Danıştay 8. Daire 2018/280 Esas 2022/2840 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2018/280
Karar No : 2022/2840


Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı) : …
Karşı Taraf (Davalı) : … Üniversitesi Rektörlüğü - …
Vekili : Av. …
İstemin Özeti : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının hukuka aykırı olduğu öne sürülerek, 2577 sayılı Kanunun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istemidir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Dava, … Üniversitesi Eğitim Fakültesinde öğretim üyesi olarak görev yapmakta iken emekli olan davacı tarafından, yargı kararı neticesinde iyi olarak yeniden düzenlenen 2010 yılı sicil raporunun iptali istemiyle açılan davada verilen ret kararının Danıştay Sekizinci Dairesi'nin 15/05/2014 tarih ve E:2014/1990 K:2014/4098 sayılı kararı ile onanması üzerine, davacıya verilmiş olan disiplin cezalarının yargı kararları ile iptal edildiğinden bahisle davanın reddi kararının hukuki dayanağının kalmadığı iddialarıyla yargılamanın yenilenmesi istemiyle açılmıştır.
2577 sayılı Kanun'un geçici 8. maddesinin 1. fıkrasında; ivedi yargılama usulü hariç olmak üzere bu Kanunla idari yargıda kanun yollarına ilişkin getirilen hükümlerin, 2576 sayılı Kanun'un, bu Kanunla değişik 3. maddesine göre kurulan bölge idare mahkemelerinin tüm yurtta göreve başlayacakları tarihten sonra verilen kararlar hakkında uygulanacağı, bu tarihten önce verilmiş kararlar hakkında, kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan kanun yollarına ilişkin hükümlerin uygulanacağı yönünde düzenleme yapılmış, 55. maddesinin 5. fıkrasında ise; yargılamanın yenilenmesinde bu Kanunun diğer hükümlerinin uygulanacağına dair düzenlemeye yer verilmiş olup, anılan düzenlemeler ve usul hükümlerinin derhal uygulanırlığı prensibine uygun olarak kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan olağan kanun yollarına başvurulması; dolayısıyla bu çerçevede … İdare Mahkemesi'nce, bölge idare mahkemelerinin tüm yurtta faaliyete başladığı 20/07/2016 tarihinden sonra, 19/09/2017 tarihinde verilmiş olan yargılamanın yenilenmesi isteminin reddine ilişkin kararının bozulması istemini içeren başvurunun da, Kanun'un 45. maddesinde yer verilen hükümler uyarınca istinaf kanun yoluna tabi olması ve Danıştay'da temyizen incelenmesi olanağı bulunmaması nedeniyle temyiz isteminin görev yönünden reddedilmesi gerektiği düşünülmektedir.



TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dava, … Üniversitesi Eğitim Fakültesinde öğretim üyesi olarak görev yapmakta iken emekli olan davacı tarafından, yargı kararı neticesinde iyi olarak yeniden düzenlenen 2010 yılı sicil raporunun iptali istemiyle açılan davada verilen ret kararının Dairemizin 15/05/2014 tarih ve E:2014/1990 K:2014/4098 sayılı kararı ile onanması üzerine, davacıya verilmiş olan disiplin cezalarının yargı kararları ile iptal edildiğinden bahisle davanın reddi kararının hukuki dayanağının kalmadığı iddiasıyla yargılamanın yenilenmesi istemiyle açılmıştır.
İdare Mahkemesince, yargılamanın yenilenmesi sebeplerinin tek tek sayıldığı, davacıya verilmiş olan disiplin cezalarının yargı kararları ile iptal edildiğinden davanın reddi kararının hukuki dayanağının kalmadığı iddiasının bu sebeplerin kapsamında bulunmadığı, dolayısıyla davacının iddiasının yargılamanın yenilenmesi talebine ilişkin olarak mevzuatta yazılı sebeplerden herhangi birine dayanmadığı, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 53. maddesinde sayılan şartlardan herhangi birine uymayan yargılamanın yenilenmesi talebinin kabulüne imkan bulunmadığı gerekçesiyle yargılamanın yenilenmesi isteminin reddine karar verilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 'Yargılamanın yenilenmesi' başlıklı 53. maddesinde; "Danıştay ile bölge idare, idare ve vergi mahkemelerinden verilen kararlar hakkında, aşağıda yazılı sebepler dolayısıyla yargılamanın yenilenmesi istenebilir.
a) Zorlayıcı sebepler dolayısıyla veya lehine karar verilen tarafın eyleminden doğan bir sebeple elde edilemeyen bir belgenin kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması,
b) Karara esas olarak alınan belgenin, sahteliğine hükmedilmiş veya sahte olduğu mahkeme veya resmi bir makam huzurunda ikrar olunmuş veya sahtelik hakkındaki hüküm karardan evvel verilmiş olup da, yargılamanın yenilenmesini isteyen kimsenin karar zamanında bundan haberi bulunmamış olması,
c) Karara esas olarak alınan bir ilam hükmünün, kesinleşen bir mahkeme kararıyla bozularak ortadan kalkması,
d) Bilirkişinin kasıtla gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunun mahkeme kararıyla belirlenmesi,
e) Lehine karar verilen tarafın, karara etkisi olan bir hile kullanmış olması,
f) Vekil veya kanuni temsilci olmayan kimseler ile davanın görülüp karara bağlanmış bulunması,
g) Çekinmeye mecbur olan başkan, üye veya hakimin katılmasıyla karar verilmiş olması,
h) Tarafları,konusu ve sebebi aynı olan bir dava hakkında verilen karara aykırı yeni bir kararın verilmesine neden olabilecek kanuni bir dayanak yokken, aynı mahkeme yahut başka bir mahkeme tarafından önceki ilamın hükmüne aykırı bir karar verilmiş bulunması.
I) Hükmün, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlâli suretiyle verildiğinin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması veya hüküm aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvuru hakkında dostane çözüm ya da tek taraflı deklarasyon sonucunda düşme kararı verilmesi. Yargılamanın yenilenmesi istekleri esas kararı vermiş olan mahkemece karara bağlanır. Yargılamanın yenilenmesi süresi, (1) numaralı fıkranın (h) bendinde yazılı sebep için on yıl, (1) numaralı fıkranın (ı) bendinde yazılı sebep için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararının kesinleştiği tarihten itibaren bir yıl ve diğer sebepler için altmış gündür. Bu süreler,dayanılan sebebin istemde bulunan yönünden gerçekleştiği tarihi izleyen günden başlatılarak hesaplanır." hükmü yer almıştır.
Dava dosyasının incelenmesinden, … Üniversitesi Eğitim Fakültesi'nde öğretim üyesi olarak görev yapmakta iken emekli olan davacı tarafından, Mahkeme kararı neticesinde "iyi" olarak yeniden düzenlenen 2010 yılı sicil raporunun iptali istemiyle açılan davada, … İdare Mahkemesi'nin … tarih ve E:… K:… sayılı kararıyla, davacının dosyasında mevcut geçmiş yıl sicilleri incelendiğinde, genellikle pekiyi ve iyi derecede olduğu, davacının 2010 yılında dört adet disiplin cezasının bulunduğu, davacının belli tarihlerde sınav gözetim görevinin yapmadığından bahisle Disiplin Yönetmeliğinin 8/a bendi uyarınca 1/10 oranında aylıktan kesme cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davanın Mahkemelerinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararıyla reddedildiği, davacının sınav gözetim görevini yapmadığından dolayı iki tane, Türk Eğitim Tarihi dersini Fakültece belirlenen gün ve saatte değil başka gün ve saatlerde işlemesinden dolayı bir tane olmak üzere 2010 yılı içerisinde almış olduğu üç farklı "1 yıl süreyle kademe ilerlemesinin durdurulması" cezasının bulunduğu, bu cezalara karşı açılan davaların da Mahkemelerince reddedildiği, davacı tarafından bu kararlara itiraz edildiği ve dosyaların Danıştay'da görüşülmeyi beklediği, davacının 2010 yılı sicilinin “Sicillerin Objektifliği” ilkesi çerçevesinde düzenlendiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Söz konusu karar Dairemizin 15/05/2014 tarih ve E:2014/1990 K:2014/4098 sayılı kararı ile anılan kararın onanması üzerine davacı tarafından, disiplin cezalarının yargı kararları ile iptal edildiğinden bahisle davanın reddi kararının hukuki dayanağının kalmadığı iddiasıyla yargılamanın yenilenmesi istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlıkta; Dairemizin 11/11/2021 ve 02/02/2022 tarihli ara kararları ile davalı idareden, davacı hakkında tesis edilen 2010 yılı sicil raporuna dayanak alınan disiplin cezalarının hangileri olduğu, bu disiplin cezalarına karşı dava açılıp açılmadığı, şayet dava açılmışsa Mahkemesinin ve dosya numarasının bildirilmesi ile davacı tarafından muhtelif disiplin cezalarının iptali istemiyle açılan davalar sonucunda … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:… , K:… sayılı, … tarih ve E:… , K:… sayılı, … tarih ve E:… , K:… sayılı, … tarih ve E:… , K:… sayılı iptal kararları üzerine davacı hakkında yeniden işlem tesis edilip edilmediği, işlem tesis edilmişse dava açılıp açılmadığı hususlarının sorulması üzerine davalı idare tarafından gönderilen ve 21/03/2022 tarihinde kayıtlara alınan ara karar cevabında; iptal kararları üzerine davacı hakkında yeniden işlem tesis edilmediği, dava açılmadığı, iptal kararları üzerine belgelerin davacının özlük dosyasından çıkartılarak, sicil kayıtlarından silindiği hususları belirtilmiştir.
Bu durumda, … İdare Mahkemesi'nin … tarih ve E:… , K:… sayılı davanın reddine ilişkin kararının gerekçesinde yer verilen disiplin cezalarına karşı açılan davalarda verilen iptal kararlarının, 2577 sayılı Kanun'un 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendi kapsamında değerlendirilerek, işbu dava konusu uyuşmazlıkta bir karar verilmesi gerekirken, aksi yöndeki Mahkeme kararında hukuki isabet bulunmadığı sonucuna ulaşılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle; … İdare Mahkemesinin temyize konu kararının bozulmasına, dosyanın yeniden bir karar verilmek üzere anılan Mahkemeye gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 19/04/2022 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY :

(X-) İdare ve vergi mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenip bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1. fıkrasında yazılı nedenlerin bulunmasına bağlıdır.
İdare Mahkemesince verilen karar ve dayandığı gerekçe usul ve kanuna uygun olup, kaldırılmasını gerektiren bir neden bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın onanması gerektiği görüşü ile çoğunluk kararına katılmıyorum.