
Esas No: 2021/3751
Karar No: 2022/1371
Karar Tarihi: 11.04.2022
Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2021/3751 Esas 2022/1371 Karar Sayılı İlamı
DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU 2021/3751 E. , 2022/1371 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2021/3751
Karar No : 2022/1371
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) :… Kurulu
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Beşinci Dairesinin 10/06/2021 tarih ve E:2016/58036, K:2021/1908 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacının, 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname'nin 3/1. maddesi uyarınca FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu gerekçesiyle meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına ilişkin Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun … tarih ve … sayılı kararı ile bu karara karşı yapılan yeniden inceleme talebinin reddine ilişkin … tarih ve … sayılı kararının iptali ile bu kararlar nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine ve özlük haklarının iadesine karar verilmesi istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Beşinci Dairesinin 10/06/2021 tarih ve E:2016/58036, K:2021/1908 sayılı kararıyla;
Davalı idarenin usule ilişkin iddialarının yerinde görülmediği,
"Maddi Olay ve Hukuki Süreç" ile "İlgili Mevzuat"a yer verilmiş; "Yargılamada İzlenen Usul ve Süreç", "FETÖ'ye İlişkin Tespit ve Değerlendirmeler", "Demokratik Anayasal Düzene Sadakat Yükümlülüğü", "Dava Konusu Edilen Kararın Hukuki Niteliği" başlıkları altında genel; "Kişiselleştirme ve Delillerin Değerlendirilmesi" başlığı altında hem genel hem de davacıya özel değerlendirmelerde bulunularak,
Davacı Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
Davacının, ceza yargılaması sonucunda ... Ağır Ceza Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile silahlı terör örgütüne üyelik suçundan 8 yıl 9 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, Dairelerinin karar verdiği tarih itibarıyla UYAP ortamında yapılan inceleme sonucu anılan mahkumiyet kararının kesinleşmediğinin görüldüğü,
ByLock delili yönünden, davacı hakkında düzenlenen "ByLock Tespit ve Değerlendirme Tutanağı"ndan, davacının 119990 ID numarasıyla ve bir kullanıcı adı ve şifre almak suretiyle bu ağa dâhil olduğunun anlaşıldığı,
Davacı hakkındaki tanık beyanları yönünden, davacının örgütün içinde yer aldığına, örgüt toplantılarına katıldığına ve diğer hususlara yönelik ifadeler ile davacının bu ifadelere karşı beyanlarının değerlendirilmesi sonucunda, davacının beyanlarına itibar edilmeyerek FETÖ ile süregelen bir ilişki içerisinde olduğu sonucuna varıldığı,
FETÖ/PDY mensubu şahıslara ait ByLock yazışma içeriklerinde davacının adının geçmesi hususu davacının, FETÖ ile iltisak ve irtibatına yönelik destekleyici bir unsur olarak değerlendirildiği,
Dava dosyasında bulunan bilgi ve belgeler ile kararda yer verilen açıklamalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacının, FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu ve bu nedenle demokratik anayasal düzene sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, dava konusu kararla özel hayatına saygı hakkına yapılan müdahalenin AİHS ve Anayasa anlamında durumun gerektirdiği ölçüde bir tedbir niteliğinde olduğu anlaşıldığından dava konusu kararlarda hukuka aykırılık görülmediği,
Dava konusu kararda hukuka aykırılık görülmediğinden davacının bu kararlar nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesi ve özlük haklarının iadesine karar verilmesine yönelik isteminin de reddi gerektiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, 667 sayılı KHK'nın 3/1 maddesi ile bu düzenlemeyi kanunlaştıran 6749 sayılı Kanun'nun 3.maddesinin, Anayasa'ya aykırı olduğundan bahisle iptali talebiyle Anayasa Mahkemesine başvurulması istenilmesine rağmen Dairece yeterince tartışılmadan doğrudan istemin reddine karar verildiği, dava konusu işlemin dayanağı olan söz konusu KHK hükmünün Anayasa'ya aykırı olduğu ve öncelikle somut norm denetimi amacıyla Anayasa Mahkemesine başvurulması gerektiği, 667 sayılı KHK'nın 3/1 maddesindeki düzenlemenin yasallık unsurunu taşımadığı, Anayasa ve 2802 sayılı Kanun'da belirlenen usul ve güvenceler dikkate alınmadan, hakkında soruşturma açılıp savunması dahi alınmadan, hakkında hiçbir kişileştirme yapılmadan, aleyhindeki meslekten çıkarmayı gerektirecek somut deliller gösterilmeden, soyut bir takım gerekçelerle değerlendirme yapılmak suretiyle tesis edilen dava konusu işlemlerin masumiyet karinesine, adil yargılanma hakkına, özel hayata saygı hakkına, mülkiyet ve eğitim haklarına, kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesine, ayrımcılık yasağına aykırı olduğu, ByLock kullanıcısı olduğu iddiasının hukuki dayanaktan yoksun olduğu, herkese açık olan platformlardan indirilen bu tür programları indirmenin ve kullanılmasının suç kanıtı olmasının mümkün olmadığı, MİT tarafından yargı kararı olmadan sadece istihbarat faaliyetleri kapsamında elde edilen bu verilerin hukuka aykırı delil niteliğinde olduğu ve hükme esas alınamayacağı, şahsına isnat edilen silahlı terör örgütü üyeliği suçunun yasal unsurlarının bulunmadığı, aleyhine beyanda bulunan tanıkların etkin pişmanlıktan yararlanan kişiler olduğu, salt kendini kurtarma gayesi ile verilen bu ifadelerin soyut, çelişkili ve tutarsız beyanlar olduğu ve hükme esas alınamayacağı, meslek hayatı boyunca demokratik anayasal düzene sadakat yükümlülüğünü ihlal edecek hiçbir eyleminin olmadığı, dosyada böyle bir somut eylemden bahsedilmediği, davanın reddine ilişkin temyize konu kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Beşinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'NİN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, davacının Anayasa'ya aykırılık iddiası ciddi görülmeyerek gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Öte yandan, her ne kadar davacı tarafından Anayasa'ya aykırılık iddiasının Dairece karşılanmadığı ileri sürülmüş ise de, Kurulumuzca davacının Anayasa'ya aykırılık iddiası ciddi görülmediğinden, bu husus bozma sebebi olarak görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Beşinci Dairesinin temyize konu 10/06/2021 tarih ve E:2016/58036, K:2021/1908 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Adli yardım kararından dolayı ertelenmiş olan temyiz aşamasına ilişkin yargılama giderinin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 339. maddesinin 1. fıkrası uyarınca davacıdan tahsili için Dairesince müzekkere yazılmasına,
4. Kesin olarak, 11/04/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
