Kamu kurum ve kuruluşları vb tüzel kişiliklerin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık - resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2017/27815 Esas 2020/11069 Karar Sayılı İlamı

15. Ceza Dairesi         2017/27815 E.  ,  2020/11069 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kamu kurum ve kuruluşları, vb.tüzel kişiliklerin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Her iki sanık için ayrı ayrı:
Nitelikli dolandırıcılık suçu yönünden;
TCK"nın 158/1-d,35/2,50,52,62,53. maddeleri uyarınca mahkumiyet
Resmi belgede sahtecilik suçu yönünden;
TCK"nın 204/1,62,53. maddeleri uyarınca mahkumiyet

Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik suçlarından sanıkların mahkumiyetine ilişkin hükümler sanıklar müdafiileri tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Katılan ..."un 03/04/2004-04/04/2009 tarihleri arasında Atabey Belediye Başkanlığı ile birlikte Atabey Belediyesi’nin kuruluşu olan Ata Beton Ltd. Şti."nin müdürlüğünü yaptığı, görev yaptığı süre içerisinde suça konu 20.000 TL bedelli, Ata Beton şirketi adına şirket müdürü olarak alacaklı ve vade kısımları boş bırakılan senedi imzalayıp memurlarına verdiği, yeni dönemde başkanlık görevi sona erince senedin belediyenin kasasında unutulmuş olduğu, katılandan sonra Atabey Belediye Başkanlığı ile birlikte Atabey Belediyesi’nin kuruluşu olan Ata Beton Ltd. Şti."nin yeni müdürü olan sanıklardan ..."ın tutanak karşılığı teslim aldığı katılana ait senedi, aynı şirket adına 3. bir kişiye ciro ettirdiği ya da kendi imzasını değiştirerek kullandığı ve Ata Beton Ltd. Şti. ile hiçbir ticari ilişkisi olmayan diğer sanık ..."a verdiği, senedin gerçeğe aykırı bir biçimde katılandan alacaklıymış gibi ... tarafından ciro edildikten sonra tanık ... vekili tarafından icra takibine konulduğu, bu şekilde sanıkların içeriği itibariyle ve ciro imzası nedeniyle bono üzerinde sahtecilik yaparak kamu kurumunu aracı kılmak suretiyle nitelikli dolandırıcılık ve sahtecilik suçlarını işledikleri iddia olunan olayda; sanıklardan...’nin senedi tutanakla teslim aldığının kendi ikrarı ve tanık Arif"in yeminli anlatımıyla sabit olduğu, kendisinin olmadığı dönemde şirketin borcuna karşılık senedin ciro edildiğini savunmuş ise de diğer sanık ... ile şirket arasında alacak borç ilişkisi bulunmadığı, hangi borca karşılık verildiğinin ispatlanamadığı, sanıklardan...’nın, senetle bir ilgisinin olmadığı, tanık Kadir"in ricasıyla ciroladığı yönündeki savunmasını Kadir"in doğrulamadığı, dönemin belediye başkanı ve Ata Beton Şirketi’nin müdürü olan katılanın şahsi borçlu olmasının olağan bulunmadığı, katılanın şirket adına senedi imzaladığını belirttiği, buna rağmen amacı dışında senedin borçlusu katılan olduğu halde sanıklar... ve..."nın ciroları ile icraya konulduğu kabulü ile tüm dosya kapsamına göre sanıklar hakkında verilen mahkumiyet hükümlerinde bir isabetsizlik görülmemiş, senedi sanıklardan...’nin teslim tutanağı ile teslim almış olması, sanıklardan...’nın, Ata Beton şirketi ile aralarındaki ilişkiyi ve senedin elinde bulunma sebebini açıklayamaması karşısında, açıklanan gerekçelerle bozma isteyen tebliğname görüşüne iştirak edilmemiştir.
Anayasa Mahkemesi"nin 08/10/2015 tarihli, 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı, 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayınlanan kısmi iptal kararı uyarınca, 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde düzenlenen "seçme ve seçilme ehliyetinden ve diğer siyasi hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına" hükmünün iptal edilmesi karşısında, bu hususun infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanık ... müdafiinin, müvekkili yönünden atılı suçların subut bulmadığına, kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna; sanık ... müdafii ve sanık ...’nin delillerin değerlendirilmesinde hataya düşüldüğüne, atılı suçların subut bulmadığına, lehine olan hükümlerin uygulanmadığına yönelik temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA, 04/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.