Abaküs Yazılım
10. Daire
Esas No: 2016/12140
Karar No: 2022/2135
Karar Tarihi: 18.04.2022

Danıştay 10. Daire 2016/12140 Esas 2022/2135 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2016/12140 E.  ,  2022/2135 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    ONUNCU DAİRE
    Esas No : 2016/12140
    Karar No : 2022/2135

    DAVACI : …
    VEKİLİ : Av. …

    DAVALILAR : 1- … / …
    VEKİLİ: Hukuk ve Mevzuat Genel Müdürü
    2- … Bakanlığı / ANKARA
    VEKİLİ: 1. Hukuk Müşaviri Yrd. …

    DAVANIN_KONUSU : Türk vatandaşı iken, (Mülga) 403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu'nun 20. maddesi uyarınca 20/10/1999 tarih ve 1999/13545 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile Türk vatandaşlığından çıkmasına izin verilen davacı tarafından, aynı Kanun'un 8. maddesi uyarınca yeniden Türk vatandaşlığına alınmasına dair 18/05/2001 tarih ve 2001/2525 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının kendisine ilişkin kısmının iptali istenilmektedir.

    DAVACININ_İDDİALARI : Davacı tarafından, 1979 yılında Almanya’da doğduğu, doğduğu günden bu yana Almanya’da yaşadığı ve Alman vatandaşı olduğu, 05/05/2000 tarihinde kendi isteğiyle Türk vatandaşlığından çıktığı, aynı tarihte Alman vatandaşlığına alındığı, 2001 yılında Nürnberg Başkonsolosluğu'na mavi kartla ilgili bilgi almak için gittiğinde kendisine bir evrak imzalatıldığı, 19/04/2016 tarihinde ise Frankfurt Başkonsolosluğundan aile kayıt örneği aldığında nüfus kaydının düşünceler kısmında yer alan şerhten, 2001 yılında kendisine imzalatılan evrakın Türk vatandaşlığına alınma evrakı olduğunu öğrendiği, ancak kendisine vatandaşlığa yeniden alınacağına ilişkin bilgi verilmediğinden iradesinin bu şekilde fesada uğradığı, ayrıca gerçek iradesi dışında imzalatılan bu evrakın Alman vatandaşlığının iptaline sebebiyet vereceği, çocuklarının Alman vatandaşı olduğu, kendisinin de bu ülkede yaşamına devam ettiği, dolayısıyla Alman vatandaşlığından çıkarılacağını bile bile bu evraka imza atmış olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, öte yandan, hastalıklarına ilişkin tedavi ve muayenelerinin düzenli olarak Almanya’da yapılması gerektiği belirtilerek dava konusu Bakanlar Kurulu kararında hukuka uygunluk bulunmadığı ileri sürülmektedir.

    DAVALILARIN_SAVUNMALARI : Davalı idareler tarafından, çıkma izni alarak Türk vatandaşlığından çıkmasına izin verilen davacının Türk vatandaşlığını kaybettiği, ancak daha sonra davacı tarafından tekrar Türk vatandaşlığına alınma istemiyle başvuruda bulunulduğu, bunun üzerine davaya konu Bakanlar Kurulu kararıyla davacının Türk vatandaşlığını yeniden kazandığı, sonrasında Nürnberg Başkonsolosuğu'na gönderilen yazı ile davacının Türk vatandaşlığını yeniden kazandığının duyurulmasının istenildiği belirtilerek, davaya konu Bakanlar Kurulu kararında hukuka aykırılık bulunmadığı ve davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.

    DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
    DÜŞÜNCESİ : Dava konusu kararın iptali gerektiği düşünülmektedir.

    DANIŞTAY SAVCISI : … (…)
    DÜŞÜNCESİ : Dava; 20.10.1999 tarih ve 1999/13545 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile Türk vatandaşlığından çıkmasına izin verilen davacının, 5.5.2000 tarihli başvurusu üzerine yeniden Türk vatandaşlığına alınmasına ilişkin 18.5.2001 tarih ve 2001/2525 sayılı Bakanlar Kurulu kararının iptali istemiyle açılmıştır.
    Dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte olan 403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu'nun 8. maddesinde, 35. madde hükmü saklı olmak koşuluyla, bu Kanuna göre Türk vatandaşlığını kaybetmiş olanların, Bakanlar Kurulunca, ikamet şartı aranmaksızın yeniden vatandaşlığa alınabileceği, 11. maddesinde, Türk vatandaşlığına alınma başvurusunun ilgilinin oturduğu yerin en büyük mülki idare amirine, yabancı ülkelerde Türk konsolosluklarına bir dilekçe ile yapılacağı, bu makamlarca hazırlattırılacak dosyanın, gereği yapılmak üzere İçişleri Bakanlığına gönderileceği, vatandaşlığa alınma dileğinde bulunan kişi hakkında, bu Kanunun uygulanmasına ilişkin yönetmelikle tespit edilecek esaslara göre soruşturma yapılarak gerekli şartların bulunup bulunmadığının araştırılacağı, durumları uygun görülenlerin vatandaşlığa kabulü için Başbakanlığa teklifte bulunululacağı; uygun görülmeyenlerin başvurularının, İçişleri Bakanlığınca reddedileceği, 24. maddesinde de, vatandaşlığa alınma, ilgilinin yalan beyanı veya önemli hususları gizlemesi sonucu vukubulmuş ise, vatandaşlığa alınma kararının Bakanlar Kurulunca iptal edileceği hükümlerine yer verilmiştir.
    Öte yandan 1.7.1964 tarih ve 11742 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 11.2.1964 tarihli ve 403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin 12. maddesinin (b) bendinde, resmi izinle Türk vatandaşlığından çıkanların, yeniden vatandaşlığa alınma hakkından yararlanacakları belirtilmiş; aynı Yönetmeliğin 14, 16 ve 17. maddelerinde de bu konudaki müracaat makamları, yapılacak işlemler ve alınan karar ve tesciline ilişkin hususlar düzenlenmiştir.
    Dosyanın incelenmesinden, Türk vatandaşlığından çıkarılan ve Alman vatandaşı olan davacının, yeniden Türk vatandaşlığına alınma talepli dilekçesiyle 5.5.2000 tarihinde Nürnberg Başkonsolosluğuna başvurduğu, bu başvurusu üzerine 18.5.2001 tarih ve 2001/2525 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile yeniden Türk vatandaşlığına alındığı, Almanya mevzuatında 2000 yılından sonra yapılan değişikliklere göre çifte vatandaşlığa izin verilmediğini ve Alman vatandaşlığından çıkarılmasının mağduriyetine yol açacağını ileri sürerek yeniden Türk vatandaşlığına alınmasına ilişkin dava konusu Bakanlar Kurulu kararının iptalini istediği anlaşılmıştır.
    Uyuşmazlık konusu olayda, davacının yeniden Türk vatandaşlığına alınması talebiyle Nürnberg Başkonsolosluğuna imzalı dilekçesi ile başvurduğu ve bu talebi üzerine dava konusu Bakanlar Kurulu kararı ile yeniden Türk vatandaşlığına alındığı açık olup; söz konusu Bakanlar Kurulu kararının davacıya ilişkin kısmında anılan mevzuat hükümlerine aykırılık bulunmamaktadır.
    Açıklanan nedenlerle, davanın reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Dairemizin 30/09/2021 tarihli ara kararına cevapların geldiği görülerek, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    MADDİ OLAY VE HUKUKİ SÜREÇ :
    Davacı tarafından, Mülga 403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu'nun izin almak suretiyle Türk vatandaşlığından çıkma hususunun düzenlendiği 20. maddesi uyarınca yapılan başvuru sonucu, Bakanlar Kurulu’nun 20/10/1999 tarih ve 99/13545 sayılı kararıyla davacıya Türk vatandaşlığından çıkma izni verilmiş ve davacı çıkma belgesini tebliğ alarak Türk vatandaşlığından çıkmıştır.
    Sonrasında davacı tarafından tekrar Türk vatandaşlığına alınma istemiyle 05/05/2000 tarihinde Nürnberg Başkonsolosluğu'na başvuruda bulunulmuştur. Söz konusu başvuru neticesinde Mülga 403 sayılı Kanun'un yeniden vatandaşlığa alınma hususunun düzenlendiği 8. maddesi kapsamında Bakanlar Kurulu’nun 18/05/2001 tarih ve 2001/2525 sayılı kararı ile davacının yeniden Türk vatandaşlığına alınmasına karar verilmiş, bu kararın davacıya ilişkin kısmının iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.

    İNCELEME VE GEREKÇE:
    USUL YÖNÜNDEN:
    2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Dava açma süresi" başlıklı 7. maddesinin 1. fıkrasında, dava açma süresinin, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştayda altmış gün olduğu; 2. fıkrasında, bu sürelerin idari uyuşmazlıklarda yazılı bildirimin yapıldığı tarihi izleyen günden başlayacağı; 4. fıkrasında ise, ilanı gereken düzenleyici işlemlerde dava süresinin, ilan tarihini izleyen günden itibaren başlayacağı hükme bağlanmıştır.
    Öte yandan, dava konusu karar tarihinde yürürlükte bulunan ve 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu'nun 47. maddesi ile 12/06/2009 tarihi itibarıyla yürürlükten kaldırılan (Mülga) 403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu'nun "Resmi Gazete ile Yayın" başlıklı 45. maddesinde, "Bakanlar Kurulu kararı ile Türk vatandaşlığına alınanlardan gerekli görülenler ile Türk vatandaşlığını kaybedenlerin tam hüviyetleri Resmi Gazetede yayımlanır.
    Bunlardan adresi bilinmeyenler hakkında ilanen tebliğ, bu yayım tarihinden itibaren bir yıl sonra yapılmış sayılır. " hükmü yer almaktadır.
    Davacı, yeniden Türk Vatandaşlığına alınmasına ilişkin 18/05/2001 tarih ve 2001/2525 sayılı Bakanlar Kurulu kararından, 19/04/2016 tarihinde Frankfurt Başkonsolosluğu'ndan aldığı aile kayıt örneği üzerine haberdar olduğunu ileri sürerek 29/04/2016 tarihinde bakılmakta olan davayı açmıştır.
    İdari işlemlere karşı açılacak davalarda sürenin, yazılı bildirimin yapıldığı tarihi izleyen günden başlayacağı kuralı, idari işlemlerin idare tarafından ilgililere açık ve anlaşılır bir biçimde duyurulması ve ilgililerin bu işlemlere karşı idari yollara veya dava yoluna başvurmalarına olanak sağlanması amacını taşımaktadır. Bununla birlikte, yazılı bildirimin yapılmadığı, dolayısıyla idari işlemin niteliğinin ve hukuki sonuçlarının davacı tarafından daha sonra öğrenildiği davalarda, kural olarak, bilgi edinmenin (ıttılanın) yazılı bildirimin sonuçlarını doğuracağı ve dava açma süresine başlangıç alınacağı Danıştay içtihatlarıyla kabul edilmiştir. Ancak bu istisnai durumun kabulü, daha açık bir ifadeyle bilgi edinmenin dava açma süresinin başlangıcına esas alınması, idari işlemin niteliği ve doğurduğu hukuki sonuç itibarıyla davacılar tarafından daha sonra öğrenildiğinin ve öğrenme tarihinin açık bir şekilde ortaya konulması koşuluna bağlı olup; bu koşulun gerçekleşip gerçekleşmediği açılan idari davada ancak idari yargı merciince karara bağlanabilir. Bir başka deyişle, her tür bilgi edinmenin (ıttılanın) idari dava açma süresine başlangıç alınacağı şeklindeki genel bir kabul, Anayasa'nın 125. maddesi ve 2577 sayılı Kanunla bağdaşmayacaktır.
    Vatandaşlığın Devlet ile kişi arasında kurulan karşılıklı hak ve borçlar doğuran özel bir hukuki ilişki olması nedeniyle bu hukuki ilişkiye etki eden kararların yazılı olarak bildirilmesi, Anayasa'da güvence altına alınmış olan hak arama özgürlüğünün gereğidir.
    Bu çerçevede, Dairemizin 30/09/2021 tarihli ara kararıyla davalı İçişleri Bakanlığı'ndan, dava konusu kararın davacıya tebliğ edilip edilmediğinin, edildiyse tebliğin hangi usulde yapıldığının sorulmasına, ayrıca davacının yeniden Türk vatandaşlığına alındığı tarihten itibaren Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı sıfatıyla herhangi bir hakkını kullanıp kullanmadığına yahut herhangi bir yükümlülüğü yerine getirip getirmediğine ilişkin bilgi veya belge bulunması halinde onaylı örneğinin istenilmesine karar verildiği, İçişleri Bakanlığı'nca ara kararına cevaben gönderilen … tarih ve … sayılı yazı ve ekleri incelendiğinde, İçişleri Bakanlığınca Nürnberg Başkonsolosluğu'na hitaben davacının yeniden Türk vatandaşlığına alındığının davacıya duyurulmasının istenilmesine ilişkin … tarih ve … sayılı yazının ibraz edildiği, ancak bu yazı üzerine davaya konu kararın davacıya tebliğ edilip edilmediğine yönelik herhangi bir belge sunulmadığı, diğer taraftan davacının yeniden Türk vatandaşlığına alındığı tarihten günümüze kadar olan süreçte Mernis Veri Tabanındaki nüfus hareketlerine ilişkin olarak dosyaya sunulan belge incelendiğinde ise, davacıya yönelik olarak 19/04/2016 tarihinde Mernis Veri Tabanında kayıt girildiği, bu tarihten öncesine ilişkin bir kaydın olmadığı, ayrıca davacının yeniden Türk vatandaşlığına alınmasına ilişkin kararın Resmi Gazete'de yayımlandığına ilişkin olarak da herhangi bir bilgi ve belgenin dosya içerisinde bulunmadığı, dolayısıyla davacının yeniden Türk vatandaşlığına alındığına dair davaya konu Karar'dan, dava dilekçesinde beyan edilen ve bu beyanla örtüşen Mernis Veri Tabanındaki işlem tarihi olan 19/04/2016 tarihinden önce haberdar olduğuna ilişkin dosya içerisinde herhangi bir bilgi ve belgenin bulunmadığı anlaşılmaktadır.
    Bu haliyle, davacının yeniden Türk vatandaşlığına alınmasına ilişkin dava konusu 18/05/2001 tarih ve 2001/2525 sayılı Bakanlar Kurulu kararının davacıya tebliğ edildiğine ilişkin bir bilgi ve belge bulunmadığından, davaya konu kararın davacı tarafından 19/04/2016 tarihinde öğrenildiğinin kabulüyle bu tarihten itibaren Kanunda öngörülen süre içerisinde açılan davada süre aşımının bulunmadığı sonucuna varılmıştır.

    ESAS YÖNÜNDEN:
    İlgili Mevzuat:
    Dava konusu Karar tarihinde yürürlükte bulunan ve 5901 sayılı Kanun'un 47. maddesi ile 12/06/2009 tarihi itibarıyla yürürlükten kaldırılan (Mülga) 403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu'nun "Genel olarak vatandaşlığa alınma " başlıklı 6. maddesinde, "Aşağıdaki şartları taşıyan yabancılar Bakanlar Kurulu kararı İle Türk vatandaşlığına alınabilirler.
    "Vatandaşlığa alınmasını istiyen kişi,
    a) Kendi millî kanununa, vatansız ise Türk Kanununa göre reşit olmalıdır.
    b) Müracaat tarihinden geriye doğru Türkiye'de 5 yıl ikamet etmiş olmalıdır.
    c) Türkiye'de yerleşmeye kara r verdiğini davranışı ile teyit etmiş olmalıdır.
    ç) İyi ahlâk sahibi olmalıdır.
    d) Genel sağlık bakımından tehlike teşkil eden hastalığı bulunmamalıdır.
    e) Yeteri kadar Türkçe konuşabilmelidir.
    f) Türkiye'de kendisinin ve geçimi ile yükümlü olduğu kimselerin geçimini sağlıyacak gelire veya mesleke sahip olmalıdır.
    " hükmü;
    "Yeniden vatandaşlığa alınma" başlıklı 8. maddesinde, "Bu kanuna göre Türk vatandaşlığını kaybetmiş olanları, Bakanlar Kurulu ikamet şartı aranmaksızın yeniden vatandaşlığa alabilir. 35 inci madde hükmü saklıdır." hükmü yer almaktadır.
    06/04/2010 tarih ve 27544 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 11/2/1964 Tarihli ve 403 Sayılı Türk Vatandaşlığı Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin Yürürlükten Kaldırılmasına Dair Yönetmelik'in 1. maddesi ile yürürlükten kaldırılan 01/07/1964 tarih ve 11742 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan (Mülga) 11/2/1964 Tarihli ve 403 Sayılı Türk Vatandaşlığı Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin davaya konu Karar tarihindeki haliyle "Karar ve tescil" başlıklı 17. maddesinde, "İçişleri Bakanlığına gelen, vatandaşlığa alınma isteklerine ait dosyalar üzerinde, Nüfus İşleri Genel Müdürlüğü Vatandaşlık Şubesince teknik incelemeler yapılır ve eksikler tamamlatıldıktan sonra Hükümetçe ve İçişleri Bakanlığınca vatandaşlığa alınma bakımından, verilmiş prensip kararları ışığı altında her türlü soruşturmayı yapmak ve yabancının Türk vatandaşlığına alınmasında sakınca bulunup bulunmadığını tesbit etmek ve düşüncesini belirtmek üzere dosya Emniyet Genel Müdürlüğüne verilir.
    Gelecek karşılık üzerine İçişleri Bakanlığı ilgili yabancının Türk vatandaşlığına alınması veya isteğinin reddi teklifini Bakanlar Kurulu kararına bağlamak üzere usulü dairesinde Başbakanlığa sunar. Bakanlar Kurulundan alınacak karar ilgiliye ve müracaat makamlarına tebliğ olunur. Vatandaşlığa alınanların nüfus kütüklerinde açılacak yeni hanelere kayıtları yapılıp nüfus hüviyet cüzdanları kendilerine verilir ve pasaportları alınır." kuralına yer verilmiştir.

    Dava Konusu Kararın İncelenmesi:
    Vatandaşlık; genel olarak Devlet ile kişi arasında kurulan hukuki bir ilişki olarak tanımlanmaktadır. Bu ilişkiye taraf olan Devlet ile kişi arasında karşılıklı hak ve borçlar doğuran bir hukuki bağ kurulmaktadır. Vatandaşlığın; kişinin hak ve yükümlülüklerinin belirlenmesindeki bu önemi nedeniyle her kişinin bir vatandaşlığa sahip olması ve bu vatandaşlıktan keyfi olarak yoksun bırakılmaması hakkı, insan hak ve özgürlükleri arasında kabul edilmiştir. Bu nedenle Anayasa ve Türk Vatandaşlığı Kanunu'nda, vatandaşlığın kazanılması, vatandaşlıktan çıkma veya çıkarılma belirli koşullara bağlanmış, bu hususlara ilişkin hukuki tasarruflara karşı yargı yoluna başvurabilme olanağı tanınmıştır. Bu itibarla Devletin, sözü edilen tasarruflarda bulunurken ilgili kişinin vatansızlık da dahil herhangi bir mağduriyete uğramaması için gerekli dikkat ve özeni göstermesi ve gerekirse kişiyi konuyla ilgili olarak bilgilendirmesi gerekmektedir.
    Dosyadaki mevcut bilgi-belgelerden ve dava dilekçesindeki beyanlardan da anlaşıldığı üzere, davacının Alman vatandaşlığını kazanmak için zorunlu olarak Türk vatandaşlığından çıkma izni isteminde bulunduğu hususunda bir duraksama bulunmamaktadır. Nitekim davacı, Alman vatandaşlığını kazandıktan hemen sonra 05/05/2000 tarihinde yeniden Türk vatandaşlığına alınması istemiyle Nürnberg Başkonsolosluğu'na başvurmuştur. Davacının Türk vatandaşlığından çıkması, Alman vatandaşlığını kazandıktan hemen sonra yeniden Türk vatandaşlığına alınması istemiyle Başkonsolosluğa başvurması, 2000 yılında Alman vatandaşlık yasasında yapılan değişiklikle bazı istisnalar dışında çifte vatandaşlığa izin verilmemesinin bir sonucudur.
    İdarenin, Alman vatandaşlık yasasında yapılan değişikliği de dikkate alarak, yeniden Türk vatandaşı olan davacının yapmış olduğu başvurunun kabul edilmesinin doğuracağı sonuçlar hakkında davacıyı bilgilendirmediği, yeniden Türk vatandaşlığına alınması yolundaki başvurunun yapıldığı tarih ile yeniden Türk vatandaşlığına alındığı tarih arasında bir yılı aşkın bir süre geçmesine rağmen, bu süre içinde davacıya herhangi bir cevap vermediği ve davacının da başvurusunu yenilemediği, davacının başvuru tarihindeki isteminin halen geçerli olup olmadığının öğrenilmesi yönünde bir araştırma yapmadığı veya bu hususta davacıya yapılmış bir tebligatın da bulunmadığı dikkate alındığında, davacının yeniden Türk vatandaşlığına alınmasına ilişkin davaya konu Bakanlar Kurulu Kararında belirtilen hususlar nedeniyle hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
    Diğer yandan, mülga 403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu'nun 8. maddesine göre, yeniden Türk vatandaşlığının kazanılabilmesi için, başvuru dilekçesi yeterli olmayıp, ilgililerin ikamet şartı hariç Kanun'un 6. maddesinde sayılan koşullara sahip olması gerekmektedir. Dolayısıyla, Kanun'un 6. maddesinde sayılan koşullara davacının sahip olup olmadığı yönünde bir inceleme ve araştırma yapılmadan, sadece başvuru dilekçesine dayanılarak davacının yeniden Türk vatandaşlığına alınmasına ilişkin Bakanlar Kurulu kararında bu yönüyle de hukuka uyarlık görülmemektedir.
    Nitekim, davaya konu olayla benzer nitelikteki yeniden vatandaşlığa alınmaya ilişkin Bakanlar Kurulu kararının iptali istemiyle açılan başka bir davada; Dairemizin, davaya konu kararın iptaline ilişkin vermiş olduğu 27/03/2018 tarih ve E:2013/1093, K:2018/1279 sayılı kararına karşı davalı idareler tarafından yapılan temyiz başvurusu sonucunda, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun 13/06/2019 tarih ve E:2018/3595, K:2019/3038 sayılı kararıyla söz konusu kararın onanmasına karar verildiği görülmektedir.

    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1. 18/05/2001 tarih ve 2001/2525 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının davacıya ilişkin kısmının İPTALİNE,
    2. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam … TL yargılama giderinin davalı idarelerden alınarak davacıya verilmesine,
    3. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca … TL vekâlet ücretinin davalı idarelerden alınarak davacıya verilmesine,
    4. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra istemi halinde davacıya iadesine,
    5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'na temyiz yolu açık olmak üzere, 18/04/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi