
Esas No: 2022/860
Karar No: 2022/1699
Karar Tarihi: 28.04.2022
Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2022/860 Esas 2022/1699 Karar Sayılı İlamı
DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU 2022/860 E. , 2022/1699 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2022/860
Karar No : 2022/1699
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … İdaresi
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : Huk. Müş. …
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Onuncu Dairesinin 21/10/2021 tarih ve E:2016/389, K:2021/5007 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: … Bakanlığı tarafından küçük yerleşim yerlerinde son kullanıcıya ulaşacak içme suyunun güvenliğinin sağlanması amacıyla hazırlanan ve 26/08/2015 tarih ve 29457 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Dezenfeksiyon Teknik Tebliğinin, il özel idarelerine görev ve sorumluluk yükleyen 6. maddesinin 4. fıkrasında yer alan ''... Belediye sınırları dışında kalan yerleşim yerlerinde ise İl Özel İdareleri tarafından gerçekleştirilir.'' ibaresi ile 7. maddesinin 2. fıkrasında yer alan ''... Belediye sınırları dışında kalan yerleşim yerlerinde ise İl Özel İdareleri sorumludur.'' ibaresinin iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Onuncu Dairesinin 21/10/2021 tarih ve E:2016/389, K:2021/5007 sayılı kararıyla;
Dava konusu Tebliğ ile genel olarak, nüfusu 10.000 kişiye kadar olan yerleşim yerlerinde son kullanıcıya ulaşacak içme suyunun güvenliğinin sağlanması amacıyla "hastalık yapıcı mikroorganizmaların yok edilmesi veya etkisiz hale getirilmesi" olarak tanımlanan dezenfeksiyon yönteminin seçilmesine, doğru uygulanmasına ve etkin bir şekilde denetiminin sağlanmasına yönelik düzenlemeler getirilmiş olduğu, Tebliğin dava konusu kısımlarında da, söz konusu dezenfeksiyon yönteminin seçilmesi, uygulanması, gerekli güvenliğin sağlanması ve dezenfeksiyon kapsamında kullanılan klorun seviyesinin denetlenmesi görev ve yetkisinin Büyükşehir Belediyesi sınırları içerisinde kalan yerleşim yerlerinde Büyükşehir Belediyesine bağlı Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüklerine, Büyükşehir Belediyesi olmayan illerde Belediyelere tevdi edildiği, Belediye sınırları dışında kalan yerleşim yerlerinde ise İl Özel İdarelerinin sorumluluğuna verildiğinin görüldüğü,
645 sayılı KHK'nın dava konusu Tebliğin dayanağı olan 2. ve 9. maddelerinin incelenmesinden; yeraltı ve yerüstü sularının kaynağından son kullanıcıya ulaşmasına kadarki bütün süreçlere ilişkin koruma, iyileştirme, yönetme ve kullanma konularında politika belirleme, su yönetimini ulusal ve uluslararası düzeyde koordine etme, dolayısıyla bu alanlarda düzenleme yapma görev ve yetkisinin davalı Bakanlığa ait olduğu; öte yandan 5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanunu uyarınca da, il halkının mahalli müşterek nitelikteki temel ihtiyaçlarından olan "su"yun il halkına uygun şekilde sunumuna yönelik hizmetin belediye sınırı dışında il özel idarelerince yapılacağının açıkça anlaşıldığı,
Buna göre, dezenfeksiyon yönteminin seçimi, uygulanması ve denetimi bakımından Belediye sınırları dışında kalan yerleşim yerlerinde İl Özel İdarelerinin sorumlu tutulmasına yönelik dava konusu düzenlemelerin; 645 sayılı KHK ve 5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanunu'nda çizilen sınırlar dahilinde kalacak şekilde, dayanak mevzuattan alınmış yetki ile normlar hiyerarşisine uygun ve üst normun uygulanmasını göstermek ve açıklamak için düzenlendiği anlaşıldığından, dava konusu düzenlemelerde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, Dairece, dava dilekçesinde ileri sürülen beyanlar dikkate alınmadan eksik inceleme ve değerlendirme ile davanın reddine karar verildiği, il özel idarelerine kanun dışında yönetmelik, tebliğ gibi düzenleyici işlemlerle görev ve sorumluluk yüklenmesinin Anayasa'ya aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …
'ÜN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Onuncu Dairesinin temyize konu 21/10/2021 tarih ve E:2016/389, K:2021/5007 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 28/04/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
