
Esas No: 1989/3583
Karar No: 1989/3190
Karar Tarihi: 21.11.1989
Danıştay 9. Daire 1989/3583 Esas 1989/3190 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme Kararı Özeti:
Bir baba, iş kurması amacıyla oğluna verdiği sermaye ile satın alınan işyerine ait senetleri vadesi geldiğinde imzalayarak öder. Bu ödemenin vergiye tabi tutulması gerektiği düşünülmektedir. Ancak, oğluna iş kurması için para veren baba, vergi kanunlarına göre \"hediye\" kabul edilerek vergiden muaf tutulmalıdır. Davacı, bu vergilendirmeden muaf tutulmayı sağlamak için açtığı davada veraset ve intikal vergisi ile mali denge vergisi ile ilgili tarhiyatların kaldırılmasını talep etmektedir. Mahkeme, tarhiyatların kaldırılmasını reddederken, ceza nev'inin kaçakçılık olması gerektiğini belirtmektedir.
Kanun Maddeleri:
- 7338 sayılı Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu'nun 1. ve 2. maddeleri
- 1598 sayılı Mali Denge Vergisi Kanunu'nun 1. maddesi
- 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 314 ve 345. maddeleri
- 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 341. ve 348. maddeleri
- 314. madde ve 8. bendi
- 7338 sayılı Kanun'un 4. maddesi
Daire : DOKUZUNCU DAİRE
Karar Yılı : 1989
Karar No : 3190
Esas Yılı : 1989
Esas No : 3583
Karar Tarihi : 21/11/989
İŞ KURMAK AMACI İLE BABANIN OĞULA VERDİĞİ SERMAYE İLE VADELİ OLARAK SATIN ALINAN İŞYERİNE AİT DÜZENLENEN SENETLERİN BABA TARAFINDAN İMZALANIP ÖDENMESİNİN HİBE OLARAK KABULÜ İLE VERGİYE TABİ TUTULMASININ YERİN DE OLDUĞU HK.
Babasından ivazsız suretle iktisap ettiği iddiası ile adına 1982 yılı için tarh olunan kaçakçılık cezalı Veraset ve İntikal Vergisi ile Mali Denge Vergisinin kaldırılması dileği ile açılan davayı; 7338 sayılı Veraset ve İntikal Vergisi Kanunun 1. ve 2.maddelerinde, Veraset ve İntikal Vergisinin mevzuuyla Kanunda kullanılan tabirlere yer verildiği, 1598 sayılı Mali Denge Vergisi Kanununun 1.maddesinde ise, verginin mevzuu ve mükellefiyetle ilgili hükümlerin yer aldığı, dava dilekçesin de öne sürülen gerekçelerle ihtilafa konu tarhiyatın kaldırılmasının istenildiği, ara kararları ile 1982, 1983 ve 1984 yılları defter ve belgelerinin ibraz edilmesinin yükümlüden istenildiği, ibraz edilen belgelerin incelenmesinden, yükümlünün 11.1.1982 tarihinde ticari faaliyete başladığı, ... lira tutarında mal ... lira tutarında demirbaş ve ... lira tutarında nakit para olmak üzere cem'an ... lira sermayenin kayıtlara intikal ettirildiği, ... liranın ise peştemallık olarak
ödendiği ve kayıtlarda gösterildiğinin anlaşıldığı, inceleme elemanınca düzenlenen raporda ise, davacıya ivazsız bir tarzda intikal eden Veraset ve İntikal Vergisine tabi mal tutarı, ... lira olarak belirtildiği, Veraset ve İntikal Vergisi beyannamesinin tebliğ edilen beyana çağrı yazısına rağmen verilmemesi üzerine yapılan takdirde de aynı miktarın benimsendiği, inceleme esnasında, 1982, 1983 ve 1984 yıllarında tasarruf edilebilir ticari kazançla nakit paraya tahvil edilen altın bedelinin ve servet beyannamesinde yer alan nakit paranın dikkate alınmamasında isabet görülmediği, sözü edilen değerlerin kayıtlarda yer almamasının bir muhasebe hatasından kaynaklandığı, işletmenin aylık 500.000 lira tutarındaki senetler karşılığında satın alınarak son borç ödemesinin 15.6.1984 tarihinde ödediği 15 Nisan 1982 ile 15 Haziran 1982 vadeli senetler üzerine konulan neşrahatlardan da senetlerin davası ile baba tarafından müştereken ödendiği sonuç ve kanaatına varıldığı, imaliyetin tesfiye edildiği 1984 yılı sonu itibariyle yükümlü tarafından baba, ağabeyinin eşi (yengesi) ve kayın babası'na yapılmış herhangi bir borç ödemesine kayıtlar üzerinde rastlanılmadığından … liranın matrahtan temsili ile Veraset ve İntikal Vergisi tarhiyatı ile Mali Denge Vergisi tarhiyatının … lira üzerinden hesaplanmasının gerektiği, yapılan beyana çağrıya rağmen Veraset ve İntikal Vergisi beyannamesinin verilmemesi fiilinin 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 314 ve 345.maddeleri hükümlerine uyması nedeniyle yükümlü adına kesilen kaçakçılık cezasında yasalara aykırı bir husus bulunmadığı gerekçesiyle kısmen kabul eden Vergi Mahkemesi kararının bozulması isteminden ibarettir.
Temyiz konusu mahkeme kararının, Veraset ve İntikal Vergisi ile Mali Denge Vergisi matrah üzerinden hesaplanmasına ilişkin kısmı, dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle Dairemizce de uygun görülmüş olup, ileri sürülen iddialar, sözü edilen kararın bu hususa ilişkin hükmünün bozulmasını sağlayacak durumda görülmemiştir.
Cezaya gelince; 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 341.maddesinde vergi ziyaının, yükümlünün veya sorumlunun vergilendirme ile ilgili ödevlerini zamanında yerine getirmemesi veya eksik yerine getirmesi yönünden verginin zamanında tahakkuk ettirilmemesi veya eksik tahakkuk ettirilmesini ifade olacağı, 348.maddesinde ise kusurun, kaçakçılık sayılan haller dışında herhangi bir suretle vergi saymına sebebiyet verilmesi şeklinde tarifi yapılmıştır.
Yükümlünün işyeri açabilmesi için baba tarafından verilen sermayenin hibe olduğu öne sürülen olayda, ödevliye vergi kaçırma kastının izafesi mümkün bulunmamakla beraber, yukarıda açıklanan hükümler karşısında vergi ziyaına sebebiyet verildiğinin kabul edilmesinde de zorunluluk bulunduğundan, vergi mahkemesince kaçakçılık cezasının kusur'a çevrilerek değişiklikle onaması gerekirken, kaçakçılık kastının bulunduğu gerekçesiyle cezanın aynen onanmasında isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, Vergi dairesi temyiz isteminin reddine, yükümlü temyiz isteminin ise kısmen kabulüne Vergi Mahkemesi kararının cezaya ilişkin hükmünün sorulmasına, kaçakçılık cezasının kusura dönüştürülmek suretiyle değişiklikle onanmsasına karar verildi.
AYRIŞIK OY:
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 2365 sayılı Kanunla değişik 314.maddesinin 8.bendinde, beyan üzerinden alınan vergilerle ilgili olup, yıllık olarak verilmesi gereken beyannamelerde (münferit ve özel beyannameler dahil) toplamı … diğer beyannamelerde toplam … liradan az olmamak üzere, beyannamede yazılı vergi matrahının yüzde onunun geçen bir miktarın noksan bildirilmesi halinde vergi ziyaının mevcut olduğu kabul edilmiştir.
Olayda, Kanunda öngörülen bildirim vecibelerinin yerine getirilmediği, yapılan beyana çağırıya rağmen Veraset ve İntikal Vergisi beyannamesinin verilmediği, takdiren tayin olunan vergi matrahının yasada belirtilen haddin üzerinde bulunduğu anlaşıldığından ceza nev'inin kaçakçılık olması gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle temyiz olunan vergi mahkemesi kararının cezaya ilişkin hüküm fıkrasının onanması gerekeceği görüşü ile verilen karara ceza nev'i bakımından katılmıyoruz.
AYRIŞIK OY:
7338 sayılı Kanunun 1.maddesinde "... malların veraset tarikiyle veya herhangi bir suretle olursa olsun ivazsız bir tarzda bir şahıstan diğer şahsa intikali Veraset ve İntikal Vergisine tabidir" denildikten sonra, istisnalar başlığını taşıyan 4.maddenin c bendinde "Örf ve adete göre verilmesi mutat bulunan hediye, cihaz, yüzgörümlüğü ve drahoma
ların vergiden müstesna olduğu açıklanmıştır.
Kız ailesinin damada iş kurma amacıyla verdiği parayı ifade eden "drahoma"nın açık olarak vergiden müstesna olduğunu kabul eden yasaya göre Türk örf ve adetlerine göre oğluna geçimini temin edecek işi kurmakla yükümlü olan babanın iş kurma sırasında oğluna verdiği paranın veya işin kurulmasıyla ilgili olarak yapılan sarfiyatın yasada yazılı "hediye" kabul suretiyle vergiden istisna edilmesi zorunludur. Aksi görüş; örf ve adet gereği bazı kişiler tarafından "drahoma" adı altında verilen paranın vergiye tabi olunması; Türk örf ve adetlerine göre iş kurma amacıyla oğula verilen ve niteliği itibariyle drahoma'dan farkı olmayan paranın ise, vergiye tabi tutulması sonucunu doğurur ki böyle bir durum yada hükümlerine, yasanın amacına, hukuken temel prensiplerine ve eşitlik ilkesine aykırı olur.
Türk Örf ve adetlerine göre iş kurma amacıyla babanın oğluna verdiği paranın veya sağladığı menfaatlerin "hediye" kabul edilmesi suretiyle vergiden müstesna tutulması gerektiğinden olay nedeniyle salınan verginin terkini gerekir.
Bu nedenle verilen temyiz red kararına karşıyım.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
