
Esas No: 2022/370
Karar No: 2022/1770
Karar Tarihi: 16.05.2022
Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2022/370 Esas 2022/1770 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun 2022/370 esas ve 2022/1770 karar sayılı dosyasında, 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname'nin 3/1. maddesi uyarınca, FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu gerekçesiyle meslekten çıkarılan davacının, temyizen açtığı davada yapılan incelemeler sonucunda davanın reddine karar verildiği belirtilmiştir. Davacının meslekten çıkarılmasının demokratik anayasal düzene sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği sonucuna varılan davada, dava dosyasındaki bilgi ve belgelerin değerlendirilmesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediği belirtilmiştir. Kanunlar açısından incelenen davada, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca, temyizen incelenen kararın usul ve hukuka uygun olduğu sonucuna varılarak davanın reddi kararına hükmedilmiştir.
"İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2022/370
Karar No : 2022/1770
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Kurulu
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Beşinci Dairesinin 27/09/2021 tarih ve E:2016/13045, K:2021/2717 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname'nin 3/1. maddesi uyarınca FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu gerekçesiyle davacının meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına ilişkin Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun … tarih ve … sayılı kararının iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Beşinci Dairesinin 27/09/2021 tarih ve E:2016/13045, K:2021/2717 sayılı kararıyla;
Davalı idarenin usule ilişkin itirazları yerinde görülmeyerek işin esasına geçilmiş,
"Maddi Olay ve Hukuki Süreç" ile "İlgili Mevzuat"a yer verilmiş; "Yargılamada İzlenen Usul ve Süreç", "FETÖ'ye İlişkin Tespit ve Değerlendirmeler", "Demokratik Anayasal Düzene Sadakat Yükümlülüğü", "Dava Konusu Edilen Kararın Hukuki Niteliği" başlıkları altında genel; "Kişiselleştirme ve Delillerin Değerlendirilmesi" başlığı altında hem genel hem de davacıya özel değerlendirmelerde bulunularak,
Davacı Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
Davacının, ceza yargılaması sonucunda … Ağır Ceza Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile silahlı terör örgütüne üyelik suçundan 1 yıl 6 ay 22 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) 231. maddesinin 5. fıkrası uyarınca davacı hakkında kurulan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, UYAP ortamında yapılan inceleme sonucu davacı hakkında verilmiş olan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının 11/07/2019 tarihinde kesinleştiğinin görüldüğü,
Davacı hakkındaki tanık beyanları ile davacının kendi beyanları yönünden, davacının lise döneminde örgüte müzahir dershaneye gittiğine, üniversitede örgüt evlerinde kaldığına, örgütün toplantı ve sohbetlerine katıldığına ve örgüte himmet verdiğine yönelik kendi beyanları ile örgütün içinde yer aldığına, örgüt toplantılarına katıldığına ve diğer hususlara yönelik tanık ifadelerinin ve davacının bu ifadelere karşı beyanlarının birlikte değerlendirilmesi sonucunda, davacının beyanlarına itibar edilmeyerek, FETÖ ile süregelen bir ilişki içerisinde olduğu sonucuna varıldığı,
ByLock yazışmaları yönünden, davacının adına açıkça yer verildiği görülen ByLock yazışma içeriğinin, davacının FETÖ ile iltisak ve irtibatını ortaya koyan bir unsur olarak değerlendirildiği belirtilerek,
Dava dosyasında bulunan bilgi ve belgeler ile kararda yer verilen açıklamalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacının, FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu ve bu nedenle demokratik anayasal düzene sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, dava konusu kararla özel hayatına saygı hakkına yapılan müdahalenin AİHS ve Anayasa anlamında durumun gerektirdiği ölçüde bir tedbir niteliğinde olduğu anlaşıldığından dava konusu kararda hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle,
davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, hakkında herhangi bir somut suçlama yapılmadan, deliller kişiselleştirilmeden ve savunma hakkı tanınmadan binlerce hakim savcı ile beraber OHAL KHK'sı ile meslekten ihracına karar verildiği; soruşturma tarihi itibarıyla Türk hukukunda irtibat iltisak kavramı bulunmadığı, bu kavramların kanunilikten uzak ve keyfi uygulamalara açık olup, bu durumun cezaların geçmişe yürümemezliği, kanunilik ve bu kapsamda öngörülebilirlik ilkelerini ortadan kaldırdığı; tanıkların beyanına itibar edilemeyecek, hakkında soruşturma bulunan kişiler olduğu ve beyanlarının delil niteliğinde kabul edilemeyeceği; 2013 yılından sonra ByLock kullanıcısı olmak cemaat üyeliği için en önemli delil sayıldığından, savunmasında belirttiği şekilde bu yapıdan belirttiği tarihte ayrıldığını gösterdiği; ByLock mağduru olması, HSYK seçimlerinde tarafsızlığını korumak adına oy kullanmaması, siyasallaşan özel yetkili
mahkemelerden kendi isteği ile ayrılması gibi hususlar birlikte değerlendirildiğinde, 2013 yılında cemaat olarak bilinen bu yapıdan cemaat iken ayrıldığı, hiç bir suç örgütü ile süregelen bir ilişkisinin bulunmadığı; dava konusu işlemin Anayasa'nın 38. maddesine aykırı olduğu, bu işlemle Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6. maddesinde belirtilen bağımsız mahkeme ilkesinin, masumiyet karinesinin, 8. maddesindeki özel hayata saygı hakkının; öte yandan ayrımcılık yasağının, eğitim hakkının, mülkiyet hakkının ihlal edildiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Beşinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'UN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Davacının temyiz isteminin reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Beşinci Dairesinin temyize konu 27/09/2021 tarih ve E:2016/13045, K:2021/2717 sayılı kararının ONANMASINA,
3.Kesin olarak, 16/05/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.