Abaküs Yazılım
6. Daire
Esas No: 2021/4571
Karar No: 2022/4313
Karar Tarihi: 06.04.2022

Danıştay 6. Daire 2021/4571 Esas 2022/4313 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2021/4571 E.  ,  2022/4313 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    ALTINCI DAİRE
    Esas No : 2021/4571
    Karar No : 2022/4313

    TEMYİZ EDEN TARAFLAR : 1- (DAVACI) ...
    VEKİLİ : Av. ...

    2- (DAVALI) ...Büyükşehir Belediye Başkanlığı
    VEKİLİ : Av. ...

    DİĞER DAVALI : ...Belediye Başkanlığı - ...
    VEKİLİ : Av. ...

    KARŞI TARAF : 1- ...Büyükşehir Belediye Başkanlığı
    2- ...Belediye Başkanlığı
    3- ...

    İSTEMİN KONUSU : ...Bölge İdare Mahkemesi .... İdari Dava Dairesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: İstanbul ili, Sancaktepe ilçesi, ...Mahallesi ...Pafta, ...sayılı parselde yer alan taşınmazın, 15/02/2010 tarihli 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planında "Mezarlık Alanı" olarak ayrıldığı halde amacına uygun olarak kamulaştırılmayarak mülkiyet hakkının kısıtlandığından bahisle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla taşınmaz bedeline karşılık 10.000,00-TL'nin (Islah edilmiş haliyle 8.378.000,00-TL) dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte; taşınmazın kullanımının engellenmesi nedeniyle taşınmazdan faydalanamamaktan kaynaklı olarak yıllık 1.000,00 TL tazminatın da kademeli olarak yasal faiziyle birlikte tazminine karar verilmesi istenilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Dava hakkında karar verilmesine yer olmadığı yolundaki İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki Bölge İdare Mahkemesi kararının, Danıştay Altıncı Dairesinin 14/11/2018 tarih ve E:2017/3796, K:2018/9246 sayılı kararıyla bozulması üzerine Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesince, Mahkeme kararının kaldırılmasına ve yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi üzerine, İdare Mahkemesinin, davanın kısmen kabulü, kısmen reddi yolundaki kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun "Eksik Hüküm" nedeniyle kabulü ile Mahkeme kararının kaldırılarak yeniden bir karar verilmek üzere Mahkemesine gönderilmesi üzerine, .... İdare Mahkemesinin ...tarihli, E:..., K:...sayılı kararıyla; davacının tazminat isteminin kısmen kabulü ile 10.000-TL için dava açma tarihinden, 7.800.000,00 için ise ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte kamulaştırmadan sorumlu İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından ödenmesine, Sancaktepe Belediye Başkanlığı yönünden davanın reddine, fazlaya ilişkin 568.000,00-TL tazminat talebi ile taşınmazın kullanımının engellenmesi nedeniyle taşınmazdan faydalanamamaktan kaynaklı olarak yıllık 1.000,00 TL tazminatın kademeli olarak yasal faiziyle birlikte tazmini istemi yönünden davanın reddine karar verilmiştir.

    Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve istinaf dilekçelerinde ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI :
    1- Davacı tarafından; taşınmaz bedelinin çok düşük kaldığı ve güncellenmesi gerektiği, hükmedilen tazminatın tamamına davanın açıldığı tarihten itibaren faiz işletilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.
    2- Davalı idarelerden İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından; dava konusu taşınmazın ara arterde yer alan bir sokakta olduğu, kamulaştırılmasından sorumlu idarenin İlçe Belediye Başkanlığı olduğu, bilirkişi raporundaki emsallerin kanuni kriterlere uygun alınmadığı, davacıların dava konusu taşınmazdan fiili olarak faydalandıkları dolayısıyla mülkiyet hakkının kısıtlanması nedeniyle bir mahrumiyet yaşanmadığı ileri sürülmektedir.
    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI :
    1-Davacı tarafından; davalı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığının temyiz isteminin usul ve hukuka uygun olmadığı belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
    2-Davalı idareler tarafından savunma verilmemiştir.

    DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ ...DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE:
    MADDİ OLAY :
    Davacının maliki olduğu, "İstanbul ili, Sancaktepe ilçesi, ...Mahallesi ...Pafta, ...sayılı parsel"de yer alan taşınmazın, 15/02/2010 tarihli 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planında "Mezarlık Alanı" olarak ayrıldığı halde amacına uygun olarak
    kamulaştırılmayarak mülkiyet hakkının kısıtlandığından bahisle ilk olarak .... Asliye Hukuk Mahkemesinin ...esasına kayıtlı olarak 22/02/2012 tarihinde açılan davanın görevsizlik nedeniyle reddi üzerine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla taşınmaz bedeline karşılık 10.000,00-TL'nin (Islah edilmiş haliyle 8.378.000,00-TL) dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte; taşınmazın kullanımının engellenmesi nedeniyle taşınmazdan faydalanamamaktan kaynaklı olarak yıllık 1.000,00 TL tazminatın da kademeli olarak yasal faiziyle birlikte tazminine karar verilmesi istemiyle görülmekte olan dava açılmıştır.
    İLGİLİ MEVZUAT:
    2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun Ek 1. maddesinde; "Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmi kurumlara ayrılmak suretiyle mülkiyet hakkının özüne dokunacak şekilde tasarrufu hukuken kısıtlanan taşınmazlar hakkında, uygulama imar planlarının yürürlüğe girmesinden itibaren beş yıllık süre içerisinde imar programları veya imar uygulamaları yapılır ve bütçe imkânları dâhilinde bu taşınmazlar ilgili idarelerce kamulaştırılır veya her hâlde mülkiyet hakkını kullanmasına engel teşkil edecek kısıtlılığı kaldıracak şekilde imar planı değişikliği yapılır/yaptırılır." hükmü yer almaktadır.
    Aynı Kanununun 11. maddesinde; "15. madde uyarınca oluşturulacak bilirkişi kurulunca, kamulaştırılacak taşınmaz mal veya kaynağın bulunduğu yere mahkeme heyeti
    ile birlikte giderek, hazır bulunan ilgilileri de dinledikten sonra taşınmaz mal veya kaynağın; a) Cins ve nevini, b) Yüzölçümünü, c) Kıymetini etkileyebilecek bütün nitelik ve unsarlarını ve her unsurun ayrı ayrı değerini, d) Varsa vergi beyanını, e) Kamulaştırma tarihindeki resmi makamlarca yapılmış kıymet takdirlerini, f) Arazilerde, taşınmaz mal veya kaynağın kamulaştırma tarihindeki mevkii ve şartlarına göre ve olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelirini, g) Arsalarda, kamulaştırılma gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre satış değerini, h) Yapılarda, resmi birim fiyatları ve yapı maliyet hesaplarını ve yıpranma payını, ı) Bedelin tespitinde etkili olacak diğer objektif ölçüleri, esas tutarak düzenleyecekleri raporda bütün bu unsurların cevaplarını ayrı ayrı belirtmek suretiyle ve ilgililerin beyanını da dikkate alarak gerekçeli bir değerlendirme raporuna dayalı olarak taşınmaz malın değerininin tespit edileceği" belirtilmekte, 15. maddesinde ise; "Bu Kanun uyarınca mahkemelerce görevlendirilen bilirkişiler bilirkişilik bölge kurulları tarafından hazırlanan listelerden seçilirler ve bunlar hakkında Bilirkişilik Kanunu ve 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun ilgili maddeleri uygulanır. Kamulaştırmaya konu olan yerin cins ve, niteliğine göre en az üç kişilik bilirkişi kurulunun oluşturulması zorunludur. Bilirkişilerden birinin taşınmaz geliştirme konusunda yüksek lisans veya doktora yapmış uzmanlar ya da 6/12/2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanununa göre yetkilendirilen gayrimenkul değerleme uzmanları arasından seçilmesi zorunludur..." düzenlemesi yer almaktadır.

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    Temyize konu İdare Mahkemesi kararının taşınmazın kullanımının engellenmesi nedeniyle taşınmazdan faydalanamamaktan kaynaklı olarak yıllık 1.000,00 TL tazminatın kademeli olarak yasal faiziyle birlikte tazmini istemine ilişkin kısmında 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 2. fıkrasında sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmamaktadır.
    Kararın; dava konusu taşınmaz bedeline karşılık tazminat istemine ilişkin kısımı yönünden;
    Dosyanın incelenmesinden; İdare Mahkemesince hükme esas alınan 24/06/2016 tarihli bilirkişi raporunda, dava konusu taşınmazın değerinin ilk olarak adli yargıda açılan dava tarihi itibarıyla hesaplanmadığı, öte yandan değer tespiti yapılırken alınan emsallerin de 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun yukarıda içeriği verilen 15. maddesindeki kriterlere uygun olmadığı, satışı gerçekleşmiş emsallere yer verilmediği, UYAP üzerinden yapılan incelemede emsal olarak atıf yapılan başka dava dosyaları için düzenlenmiş bilirkişi raporlarında, raporu düzenleyen heyetlerde gayrımenkul değerleme uzmanının olmadığı görülmektedir
    Bu durumda İdare Mahkemesince, ek bilirkişi raporu istenilmesi veya yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılması suretiyle, taşınmazın dava tarihindeki (İlk dava adli yargıda açılmış olduğundan, adli yargıda davanın açıldığı tarih itibarıyla) cins ve nevi, yüzölçümü, kıymetini etkileyecek bütün nitelik ve unsurları, her unsurun ayrı ayrı değeri, varsa vergi beyanı, varsa resmi makamlarca yapılmış kıymet takdirleri, taşınmazın mevkii ve şartlarına göre ve olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net geliri, özel amacı olmayan ve gerçekleşmiş emsal (uyuşmazlığa konu taşınmazın çevresinin imar planındaki kullanım biçimi, yapılaşma koşulları ve konumları açısından benzer özellikleri olan taşınmazlar arasından seçilmeli, davaya konu taşınmaz kadastro parseli ise; emsal alınacak taşınmaz da kadastro parseli olmalı ya da emsal parsel imar parseli ise, emsal taşınmazda kesilen düzenleme ortaklık payı oranı ölçüsünde davaya konu taşınmaz bedeli düşülerek taşınmazın gerçek bedeli belirlenmeli) satışlara göre satış değeri, bedele etki eden tüm kanuni veriler, imar verileri, taşınmazın özgün nitelik ve kullanım şekli, değeri etkileyen hak ve yükümlülükleri, gayrimenkul üzerinde ayni ve şahsi irtifak hakları ve gayrimenkul mükellefiyetleri vb. bedelin tespitinde etkili olacak diğer objektif ölçülerin belirlenmesi suretiyle taşınmaz bedeli tespit edilerek uyuşmazlığın esası hakkında yeniden karar verilmesi gerekmektedir.
    Öte yandan, hukuki el atma nedeniyle açılan tam yargı davaları, adli yargıdaki fiili el atma nedeniyle açılan davalardan farklı olarak, 3194 ve 2942 sayılı Kanunlar kapsamında açılan davalar olduğundan, hükmedilecek faizin; dava açma tarihi itibariyle talep edilen miktar için, dava tarihinden geçerli olmak üzere, ıslah edilen kısım için ıslah tarihi itibariyle hesaplanması gerekmektedir.
    Ayrıca; bozmaya uyularak yeniden yapılacak yargılama sırasında, davaya konu taşınmaza ilişkin güncel mülkiyet durumu ile yine taşınmazın yürürlükte olan 1/1000 ölçekli uygulama imar planı ve 1/5000 ölçekli nazım imar planında hangi kullanım alanında kaldığı imar planı değişikliği varsa, değişikliğe dava açılıp açılmadığı, açılmış ise sonuçlanıp sonuçlanmadığı, kamulaştırmadan sorumlu idarenin araştırılarak elde edilen sonuca göre karar verilmesi gerektiği de açıktır.
    Bu itibarla, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine ilişkin temyize konu İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurularının reddine ilişkin Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının, davacının tazminat isteminin kısmen kabulü ile 7.810.000,00- TL. ödenmesine, 568.000,00-TL'ye ilişkin tazminat istemi yönünden ise reddi yolundaki kısımlarında hukuki isabet bulunmamaktadır.

    KARAR SONUCU:
    Açıklanan nedenlerle;
    1. 2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan tarafların temyiz isteminin kabulüne,
    2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle kısmen kabulü, kısmen reddine ilişkin Mahkeme kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu ...Bölge İdare Mahkemesi .... İdari Dava Dairesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararının, davacının tazminat isteminin kısmen kabulü ile ...- TL. ödenmesine, ...-TL'ye ilişkin tazminat istemi yönünden ise reddi yolundaki kısmının BOZULMASINA, taşınmazın kullanımının engellenmesi nedeniyle taşınmazdan faydalanamamaktan kaynaklı olarak yıllık ...TL tazminatın kademeli olarak yasal faiziyle birlikte tazmini istemi yönünden davanın reddine ilişkin kısmının ONANMASINA,
    3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 06/04/2022 tarihinde, kesin olarak, onamaya ilişkin kısmının oybirliğiyle, bozmaya ilişkin kısmının ise oyçokluğuyla karar verildi.


    KARŞI OY (X) :
    2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı” başlıklı 2. maddesinin 1. fıkrasında, İdarî işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan davalar, iptal davaları; İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan davalar da, tam yargı davaları olarak sayılmıştır.
    İlgili idarelerin hareketsiz kalarak İmar Kanununda öngörülen sürede kamulaştırma yoluna gitmemek suretiyle taşınmaz sahibinin mülkiyet hakkının süresi belirsiz bir şekilde kısıtlanması idari işlem ve eylem niteliğinde olup bu işlemin iptali ve bu işlem ve eylemden doğan zararın tazmini idari yargıda açılacak iptal ve tazminat davasının konusunu oluşturur. Bir başka ifade ile, hukuki el koyma kavramı yerine, daha doğru bir tanımlama ile "taşınmazın kamulaştırılmaması" suretiyle tasarruf hakkının kısıtlanmasına ilişkin davalar, idari yargıda açılacak iptal ve tam yargı davasının konusudur. İmar Kanununun 10. maddesinde öngörülen 5 yıllık sürenin sonunda kamulaştırmama işlemi iptal davasının; idarenin hareketsiz kalması nedeniyle 5 yıllık sürenin bitiminden kamulaştırma tarihine ya da mülkiyetin idareye geçtiği tarihe kadar varsa uğranılan zararın tazmini ise idari yargıda açılan tazminat davasının konusudur. Ancak burada söz konusu olan, kişilerin mülkiyet hakları üzerinde süresi belli olmayan sınırlama şeklindeki idarenin işlem ve eyleminden doğan zararın tazmini olup mülkiyetin bedele çevrilmesi ise idari yargıda açılan tazminat davasının değil, adli yargıda açılacak bedel tespiti ve tescil davasının konusuna girer.
    Kamulaştırmasız el atma nedeniyle açılan tazminat davaları, taşınmaz mülkiyetinin bedeli karşılığında kamuya aktarılması yoluyla mülkiyete yapılan fiili müdahaleyi sonlandırmayı hedeflemesiyle, sadece idarenin işlem ve eylemlerinden doğan zararın tazminini sağlayan, mülkiyete ilişkin herhangi bir sonuç doğurmayan idari yargıda açılan tam yargı davalarından farklılaşmaktadır. Mülkiyetin bedele çevrilmesi ise, idari eylem ve işlem nedeniyle doğan bir zarar niteliğinde olmadığından idari yargıda görülen tazminat davasının konusuna girmez. El atmanın önlenmesi davası ile, mülkiyet hakkına yapılan fiili müdahalenin giderilmesi amaçlanmakta iken kamulaştırmama işlemine karşı açılan iptal davasında ise tam tersine idarenin kamulaştırma bedelini ödemek suretiyle taşınmaz mülkiyetini üzerine alması sağlanmaya çalışılmaktadır. İdarenin hukuka aykırı işleminin iptal edilmesi sonucunda kamulaştırma işlemi gerçekleştirileceğinden, kamulaştırma yükümü altında olan idare tarafından bedel tespiti ve tescil için açılacak dava ise iptal davasının dolayısı ile kamulaştırma işleminin sonucu ve tamamlayıcısıdır.
    Buna göre, imar planında kamu alanında kalan taşınmazlar için süresinde kamulaştırma yapılmaması nedeniyle mülkiyet hakkının kısıtlanmış olduğu, bu nedenle mülkiyetin bedele dönüştürülmesi suretiyle tazminat verilmesi istemiyle açılan davalar, esasen idarenin kamulaştırmama ya da parselasyon yapmama yolundaki olumsuz idari işleminin iptali yoluyla taşınmaz bedelinin ödenmesine ilişkin davalardır. İdarenin taşınmazı kamulaştırmaması nedeniyle mülkiyet hakkının kısıtlanması durumunda, kişinin bu işlem nedeniyle taşınmazının değerini talep edebilmesi için öncelikle kamulaştırmama işleminin iptalini sağlaması, bunun yasal sonucu olarak da mülkiyetin bedele çevrilmesini talep etmesi gerekmektedir. Zira, imar planının uygulanması nedeniyle, mülkiyet hakkının kısıtlanıp kısıtlanmadığı, idarenin imar kanunundaki hükümlere uygun hareket edip etmediği ve kamulaştırma kanunu hükümleri uyarınca kamulaştırma işleminin tesisinin zorunlu olup olmadığı ve bu işlemin hangi idare yada idarelerce gerçekleştirileceğinin tespiti ancak bu konuda açılacak iptal davası ile açıklığa kavuşturulabilecektir. Bedel tespiti ve tescili ise ancak kamulaştırma işleminin gerekliliği ve kamulaştırmayı yapacak idarenin tespitinden sonra kamulaştırma sürecinin bir parçası, tamamlayıcısı niteliğindedir. Nitekim, Kamulaştırma Kanunundaki düzenleme de bu şekilde olup kamulaştırma işleminin uygulanması, gerçekleştirilmesi amacıyla açılan bedel tespit ve tescil davası idarenin taşınmaz mülkiyetini üzerine almasını temine yöneliktir.
    3194 sayılı İmar Kanunu ve ilgili mevzuat yönünden yapılacak değerlendirme sonrasında, tasarruf hakkının süresi belirsiz şekilde kısıtlanması nedeniyle idarenin kamulaştırmama işleminin iptaline karar verilmesi halinde, iptal hükmü gereği taşınmazın değerinin belirlenmesi ve taşınmaz malikine ödenmesi için kamulaştırma kanunundaki sürecin işletilerek idarenin işlem yapması, bu kapsamda asliye hukuk mahkemesinde bedel tespiti ve tescil davası açılması sonucunu da doğuracağından, iptal kararından sonra mülkiyetin bedele dönüştürülmesine ilişkin tazminat istemi hakkında ayrıca inceleme yapılarak karar verilmesine gerek yoktur. Bir başka ifade ile, iptal kararının uygulanması bağlamında idarece kamulaştırma kanununa göre gerekli işlemler başlatılacak olup, ihtiyaç duyulması halinde taşınmazın aynına ilişkin ve tescil sonucunu doğuracak olan bedele ilişkin uyuşmazlık iptal kararının sonucu olarak adli yargı yerinde çözümlenecektir.
    Bu durumda taşınmazdaki mülkiyet hakkının imar planı nedeniyle süresi belirsiz zaman diliminde kısıtlanması halinde idari yargıda sadece kamulaştırmama işleminin hukuka uygunluğu incelenerek kısıtlılık durumunun mevcut olup olmadığı yönünde değerlendirme yapılarak, kamulaştırma yapılmaması yolundaki olumsuz idari işlem hakkında karar verilmesi; mülkiyetin bedele dönüştürülmesi istemiyle tescil sonucunu doğuracak tazminat taleplerine yönelik ise, ortada idari yargı yetkisi kapsamında incelenecek bir tazminat davasının bulunmaması nedeniyle dosyanın bulunduğu aşama da göz önünde bulundurularak bu konuda karar verilmesine yer olmadığı şeklinde karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşıldığından, tazminat isteminin esası hakkında da inceleme yapılarak karar verilmesi nedeniyle Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının buna ilişkin kısmının bozulması gerektiği oyuyla Dairemiz kararının bozmaya ilişkin kısmına gerekçe yönünden katılmıyoruz.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi