
Esas No: 2016/5043
Karar No: 2022/1814
Karar Tarihi: 21.04.2022
Danıştay 13. Daire 2016/5043 Esas 2022/1814 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 13. Daire Başkanlığı 2016/5043 E. , 2022/1814 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2016/5043
Karar No:2022/1814
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … A.Ş.
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesi'nin … tarih ve E:… K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacının yapmış olduğu dikey anlaşma ve çeşitli uygulamalar yolu ile 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun ve 2002/2 Dikey Anlaşmalara İlişkin Grup Muafiyeti Tebliği’ni ihlâl ettiği iddiası üzerine başlatılan önaraştırma sürecinde incelenen "126 istasyona ilişkin dikey anlaşmaların 2002/2 sayılı Tebliğ’in 5. maddesinde düzenlenen istisnadan yararlanamayacağına, söz konusu dikey anlaşmaların 18.09.2005 tarihinden sonra yapılmış olmaları nedeniyle yapıldıkları tarihten itibaren beş yıl süreyle 2002/2 sayılı Tebliğ ile tanınan grup muafiyetinden yararlanma ve uygulanma imkânlarının bulunduğuna, bu tarihten itibaren grup muafiyeti kapsamı dışında kaldığına, söz konusu dikey anlaşmalara bireysel muafiyet de tanınamayacağı" yolundaki … tarih ve … sayılı Rekabet Kurulu (Kurul) kararının sonuç kısmının 2. maddesinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi'nce; uyuşmazlık konusu toplam 126 akaryakıt istasyonlarının tamamında bayi ile malikin bağlantılı kişiler olması nedeniyle ilgili istasyonlara ait dikey anlaşmaların "2002/2 sayılı Tebliğ'in 5. maddesinde düzenlenen istisnadan yararlanamayacağına" ve bayilik sözleşmeleri her ne kadar 5 yıllık süreler için yapılmış ve bu süreden sonra devam edebilmesi için de bayiinin önceden sözleşmeye devam iradesini yazılı olarak göstermesi gerektiği düzenlenmiş olmasına rağmen, 5 yıldan daha fazla (9-11-16 ve 5+x şeklinde) süreyi kapsaması ve bunun tapuya şerh verilerek kuvvetlendirilmesi, kira süresine ait tüm kira bedellerinin sözleşmenin başında tamamen ve peşin olarak ödeneceğinin belirlenmesi ve bu şekilde bayiinin ileriye dönük borçlandırılması, bayiinin sözleşmeyi devam ettirmemek istemesi durumunda ise işlememiş sayılan kira dönemi tutarının 5 yıllık ticari faizi ile (kimi sözleşmelerde LİBOR+5 gibi faiz oranlarıyla) iadesinin gerekmesi ve 5 yılı aşan kira şerhinin kaldırılabilmesinin de davacının faturalandıracağı bir takım masrafların ödenmesinden sonra söz konusu olabilmesi birlikte değerlendirilerek, bayiilerin, borçlandırılmak suretiyle 5 yıl sonunda bayilik ilişkisini sonlandırmasının ve başka bir dağıtıcı ile çalışmasının zorlaştırıldığı kanaatine varıldığı, bu çerçevede dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, incelenen sözleşmelerde malik yahut bayinin yazılı devam iradesini göstermediği durumlarda dikey ilişkinin sona ermesine rağmen, 5 yılı aşar nitelikte rekabet etmeme yükümlülüğünden bahsedilmesinin maddi ve hukuki dayanağı bulunmadığı, kira gibi şahsi veya ayni hakka bağlı olup, hakkın varlığı sona erince kendiliğinden hükümsüz kalan şerhlerin rekabet etmeme yükümlülüğü getirdiğinden söz edilemeyeceği, bayilerin iradelerinin yenilenmesi konusunda yakın zamanlarda Kurul'un daha esnek bir yaklaşım benimsediği, incelemeye konu sözleşmelerin bayilerin durumlarını korumaya yönelik olmasına rağmen tesis edilen işlemin hukuka aykırı olduğu, ayrıca dava konusu Kurul kararının hukuk devleti ile çalışma ve sözleşme özgürlüğünü kısıtladığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, dava konusu Kurul kararının ve davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararının hukuka uygun olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … 'NIN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi'nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddi yolundaki … İdare Mahkemesi'nin … tarih ve E:… , K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın anılan Mahkeme'ye gönderilmesine,
5. 2577 sayılı Kanun'un Geçici 8. maddesi uyarınca, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 21/04/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
