
Esas No: 2019/4168
Karar No: 2022/1864
Karar Tarihi: 16.05.2022
Danıştay 9. Daire 2019/4168 Esas 2022/1864 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 9. Daire Başkanlığı 2019/4168 E. , 2022/1864 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 2019/4168
Karar No : 2022/1864
TEMYİZ EDENLER :1-(DAVACI) … Kimya Yağ Akaryakıt San. ve Tic. Ltd. Şti.
VEKİLİ : Av. …
2-(DAVALI) … Vergi Dairesi Başkanlığı-…
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, taraflarca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacı adına, bir kısım hasılatını kayıt ve beyan dışı bıraktığı, üretmiş olduğu müstahzarların taahhüt edilenden farklı bir genel tarife istatistik pozisyonunda olduğundan bahisle salınan özel tüketim vergisi üzerinden katma değer vergisi hesaplanması ve önceki dönemden devreden katma değer vergisi tutarın 387.577,39-TL olarak dikkate alınması gerektiği yolundaki vergi inceleme raporuna dayanılarak 2011/Şubat, Nisan, Mayıs ve Aralık dönemleri için re'sen salınan katma değer vergileri ile tekerrür hükümleri uygulanmak suretiyle kesilen bir kat vergi ziyaı cezasının kaldırılması istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ...Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; davacı şirket adına 2010 yılının muhtelif dönemleri için salınan özel tüketim vergilerine karşı … Vergi Mahkemesinin E:… sayısında açılan davada, davacı adına salınan özel tüketim vergileri yönünden ''Davanın Reddine'' karar verilmiş olup, özel tüketim vergileri üzerinden salınan katma değer vergisi nedeniyle, 2010 yılına ait katma değer vergisi beyan tablosunun inceleme elamanınca düzeltilmesi neticesinde 2010/Aralık döneminden 2011/Ocak dönemine devreden 387.577,39-TL indirilebilir katma değer vergisi de dikkate alınarak, şirket adına 2011/Şubat, Nisan, Mayıs ve Aralık dönemleri için salınan dava konusu vergi ziyaı cezalı katma değer vergilerinin dayanağını ve matrahını oluşturan özel tüketim vergilerine karşı Mahkemelerinin E:… sayılı dosyasında açılan davada, davacı şirket hakkında hazırlanan vergi tekniği raporu ile yapılan tespitler doğrultusunda adına tekerrür hükümleri uygulanmak suretiyle %50 artırılarak bir kat olarak kesilen vergi ziyaı cezalı özel tüketim vergilerinde hukuka aykırılık görülmeyerek, … tarih ve E:…, K:… sayılı "Dava Ret" kararı verildiği, bu durumda, davalı idarece kayıt ve beyan dışı bırakılan özel tüketim vergisi tutarları dikkate alınarak inceleme elemanınca yeniden yapılan hesaplamalara göre davacı şirket adına 2011/Şubat, Nisan, Mayıs ve Aralık dönemlerine ilişkin olarak re'sen salınan katma değer vergilerinde hukuka aykırılık bulunmadığı, dava konusu katma değer vergilerinin kaydi envanter sonucunda bulunan belgesiz satış hasılatına ilişkin kısmı bakımından; dava dosyasında bulunan bilgi ve belgeler ve davacı şirket adına 2010 yılının muhtelif dönemleri için salınan özel tüketim vergilerine karşı … Vergi Mahkemesinin E:… sayılı dosyasında açılan davada … tarih, K:… sayılı karar ile ilgili dava dosyasındaki bilgi ve belgeler ile bilirkişi raporunda yapılan tespitlerin ilgili mevzuat hükümleriyle birlikte değerlendirilmesinden; 2011 yılı için yapılan kaydi envanter neticesinde dönem sonu stoklarında bulunmadığı tespit edilen 684.623 kg ''Diğer Yağlar'' isimli emtianın, dönem sonu stoklarında bulunmama nedenine ilişkin olarak şirket yetkilisinin ifadesine göre; söz konusu emtianın daha önceki yıllardan ithal edilen ve 2011 yılına devreden baz yağ olduğu, 2011/Aralık ayında tamamının satıldığı fakat muhasebe biriminde çalışanların tecrübesizliği ve unutkanlığı nedeniyle belge düzenlenmediği, bu durumda Özel Tüketim Vergisi Kanun'un 8/1'inci maddesine istinaden tecil terkin kapsamında ithal edilen ve ancak stoklarda bulunmayan 684.623 kg baz yağın beyan ve kayıtlara intikal ettirilmeden 2011/Aralık ayında satıldığı tespit edildiğinden, davacı şirketin defter, belge, kayıt ve ihtirazı kayıt konulmadan şirket yetkilisince imzalanan ifade tutanakları esas alınarak hazırlanan vergi tekniği raporuyla yapılan tespitler doğrultusunda davacı defter ve belgeleri üzerinden yapılan kaydi envanter sonucunda şirket yetkilisinin ifadesi de dikkate alınarak Özel Tüketim Vergisi Kanun'un 8/1'inci maddesine istinaden tecil terkin kapsamında ithal edilen ve 2010 yılından 2011 yılı stoklarına devreden 684.623 kg baz yağın beyan ve kayıtlara intikal ettirilmeden satıldığı tespit edildiği, davacı şirkete ait defter, belge, kayıt ve YMM üretim tasdik raporlarının uyumsuzluğunun Mahkemelerince yapılan bilirkişi raporuyla tespit edilmesi, vergi incelemesi sırasında tutanağa bağlanan şirket yetkilisinin ifadelerinin şirket yönünden bağlayıcı olması, inceleme sırasında ibrazı istenilen üretim reçetelerinin ibraz edilmemesi ve reçetelerin ibraz edilmemesi hakkında hukuken geçerli herhangi bir mucbir sebebin ileri sürülemediği, dönem sonu stoklarında mevcut olmayan emtiaların stoklarda bulunmama nedeninin muhasebe biriminde çalışanların tecrübesizliğine bağlandığı, şirketin dava konusu olayda basiretli tacir gibi davranmadığı, vergi incelemesi sırasında tespit edilen eksikliklerle ilgili olarak ispat külfeti altına giren davacı şirketçe eksikliklerin neyden kaynaklandığı hukuken geçerli bir şekilde ispat edilemediğinden vergi tekniği raporunda yapılan tespitlerin ve hesaplamaların yerinde ve hukuka uygun olduğu sonucuna varıldığından, belgesiz satış hasılatı olarak belirlenen 698.315,46-TL matrah farkı üzerinden katma değer vergisi ile özel tüketim vergisi üzerinden hesaplanan katma değer vergisinin 2011/Aralık dönemini hesaplanan katma değer vergisine davacı şirketin ilgili dönem beyanları da dikkate alınarak re'sen eklenmesi sonucu salınan katma değer vergisinde de hukuka aykırılık bulunmadığı, davacı şirket adına 2011/Şubat, Nisan, Mayıs ve Aralık dönemleri için salınan katma değer vergileri üzerinden kesilen bir kat vergi ziyaı cezaları yönünden; vergilendirme döneminde, davacı şirketin üretimini gerçekleştirdiği ürünleri düşük oranlı özel tüketim vergisine tabi eşya olarak göstermek suretiyle katma değer vergisi kaybına neden olduğu ve belgesiz satış yaptığı anlaşıldığından, davacı şirketin bu eylemleriyle vergi ziyaına sebebiyet verdiğinin açık olması karşısında; vergi kaybı doğuran bu eylemlere, vergilerin bir katı düzeyinde vergi ziyaı cezası kesilmesinde yasaya aykırılık bulunmadığı, kesilen vergi ziyaı cezalarına tekerrür hükümlerinin uygulanması yönünden ise; şirket adına 2008/Ocak ilâ Aralık dönemine ilişkin kesilen ve tekerrüre esas alınan ilk cezanın … sayılı vergi ceza ihbarnamesiyle 26/04/2010 tarihinde tebliğ edildiği ve kesilen cezaya karşı herhangi bir dava da açılmayarak 2010 yılı içerisinde kesinleştiği anlaşıldığından, ilk cezanın kesinleştiği 2010 yılını takip eden yıldan (2011) itibaren beş (5) yıl içerisinde olmak üzere tekerrür hükümleri uygulanabileceğinden, dava konusu 2011/Şubat, Nisan, Mayıs ve Aralık dönemlerine ilişkin olarak bir kat kesilen uyuşmazlık konusu vergi ziyaı cezalarına 213 sayılı Kanunun 339'uncu maddesi uyarınca tekerrür hükümlerinin uygulanmasında hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Vergi mahkemesi kararının, bir kısım emtianın kayıt ve beyan dışı satıldığının tespit edildiğinden bahisle belirlenen matrah farkları üzerinden hesaplanan ve tekerrür hükümleri de uygulanmak üzere tarh edilen vergi ziyaı cezalı katma değer vergisine isabet eden kısmında 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinde yer verilen kaldırma nedenleri bulunmadığı anlaşıldığından, bu kısma ilişkin istinaf talebinin reddine, üretimi gerçekleştirilen müstahzarların GTİP'inin yanlış gösterilmesi suretiyle eksik beyan edildiğinden bahisle belirlenen matrah farkları üzerinden hesaplanan ve tekerrür hükümler uygulanmak üzere tarh edilen vergi ziyaı cezalı katma değer vergisine isabet eden kısmına yönelik istinaf başvurusu yönünden ise; ihtilafın çözümlenebilmesi amacıyla ihtilaf konusu olan ve davacı tarafından 2010 yıllarında üretilen madeni yağların farklı iki ayrı Özel Tüketim Vergisine tabi olan 34.03 GTİP numaralı ürün kapsamında mı değerlendirilmesi gerektiği yoksa 27.10 GTİP numaralı ürün kapsamında mı değerlendirilmesi gerektiği hususunun açıklığa kavuşturulması gerektiği, inceleme elemanı tarafından yapılan tespitler ile; davacının ilgili dönemde ürettiği müstahzarların baz yağ oranının %70'ten fazla olması nedeniyle ürünlerin 34.03 tarife pozisyonunda değerlendirilemeyeceği, 27.10 tarife pozisyonunda değerlendirilmesi gerektiğinin kabul edildiğinin anlaşıldığı, Mahkemesince konunun çözümü için bilirkişi incelemesi yaptırılmış ise de; seçilen bilirkişiler ve yapılan incelemenin de inceleme elemanının aldığı verilen üzerinden yapıldığı ve davacı şirketin 2011 yılı hesap ve işlemleri üzerinde kaydi envanter çalışmasının yapılamadığından dolayı davacı şirketin 2011 yılında üretime konu ettiği "paslanmayı önleyici müstahzar" isimli ürünün miktarı ve baz yağı içeriği hakkında değerlendirme yapılamadığının belirtildiği, davacı tarafından üretimi gerçekleştirilen ürünün 34.03GTİP numaralı ürün olduğu ve bu üretime ilişkin tüm bilgi ve belgeler incelemeye sunulmasına rağmen gerek inceleme elemanı gerekse bilirkişilerce salt matematiksel hesaplama yöntemi kullanılmak suretiyle ihtilaf konusu ürünlerin herhangi bir kimyasal analize tabi tutulmadan üretilen eşya içeriği "Baz Yağ" oranının dört işlem yöntemi ile bulunmaya çalışıldığı, bu durumda, dava dosyasında yer verilen tüm bilgilerin birlikte değerlendirilmesi neticesinde, inceleme elemanınca kararda belirtilen hususlarda ihtilaf konusu emtia ile ilgili olarak, ürün üzerinde teknik uzmanlığı gerektirecek laboratuvarlarda kimyasal analizler ve tahliller yaptırılmadan hangi GTİP numarasına ait ürün olduğu tespiti yapılamayacağı açık olduğundan, eksik incelemeye dayalı olarak ortaya konulan ve üretimi gerçekleştirilen müstahzarların GTİP'inin yanlış gösterilmesi suretiyle eksik beyan edildiğinden bahisle belirlenen matrah farkı üzerinden hesaplanan vergi ziyaı cezalı katma değer vergisine isabet eden kısmında hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle üretimi gerçekleştirilen müstahzarların GTİP'inin yanlış gösterilmesi suretiyle eksik beyan edildiğinden bahisle belirlenen matrah farkı üzerinden hesaplanan ve tekerrür hükümleride uygulanmak suretiyle tarh edilen vergi ziyaı cezalı katma değer vergisine isabet eden kısmı yönünden istinaf başvurusunun kabulüne,
Mahkeme kararının söz konusu hüküm fıkrasının kaldırılmasına ve bu kısım yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI:
DAVACININ İDDİALARI: Vergi Mahkemesi yargılaması aşamasında bilirkişi incelemesi yapılmış ise de kaydi envanter yapılması konusunda kesin ve somut bir değerlendirme yapılmadığı, baz yağ kullanarak gerçekleştirdiği üretimlerin de söz konusu olduğu, üretime ilişkin olarak inceleme elemanının, kâğıt üzerinden yapılan bir kısım matematiksel işlem ve elindeki üretim reçetesinden hareketle iddialar ortaya atmış ise de bunların yargılama aşamasında bilirkişi raporu ile de teyit edilemediği iddialarıyla kararın aleyhe olan kısmının bozulması istenilmektedir.
DAVALININ İDDİALARI:Davacı kurum hakkında düzenlenen vergi tekniği raporunda, davacının 2011 yılında üretip sattığı 2.784.983 kg mamülün, 1.440.745 kg'nın GTİP cetvelinin 2710 tarife pozisyonunda ve 1.344.238 kg'nın da GTİP cetvelinin 3403 tarife pozisyonunda olduğu, davacının yıl içinde üretip sattığı mamul emtialar için düzenlediği satış faturalarında özel tüketim vergisi göstermediğinden özel tüketim vergisi beyannamelerinde beyan edilen özel tüketim vergisi tutarları ve buna bağlı olarak katma değer vergisi beyannamelerinde beyan edilen katma değer vergisi tutarlarının yanlış hesaplandığının tespit edildiği, Vergi Mahkemesince yaptırılan bilirkişi incelemesi üzerine düzenlenen raporda bilirkişiler tarafından YMM Üretim Tasdik Raporları üzerinden baz yağ oranı hakkında net bir değerlendirme yapılamadığı, defter ve belgeleri üzerinden sağlıklı bir şekilde kaydi envanter çalışması yapılamadığı, vergi müfettişi tarafından yapılan incelemenin ise davacı kuruluş yetkilileri beyan ve ifadeleri ile özel tüketim vergisi beyannamelerinin birlikte değerlendirilmesi ile sonuca varıldığının ifade edildiği, gerek bilirkişiler gerekse vergi müfettişince yapılan değerlendirmelerden anlaşılacağı üzere davacının defter kayıt ve belgelerinin vergi matrahını doğru hesaplanmasına imkan vermeyecek derecede noksan, usulsüz ve karışık olduğu ve bu durumun re'sen tarhiyatı zorunlu kıldığı, yapılan işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı iddialarıyla kararın aleyhe olan kısmının bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Taraflarca savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'İN DÜŞÜNCESİ: Davalı temyiz isteminin özel tüketim vergisi üzerinden hesaplanan vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinin dayanağı özel tüketim vergisine karşı açılan davaya ilişkin Danıştay Yedinci Dairesinin 28/03/2022 tarih ve E:2019/3059, K:2022/1299 sayılı kararı ile davalı idarenin temyiz isteminin kabul edilerek bozulduğu görüldüğünden, bozma üzerine istinaf mercii tarafından verilecek karar dikkate alınmak suretiyle yeniden bir karar verilmek üzere kabulü ile davacı temyiz isteminin;Bölge İdare Mahkemesi kararının tekerrüre ilişkin kısmı yönünden kabul edilerek, 213 sayılı Kanun'un 339. maddesinde yapılan değişiklik dikkate alınmak suretiyle yeniden bir karar verilmek üzere bozulması, kalan kısmı yönünden reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY:
Davacı adına, bir kısım hasılatını kayıt ve beyan dışı bıraktığı, üretmiş olduğu müstahzarların taahhüt edilenden farklı bir genel tarife istatistik pozisyonunda olduğundan bahisle salınan özel tüketim vergisi üzerinden katma değer vergisi hesaplanması ve önceki dönemden devreden katma değer vergisi tutarın 387.577,39-TL olarak dikkate alınması gerektiği yolundaki vergi inceleme raporuna dayanılarak 2011/Şubat, Nisan, Mayıs ve Aralık dönemleri için re'sen salınan katma değer vergileri ile tekerrür hükümleri uygulanmak suretiyle kesilen bir kat vergi ziyaı cezasının kaldırılması istenilmektedir.
İLGİLİ MEVZUAT:
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun "Tekerrür" başlıklı 339. maddesinin olay tarihinde yürürlükte olan hâlinde, "Vergi ziyaına sebebiyet vermekten veya usulsüzlükten dolayı ceza kesilen ve cezası kesinleşenlere, cezanın kesinleştiği tarihi takip eden yılın başından başlamak üzere vergi ziyaında beş, usulsüzlükte iki yıl içinde tekrar ceza kesilmesi durumunda, vergi ziyaı cezası yüzde elli, usulsüzlük cezası yüzde yirmibeş oranında artırılmak suretiyle uygulanır." hükmü yer almakta iken; 26/10/2021 tarih ve 31640 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7338 sayılı Vergi Usul Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 38. maddesiyle 213 sayılı Kanun'un "Tekerrür" başlıklı 339. maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
“MADDE 339 – Vergi ziyaına sebebiyet vermekten veya usulsüzlükten dolayı ceza kesilen ve cezası kesinleşenlere, vergi ziyaı cezasında cezanın kesinleştiği tarihi izleyen günden itibaren beşinci yılın isabet ettiği takvim yılının sonuna kadar, usulsüzlükte cezanın kesinleştiği tarihi izleyen günden itibaren ikinci yılın isabet ettiği takvim yılının sonuna kadar tekrar ceza kesilmesi durumunda, vergi ziyaı cezası yüzde elli, usulsüzlük cezası yüzde yirmibeş oranında artırılmak suretiyle uygulanır. Şu kadar ki, artırım tutarı kesinleşen cezadan (kesinleşen birden fazla ceza olması durumunda bunlardan tutar itibarıyla en yükseğinden) fazla olamaz.
Birinci fıkrada yer alan beş ve iki yıllık sürelerin hesabında, artırıma esas alınan cezaların kesinleşme tarihi dikkate alınır.”
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan bozma sebeplerinden birinin varlığı halinde mümkündür.
Bölge İdare Mahkemesi kararının bir kısım emtianın kayıt ve beyan dışı satıldığının tespit edildiğinden bahisle belirlenen matrah farkları üzerinden hesaplanarak re'sen tarh edilen bir kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisine ilişkin hüküm fıkrasının dayandığı sebepler ve gerekçesi Dairemizce de uygun görülmüş olup davacı tarafından ileri sürülen iddialar, temyize konu kararın belirtilen hüküm fıkrasının bozulmasını gerektirir nitelikte bulunmamıştır.
Davalı idare tarafından dava konusu cezalı tarhiyatın, özel tüketim vergisi üzerinden hesaplanan kısmına yönelik temyiz istemine gelince; özel tüketim vergisine karşı açılan davayı reddeden … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına karşı davacı tarafından yapılan istinaf başvurusunu "üretimi gerçekleştirilen müstahzarların GTİP'inin yanlış gösterilmesi suretiyle eksik beyan edildiğinden bahisle belirlenen matrah farkı üzerinden hesaplanan ve tekerrür hükümleride uygulanmak suretiyle tarh edilen vergi ziyaı cezalı özel tüketim vergisine isabet eden kısmı yönünden" kabul ederek, Mahkeme kararını kaldırıp davayı kısmen kabul eden, kısmen reddeden … Bölge İdare Mahkemesi …. Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının kabule ilişkin kısmının Danıştay Yedinci Dairesinin 28/03/2022 tarih ve E:2019/3059, K:2022/1299 sayılı kararıyla bozulduğu görüldüğünden ve bozma kararı uyarınca verilecek kararın sonucu, dava konusu vergi ziyaı cezalı katma değer vergisini de etkileyeceğinden, Bölge İdare Mahkemesince bu husus göz önüne alınarak yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.
Davacının, Bölge İdare Mahkemesi kararının, vergi ziyaı cezasının tekerrür hükümleri nedeniyle arttırılan kısmına ilişkin hüküm fıkrasına yönelik temyiz istemi yönünden ise;
Yukarıda yer alan 7338 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikle, artırım tutarının, kesinleşen cezadan (kesinleşen birden fazla ceza olması durumunda bunlardan tutar itibarıyla en yükseğinden) fazla olamayacağı öngörülmüş olup anılan değişikliğin gerekçesinde, uygulamada tecrübe edilen hususlar ve yargı kararlarının yanı sıra, fiil ile bu fiile uygulanacak ceza arasında orantı bulunması gerektiğine yönelik, genel ceza hukuku ilkesi de dikkate alınarak, madde gereğince yapılacak artırım tutarının, kesinleşen cezadan fazla olmamasının temin edildiği belirtilmiştir.
Bu itibarla, kesinleşen bir cezanın tekerrüre esas alınması suretiyle, tekrar kesilecek cezanın arttırılmasında, orantılılık ilkesine aykırılığın önüne geçilmesini amaçlayan bu Kanun değişikliğinin failin lehine olduğu anlaşıldığından, suçun işlendiği zaman yürürlükte olan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanun hükümlerinin farklı olması hâlinde, failin lehine olan kanun hükmünün uygulanması gerektiği yönündeki, ceza hukukunun genel ilkesinin uyuşmazlıkta dikkate alınması gerektiği sonucuna varılmıştır.
Bu kapsamda, 2008/Ocak-Aralık dönemine ilişkin kesilen ve tekerrüre esas alınan ilk cezanın … sayılı vergi ceza ihbarnamesinin 2010 yılında itirazsız kesinleşmesi nedeniyle, dava konusu vergi ziyaı cezasının tekerrür hükümleri uygulanmak suretiyle arttırılmasında hukuka aykırılık bulunmamakta ise de, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 339. maddesinde 14/10/2021 tarih ve 7338 sayılı Kanun'un 38. maddesiyle getirilen yeni düzenlemenin dikkate alınması suretiyle, tekerrür şartlarına yönelik değerlendirme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere, Bölge İdare Mahkemesi kararının tekerrüre ilişkin hüküm fıkrasının bozulması gerekmektedir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kısmen kabulüne, kısmen reddine, davalının temyiz isteminin kabulüne,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının tekerrür hükümlerine ilişkin kısmı ile özel tüketim vergisinden kaynaklanan cezalı tarhiyata ilişkin hüküm fıkrasının BOZULMASINA, bir kısım emtianın kayıt ve beyan dışı satıldığının tespit edildiğinden bahisle belirlenen matrah farkları üzerinden hesaplanarak re'sen tarh edilen bir kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisine ilişkin kısmının ONANMASINA,
3. Temyiz isteminde bulunan davacıdan, 492 sayılı Harçlar Kanunu'na bağlı 3 sayılı Tarife uyarınca onanan kısım üzerinden hesaplanacak nispi harcın alınmasına,
4. Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 16/05/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
