma değer vergisi beyannamelerinin verilmediği, 2008/10 ila 2011/8 dönemlerine ait katma değer vergisi beyannamelerinde ise yüksek tutarlı matrahlar beyan edildiği, şirketin 2006 ila 2011 takvim yıllarında düzenlediği faturalar nedeniyle sahte ve muhteviyatıcı itibarıyla yanıltıcı belge düzenleyenler listesine alınması ve 2004/13 sayılı Uygulama İç Genelgesi uyarınca mükellefiyetinin re'sen terkin edilmesi gerektiği tespitlerine yer verilmiştir.
    Yukarıda yer verilen tespitlerin birlikte değerlendirilmesinden, yapılan yoklamalarda şirketin yeterli fiziki kapasiteye, emtiaya ve ticari organizasyona sahip olmadığının tespit edilmesine rağmen yüksek tutarlı katma değer vergisi matrahları beyan edildiği, defter ve belge isteme yazısının şirket müdürüne tebliğ edilmesine rağmen şirketin defter ve belgelerinin incelemeye ibraz edilmediği hususları göz önünde bulundurulduğunda, mükellefin uyuşmazlık konusu dönemde davacıya düzenlediği faturaların sahte belge niteliğinde olduğu sonucuna varılmıştır.
    Davacının ilgili dönemde fatura aldığı … hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı Vergi Tekniği Raporu'nda; baca ve sanayi fırınlarının inşaatı ve kurulması faaliyetiyle iştigal etmek üzere mükellefiyet tesis ettirdiği, 30/09/2010 tarihi itibariyle işi bırakma bildirimi üzerine mükellefiyetinin sonlandırıldığı, defter ve belge isteme yazısının mükellefe adresinde ulaşılamaması nedeniyle tebliğ edilemediği, 29/06/2009 tarihli işe başlama yoklamasında, işyerinin 30 M² büro niteliğinde olduğu, muhtelif büro malzemelerinin bulunduğu, işçisinin ve muhasebecisinin bulunmadığı, 03/03/2010 tarihli yoklamada, yaklaşık 70.000,00 TL'lik malzeme bulunduğu, çalışanının olmadığının beyan edildiği, 21/10/2010 tarihli yoklamada, 30/09/2010 tarihi itibariyle işi bıraktığı, defterlerinin tasdik ettirildiği, ilgili dönem KDV beyanlarının verildiği, vadesi geçmiş vergi borcu bulunduğu, 2009 yılı KDV matrahının 1.294.310,00 TL, diğer mükelleflerce bildirilen alış tutarının 1.388.626,00 TL, 2010 yılı KDV matrahının 552.787,50 TL, diğer mükelleflerce bildirilen alış tutarının 584.767,00 TL olduğu, katma değer vergisi beyanları dikkate alındığında 1.835.782,27 TL'lik mal veya hizmet alışı olması gereken mükellefin Ba-Bs bildiriminde bulunmadığı ve başka mükellefler tarafından da kendisine satış yapıldığına dair Bs bildiriminde bulunulmadığı tespitlerine yer verilmiştir.
    Yukarıda yer verilen tespitler bir arada değerlendirildiğinde, özellikle yapılan yoklamalarda davacıya düzenlediği faturalar tutarında bir emtiaya veya işyeri organizasyonuna sahip olmadığının tespit edildiği, faaliyet konusu baca ve sanayi fırınlarının inşaatı ve kurulması olmasına rağmen davacıya düzenlenen faturaların içeriğinin hazır beton olduğu, faaliyete başladıktan kısa bir süre sonra yüksek tutarlı faturalar düzenlemesine rağmen işi bırakmasının ticari icaplara uygun olmadığı ve beyan ettiği matrahlar ile diğer mükelleflerin bildirimlerinin uyumsuz olduğu dikkate alındığında söz konusu mükellef tarafından düzenlenen faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmadığı sonucuna varılmıştır.
    Bu nedenle, söz konusu mükelleflerce düzenlenen faturalardan kaynaklanan cezalı tarhiyatta hukuka aykırılık, aksi yöndeki Vergi Dava Dairesi kararının belirtilen kısmında ise hukuka uygunluk bulunmamaktadır.

    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Temyiz isteminin kısmen kabul, kısmen reddine,
    2. … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının özel usulsüzlük cezasına dair kısmının oybirliğiyle ONANMASINA,
    3. Anılan Vergi Dava Dairesi kararının … ile … İnşaat ve İnşaat Malz. San. Tic. Ltd. Şti. tarafından düzenlenen faturalara isabet eden cezalı tarhiyata ilişkin kısmının oybirliğiyle, … tarafından düzenlenen faturalara isabet eden cezalı tarhiyata ilişkin kısmının ise oyçokluğuyla BOZULMASINA,
    4. Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 04/04/2022 tarihinde karar verildi.



    (X) KARŞI OY :
    Davalının temyiz dilekçesinde ileri sürülen hususlar kararın … 'dan alınan faturalardan kaynaklanan cezalı tarhiyata ilişkin kısmının bozulmasını gerektirir nitelikte görülmediğinden, kararın ilgili kısmının onanması gerektiği görüşüyle Daire kararına katılmıyoruz.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi