
Esas No: 2021/3647
Karar No: 2022/4327
Karar Tarihi: 06.04.2022
Danıştay 6. Daire 2021/3647 Esas 2022/4327 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 6. Daire Başkanlığı 2021/3647 E. , 2022/4327 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2021/3647
Karar No : 2022/4327
TEMYİZ EDEN TARAFLAR : I- (DAVACILAR) 1- …
2- …
3- …
VEKİLİ : Av. …
II- (DAVALI) … Büyükşehir Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
DİĞER DAVALI : … Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF : 1- … Büyükşehir Belediye Başkanlığı
2- … Belediye Başkanlığı
3- …
4- …
5- …
İSTEMİN KONUSU: ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: İstanbul ili, Bahçelievler ilçesi, … Mahallesi, … pafta, … sayılı parselde yer alan taşınmazın yürürlükteki imar planlarında "Park Alanı" ve "Yol Alanı" fonksiyonuna ayrıldığı halde kamulaştırılmayarak mülkiyet hakkının özüne dokunacak şekilde tasarrufunun kısıtlandığı ileri sürülerek taşınmaz bedeline karşılık 1.000.000,00-TL'nin yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Davanın kısmen kabulü, kısmen reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararının Danıştay Altıncı Dairesinin 19/12/2016 tarih ve E:2016/12925, K:2016/9018 sayılı kararıyla bozulması üzerine, bozma kararına uyularak konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığı yolundaki İdare Mahkemesi kararının Danıştay Altıncı Dairesinin 17/10/2018 tarih ve E:2018/4338, K:2018/7997 sayılı kararıyla bozulması üzerine, bozma kararına uyularak "Dava konusu taşınmazın, 29.07.2003 tarihli ve 16/08/2012 tarihli Uygulama İmar Planı'nda kısmen 'Park/Yeşil Alan', kısmen de 'Yol Alanı'nda kaldığı, mülkiyet hakkının ihlali sonucunu doğuracak şekilde uzun süre imar programlarına alınmadan ve kamulaştırılmadan bekletildiği" gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile dava konusu taşınmazın "Park/Yeşil" alanda kalan 133,14 m2'lik alanından kaynaklı her bir davacı için ayrı ayrı 80.004,00 TL'nin kamulaştırmadan sorumlu olan davalı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından davacılara ödenmesine, davacıların talebinin geriye kalan kısmı yönünden davanın reddine, dava konusu taşınmazın "Yol Alanı"nda kalan 46,86 m2'lik kısmına ilişkin olarak ise; bu kısma İlçe Belediye Başkanlığınca fiili olarak el atıldığı tespit edildiği, bu nedenle adli yargının görevli olduğu gerekçesiyle davanın Bahçelievler Belediye Başkanlığı yönünden görev yönünden reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI :
1- Davacı tarafından; dava konusu parselin bir bütün olduğu ve tamamı hakkında karar verilmesi gerektiği, dava açma tarihinde fiili el atmanın mevcut olmadığı, dava konusu taşınmazın değerinin çok düşük tespit edildiği, emsallerin usulüne uygun seçilmediği, bilirkişi raporunun hatalı değerlendirmeler içerdiği, lehlerine hükmedilen yargılama giderlerinin eksik hesaplandığı, davalı sayısı birden fazla olduğu halde lehlerine tek bir vekalet ücretine hükmedildiği ileri sürülmektedir.
2- Davalı idarelerden İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından, dava konusu taşınmazın ara yol sokak cepheli olması ve ilçe parkı olarak ayrılması nedeniyle taraflarının kamulaştırmadan sorumlu tutulamayacağı, bilirkişi tarafından tespit edilen bedellerin fahiş olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI:
1- Davacı tarafından, davalı … Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nın temyiz iddialarının usul ve hukuka uygun olmadığı belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
2- Davalılar tarafından savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacılara ait, "İstanbul ili, Bahçelievler ilçesi, … Mahallesi, … pafta, … sayılı parselde yer alan taşınmazın yürürlükteki imar planlarında "Park Alanı" ve "Yol Alanı" fonksiyonuna ayrıldığı halde kamulaştırılmayarak mülkiyet hakkının özüne dokunacak şekilde tasarrufunun kısıtlandığı ileri sürülerek önce ilgili idareler uzlaşma başvurusunda bulunulmuş, uzlaşma başvurularının kabul edilmemesi üzerine, taşınmaz bedeline karşılık 1.000.000,00-TL'nin yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usul Kanunu'nun ''İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı'' başlıklı 2. maddesinin değişik 1. numaralı bendinde; ''a) İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, c) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar.'' idari dava türleri olarak sayılmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 14. maddesinin 3. fıkrasının 3. bendinde, dava dilekçelerinin görev ve yetki, idari merci tecavüzü, ehliyet, idari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olup olmadığı, süre aşımı, husumet, 3 ve 5. maddelere uygun olup olmadıkları yönlerinden sırasıyla inceleneceği; aynı Kanunun 15. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde ise; adli yargının görevli olduğu konularda açılan davaların görev yönünde reddine karar verileceği belirtilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Uyuşmazlıkta öncelikle dava konusu taşınmaz üzerindeki el atmanın niteliğinin tespiti gerekmektedir. Taşınmaza fiili ya da hukuki olarak el atılması durumunda gerek yargı yolu gerekse yargı yolunda yapılacak değerlendirmeler farklılık arz etmektedir.
Taşınmaza idare tarafından fiili olarak el atılmış olması halinde görevli yargı yolunun belirlenmesine ilişkin Uyuşmazlık Mahkemesi'nin 06.04.2015 tarihli, E:2015/223, K:2015/238 sayılı kararında"Belediyelerin 3194 sayılı imar Kanunu 8. maddesi ve 18. maddesinin verdiği yetki ile arazi ve arsalar üzerinde imar planlarının hazırlanması ve yürürlüğe konulması, arazi ve arsa düzenlemesi gibi faaliyetleri kapsamında yaptıkları imar planlarından kaynaklanan işlemlerin tek yanlı ve kamu gücüne dayanan irade açıklamaları ile tesis edilen genel ve düzenleyici işlemler olduğu bu yönü ile de idari eylem ve işlemlerden kaynaklanan uyuşmazlıkların idari yargı yerlerinde çözümlenmesi gerektiği tartışmasızdır.
Buna karşılık, Belediyece, Kamulaştırma Kanunu’nda öngörülen usul ve yöntemlere uygun idari nitelikte uygulama işlemleri yapılmaksızın, dava konusu taşınmazın bir kısmına fiilen el atması karşısında, idarenin bu eyleminin kamulaştırmasız el atma niteliğini taşıdığı açıktır.
Öte yandan, İdarenin yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetine ilişkin olarak uygulamaya koyduğu plan ve projeye göre meydana getirdiği yol, kanal, baraj, su yolları, su şebekesi gibi tesislerin kurulması, işletilmesi ve bakımı sırasında kişilere verdiği zararların tazmini istemiyle açılacak davaların görüm ve çözümünün, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları muhtel olanlar tarafından açılacak tam yargı davaları kapsamında yargısal denetim yapan idari yargı yerine ait olduğu; idarece herhangi bir ayni hakka müdahalede bulunulduğu, özel mülkiyete konu taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığı veya plan ve projeye aykırı iş görüldüğü iddiasıyla açılacak müdahalenin men’i ve meydana gelen zararın tazmini davalarının ise, mülkiyete tecavüzün önlenmesine ve haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerinde çözümleneceği, yerleşik yargısal içtihatlarla kabul edilmiş bulunmaktadır.
Nitekim, yukarıda belirtilen genel kabul doğrultusundaki Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 11.2.1959 günlü, E:1958/17, K:1959/15 sayılı kararının III. bölümünde, “İstimlaksiz el atma halinde amme teşekkülü İstimlak Kanununa uygun hareket etmeden ferdin malını elinden almış olması sebebiyle kanunsuz bir harekette bulunmuş durumdadır. Ve bu bakımdan dava Medeni Kanun hükümlerine giren mülkiyete tecavüzün önlenmesi veya haksız fiil neticesinde meydana gelen zararın tazmini davasıdır. Ve bu bakımdan adliye mahkemesinin vazifesi içindedir.” gerekçesine yer verilmiştir.
Bir bütün olan taşınmazın tamamı açısından fiili el atmanın varlığı kabul edilerek değerlendirmenin bu şekilde yapılması gerekmektedir. Fiili el atmadan doğan zararın tazminine yönelik davanın ise özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerleri görevli olacaktır.
Dosyanın incelenmesinden; temyize konu Mahkeme kararına dayanak yapılan 27/10/2020 tarihli bilirkişi raporunda, dava konusu taşınmazın toplam 180 m2 olduğu, 1/1000 ölçekli uygulama imar planı üzerinde yapılan incelemede taşınmazın yaklaşık 40 m2'lik kısmının planda yol alanında kaldığı, dosyada mevcut Aplikasyon Krokisinde, planda yol alanı olarak ayrılmış kısımla ilgili olarak 11,28 m2'nin fiili yol, 35,58 m2'nin ise kaldırım olarak düzenlendiği, dolayısıyla taşınmazın 46,86 m2'sine İlçe Belediye Başkanlığı'nca fiilien el atıldığının tespit edildiği görülmektedir.
Bu durumda dava konusu taşınmazın bir kısmına yol ve kaldırım yapılmak suretiyle fiili el atma söz konusu olduğundan, yukarıda verilen Uyuşmazlık Mahkemesi kararının gerekçesinde de belirtildiği üzere fiili el atmadan doğan zararın tazminine yönelik davanın özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerleri görevli olacağından, davanın kısmen kabulüne kısmen reddine ilişkin temyize konu İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davacı ile davalı idarelerden İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığının temyiz istemlerinin kabulüne,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle kısmen kabulüne, kısmen reddine, kısmen görev yönünden reddine ilişkin temyize konu ... İdare Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 06/04/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
