12. Hukuk Dairesi 2018/4628 E. , 2018/11066 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davalılar tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Borçlu tarafından icra mahkemesine yapılan başvuruda, hakkında iştirak nafakasına dayalı olarak ... 1. İcra Müdürlüğünün 2002/25 E. sayılı ve yoksulluk nafakasına dayalı olarak 2010/1769 E. sayılı ilamlı takiplerin mevcut olduğu, yoksulluk nafakasına dayalı takibin mükerrer olup, iştirak nafakasına dayalı takipte de 8000 TL fazla tahsilat olduğu ileri sürülerek, bu miktarın yoksulluk nafakasına dayalı takip borcundan mahsup edilmesi talep edilmiş; mahkemece, alınan bilirkişi raporu sonucunda borçludan 4.250,35 TL fazla tahsilat yapıldığı gerekçesi ile fazlaya ilişkin ödemenin davalı alacaklılardan alınarak davacı borçluya verilmesine karar verilmiştir.
Boşanma veya ayrılık vukunda, çocuk kendisine tevdi edilmemiş olan taraf, gücüne göre onun bakım ve eğitim giderlerine katılmakla yükümlüdür (TMK. md. 182). Bu madde uyarınca, ilamda hüküm altına alınan iştirak nafakasının alacaklısı, müşterek çocuk olmayıp, velayet hakkı kendisine verilen eştir. Velayet hakkı küçüğün reşit olması ile sona ereceğinden, bu tarihte iştirak nafakasının da sona ereceği tabiidir. Ancak çocuğun reşit olduğu tarihe kadar ödenmeyerek biriken nafaka alacağı bulunduğu takdirde, velayet hakkı kendisine verilmiş olan eş tarafından, çocuğun reşit olduğu tarihten sonra da bu alacak takibe konu edilerek ödenmesi istenebilir.
TMK"nun 328. maddesine göre de, anne ve babanın çocuğuna bakma mükellefiyeti onun reşit olmasıyla sona erer. Küçük reşit olduktan sonra eğitimine devam ediyorsa bu takdirde, yeni bir dava açarak yardım nafakası talebinde bulunabilir. Küçük reşit olduğu tarihte, hükmedilen iştirak nafakası kendiliğinden sona erer.
Somut olayda, ... 1. İcra Müdürlüğünün 2002/25 E. sayılı dosyasının alacaklısı takibe konu ilamlarda da belirtildiği üzere ... (anne), borçlusu şikayetçi ... (baba) olup, takip konusu iştirak nafakasıdır. Şikayete konu ... 1. İcra Müdürlüğünün 2010/1769 E. sayılı dosyasının ise alacaklısı ... (reşit olan müşterek çocuk), borçlusu şikayetçi ... olup, takibin konusu ... 2. Asliye (Aile) Hukuk Mahkemesinin 2008/406 E.- 2010/51 K. sayılı ilamına dayalı yardım nafakasıdır. Dolayısı ile her iki takibin konusu farklı alacak olduğu gibi, alacaklısı da farklıdır. Zira takibe dayanak ilamlarda, iştirak nafakasının alacaklısı anne iken (takip sırasında ergin hale gelse dahi müşterek çocuk, takipte taraf (alacaklı) olamaz), yardım nafakasının alacaklısı reşit çocuktur.
Bu durumda, fazla tahsilat yapıldığı iddiası ile alacaklıları farklı olan icra dosyalarından, borcun bir diğerine mahsup edilmesi talep edilemeyeceğinden, mahkemece şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve yazılı gerekçe ile hüküm tesisi isabetsizdir.
Öte yandan kabule göre de; karar tarihinde yürürlükte olan ve 31.12.2014 tarihli 29222 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin, İcra ve İflas Müdürlükleri ile İcra Mahkemelerinde Ücret başlıklı 11. maddesinin 3. fıkrasında, icra mahkemelerinde duruşma yapılırsa, tarife gereğince avukatlık ücreti hükmedileceği düzenlenmiştir. Şu kadar ki bu ücret, tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünün iki ve üç sıra numaralarında gösterilen iş ve davalarla ilgili hukuki yardımlara ilişkin olup, tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenecek avukatlık ücretinin bu sıra numaralarında yazılı miktarları geçemeyeceği belirtilmiş ve ekli tarifenin 2. kısım 2. bölüm 3. sırasında, icra mahkemesinde takip edilen dava ve duruşmalı işlerde 500,00 TL maktu vekalet ücretine hükmedileceği öngörülmüş olup mahkemece, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan ve yukarıda belirlenen Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, nispi vekalet ücreti takdiri de yerinde değildir.
SONUÇ : Davalılar temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nin 366. ve HUMK’nin 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08/11/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.