Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/7048
Karar No: 2017/390
Karar Tarihi: 19.01.2016

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2015/7048 Esas 2017/390 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2015/7048 E.  ,  2017/390 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ

    DAVA :Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile fazla mesai ücreti, tatil ücreti ve yıllık izin ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Hüküm süresi içinde davalılar avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı vekili 23.09.2013 harç tarihli dava dilekçesi ile davalılar ... ve ... aleyhine işyeri ünvanının “ ... Temizlik Yönetim Hizmetleri Tur. İnş. San. Ve Tic. Ltd. Şti. “ olduğunu belirterek davacının iş aktinin haksız feshedildiğini iddia ederek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı,fazla mesai ücreti, tatil ücreti ve yıllık ücretli izin alacağının tahsili talebi ile dava açmıştır.
    Davalı gerçek kişiler adına Av. ... ve Av. ... ... 10.12.2013 tarihli dilekçe ile vekaletname ve cevaplarını sunmuşlar, davanın “ ... Temizlik Yönetim Hizmetleri Tur. İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. “ nin ortaklarına karşı açıldığını belirterek husumet yokluğu nedeni ile reddini talep etmişlerdir.
    Mahkemece 20.02.2014 tarihinde yapılan ön inceleme duruşmasında;
    Davacı vekili davacının ... Ltd.Şirketinde çalıştığını belirtmiştir.
    Mahkemece davalılar vekilinin husumet itirazı ve davacı vekilinin davacının ... Ltd.Şirketinde çalıştığına ilişkin açıklamaları ile ilgili olarak hiçbir ara kararı oluşturulmamış, davacının işvereninin kim olduğu ve husumetin tespiti açısından hiçbir ara kararı kurulmamıştır.
    Davacı vekili dosyaya sunduğu, tarihsiz ve havalesiz dilekçe ile “ davanın “... Temizlik Yönetim Hizmetleri Tur. İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. “ ne yöneltilmesi gerektiğini belirtmiştir.
    Mahkemece yukarıda belirtildiği üzere davacının işvereninin kim olduğu ve husumetin tespiti açısından hiçbir ara kararı kurulmadığı gibi davacı vekilinin Şirkete husumet yöneltilme talebini içeren dilekçesi de zapta geçirilmemiş, bu dilekçe ile bir işlem yapılmamış, şirkete tebliğ edilmemiştir.
    Davacı vekili ıslah dilekçesinde davalı olarak gerçek kişiler ile birlikte şirketi de göstermiştir.
    Mahkemece bu kez bilirkişi raporu ve ıslah dilekçesi şirkete tebliğe çıkartılmış, bu tebligat “ adresten taşındığı “ gerekçesi ile tebliğ edilmeden iade edilmiştir.
    Mahkemece son oturumun yapıldığı 16.12.2014 tarihli celsede, tebligatların yapılıp, yapılmadığı belirlenip, zapta geçirilmeden duruşma bitirilmiş, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, davacının kabul edilen alacaklarından hem gerçek kişiler, hem de şirket sorumlu tutulmuştur.
    Mahkeme kararını gerçek kişi davalılar ile husumet yöneltilen Şirket vekili temyiz etmiştir.
    Gerekçe:
    1) Öncelikle yapılan yargılama başından sonuna kadar usul hataları içermektedir.
    a- Dosyaya giren belge ve dilekçelerin bir çoğunda, bilirkişi raporunda, ıslah dilekçesinde hakim veya yazı işleri müdürünün havalesi bulunmadığı gibi dosyaya gelen belgeler zapta geçirilmemiş, taraflara okunup, diyecekleri sorulmamıştır.
    b- Yargılamada gerçek hasmı belirlemek ve buna göre taraf teşkilini sağlamak mahkemenin ilk yapacağı iştir. Bu re’sen yapılması gereken ve HMK. tarafından mahkemeye yüklenen bir görevdir.
    Davacı vekili davacının işvereninin şirket olduğunu belirtmiş, husumetin şirkete yöneltilmesi için dilekçe sunmuştur.
    Gerçek kişi davalıların vekili cevap dilekçesinde husumete dikkat çekmiş, duruşmada bu hususu tekrarlamıştır.
    Dosyadaki bilgi ve belgelerden davacının işverenin şirket olduğu açıkça anlaşılmaktadır.
    Mahkemece gerçek hasmı/işvereni belirlemek ve davayı gerçek hasma yöneltmek için ıslah aşamasına kadar davacı vekilinin dilekçesini zapta geçmek dahil hiçbir usulü işlem yapılmamıştır.
    Davacı vekili de taraf teşkilinin sağlanması konuda tarihsiz ve havalesiz bir dilekçe vermenin dışında hiçbir çaba göstermemiştir.
    c- Mahkemenin karar başlığında kendisine usulüne uygun tebligat yapılmayan Şirket ile dava dilekçesinde ve husumet yöneltme dilekçesinde adı geçmeyen, var olup, olmadığı anlaşılmayan ... isimli bir kişi davalı olarak gösterilmiştir.
    Dosyadan ... isimli kişinin kim olduğu anlaşılamamaktadır.
    Gerekçeli karar başlığı dosyaya özgü düzenlenmelidir.
    2) Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’ nın 141. Maddesinde “ yargı kararlarının gerekçeli yazılması” emredilmiştir.
    Bu Anayasal zorunluluğunun yansıması sonucu düzenlenen 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297 nci maddesi uyarınca, mahkeme kararlarının;
    a) Hükmü veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğini,
    b) Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini,
    c) Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri,
    ç) Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini,
    d) Hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını,
    e) Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi,
    içermesi, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi zorunludur. Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, hükmün infazında zorluklara ve tereddütlere, yargılamanın ve davaların gereksiz yere uzamasına,
    davanın tarafı bulunan kişi ve kurumların mağduriyetlerine sebebiyet verecek ve Kamu düzeni ve barışını olumsuz yönde etkileyecektir (Hukuk Genel Kurulu - 2007/14-778 E, 2007/611 K, Dairemizin 01.04.2008 gün ve 2007/38353 Esas, 2008/7142 Karar sayılı ilamı).
    Somut uyuşmazlıkta;
    Mahkemenin gerekçeli kararında dava dilekçesi genel olarak özetlenmiş, talep edilen alacak kalemlerinin miktarları belirtilmemiş, ıslahtan söz edilmemiştir.
    Davalı gerçek kişilerin vekilinin savunması sanki tüm davalıların vekili imiş gibi yazılmıştır.
    Karar gerekçesinde husumet konusu hiç tartışılmamış, somut maddi vakalar belirtilmemiş, davacının gerçek işvereninin kim olduğu açıklanmamış, deliller tartışılmamış, kabul edilen yıllık izin, fazla mesai ve genel tatil taleplerinin neden kabul edildiğinin gerekçeleri belirtilmemiştir.
    Mahkemece hüküm altına alınan yada reddedilen tüm taleplere yönelik olarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’ nın 141 ve HMK. nun 297. maddesinin amaçladığı anlamda gerekçeli bir karar verilmesi Anayasal ve Yasal zorunluluktur.
    Mahkemenin yukarıda belirtilen kararı hiçbir gerekçe taşımamaktadır.
    Ayrıca karar başlığında dava tarihinin “ 01.02.2013 “ yerine “ 02.07.2015 “olarak yazılması da hatalıdır.
    Mahkemece yapılması gereken iş öncelikle HMK. nun 124. maddesi kapsamında taraf teşkilini sağlamak, taraf delillerini toplayıp, usulüne uygun karar başlığı oluşturup, Anayasa’ nın ve HMK. nun amaçladığı anlamda gerekçe oluşturarak karar vermektir.
    Bu nedenle Mahkemenin taraf teşkilini değerlendirmeyen, usuli eksiklikler içerip, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 141 ve HMK. nun 297. maddesine aykırı şekilde oluşturulan ve Anayasa’nın ve HMK. nun amaçladığı anlamda gerekçe içermeyen kararının bozulması gerekmiştir.
    Sonuç:
    Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan sebepten dolayı BOZULMASINA, bozma sebebine göre davalılar vekilinin esasa ilişkin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harçlarının istekleri halinde ilgililere iadesine, 19.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi