
Esas No: 2022/2047
Karar No: 2022/3013
Karar Tarihi: 22.04.2022
Danıştay 8. Daire 2022/2047 Esas 2022/3013 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 8. Daire Başkanlığı 2022/2047 E. , 2022/3013 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2022/2047
Karar No : 2022/3013
DAVACI : … Derneği
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … Bakanlığı
DAVANIN ÖZETİ :01/03/2022 tarihli ve 31765 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe güren Maden Yönetmeliği'nin Değişiklik Yapılmasına Dair yönetmeliğin 1. maddesinin iptali istenilmektedir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Davaya konu edilen Yönetmelik hükmü ile davalı arasında meşru, kişisel ve güncel bir menfaat ilişkisi bulunmadığından, davanın ehliyet yönünden reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince, dava dilekçesi ve ekleri 2577 sayılı Yasanın 14. maddesi uyarınca incelenerek işin gereği görüşüldü.
Dava; 01/03/2022 tarihli ve 31765 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe güren Maden Yönetmeliği'nin Değişiklik Yapılmasına Dair yönetmeliğin 1. maddesinin iptali istemiyle açılmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinde iptal davaları, idarî işlemler hakkında menfaatleri ihlâl edilenler tarafından, tam yargı davaları da idarî eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan davalar olarak tanımlanmış; 14. maddesinin 3/c bendinde, dava dilekçelerinin, diğer ilk inceleme konuları yanında ehliyet yönünden de inceleneceği belirtilmiş; aynı Kanun'un 15. maddesinin 1/b bendinde ise, davacının dava açma ehliyetinin bulunmadığı anlaşıldığında davanın reddine karar verileceği kurala bağlanmıştır.
İptal davaları, idarenin hukuka uygun davranmasını sağlayan en önemli denetim araçlarından olmakla birlikte, her idari işleme karşı herkes tarafından iptal davası açılmasının idari işlemlerde istikrarsızlığa neden olmaması ve idarenin işleyişinin bu yüzden olumsuz etkilenmemesi için, dava konusu edilecek işlem ile dava açacak kişi arasında belli ölçüler içinde menfaat ilişkisi bulunmasını öngören kanun koyucu, iptal davaları için menfaat ihlalini, subjektif ehliyet koşulu olarak getirmiştir.
İptal davalarındaki subjektif ehliyet koşulunun, doğrudan doğruya hukuk devletinin yapılandırılması ve sürdürülmesine ilişkin bir sorun olması dolayısıyla idari işlemlerin hukuka uygunluğunun iptal davası yoluyla denetlenmesini engellemeyecek bir biçimde anlaşılması gerekmektedir. Nitekim; çevre, tarihi ve kültürel değerlerin korunması, imar uygulamaları gibi kamu yararını yakından ilgilendiren konularda subjektif ehliyet koşulunun, bu durum dikkate alınarak yorumlanması gerektiğine ilişkin Danıştay kararları yerleşik içtihat niteliği kazanmıştır.
Anılan yasal düzenlemeler ile iptal davalarının hukuki nitelikleri göz önüne alındığında, idare hukuku alanında tek taraflı irade açıklamasıyla kesin ve yürütülmesi zorunlu nitelikte tesis edilen işlemlerin, ancak bu idari işlemlerle kişisel, meşru ve güncel bir menfaat ilgisi olanlar tarafından iptal davasına konu edilebileceğinin kabulü zorunludur.
Yukarıda belirlenen kişisel, meşru ve güncel bir menfaat alakasının varlığı taraf ilişkisinin kurulmasında yeterli sayılmakta ve bu husus davanın niteliğine ve özelliğine göre belirlenmektedir.
Bu açıklamalar karşısında, dava açma ehliyetinin bulunup bulunmadığı saptanırken, iptal davasının genel amacının yanı sıra dava konusu idari işlemin niteliğine bakılarak menfaat ilgisinin olaya özgü değerlendirilmesi gerektiği, açıktır.
Dosyanın incelenmesinden; davacı derneğin dernek tüzüğünün 2. maddesinde derneğin amacının hukukun, insanlığın binlerce yıllık tarihsel kazanımlar ışığında geliştirilmesi, insanın özgürleşmesi ve demokratiklik temeline dayalı, toplum bilinci ile güven altına alınmış bir hukuk sisteminin kurulması, başta yaşam hakkı olmak üzere temel haklara ve insanlık onuruna yönelik her türlü saldırının önlenmesi için çalışma yapmak olduğu belirtilmiş, derneğin yapacağı işler başlıklı 3. maddesinin (k) fıkrasında ise; çevrenin ve ekolojik dengenin ve doğal yaşamın korunması için bu amaçlarla kurulmuş örgütlere hukuki ve fiili yardımda bulunacağı, bu doğrultuda gerekli yasal ve fiili düzenleme ve uygulamaların yaşama geçirilmesi için çaba sarf edeceği düzenlenmiş olup, söz konusu maddeler uyarınca davacı derneğin kuruluş amacı ile davaya konu ettiği Yönetmelik hükmü arasında güncel, kişisel ve meşru bir menfaat ilişkisinin bulunduğunun kabulüne olanak bulunmadığı, diğer taraftan derneğin faaliyet alanı kapsamında çevrenin ve ekolojik dengenin ve doğal yaşamın korunması amacıyla kurulmuş örgütlere fiili ve hukuki yardımda bulunacağı ve bu doğrultuda çalışmalar yapacağı düzenlendiği görülmüş olup, kuruluş amacı çevre ve ekolojik dengenin ve doğal yaşamın korunması olmadığı gibi bu amaçlarla kurulan örgüt veya derneklere yardımda bulunmak dışında bu konularda faaliyette bulunacağına ilişkin bir düzenlemeye dernek tüzüğünde yer verilmemesi nedeniyle dava konusu Yönetmelik hükmünün iptalini istemekte doğrudan bir menfaati bulunmadığından davanın ehliyet yönünden reddi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, davanın 2577 sayılı Yasasının 15/1-c maddesi uyarınca ehliyet yönünden reddine, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, artan posta giderinin isteği halinde davacıya iadesine, 22/04/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
