
Esas No: 2022/226
Karar No: 2022/1764
Karar Tarihi: 16.05.2022
Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2022/226 Esas 2022/1764 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun 2022/226 esas ve 2022/1764 karar numaralı kararında, bir davanın temyiz isteminin reddedildiği ve Danıştay Beşinci Dairesi'nin önceki kararının onaylandığı açıklanmıştır. Kararda, davalının usule ilişkin itirazları yerinde bulunmuş ve davacının Anayasa'ya aykırılık iddiası ciddi görülmemiştir. Davacının FETÖ ile iltisakı ve irtibatının olduğuna dair delillerin ele alındığı kararda, davacının FETÖ ile süregelen ilişkisinin Anayasa'ya aykırı olduğu ve dava konusu kararda hukuka aykırılık görülmediği sonucuna varıldığı belirtilmiştir. Kararda, 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname'nin 3/1. maddesi, Anayasa'nın 38. maddesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6. ve 8. maddeleri, ayrımcılık yasağı, eğitim hakkı ve mülkiyet hakkı hakkında da değinilmiştir.
"İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2022/226
Karar No : 2022/1764
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … vasisi …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Kurulu
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Beşinci Dairesinin 10/06/2021 tarih ve E:2017/5325, K:2021/1914 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname'nin 3/1. maddesi uyarınca FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu gerekçesiyle davacının meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına ilişkin Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun … tarih ve … sayılı kararına karşı yapılan yeniden inceleme talebinin reddine ilişkin aynı Kurulun … tarih ve … sayılı kararının iptali ile 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin Anayasa'ya aykırı olduğundan bahisle iptali için Anayasa Mahkemesine başvurulması istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Beşinci Dairesinin 10/06/2021 tarih ve E:2017/5325, K:2021/1914 sayılı kararıyla;
Davalı idarenin usule ilişkin itirazları yerinde ve davacının Anayasa'ya aykırılık iddiası ise ciddi görülmeyerek işin esasına geçilmiş,
"Maddi Olay ve Hukuki Süreç" ile "İlgili Mevzuat"a yer verilmiş; "Yargılamada İzlenen Usul ve Süreç", "FETÖ'ye İlişkin Tespit ve Değerlendirmeler", "Demokratik Anayasal Düzene Sadakat Yükümlülüğü", "Dava Konusu Edilen Kararın Hukuki Niteliği" başlıkları altında genel; "Kişiselleştirme ve Delillerin Değerlendirilmesi" başlığı altında hem genel hem de davacıya özel değerlendirmelerde bulunularak,
Davacı Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
Davacının, ceza yargılaması sonucunda ... Ağır Ceza Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile silahlı terör örgütüne üyelik suçundan 8 yıl 9 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, anılan karara karşı yapılan istinaf başvurusunun, … Bölge Adliye Mahkemesi ... Ceza Dairesinin … tarih ve E:… K:… sayılı kararıyla esastan reddedildiği, bu kararın temyiz edilmesi sonucunda da Yargıtay ... Ceza Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla temyiz isteminin reddiyle mahkumiyet kararının onanmasına karar verildiği ve davacı hakkında verilen mahkumiyet hükmünün 05/02/2019 tarihinde kesinleştiği,
ByLock delili yönünden, davacı hakkında düzenlenen "ByLock Tespit ve Değerlendirme Tutanağı" ile "Bylock CBS Sorgu Sonucu Raporu"nun incelenmesinden; davacının … ID numarasıyla ve bir kullanıcı adı ve şifre almak suretiyle bu ağa dâhil olduğunun anlaşıldığı,
Davacı hakkındaki tanık beyanları yönünden, davacının örgütün içinde yer aldığına ve örgütün hiyerarşik yapısı içerisinde Bölge Talebi Mesulü olarak görev üstlendiğine, örgütün yönlendirmesiyle katalog evlilik yaptığına, örgüt içerisinde yer alan T5 grubunda örgüt toplantılarına katıldığına, üniversitede örgüt evlerinde kaldığına, sınavlara örgütün hakim-savcı sınav çalışma evlerinde hazırlandığına, hakim-savcı adaylığı döneminde örgüt evlerinde kaldığına ve diğer hususlara yönelik ifadeler ile davacının bu ifadelere karşı beyanlarının değerlendirilmesi sonucunda, davacının beyanlarına itibar edilmeyerek FETÖ ile süregelen bir ilişki içerisinde olduğu sonucuna varıldığı belirtilerek,
Dava dosyasında bulunan bilgi ve belgeler ile kararda yer verilen açıklamalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacının, FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu ve bu nedenle demokratik anayasal düzene sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, dava konusu kararla özel hayatına saygı hakkına yapılan müdahalenin AİHS ve Anayasa anlamında durumun gerektirdiği ölçüde bir tedbir niteliğinde olduğu anlaşıldığından dava konusu kararda hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle,
davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, kararda, FETÖ üyesi olduğunu kanıtlamaya
yönelik olarak belirtilen iki olgunun (ByLock ve aleyhe beyanlar) da iptali istenen işlemden sonra ortaya çıkmış olmasının, işlemin tesis edildiği tarihte hukuka uygun olma ilkesine aykırı olduğu; işlem tesis edilirken savunma hakkının tanınmadığı, işlemin kesinleşmesi için öngörülen bir idari yol olan yeniden inceleme talebinin savunma yerine geçemeyeceği; ByLock tutanaklarının usulüne uygun elde edilmediği ve delil niteliği taşımadığı öte yandan güvenilir de olmadığı; tüm tanıkların tutuklama tehdidi altında ve çeşitli vaatlerde bulunularak beyanlarının alındığı, kendilerini kurtarma amacıyla ve/veya tahliye beklentisiyle verdikleri aleyhteki beyanlarının, somut bir suç vakıasına ve olgusuna ilişkin olmadığı; dava konusu işlemin Anayasa'nın 38. maddesine aykırı olduğu, bu işlemle Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6. maddesinde belirtilen bağımsız mahkeme ilkesinin, masumiyet karinesinin, 8. maddesindeki özel hayata saygı hakkının; öte yandan ayrımcılık yasağının, eğitim hakkının, mülkiyet hakkının ihlal edildiği, 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin Anayasa'ya aykırı olduğundan bahisle, iptali talebiyle Anayasa Mahkemesine başvurulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Beşinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'UN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, davacının Anayasa'ya aykırılık iddiası ciddi görülmeyerek, gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Davacının temyiz isteminin reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Beşinci Dairesinin temyize konu 10/06/2021 tarih ve E:2017/5325, K:2021/1914 sayılı kararının ONANMASINA,
3.Adli yardım kararından dolayı ertelenmiş olan temyiz aşamasına ilişkin yargılama giderlerinin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 339. maddesinin 1. fıkrası uyarınca davacıdan tahsili için Dairesince müzekkere yazılmasına,
4.Kesin olarak, 16/05/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.