
Esas No: 2018/455
Karar No: 2022/2890
Karar Tarihi: 26.04.2022
Danıştay 4. Daire 2018/455 Esas 2022/2890 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 4. Daire Başkanlığı 2018/455 E. , 2022/2890 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2018/455
Karar No : 2022/2890
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, … Yapı Sanayi Taahhüt Ticaret Ltd. Şti.'nin vergi borçlarının tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen … tarih ve … takip numaralı ödeme emrinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:… , K:… sayılı kararda; davacı adına düzenlenen ödeme emri içeriği vergi borcuna ilişkin olarak şirket adına … tarih ve … takip numaralı ödeme emrinin düzenlendiği, bu ödeme emrine ait tebliğ alındısının Mahkemelerinin 04/11/2016 tarihli ara kararı ile istenilerek incelenmesinden, tebliğ evrakının 213 sayılı Kanun'un 102. maddesi uyarınca tutanak haline getirilmediği, beyanda bulunanın kimliğinin açıkça yazılı olması ve kanunda belirtilen kişilere de imzalatılması gerektiği halde, buna ilişkin hükümlere riayet edilmediğinin görüldüğü bu durumda asıl borçlu şirkete ait amme alacağının usulüne uygun olarak şirketten istenildiğinden söz edilemeyeceğinden, asıl mükelleften takip yolu tüketilmemiş amme alacağının tahsili amacıyla düzenlenen dava konusu ödeme emrinde hukuk uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı adına yapılan işlemlerin hukuka uygun olduğu, temyiz isteminin kabulü ve Vergi Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 10. maddesinde, tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara düşen ödevlerin kanuni temsilciler, tüzelkişiliği olmayan teşekkülleri idare edenler ve varsa bunların temsilcileri tarafından yerine getirileceği, bu kişilerin bu ödevlerini yerine getirmemeleri yüzünden mükelleflerin veya vergi sorumlularının varlığından tamamen veya kısmen alınamayan vergi ve buna bağlı alacakların kanuni ödevlerini yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınacağı hükmüne yer verilmiştir.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un "Kanuni Temsilcilerin Sorumluluğu" başlıklı mükerrer 35. maddesinde de, tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mal varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacaklarının, kanuni temsilcilerin ve tüzel kişiliği olmayan teşekkülü idare edenlerin şahsi mal varlıklarından bu Kanun hükümlerine göre tahsil edileceği düzenlemiştir.
Anılan Kanun hükmü uyarınca şirket borçlarından dolayı kanuni temsilcilerin takip edilebilmesi için, şirket nezdinde usulüne uygun şekilde kesinleşmiş bir kamu alacağının mevcut olması ve söz konusu alacağın kısmen veya tamamen şirketin malvarlığından tahsilinin mümkün olmaması gereklidir.
Dosyanın incelenmesinden; asıl borçlu … Yapı Sanayi Taahhüt Ticaret Ltd. Şti.'nin ödenmemiş vergi borçlarının tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla davacı adına düzenlenen … tarih ve … takip numaralı ödeme emrinin iptali istemiyle davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Olayda, davacı adına düzenlenen ödeme emri içeriği vergi borcuna ilişkin olarak asıl borçlu şirket adına düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emrinin düzenlendiği, şirkete düzenlenen ödeme emrinin tebliğ alındısının incelenmesinden; 23/02/2011 tarihinde "… Mah. … .Cad. … .Sok … " adresinde o dönem şirketin kanuni temsilcisi olan … tarafından tebligatın alınmayarak, şirketin adresten ayrıldığı hususunun imzasız beyan edildiği görülmüştür.
Uyuşmazlıkta her ne kadar Mahkemece, dava konusu ödeme emrinin 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 102. maddesi uyarınca usulüne uygun olarak tutanak haline getirilmediği belirtilmiş ise de asıl borçlu şirket adına düzenlenen 09/02/2011 tarihli ödeme emrinin tebliğ alındısının incelenmesinden şirketin kanuni temsilcisi … "… Mah. … Cad. … .Sok … … " adresinde tebligatı alabilecek durumdayken tebligatı almayarak muhatabın gösterilen adresten ayrıldığını imzasız olarak beyan etmesinin hukuk düzeni tarafından korunmayacağı açık olduğundan, tebligatın usulüne uygun yapılmadığının kabulü hakkaniyet kurallarına ters düşecektir.
Bu durumda asıl borçlu şirkete düzenlenen ödeme emrinin ilanen tebliğine ilişkin kanunun aradığı şartlarının oluştuğu görüldüğünden, asıl borçlu şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinin ilanen tebliğinin usulüne uygun olarak yapılıp yapılmadığı, usulüne uygun olarak yapıldı ise, asıl borçlu şirket tarafından ödeme emirlerine karşı dava açılıp açılmadığı, asıl borçlu şirket nezdinde mal varlığı araştırılması yapılarak amme alacağının tahsil edilebilirlik imkanın olup olmadığı gibi diğer hususları araştırılarak karar verilmesi gerekirken tebliğ evrakının usulüne uygun tutanak haline getirilmediği nedeniyle ödeme emirlerini iptal eden Vergi Dava Dairesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 26/04/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu Vergi Dava Dairesi kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
