4. Ceza Dairesi 2015/28994 E. , 2020/1863 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Silahla tehdit, tehdit, başkalarına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre ve sanık ... hakkında tehdit, sanık ... hakkında silahla tehdit ve başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçlarından kurulan hükümlerin temyiz edildiği belirlenerek dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1-5237 sayılı TCK"nın 268/1. maddesinde düzenlenen başkalarına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma suçunun oluşabilmesi için işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılarak soruşturma ve kovuşturma işlemlerinin kimlik bilgileri verilen mağdur hakkında yapılmasına neden olunması gerekir. Resmi bir evrakın düzenlenmesi sırasında belgeyi düzenleme yetkisine sahip kamu görevlisine yalan beyanda bulunulması halinde ise TCK"nın 206. maddesinde düzenlenen suç oluşur.
Somut olayda, temyize konu olaylar ile ilgili polis merkezine getirilen sanığın üzerinde nüfuz cüzdanının olmadığı ve kardeşinin adını vererek kendisini "..." olarak tanıtmış ise de, durumundan şüphelenildiği, bu sırada sanığın kardeşi olan ..."nın telefonla arayarak kardeşi olan sanık ..."nın neden polis merkezinde olduğunu sorması üzerine ..."ya, kardeşi olan sanık ..."nın kendisine ait kimlik bilgilerini kullanarak yalan beyanda bulunduğu, kimlik tespiti yapmak üzere polis merkezine çağrılması üzerine, sanık ..."nın gerçek kimlik bilgisinin ortaya çıktığı, tutanakların gerçek kimlik bilgilerine göre tanzim edildiği olayda, sanık hakkındaki bütün adli işlemlerin gerçek kimlik bilgileriyle yapıldığı, başkasının kimliğini ya da kimlik bilgilerini kullanarak kendisini suçsuz, diğer kişiyi ise işlemediği bir suçun faili olarak göstermediği anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK"nın 268. maddesinde düzenlenen “başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması” suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeyerek yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-Sanık ..."nın tüm aşamamalarda suçlamayı reddetmesi, mağdur ... ile olayın görgü tanıkları da olduğu anlaşılan mağdurla ... ile ..."in aşamalardaki çelişkili ve birbirleri ile tutarlı olmayan beyanları dışında; sanığın tehdit suçunu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak, yeterli ve somut delil bulunmadığı gözetilmeden sanığın beraati yerine, yetersiz ve yerinde olmayan gerekçe mahkumiyetine karar verilmesi,
3-Tehdit suçunun nitelikli hali olan silahla tehdidin kabulü için, silahın, tehdit suçunda bizzat mağdura yönelik olarak görüp hissedilebileceği ve mağdurun üzerindeki etkisini artıracak biçimde teşhiri veya kullanılması gerekir. Mağdurun yokluğunda gerçekleştirilen tehdit eyleminin, silahla tehdit suçunu oluşturabilmesi bakımından, silahın, mağdurun evi, arabası gibi daimi kullanımında olan eşyalarında hasar, iz, emare gibi belirtiler oluşturacak ve bu suretle tehdidin mağdurun üzerinde meydana getirdiği korkunun etkisini artıracak tarzda kullanılması icap eder. Bu itibarla, mağdurun yokluğunda gerçekleşen tehdit eyleminde, salt silah teşhir edilmiş olması, suçun nitelikli halinin oluşumu için yeterli sayılamayacaktır.
Somut olayda, 02.01.2013 tarihli tutanak ve tutanak tanığının beyanında anlaşılacağı üzere, olay yerine gelen polis ekibine sanık ..."in kaçtığının söylenmesi üzerine kaçış istikametine doğru gidildiğinde sanık ..."in polisleri görünce giriş kattaki ikametine girerek tüfek alıp sokağa çıktığı, polis memurlarınca sanığa elindeki av tüfeğini yere bırakması söylenmesine rağmen alkollü olan sanık ..."in polislere doğru koşarak elindeki av tüfeğini boğazına dayadığı, "çekin gidin onları öldüreceğim yoksa kendimi öldüreceğim" dediği, üçe kadar sayarak tüfeği ateşlemek isteği sırada, polis memurlarınca tüfeğin namlusunun tutularak boşluğa doğru çekildiği bu sırada tüfeğin ateş aldığı, mağdurların bulunduğu yer ile silahla ateş edilen yer arasında yaklaşık 70-80 metre civarında mesafe bulunduğu, iki olay yeri arasında çeşitli katlarda yüksek binalar bulunduğundan iki olay yerinin birbirini görmediğinin yapılan keşif ve alınan bilirkişi raporu ile sabit olması karşısında; mağdurların yokluğunda gerçekleşen tehdit eyleminin TCK"nın 106/1. maddesinin 1. cümlesinde düzenlenen suçu oluşturduğu, TCK"nın 106/2-a maddesinde düzenlenen suçun unsurları oluşmadığı halde yerinde olmayan gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi,
4-(3) nolu bozma ilamına uyularak sanık ..."nın eylemin TCK"nın 106/1-1. maddesinde düzenlenen tehdit suçunu oluşturduğunun kabulü halinde ise; 02/12/2016 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanığa isnat edilen TCK"nın 106/1. maddesi kapsamındaki tehdit suçunun uzlaştırma kapsamında bulunduğu anlaşılmış olmakla, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
5-Kabule göre de;
a-02/12/2016 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanık ..."a isnat edilen TCK"nın 106/1. maddesi kapsamındaki tehdit suçunun uzlaştırma kapsamında bulunduğu anlaşılmış olmakla, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
b-Sanıklar hakkında hükmolunan sonuç hapis cezasının TCK"nın 50/1-f maddesi gereğince kamuya yararlı bir işte çalışma tedbirine çevrildiği, bu nedenle tekerrür hükümlerinin uygulanamayacağının gözetilmemesi,
c-Sanıklara verilen hürriyeti bağlayıcı cezalar 5237 sayılı TCK"nın 50/1-f maddesi gereğince seçenek yaptırıma çevrilirken, ""kamuya yararlı bir işte çalıştırılma"" yerine infazı kısıtlayacak biçimde "kamu hizmetinde çalıştırılması"" seçenek yaptırımına çevrilmesine karar verilmesi,
d-(1)nolu bozmada da açıklandığı üzere sanığın etkin pişmanlık göstermesi sonucu gerçek kimlik bilgilerinin tespit edilmediği halde TCK"nın 269/1. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükmünün uygulanması suretiyle eksik ceza tayini,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ... ve ..."ın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, HÜKÜMLERİN 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 28/01/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.