
Esas No: 2019/2384
Karar No: 2022/1576
Karar Tarihi: 21.04.2022
Danıştay 9. Daire 2019/2384 Esas 2022/1576 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 9. Daire Başkanlığı 2019/2384 E. , 2022/1576 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 2019/2384
Karar No : 2022/1576
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : … Hastanesi
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem:Davacının maliki olduğu İstanbul ili Şişli ilçesi … parsel sayılı taşınmaz nedeniyle 2015,2016 ve 2017 yılı için yapılan emlak(bina) vergisi, kültür ve tabiat varlıklarının korunmasına katkı payı ile vergi ziyaı cezasının kaldırılması istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; uyuşmazlığın çözümü için öncelikle davacının 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu'nun "daimi muaflıklar" başlıklı 4. maddesinin f bendinde yer alan "kazanç gayesi olmamak şartiyle işletilen hastanelerin emlak vergisinden muaf olduğuna" ilişkin düzenlemeden yararlanıp yararlanmayacağının incelenmesi gerektiği, davalı idarece davacının kurumlar vergisi mükellefiyeti olduğundan bahisle 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu'nun 4. maddesinin f bendinde yer alan muafiyetten yararlanamayacağı ileri sürülmüşse de; davalı idarece ticari faaliyette bulunulduğuna ilişkin somut bir tespit yapılmadığı, ticari faaliyetin temel amacının, faaliyetten gelir-kazanç-kar elde etmek olduğu, faaliyetin öncelikle hedefinin kazanç elde etme dışında sosyal ve kültürel amaçlar taşıması durumunda başlı başına ticari faaliyetten söz edilemeyeceği, nitekim madde metninde muafiyet için kurumlar vergisi mükellefi olmama vb. bir şart öngörülmediği gibi 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nda da dernek veya vakıflara ait iktisadî işletmeler kar amacı gütmemeleri halinde dahi kurumlar vergisi mükellefi sayılarak tek başına kurumlar vergisi mükellefiyetine sahip olmanın kar amacı güdüldüğüne ilişkin ispatlayıcı niteliğe sahip olmadığı, davacının dosyaya sunduğu bilgi ve belgeler incelendiğinde ise; davacının bağlı olduğu Fransa'da yerleşik "Compaigne Des Filles De La Charite De Saint Vincent De Paul" kuruluşundan 2010-2011 yılları arasında yüksek tutarlarda bağış ve yardım aldığının, yine ilgili yıllarda kurumun mali tabloları ve kurumlar vergisi beyanları incelendiğinde zarar ettiğinin, Hastanenin düşük ücretle veya ücretsiz olarak hizmet verdiği hastaların olduğunun görüldüğü; tüm bu hususlar hep birlikte dikkate alındığında bu tür kurumların kar amacı gütmediği ve esas olarak yürüttükleri faaliyetin ticari faaliyet olarak değerlendirilmesi mümkün bulunmadığından, söz konusu taşınmaz için 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'nun 21. maddesine dayanılarak yapılan bina vergisi ile taşınmaz kültür varlığı koruma payı tarhiyatı işleminde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu cezalı tarhiyatın kaldırılmasına karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davalı idare tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanun'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI:Korunması gerekli kültür varlığı olan yapıda ticari faaliyette bulunulduğundan 10/09/2014 tarihli 6552 sayılı Kanun'un 98. maddesiyle yapılan değişiklik sonucu emlak vergilerinin yarısı oranında yapılan tahakkuk işlemlerinin hukuka uygun olduğu, hastanenin bulunduğu ... ada, ... parseldeki taşınmaza emlak vergisi muafiyeti uygulanmaktayken anılan değişiklikle "tapu kütüğüne korunması gerekli taşınmaz kültür varlığıdır" şerhi konulmuş olan taşınmazlar ile arkeolojik sit alanı ve doğal sit alanı olmaları nedeniyle üzerlerinde kesin yapılanma yasağı getirilen parseller her türlü vergi, resim ve harçtan muaf olduğu, ancak büyükşehir belediyesi sınırları içinde yer alan ve anılan nitelikte olan taşınmazlardan basit usulde vergilendirilenlerin dışında ticari faaliyette kullanılanlar hakkında emlak vergisinin yarısı ve çevre temizlik vergisinin tamamına ilişkin muafiyet uygulanmayacağının düzenlendiği, değişiklik ile izleyen yıldan itibaren 2015-2016-2017 yılları için emlak vergisinin yarısı oranında tarhiyat yapıldığı, davacının kar amacı gütmeyen sivil toplum kuruluşu statüsü yerine özel hastane statüsünü tercih ettiği, ticaret ünvanı alarak kurumlar vergisi mükellefi tesisi ile Türkiye'de faaliyetini sürdüren yabancı bir ticari işletme olduğu, 1319 sayılı Kanun'un 4/e maddesinde kamu menfaatine yararlı derneklere dahi muafiyet tanınırken kurumlar vergisi mükellefi olmamalarının arandığı, dava dilekçesine sunulan kar tablolarının kar amacını gütmediğini ispata yetersiz olduğu, zarar etmesinin ticari işletme olma gerçeğini değiştirmeyeceği, hastanenin bir takım binalarının tapu kaydına göre kiraya verilerek kira geliri elde ettiği, eğitim için staj başvurusu yapanlardan yüksek tutarlarda para alındığı, hastane önünde normal bir otopark işletmesinden daha yüksek miktarlarda otopark ücreti alındığından faaliyetin ticari faaliyet olduğu iddialarıyla kararın bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Yasal dayanaktan yoksun temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'NIN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY:
Davacının maliki olduğu İstanbul ili ... ilçesi ... parsel sayılı taşınmaz nedeniyle 2015,2016 ve 2017 yılı için yapılan emlak(bina) vergisi, kültür ve tabiat varlıklarının korunmasına katkı payı ile vergi ziyaı cezasının kaldırılması istenilmektedir.
İLGİLİ MEVZUAT:
2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'nun 21. maddesine 10/09/2014 yürürlük tarihli 6552 sayılı Yasa'nın 98. maddesi ile eklenen 1. fıkrasında; Tapu kütüğüne “korunması gerekli taşınmaz kültür varlığıdır” kaydı konulmuş olan taşınmaz kültür varlıkları ile arkeolojik sit alanı ve doğal sit alanı olmaları nedeniyle üzerlerinde kesin yapılanma yasağı getirilmiş taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları olan parsellerin her türlü vergi, resim ve harçtan muaf olduğu, ancak, büyükşehir belediyesi sınırları içinde yer alan ve yukarıda nitelikleri belirtilen taşınmazlardan basit usulde vergilendirilenlerin dışında ticari faaliyetlerde kullanılanlar hakkında emlak vergisinin yarısı ve çevre temizlik vergisinin tamamına ilişkin bu muafiyet hükmünün uygulanmayacağı düzenlemesine yer verilmiştir.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 37. maddesinde, her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançların ticari kazanç olduğu, bu Kanunun uygulanmasında, özel okul ve hastanelerle benzeri yerlerin işletilmesinden elde edilen kazancın ticari kazançlardan olduğu hükmü bulunmaktadır.
1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu'nun "daimi muaflıklar" başlıklı 4. maddesinde ise bentler halinde sayılmak suretiyle belirtilen binaların kiraya verilmemek şartıyla bina vergisinden daimi olarak muaf olduğu belirtilmiş, aynı maddenin f bendinde de kazanç gayesi olmamak şartiyle işletilen hastane, dispanser, sağlık, rehabilitasyon, teşhis ve tedavi merkezleri, sanatoryum, prevantoryum, öğrenci yurtları, düşkünler evi, yetimhaneler, revirler, kreşler, kütüphaneler ve korunmaya muhtaç çocukları koruma birliklerine ait yurtlar ve işyerleri ile benzerleri düzenlemesine yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda yer alan 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'nun 21. maddesinin 1. fıkrasının değerlendirilmesinden, tapu kütüğüne “korunması gerekli taşınmaz kültür varlığıdır” kaydı konulmuş olan taşınmaz kültür varlıklarından büyükşehir belediyesi sınırları içerisinde yer alan ve ticari faaliyette kullanılanlardan yarı oranında emlak vergisi alınacağı düzenlemesi bulunduğundan, davacı tarafından gerçekleştirilen özel hastane işletmeciliğinin ticari faaliyet kapsamında olması halinde yarı oranında emlak vergisi alınması gerekmektedir.
Dosyada yer alan bilgi ve belgelerden vergisi ihtilaf konusu olan taşınmaz üzerinde davacı tarafından Sağlık Bakanlığına bağlı olarak özel hastane işletmeciliği faaliyetinde bulunulmakta olup davacının bu faaliyeti nedeniyle kurumlar vergisi mükellefiyetinin bulunduğu anlaşılmaktadır. Kararda davacının kurumlar vergisi beyannamelerinde zarar beyan ettiği ve kar elde etme amacı gütmediğinden hareketle faaliyetinin ticari faaliyet olmayacağı değerlendirilmesinde bulunulmuş ise de; kurumlar vergisi beyannamelerinde zarar beyan edilmesinin bu faaliyetin kazanç gayesi taşımadığına ve ticari faaliyet olmadığına dair bir işaret olarak kabul edilemeyeceği gibi tüm ticari faaliyetlerde her zaman kar veya kazanç elde edilmesinin de mümkün olmadığı açık olup davacının kar amacı gütmediğine dair herhangi bir veri veya somut tespitin de bulunmadığı bilakis bazı taşınmazların 10 ve 12 yıllık sürelerle ile kiraya verilmesi, hastanelerine staj yapmak amacıyla başvuranlardan ücret talep edilmesi gibi kazanç elde etmeye yönelik işlemlerde de bulunulduğu anlaşıldığından kazanç elde etmek gayesi ile özel hastane işlettiği açık olan davacı tarafından söz konusu faaliyetten elde edilen gelirin 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunun yukarıda sözü edilen 37. maddesi uyarınca ticari kazanç olarak kabul edilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Bu durumda; dava konusu 2015,2016,2017 yıllarına ait emlak vergisi, kültür varlıklarının korunmasına katkı payı ve vergi ziyaı cezasının yerinde olup olmadığı yönünde inceleme yapılarak bir karar verilmesi gerekirken, davacının emlak vergisinden muaf olduğu gerekçesiyle davanın kabulü yolunda verilen Vergi Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunu reddeden Bölge İdare Mahkemesi kararında isabet görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Davalının temyiz isteminin kabulüne,
2.İstanbul Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3.Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 21/04/2022 tarihinde kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY: Temyiz isteminin reddi ile bölge idare mahkemesi kararının onanması gerektiği oyu ile karara katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
