Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/4225
Karar No: 2018/3419
Karar Tarihi: 26.04.2018

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2017/4225 Esas 2018/3419 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2017/4225 E.  ,  2018/3419 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi


    Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 13.12.2005 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine bozmaya uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın açılmamış sayılmasına dair verilen 13.11.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Dava, İİK"nın 121. maddesi uyarınca alınan yetki belgesine dayalı olarak açılan ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.
    Davacı vekili, İİK"nın 121. maddesi gereğince aldığı yetki belgesine dayanarak davalı ...’ın borcundan dolayı muris ... adına kayıtlı elbirliği mülkiyetine konu 8 adet taşınmazın ortaklığının satış yoluyla giderilmesini istemiştir.
    Mahkemece, ilk kararda davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün temyizi üzerine, Yargıtay 6.Hukuk Dairesinin 26.12.2012 tarihli 2012/15399-2012/17450 esas karar sayılı ilamı ile davalılara yapılan tüm tebligatların usulsüz olduğu ve ...’a kayyım tayin edilerek davaya devam edildiğinden taraf teşkili sağlanması gereğince bozulmasına karar verilmiştir.
    Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
    Davacı ..., dava devam ederken vefat ettiğinden mirasçıları davaya devam etmişlerdir.
    Hükmü, davacılar vekili temyiz etmiştir. Davalı ... vekili ise, katılma yoluyla temyiz talebinde bulunmuştur.
    Bilindiği gibi HUMK"nun 409. maddesi; oturuma çağrılmış olmasına rağmen taraflardan hiçbirisinin gelmediği veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verileceği(HUMK. m.409/1), 3 ay içinde yenilenmediği takdirde davanın açılmamış sayılacağı(HUMK. m.409/5),ancak dosyanın işlemden kaldırılmasından sonra yenilenmesi halinde yargılamaya devam edilebileceği, ilk işlemden kaldırmadan sonrada davanın birden fazla takipsiz bırakılamayacağı, bu şekilde takipsiz bırakıldığında da yine HUMK"nun 409/5 maddesi hükmü gereği davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine ilişkin düzenleme içermektedir
    İrdelenmesi gereken bir diğer husus ise; bozma kararı ve bu karara mahkemece uyulmuş olması nedeniyle davacı yararına usuli kazanılmış hakkın oluşup oluşmadığıdır.
    Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununda, anılan ilkeye ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır. Ne var ki, “Usuli Kazanılmış Hak” davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ve öğretide kabul görmüş, usul hukukunun vazgeçilmez ana temellerinden olup, bir davada mahkemenin yada tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan bir hakkı ifade eder.
    Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile, bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak durumu oluşabilir.
    Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur. (4.2.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK)
    Yargıtay Hukuk Genel Kurulu usuli kazanılmış hakkı şu şekilde tanımlamıştır. “Bir davada mahkemenin veya tarafların yapmış oldukları bir usul işlemi nedeniyle taraflardan biri lehine, dolayısıyla diğeri aleyhine doğan ve gözetilmesi zorunlu olan hakka, usuli kazanılmış hak denilir. Örneğin mahkemenin Yargıtay bozma kararına uymasıyla bozma kararı lehine olan taraf bakımından kazanılmış hak doğar.
    Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen biçimde inceleme ve araştırma yapmak ve yine o kararda belirtilen hukuksal esaslar gereğince karar vermek yükümlülüğü oluşur. Bu itibarla mahkemenin sonraki hükmünün bozma kararında gösterilen ilkelere aykırı bulunması, usule uygun olmadığından bozma nedenidir.
    Bozma kararı ile dava, usul ve yasaya uygun bir hale sokulmuş demektir. Bozmaya uyulduktan sonra buna aykırı karar verilmesi usul ve yasaya uygunluktan uzaklaşılması anlamına gelir ki, böyle bir sonuç kamu düzenine açıkça aykırılık oluşturur. Mahkeme bozma kararında gösterilen biçimde inceleme yapmak ya da gösterilen biçimde yeni bir hüküm vermek zorundadır.
    Bu açıklamalar ışığında somut olaya gelince; Mahkemece; Yargıtay bozmasından önce 24/07/2006 tarihli celsede davacı vekilinin mazeret dilekçesi gönderdiği, mazeret dilekçelerine duruşma gününün tebliği için gerekli posta masrafını eklemediği, mazeret talebinin reddi ile dosyanın yenileninceye kadar 1. kez işlemden kaldırıldığı, yine 03/09/2007 tarihli celsede davacı vekilinin ekinde masraf içermeyen mazeret talebinin reddi ile dava dosyasının yenileninceye kadar 2. kez işlemden kaldırıdığı, yine 17/11/2008 tarihli celsede davacı tarafın duruşma gün ve saatini bildiği halde duruşmaya gelmediği, 3. kez işlemden kaldırıldığı, 16/12/2008 havale tarihli dilekçe ile yenileme talebinde bulunulduğu ve 16/12/2008 tarihinde davacının yenileme talebinin kabulüne dair karar verildiği, 17/11/2008 tarihinde davanın açılmamış sayılmasına ilişkin karar verilmesi gerekirken yeniden dosyanın 3. kez işlemden kaldırılarak müracaata bırakıldığı, davanın üçüncü kez takipsiz bırakıldığı 17/11/2008 günü mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken, bu yön gözden kaçırılarak yargılamaya devamla esas hakkında hüküm kurulduğu gerekçe gösterilerek HMK"nun 320/4. maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Karar, usul ve yasaya uygun olmadığı gibi, yapılan değerlendirmeler de yanılgılıdır.
    Şöyle ki; dava tarihinde yürürlükte olan HUMK. m.409/1. Maddesinde; duruşmaya çağrılmış olmasına rağmen taraflardan hiçbirisinin gelmediği veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verileceği, 3 ay içinde yenilenmediği takdirde davanın açılmamış sayılacağı hüküm altına alınmıştır. Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 26.12.2012 tarihli 2012/15399-2012/17450 esas karar sayılı ilamı ile davalılara yapılan tüm tebligatların usulsüz olduğunun tespiti ile taraf teşkili sağlanması amacıyla hükmün bozulduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda taraflara usulüne uygun tebliğ yapılmadığından ve davayı takip edip etmeyecekleri sorulamadığından taraf teşkilinin sağlandığından ve usulüne uygun işlemden kaldırma kararı verildiğinden bahsedilemez.
    Mahkemece; dava konusu taşınmazların güncel tapu kaydının getirtilerek bu tapu kayıtlarına göre taraf teşkilinin sağlanması ve daha sonra davanın esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken bu hususlar gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu gerekçelerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 26.04.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.












    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi