13. Hukuk Dairesi 2017/9280 E. , 2020/343 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalıdan 12.750,00 TL karşılığında mobilya satın aldığını, borcunun 150,00 TL"sini elden verdiğini, 1.000,00 TL si için dava dışı bir kişiden olan alacağını davalıya temlik ettiğini, kalan borcu için davalının icra takibi başlattığını, takibin başında 1.600,00 TL ödediğini kalan 10.000,00 TL için ayda 1.000,00 TL ödemek üzere davalı tarafla anlaşıldığını, anlaşmaya göre borcunu ödediğini böylece 30.05.2012 tarihinde tüm borcunun sona erdiğini, ancak davalının tekrar icra takibine girişerek aynı borç dolayısıyla mükerrer tahsilat yapmaya çalıştığını ileri sürerek İnegöl İcra Dairesinin 2011/4846 sayılı takip dosyası nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, alacağın %20 sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı tarafça temyiz edilmiştir.
1-Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise “bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişiyi ifade eder.” şeklinde tanımlanmıştır.
Bir hukuki işlemin 4077 sayılı Yasa kapsamında kaldığının kabul edilebilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gereklidir. Yasada açıklandığı üzere tüketici, bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişidir. Dosya kapsamından davalı ... (...) Ltd. Şti"nin ticari faaliyeti kapsamında tüketiciye mal (mobilya) sunan tüzel kişi satıcı olduğu, davacının ise mesleki olmayan amaçlarla malı edinen tüketici olduğu anlaşıldığından ihtilafın 4077 sayılı Yasa çerçevesinde çözümü gerekir. 4077 sayılı Yasanın 23. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re"sen gözetilir. Bu nedenle, mahkemece Tüketici Mahkemesi görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, davanın esasına girilerek karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
2-Kabule göre de, davacının davada Yerekonmazlar (...) Ltd. Şti yanında ... ile ..."a karşı da husumet yönelttiği göz önüne alındığında, mahkemece verilen "davacının davasının kısmen kabul kısmen reddi ile 1. davacının 8.150,00 TL borçlu olmadığının, 4.600,00 TL borçlu olduğunun tespitine fazlaya ilişkin talebinin reddine, 2. davacının kötü niyet tazminat talebinin reddine" şeklindeki kararda hangi davalılar hakkında hangi icra dosyası için karar verildiği belirgin olmadığından, HMK m.297/2 hükmü gereği infazda tereddüt yaratan mahkeme kararının bozulması gerekir.
3-Bozma sebebine göre davacının temyiz itirazlarının incelenmesine şu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. ve 2. bentte açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, 2. bentte açıklanan nedenle davacının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 20/01/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.