Abaküs Yazılım
6. Daire
Esas No: 2021/673
Karar No: 2022/5255
Karar Tarihi: 28.04.2022

Danıştay 6. Daire 2021/673 Esas 2022/5255 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2021/673 E.  ,  2022/5255 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    ALTINCI DAİRE
    Esas No : 2021/673
    Karar No : 2022/5255

    TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Büyükşehir Belediye Başkanlığı
    VEKİLİ : Av. …

    KARŞI TARAF (DAVACI) : …
    VEKİLİ : Av. …

    İSTEMİN ÖZETİ : Eskişehir İli, Odunpazarı İlçesi, … Mahallesi, … Mevkii, … pafta, … parsel sayılı taşınmazın, imar planında otopark alanı olarak belirlenmesine rağmen uzun yıllardır kamulaştırılmaması nedeniyle mülkiyet hakkının sınırlandırıldığından bahisle, uğranıldığı ileri sürülen 20.000,00-TL (miktar artırım dilekçesi ile toplam: 201.810,00 TL) maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsili istemiyle açılan davada; davanın kabulüne, 201.810,00-TL'nin; 20.000,00-TL'sinin dava tarihi olan 17/09/2018 tarihinden itibaren, 181.810,00-TL'sinin ıslah dilekçesinin davalı idareye tebliğ tarihi olan 08/05/2019 tarihinden itibaren işleyecek kamu alacakları için öngörülen en yüksek faizi ile birlikte davalı idarece davacıya ödenmesi yolundaki … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun, mahkeme kararında "hükmedilen tazminata kamu alacaklarına uygulanacak en yüksek faiz uygulanmasına ilişkin bölümünün, hükmedilen tazminat tutarının "yasal faizi ile birlikte ödenmesi" şeklinde düzeltilerek reddine dair … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın, usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

    SAVUNMANIN ÖZETİ: Savunma verilmemiştir.

    DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …'NUN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
    Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairelerince verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkündür.
    … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup bozulmasını gerektirecek bir sebep bulunmadığından, anılan kararın ONANMASINA, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, 28/04/2022 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.

    KARŞI OY (X) :

    Dosyanın incelenmesinden, davacının maliki olduğu uyuşmazlık konusu taşınmazın ilk olarak 1989 tarihli 1/1000 ölçekli imar planında "konut alanı ve yol" olarak planlandığı, söz konusu parselin 1990 tarihinde onaylanan 1/5000 ölçekli nazım imar planında "konut alanı ve yol", 2002 tarihli revizyon nazım imar planında "konut alanı", 2004 tarihli revizyon uygulama imar planında "otopark alanı ve yol", 2007 tarihli revizyon uygulama imar planında "otopark alanı ve yol", yürürlükteki 1/5000 ölçekli nazım imar planında "konut alanı", 1/1000 ölçekli uygulama imar planında ise "otopark alanı ve yol" olarak fonksiyonlandırıldığı, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nın 02/01/2019 tarihinde dava dosyasına sunulan ara kararı cevabında, uyuşmazlık konusu … ada, … nolu parselin imar planında "otopark ve yol" olarak belirlendiği, Büyükşehir Belediye Meclisinin 15.06.2017 sayılı kararı ile 10 metrelik yola isabet eden kısmının kamulaştırma yetkisinin Odunpazarı Belediye Başkanlığına ait olduğunun belirtildiği, uyuşmazlığın çözümü amacıyla İdare Mahkemesince yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu hazırlanan bilirkişi raporunda özetle; " Dava konusu taşınmazın boş arsa konumunda olduğu, taşınmazın 1/5000 ve 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planında … Ada, … ( eski … ) no’lu parsel Otopark alanına isabet ettiği, kadastro parseli olduğu, dosyasındaki tapu bilgilerine göre; Eskişehir İli, Odunpazarı İlçesi, … Mahallesi, … Mevkii, … parsel (Yenileme Sonucu: … mahallesi, … ada, … parsel, 269,08 m2), 269,00 m2, Arsa, … ( … oğlu ) adına tam hisseli olarak kayıtlı olduğu, dava konusu taşınmazın dava tarihindeki (17.09.2018) Piyasa Alım ve Satım Rayiçleri de göz önüne alındığında ve benzer imar durumu esas alınarak yapılan proje geliştirme yöntemine göre arsa birim değerinin 750,00 TL/m² olabileceği, buna göre, … ada, … parselin Arsa Değeri : 269,08 m² x 750,00 TL/m² = 201.810 TL " olduğu yönünde tespit ve görüşlere yer verildiği, anılan bilirkişi raporu hükme esas alınarak davanın kabulü ile, belirlenen tazminat miktarının davalı idarece davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
    Olayda, taşınmazın 10 metrelik yola isabet eden kısım için kamulaştırmadan sorumlu idarenin Odunpazarı Belediye Başkanlığı olduğu sonucuna ulaşıldığından, taşınmazın yola isabet eden alana ilişkin kısmı yönünden davanın ilgili ilçe belediyesinin husumetiyle görülüp karara bağlanması gerekirken, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanlığı husumetiyle görülerek verilen davanın kabulü yolundaki İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine dair temyize konu İdari Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği oyuyla çoğunluğun kararına katılmıyorum.


    KARŞI OY (XX) :

    2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı” başlıklı 2. maddesinin 1. fıkrasında, İdarî işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan davalar, iptal davaları; İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan davalar da, tam yargı davaları olarak sayılmıştır.
    İlgili idarelerin hareketsiz kalarak İmar Kanununda öngörülen sürede kamulaştırma yoluna gitmemek suretiyle taşınmaz sahibinin mülkiyet hakkının süresi belirsiz bir şekilde kısıtlanması idari işlem ve eylem niteliğinde olup bu işlemin iptali ve bu işlem ve eylemden doğan zararın tazmini idari yargıda açılacak iptal ve tazminat davasının konusunu oluşturur. Bir başka ifade ile, hukuki el koyma kavramı yerine, daha doğru bir tanımlama ile "taşınmazın kamulaştırılmaması" suretiyle tasarruf hakkının kısıtlanmasına ilişkin davalar, idari yargıda açılacak iptal ve tam yargı davasının konusudur. İmar Kanununun 10. maddesinde öngörülen 5 yıllık sürenin sonunda kamulaştırmama işlemi iptal davasının; idarenin hareketsiz kalması nedeniyle 5 yıllık sürenin bitiminden kamulaştırma tarihine ya da mülkiyetin idareye geçtiği tarihe kadar varsa uğranılan zararın tazmini ise idari yargıda açılan tazminat davasının konusudur. Ancak burada söz konusu olan, kişilerin mülkiyet hakları üzerinde süresi belli olmayan sınırlama şeklindeki idarenin işlem ve eyleminden doğan zararın tazmini olup mülkiyetin bedele çevrilmesi ise idari yargıda açılan tazminat davasının değil, adli yargıda açılacak bedel tespiti ve tescil davasının konusuna girer.
    Kamulaştırmasız el atma nedeniyle açılan tazminat davaları, taşınmaz mülkiyetinin bedeli karşılığında kamuya aktarılması yoluyla mülkiyete yapılan fiili müdahaleyi sonlandırmayı hedeflemesiyle, sadece idarenin işlem ve eylemlerinden doğan zararın tazminini sağlayan, mülkiyete ilişkin herhangi bir sonuç doğurmayan idari yargıda açılan tam yargı davalarından farklılaşmaktadır. Mülkiyetin bedele çevrilmesi ise, idari eylem ve işlem nedeniyle doğan bir zarar niteliğinde olmadığından idari yargıda görülen tazminat davasının konusuna girmez.
    El atmanın önlenmesi davası ile, mülkiyet hakkına yapılan fiili müdahalenin giderilmesi amaçlanmakta iken kamulaştırmama işlemine karşı açılan iptal davasında ise tam tersine idarenin kamulaştırma bedelini ödemek suretiyle taşınmaz mülkiyetini üzerine alması sağlanmaya çalışılmaktadır. İdarenin hukuka aykırı işleminin iptal edilmesi sonucunda kamulaştırma işlemi gerçekleştirileceğinden, kamulaştırma yükümü altında olan idare tarafından bedel tespiti ve tescil için açılacak dava ise iptal davasının dolayısı ile kamulaştırma işleminin sonucu ve tamamlayıcısıdır.
    Buna göre, imar planında kamu alanında kalan taşınmazlar için süresinde kamulaştırma yapılmaması nedeniyle mülkiyet hakkının kısıtlanmış olduğu, bu nedenle mülkiyetin bedele dönüştürülmesi suretiyle tazminat verilmesi istemiyle açılan davalar, esasen idarenin kamulaştırmama ya da parselasyon yapmama yolundaki olumsuz idari işleminin iptali yoluyla taşınmaz bedelinin ödenmesine ilişkin davalardır. İdarenin taşınmazı kamulaştırmaması nedeniyle mülkiyet hakkının kısıtlanması durumunda, kişinin bu işlem nedeniyle taşınmazının değerini talep edebilmesi için öncelikle kamulaştırmama işleminin iptalini sağlaması, bunun yasal sonucu olarak da mülkiyetin bedele çevrilmesini talep etmesi gerekmektedir. Zira, imar planının uygulanması nedeniyle, mülkiyet hakkının kısıtlanıp kısıtlanmadığı, idarenin imar kanunundaki hükümlere uygun hareket edip etmediği ve kamulaştırma kanunu hükümleri uyarınca kamulaştırma işleminin tesisinin zorunlu olup olmadığı ve bu işlemin hangi idare yada idarelerce gerçekleştirileceğinin tespiti ancak bu konuda açılacak iptal davası ile açıklığa kavuşturulabilecektir. Bedel tespiti ve tescili ise ancak kamulaştırma işleminin gerekliliği ve kamulaştırmayı yapacak idarenin tespitinden sonra kamulaştırma sürecinin bir parçası, tamamlayıcısı niteliğindedir. Nitekim, Kamulaştırma Kanunundaki düzenleme de bu şekilde olup kamulaştırma işleminin uygulanması, gerçekleştirilmesi amacıyla açılan bedel tespit ve tescil davası idarenin taşınmaz mülkiyetini üzerine almasını temine yöneliktir.
    3194 sayılı İmar Kanunu ve ilgili mevzuat yönünden yapılacak değerlendirme sonrasında, tasarruf hakkının süresi belirsiz şekilde kısıtlanması nedeniyle idarenin kamulaştırmama işleminin iptaline karar verilmesi halinde, iptal hükmü gereği taşınmazın değerinin belirlenmesi ve taşınmaz malikine ödenmesi için kamulaştırma kanunundaki sürecin işletilerek idarenin işlem yapması, bu kapsamda asliye hukuk mahkemesinde bedel tespiti ve tescil davası açılması sonucunu da doğuracağından, iptal kararından sonra mülkiyetin bedele dönüştürülmesine ilişkin tazminat istemi hakkında ayrıca inceleme yapılarak karar verilmesine gerek yoktur. Bir başka ifade ile, iptal kararının uygulanması bağlamında idarece kamulaştırma kanununa göre gerekli işlemler başlatılacak olup, ihtiyaç duyulması halinde taşınmazın aynına ilişkin ve tescil sonucunu doğuracak olan bedele ilişkin uyuşmazlık iptal kararının sonucu olarak adli yargı yerinde çözümlenecektir.
    Bu durumda, uyuşmazlıkta, davaya konu taşınmazın kütüphane alanında kaldığı görülmekte ise de, öncelikle söz konusu kamu alanına ilişkin kamulaştırma yapmakla yükümlü idarenin belediye mi yoksa davalı bakanlık mı olduğu hususunun araştırılıp netleştirilip davalı idare hasım mevkiine alıntan sonra; taşınmazdaki mülkiyet hakkının imar planı nedeniyle süresi belirsiz zaman diliminde kısıtlanması halinde idari yargıda sadece kamulaştırmama işleminin hukuka uygunluğu incelenerek kısıtlılık durumunun mevcut olup olmadığı yönünde değerlendirme yapılarak, kamulaştırma yapılmaması yolundaki olumsuz idari işlem hakkında karar verilmesi; mülkiyetin bedele dönüştürülmesi istemiyle tescil sonucunu doğuracak tazminat taleplerine yönelik ise, ortada idari yargı yetkisi kapsamında incelenecek bir tazminat davasının bulunmaması nedeniyle bu konuda karar verilmesine yer olmadığı şeklinde karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşıldığından, Mahkeme kararının yukarıda belirttiğimiz gerekçeyle bozulması gerektiği oyuyla Dairemiz kararına katılmıyorum.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi