
Esas No: 2020/604
Karar No: 2022/2948
Karar Tarihi: 27.04.2022
Danıştay 4. Daire 2020/604 Esas 2022/2948 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 4. Daire Başkanlığı 2020/604 E. , 2022/2948 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2020/604
Karar No : 2022/2948
TEMYİZ EDEN (DAVALI) :... Vergi Dairesi Başkanlığı
(... Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVACI) : ...
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU : ... Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin ... tarih ve E:... , K:... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, 670 sayılı KHK ile kapatılan ... Eğitim İşletmeleri Ticaret Anonim Şirketi'nin defter ve belge ibraz etmediğinden bahisle düzenlenen vergi inceleme raporuna istinaden kanuni temsilci sıfatıyla re'sen tarh edilen 2012/1 ila 6, 10 dönemlerine ilişkin vergi ziyaı cezalı katma değer vergileri ile 213 sayılı Kanun'un mükerrer 355. maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... Vergi Mahkemesince verilen ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararda; 03/07/2009 tarihinde yürürlüğe giren ve bu tarihten sonraki dönemlere ilişkin olarak uygulanması mümkün olan 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 17. maddesine eklenen 9. fıkrasına dayanılarak kanuni temsilci/tasfiye memuru sıfatlarıyla cezalı tarhiyat yapılması mümkün ise de tüzel kişilikleri ticaret sicilinden silinmeleriyle sona eren şirketlerin, bu tarihten sonra, haklara sahip olması ve borçlu kılınmasının mümkün bulunmadığı, bunun sonucu olarak, münfesih şirket adına tarh ve ceza kesme işlemleri tesis edilemeyeceği gibi ticaret sicilinden silindikten sonra hukuk aleminde var olmayan bir şirket hakkında vergi incelemesi de yapılamayacağı, bu nedenle, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 17. maddesine eklenen 9. fıkrası uyarınca şirketin tasfiye öncesi ve tasfiye dönemine ilişkin vergi borçları için kanuni temsilciler ve tasfiye memurları adına tarhiyat yapılabilmesi ve ceza kesilebilmesi için şirket hakkında yapılan vergi incelemesinin şirketin tasfiye sürecinin sona ermesinden önce tamamlanması gerektiği, olayda, asıl borçlu şirketin 24/08/2016 tarihi itibarıyla sicilden re'sen silindiği ve bu durumun 01/09/2016 tarihinde Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde yayımlandığı, tarh dosyası üzerinden yapılan inceleme üzerine, davacının kanuni temsilcisi olduğu şirket hakkında ... tarih ve ... sayılı Vergi İnceleme Raporu'nun düzenlendiği, şirket hakkında yapılan incelemenin, şirketin ticaret sicilinden silinmek suretiyle tüzel kişiliği son bulduktan sonra tamamlandığı görüldüğünden davacı adına 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 17. maddesine eklenen 9. fıkrası uyarınca yapılan dava konusu cezalı tarhiyatlarda hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; olayda, asıl mükellef şirketin 24/08/2016 tarihi itibariyle ticaret sicilden re'sen silindiği ve bu durumun 01/09/2016 tarih ve 9149 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde yayımlandığı, re'sen terkin öncesinde ...'ın şirketin münferit imzası ile temsile yetkili yönetim kurulu başkanı seçildiğinin 30/06/2016 tarihinde tescil edilerek, bu durumun 11/07/2016 tarih ve 9112 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde yayımlandığı, bu nedenle ...'ın, 30/06/2016 tarihinden hukuki varlığının son bulduğu 24/08/2016 tarihine kadar asıl mükellef şirketin kanuni temsilcisi olduğu, ayrıca dava dosyasına ekli ... tarih ve ... sayılı yönetim kurulu kararının incelenmesinden ...'ın yönetim kurulu başkanı, ...'in yönetim kurulu başkan vekili ve ... 'ın da yönetim kurulu üyesi olduğu ve anılan kişilerce alınan kararda ... 'nin 3 yıl için müdür seçilmesine ve şirketi temsil ve ilzama yetkili kılınmasına karar verildiğinin görüldüğü, bu tarihten sonraki ticaret sicil gazeteleri incelendiğinde de davacıya herhangi bir temsil ve imza yetkisi verilmediği, öte yandan davalı idarece gönderilen bilgi ve belgelerden de davacının kanuni temsilci olduğu yönünde herhangi bir bilgiye rastlanmadığı görülmekte olup; defter ve belgelerin ibraz edilmediği iddia edilen dönemde şirketi temsil ve imza yetkisi bulunmadığı anlaşılan davacı adına yapılan cezalı tarhiyatlarda ve kesilen cezalarda hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Belirtilen gerekçelerle istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davalı idare tarafından, yapılan işlemlerin yasal ve yerinde olduğu belirtilerek temyiz isteminin kabulü ile Vergi Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmüştür.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
TETKİK HÂKİMİ : ...
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu ... Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin ... tarih ve E:... , K:... sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 27/04/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
