17. Ceza Dairesi 2018/6841 E. , 2019/9758 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, mala zarar verme
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel mahkemece sanıklar hakkında verilen hükümler temyiz edilmekle, başvuruların süresi ve kararların niteliği ile suçların tarihine göre dosya görüşüldü:
Sanıkların hırsızlık amacıyla mağdurun evinin bulunduğu apartmana girmeleri sebebiyle haklarında konut dokunulmazlığının ihlali suçundan zamanaşımı süresinde mahallinde işlem yapılması olanaklı görülmüştür.
I)Sanık ... hakkında mala zarar verme suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesinde;
Mala zarar verme suçundan doğrudan hükmolunan adli para cezasının miktar ve türüne göre; 14.04.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6217 sayılı Yasa"nın 26. maddesi ile 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun"a eklenen geçici 2. maddesi gereğince doğrudan hükmolunan 3.000,00 TL dahil adli para cezasına mahkumiyet hükümlerinin temyizi mümkün olmadığından, sanık ... müdafiinin temyiz isteminin 1412 sayılı CMUK"nun 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
II)Sanıklar ..., ... ve ... hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükümlerin temyiz incelemesinde;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanıklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Birlikte suç işleyen sanıkların sebep oldukları yargılama giderlerinden ayrı ayrı, suç ortağı ile birlikte ortak sebep oldukları yargılama giderlerinden ise kendi payları oranında sorumlu tutulması gerekirken eşit tahsiline karar verilmesi suretiyle 5271 sayılı CMK"nun 326/2. maddesine aykırı davranılması,
2-Anayasa Mahkemesi"nin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan 08/10/2015 tarih, 2014/140 Esas ve 2015/85 sayılı kararı ile TCK"nun 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararları kapsamında hak yoksunluklarına ilişkin hükmün yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
3-Sanıklar ... ve ... hakkında hangi ilamların tekerrüre esas alındığı karar yerinde gösterilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ..., ... ve ... müdafilerinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedenleri yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. maddesi aracılığıyla CMUK’nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak; hüküm fıkrasından yargılama giderlerine ilişkin "eşit şekilde alınarak"" cümlesinin çıkarılarak yerine, ""Sanıkların sebebiyet verdikleri yargılama giderleri oranında ayrı ayrı sorumlu tutulmalarına"" cümlesinin eklenmesi ve T.C. Anayasa Mahkemesi"nin, TCK"nun 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanmış olmasından kaynaklanan zorunluluk nedeniyle; "TCK"nun 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin olan tüm kısımların" hükümden çıkartılması ile yerine "TCK"nun 53. maddesinin Anayasa Mahkemesi"nin 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı da gözetilmek suretiyle uygulanmasına" ibaresinin eklenmesi, hüküm fıkrasına "Sanık ... hakkında tekerrür uygulamasına Gölcük 1. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2013/217 Esas 2014/16 Karar sayılı 29.05.2014 kesinleşme tarihli 5237 sayılı TCK"nun 142/1-b. maddesi gereği hükmedilen 1 yıl 8 ay hapis cezasına ilişkin ilamın ve sanık ... hakkında tekerrür uygulamasına Kırıkkale 1. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2012/74 Esas 2013/608 Karar sayılı 07.11.2013 kesinleşme tarihli 5237 sayılı TCK"nun 204. maddesi gereği hükmedilen 2 yıl hapis cezasına ilişkin ilamın esas alınmasına" cümlesi eklenmek suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
III)Sanıklar ... ve ... hakkında mala zarar verme suçundan kurulan hükümlerin temyiz incelemesinde;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanıklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Mağdurun tüm zararının sanıklar ... ve ... tarafından soruşturma aşamasında karşılandığı, sanık ..."in de mağdura karşı eylemini ikrar ile pişmanlığını belirtmesi, zararını gidermek istemesi ve iadeye rızası olmadığına ilişkin bir beyanda da bulunmamış olması karşısında mağdurun tazmin edilecek zararı kalmadığından sanıklar hakkında TCK’nun 168/1. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
2-Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 01.03.2016 tarih, 2015-2-832 Esas ve 2016/102 Karar sayılı ilamında da belirtildiği gibi "Mağdur ve katılanın zararı soruşturma aşamasında giderildiğinden ceza adaletinin sağlanması, hak ve nesafet kuralları ve TCK"nun 168. maddesinde belirtilen indirim oranları gözetilerek mahkemece sanıkların cezasının 1/2 oranından daha fazla olmak koşuluyla indirilmesi gerekirken, 1/2 oranında indirim yapılması isabetsizdir" şeklinde gerçekleşen kabul ile 5237 sayılı TCK"nun 168. maddesinin 1. fıkrasında etkin pişmanlık nedeniyle 2/3 oranına kadar indirim yapılacağının ifade edilmesi, aynı maddenin 2. fıkrasında ise indirim oranının 1/2 olarak öngörüldüğünün anlaşılması karşısında; mağdurun zararını soruşturma aşamasında gideren sanık ... hakkında 5237 sayılı TCK"nun 168/1. maddesi gereği 1/2"den daha fazla oranda indirim yapılması gerektiği gözetilmeden 1/3 oranında indirim yapılması,
3-Anayasa Mahkemesi"nin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan 08/10/2015 tarih, 2014/140 Esas ve 2015/85 sayılı kararı ile TCK"nun 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararları kapsamında hak yoksunluklarına ilişkin hükmün yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
4-Sanıklar hakkında hangi ilamların tekerrüre esas alındığı karar yerinde gösterilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ... ve ... müdafiinin temyiz talepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 26/06/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.