
Esas No: 1989/4365
Karar No: 1989/3120
Karar Tarihi: 15.11.1989
Danıştay 9. Daire 1989/4365 Esas 1989/3120 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, şirketin tasfiyesi sırasında vergi borcu çıkması nedeniyle adına ödeme emri düzenlenen yönetim kurulu başkanı için bu işlemin yasal olmadığına karar verdi. 35 sayılı KHK'nin 18. maddesine göre, İcra İflas Kanunu'nun 206. maddesinin 6. sırasında yer alan alacaklılar alacaklarını aldıktan sonra geriye kalan değer amme alacaklarının ödenmesine tahsis edilebilir. Ancak söz konusu şirketin tasfiyesi sırasında, aktiflerin tümü paraya çevrilerek önceliği bulunan banker alacaklılarına dağıtıldığından, vergi dairesi talebinin yerine getirilemediği belirtilmiştir. Dolayısıyla, vergi borcu çıkan yönetim kurulu başkanına ödeme emri düzenlenmesi yasal olmadığından, karar bozulmuş ve ödeme emri iptal edilmiştir. Kanun maddeleri olarak ise; 2578 sayılı Kanun, 35 sayılı KHK ve 6183 sayılı Kanun gösterilmiştir.
Daire : DOKUZUNCU DAİRE
Karar Yılı : 1989
Karar No : 3120
Esas Yılı : 1989
Esas No : 4365
Karar Tarihi : 15/11/989
TASFİYESİNE KARAR VERİLEN, ANCAK ÖDEME GÜCÜ BULUNDUĞU ANLAŞILAN ŞİRKET HAKKINDA TAKİBAT YAPILMADAN YÖNETİM KURULU BAŞKANI ADINA ÖDEME EMRİ DÜZENLENEMEYECEĞİ GİBİ TARH VE TAHAKKUK İŞLEMİ YAPILMADAN ÖDEME DÜZENLENEMEYECEĞİ HK.
Uyuşmazlık, Yönetim Kurulu Başkanı bulunduğu şirketin damga vergisi borcundan dolayı davacı adına düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle açılan davayı reddeden mahkeme kararının bozulması isteminden ibarettir.
2578 sayılı Ödeme Güçlüğü içinde bulunan bankerlerin işlemlerinin düzenlenmesine ilişkin Kanunun verdiği yetkiye dayanılarak çıkarılan ve 14.1.1982 gün ve 17574 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 35 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 3.maddesinin 1.fıkrasında, bu kanun hükmünde kararnameye göre tasfiye işlerini yürütmek üzere görevli mahkeme nezdinde bir veya gerektiğinde birden fazla tasfiye kurulu teşkil edileceği, 4 fıkrasında da tasfiye kurulunun, İcra ve İflas Kanununda yazılı iflas idaresi ve alacaklılar toplantısı ile iflas dairesi görev ve yetkilerine sahip olduğunun belirtildiği, aynı Kararnamenin 18.maddesi nin 1.fıkrasında ise, bu kanun hükmünde kararnama hükümleri uyarınca kendi istekleri üzerine tasfiyeye tabi tutulan gerçek veya tüzel kişiler adına sözkonusu faaliyetleri ile ilgili olarak vergi mükellefi veya sorumlusu sıfatıyla, tasfiye dönemi içinde herhangi bir suretle tespit edilen veya edilecek matrahlarla tasfiyenin başlangıcından önce tespit veya tarh edilmekle birlikte henüz kesinleşmemiş olan matrahlar üzerinden salınacak vergi, resim ve harçlara vergi cezaları ve gecikme zamlarının uygulanmayacağı, vergi kanunlarına aykırı hareketlerinden ötürü mahkemelerce kendilerine veya temsilcilerine ceza hükmolunmayacağı, bu vergi, resim ve harçlar hakkında İcra ve İflas Kanununun 206. maddesinin 5.sırası hükmünün uygulanmayacağı ancak, bu vergi, resim ve harçlar hakkında İcra ve İflas Kanununun 206.maddesinde belirtilen 6. sıradakı alacaklıların ana paralarının tam olarak ödenmesinden sonra geriye bir değer kalırsa, bu değerin vergi, resim ve harç yükümlülüklerinin karşılanmasına ve daha sonra bir bakiye kalacak olursa bunun da tasfiyenin açılması kararına kadar işlemiş faizlerin ödenmesine tahsis edileceği, 2004 sayılı İcra İflas Kanununun "Adi ve Rehinli Alacakların Sırası" başlıklı 206.maddesinde ise, alacakların altı sıra halinde kaydedileceği belirtilerek, birinci sırada, Devlet Dairesinden doğrudan doğruya veya bilvasıta tahsil olunan vergi ile Devlet tekliflerinden olan mütevevvi resimlerin, altıncı sırada karının şahsi mallarının mümtaz olmayan kısmı da dahil olmak üzere sair bütün alacaklarının sayıldığı, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanunun, Amme Alacaklarında Rüçhan Hakkı başlıklı 21.maddesinin son paragrafında, borçlunun iflası, mirasın reddi ve terekenin resmi tasfiyeye tabi tutulması hallerinde, amme alacakları hakkında İcra İflas Kanununun 206.maddesindeki sıraya göre muamele yapılacağı hükmüne yer verildiği, 6183 sayılı Kanunun yukarıda anılan 21.maddesinde sözü edilen tasfiyeye tabi tutulma konusu Ticaret Kanununa göre yapılan tasfiye ile ilgili olduğu açıklanmıştır.
Bu durumda yukarıda açıklanan 35 sayılı K.H.K.nin 18.maddesine göre, İcra İflas Kanununun 206.maddesinin 6.sırasında yer alan alacaklılar alacaklarını aldıktan sonra geriye bir değer kalırsa bunun amme alacaklarının ödenmesine tahsis olunabileceği anlaşılmıştır.
Dosyada mevcut belgelerden, faiz karşılığı borç para toplamı ve kredi verme işleriyle uğraşmakta iken 21.6.1982 tarihinde tasfiyesine karar verilen … Anonim Şirketi hakkında İstanbul 9 nolu Tasfiye Kurulu Başkanlığınca davalı vergi dairesi müdürlüğüne yazılan yazıda her ne kadar sözü edilen şirketin aktif değerlerinin tamamının paraya çevrilerek elde edilen hasılanın 35 sayılı kararnameye göre önceliği bulunan banker alacaklılarına dağıtıldığı ve masada hiç bir aktif değerin kalmaması nedeniyle vergi dairesi talebinin yerine getirilemeceğine ilişkin bir yazıyı tebliği üzerine, vergi dairesince sözü edilen anonim şirket yöneticisi adına ödeme emri düzenlenmişse de, daha sonra aynı tasfiye kurulu başkanlığınca davacıya yazılan gerek yazıda gerekse davacının, yapılan açık duruşmada Dairemize ibraz ettiği yazıdan şirkete ait altı milyar değerinde alacağın mevcut bulunduğu ve Tasarrufları Koruma Fonu Başkanlığına aktarıldığı, fona aktarılan bu alacaklardan yapılacak tahsilatların 6183 sayılı yasaya göre vergi dairesine ödeneceği ve ayrıca … gün ve … sayılı yazıdan adı geçen şirketin tasfiyeye girmesi ile tasfiye işlemlerinin Tasfiye Kurulu tarafından yürütüldüğü, davacının yönetim kurulu üyeliği sıfatının kaldırıldığı, tasfiye süresince herhangi bir görev ve yetkilerinin kalmadığı, tasfiye kurulu tarafından düzenlenen ve daha sonra Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından uygun görülerek tasdik edilen ve daha sonra Yargıtay'ın onayından geçen tasfiye kurulu raporunda, yönetici olarak davacının kusurlu olduğuna dair bir hüküm bulunmadığından, gerek yukarıda açıklanan kararname hükümleri karşısında gerekse İstanbul 9 Nolu Tasfiye Kurulu Başkanlığının sözü edilen yazıları karşısında davacı adına ödeme emri düzenlenmesinde yasal isabet görülmemiştir.
Kaldı ki davacı adına 213 sayılı Vergi Usul Kanununa göre tarh, tebliğ ve tahakkuk işlemleri de yapılmadığından vergi dairesinin ödeme emri düzenlenmesi de yerinde değildir.
Açıklanan nedenlerle Vergi Mahkemesi kararının bozulmasına, ödeme emrinin iptaline karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
