
Esas No: 2019/4573
Karar No: 2022/1922
Karar Tarihi: 17.05.2022
Danıştay 9. Daire 2019/4573 Esas 2022/1922 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 9. Daire Başkanlığı 2019/4573 E. , 2022/1922 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 2019/4573
Karar No : 2022/1922
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : ... Vergi Dairesi Başkanlığı-...
(... Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVACI) : ...
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU : ... Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: ... Pazarlama Nak. Gıda End. Tic. Ltd. Şti.'nin kamu borçlarının tahsili amacıyla, kanuni temsilci sıfatıyla davacı adına düzenlenen 15/01/2018 tarihli ve ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., sayılı ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... Vergi Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararıyla; ... Pazarlama Nak. Gıda End. Tic. Ltd. Şti.' nin vergi borçlarına ilişkin bir kısım ödeme emirlerinin şirketin bilinen adresine tebliğ edilemediğinden ilanen tebliğ edildiği, bir kısım ödeme emirlerinin ise, şirketin bilinen adresine tebliğ edilmesine rağmen ödenmediği, kesinleşen ve vadesinde ödenmeyen alacağın tahsiline yönelik şirket hakkında malvarlığı araştırması yapıldığı ancak şirketten tahsil edilemediğinden bahisle söz konusu amme alacağının tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla davacı adına dava konusu ödeme emirlerinin düzenlendiğinin anlaşıldığı, dava konusu ... sayılı ödeme emrinin asıl borçlu şirket adına düzenlenen .... sayılı ödeme emrinden kaynaklanan kısmı ile ..., ..., ..., ..., ... sayılı ödeme emirlerinin dayanağı olan asıl borçlu şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinin posta yoluyla tebliğinin yapılamadığından bahisle ilanen tebliğ cihetine gidildiği, ilanen tebligat yapılabilmesi için tebliğ alındısının üzerine adreste bulunamama hususunun 213 sayılı Kanun’un 102. maddesinde öngörülen şahıslara imzalatılmak suretiyle tutanak haline getirilmesi gerekmekte iken; davalı idarece sunulan, davacının bilinen adreslerinde tebligat yapılmaya çalışıldığına ilişkin tebliğ alındısının 213 sayılı Kanun’un 102. maddesinde belirtilen şahıslara imzalatılmadığı, hükümde belirtilen şekilde tutulmadığı, bu haliyle tebliğ alındılarının usulüne uygun tutanak haline getirilmediği, dolayısıyla ilanen tebliğ şartları oluşmadığından yapılan tebliğin usulsüz olduğu ve tebligatın bu haliyle geçerli bir tebligat olarak sayılmasının olanaksız olduğu görüldüğünden, tüzel kişilik adına takip yollarının tükendiğinden ve şirketin kanuni temsilcisinden takibi gerektiren kesinleşmiş bir vergi borcu bulunduğundan bahsetmenin mümkün olmaması nedeniyle dava konusu ... sayılı ödeme emrinin asıl borçlu şirket adına düzenlenen ... sayılı ödeme emrinden kaynaklanan kısmı ile ...,...,...,...,..., sayılı ödeme emirlerinde hukuka uygunluk bulunmadığı, dava konusu ... sayılı ödeme emrinin asıl borçlu şirket adına düzenlenen ... sayılı ödeme emrinden kaynaklanan kısmı ile dava konusu ... ve ... sayılı ödeme emirleri yönünden ise; şirket hakkında yapılan malvarlığı araştırması neticesinde dört adet araç tespit edildiği ve haciz işleminin gerçekleştirildiği, ardından alacağın tahsil edilemeyeceğinin anlaşıldığından bahisle kanuni temsilci sıfatıyla davacı adına düzenlenen dava konusu ödeme emirlerinin tebliğ edildiği anlaşılmış olup, davacı hakkında ödeme emirlerinin düzenlendiği tarih itibariyle asıl borçlu şirket adına kayıtlı dört adet araç tespit edildiğinin sabit olduğu, tespit edilen bu araca davalı idare tarafından haciz konulduğu ve henüz satış işleminin gerçekleşmediği, satılması durumunda alacağın kısmen veya tamamen tahsil edilebileceği, dolasıyla alacağın tahsil edilemeyeceği hususunun açık ve net bir şekilde ortaya konulamadığı dikkate alındığında, alacağın asıl borçlu şirketten tahsili için yürütülmesi gereken takibin hukuka uygun şekilde sonlandırılmış olduğundan bahsedilemeyeceğinden, dava konusu ödeme emrinin asıl borçlu şirket adına düzenlenen ... sayılı ödeme emrinden kaynaklanan kısmı ile ... ve ... sayılı ödeme emirlerinde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle kabulüne karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi Kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davalı idare tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Şirket adına usulüne uygun olarak ödeme emirlerinin düzenlenerek şirkete tebliğ edildiği, kesinleşen amme alacakları için şirket nezdinde malvarlığı araştırması yapıldığı, şirkete ait dört araca haciz şerhi işlendiği ve banka hesaplarına bloke konulduğu, amme alacağının şirketten tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması üzerine davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla dava konusu ödeme emirlerinin düzenlendiği, yapılan işlemlerin usul ve yasaya uygun olduğu belirtilerek davanın reddi gerektiği iddiasıyla kararın bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...'İN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY: ... Pazarlama Nak. Gıda End. Tic. Ltd. Şti.'nin kamu borçlarının tahsili amacıyla, kanuni temsilci sıfatıyla davacı adına düzenlenen ... tarihli ve ..., ...,...,...,...,...,..., sayılı ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkindir.
İLGİLİ MEVZUAT:
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 10. maddesinde “Tüzelkişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, Vakıflar ve cemaatler gibi tüzelkişiliği olmayan teşekküllerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara düşen ödevler kanuni temsilcileri, tüzelkişiliği olmayan teşekkülleri idare edenler ve varsa bunların temsilcileri tarafından yerine getirilir. Yukarıda yazılı olanların bu ödevleri yerine getirmemeleri yüzünden mükelleflerin veya vergi sorumlularının varlığından tamamen veya kısmen alınamayan vergi ve buna bağlı alacaklar, kanunî ödevleri yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınır.” hükmüne yer verilmiştir.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un mükerrer 35. maddesinde, tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mal varlığından tamamen ve kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacaklarının, kanunî temsilcilerin ve tüzel kişiliği olmayan teşekkülü idare edenlerin şahsî mal varlıklarından bu kanun hükümlerine göre tahsil edileceği, 54. maddesinde, müddeti içinde ödenmeyen amme alacağının tahsil dairesince cebren tahsil edileceği; olay tarihihnde yürürlükte bulunan; 55. maddesinde, amme alacağını vadesinde ödemeyenlere 7 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı; 58. maddesinde ise, kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahsın, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde vergi mahkemesi nezdinde dava açabileceği belirtilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge İdare Mahkemesi kararının ..., ..., ..., ... sayılı ödeme emrinin asıl borçlu şirket adına düzenlenen ... sayılı ödeme emrinden kaynaklanan kısmı yönünden düzenlenen ödeme emirlerine ilişkin hüküm fıkrası usule ve hukuka uygun olup davalı idare tarafından ileri sürülen iddialar kararın bu kısma ilişkin hüküm fıkrasının bozulmasını sağlayacak nitelikte görülmemiştir.
Bölge İdare Mahkemesinin; ... sayılı ödeme emrinin asıl borçlu şirket adına düzenlenen ... sayılı ödeme emrinden kaynaklanan kısmı, ... ve ... sayılı ödeme emirlerinden kaynaklanan kısmı yönünden ise; Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinin değerlendirilmesinden, tüzel kişiliğe sahip şirketlerin vergi borçlarından dolayı öncelikle o şirket adına tarh ve tahakkuk işlemi yapılacağı, borç ödenmediği takdirde şirket adına ödeme emri düzenleneceği ve kamu alacağının şirketten tahsil edilmesi için idarece 6183 sayılı Kanunda sayılan tüm takip yollarının tüketileceği ve buna rağmen borç şirketten tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması durumunda şirket kanuni temsilcisi hakkında takip yollarına başvurulacağı sonucuna ulaşılmaktadır.
Dosyanın incelenmesinden; Mahkeme kararında her ne kadar, davacı hakkında ödeme emri düzenlendiği tarih itibarıyla asıl borçlu şirket adına kayıtlı dört adet araç tespit edildiğinin sabit olduğu, tespit edilen bu araca davalı idare tarafından haciz konulduğu ve henüz satış işleminin gerçekleşmediği, satılması durumunda alacağın kısmen veya tamamen tahsil edilebileceği hususunun açık ve net bir şekilde ortaya konulamadığı gerekçesiyle dava konusu ödeme emirlerinden ... sayılı ödeme emrinin asıl borçlu şirket adına düzenlenen ... sayılı ödeme emrinden kaynaklanan kısmı, ... ve ... sayılı ödeme emirlerinden kaynaklanan kısmının iptaline karar verilmiş ise de, asıl borçlu şirketten alacağın tahsiline ilişkin işlemlerin usulüne uygun yürütülmesi suretiyle yapılan mal varlığı araştırması neticesinde tespit edilen şirkete ait asıl borçlu şirket adına haciz uygulanan dört aracın olduğu,araçların da 1975 ve 1976 model ... model kamyonet, 1989 model .. model kamyon, 1986 model ... model minübüs araç olduğu ve değerlerinin düşük olduğu, yine her bir araç üzerinde onbeşe yakın haciz bulunulduğu ve ödeme emri borç tutarlarının da dikkate alındığında hacizli araçların satılmaları durumunda dahi kamu alacağının asıl borçlu şirketten tahsil edilemeyeceği anlaşıldığından; kanuni temsilcisi sıfatıyla davacı adına düzenlenen ödeme emrinde hukuka aykırılık bulunmayıp davayı kabul edip, ödeme emirlerini iptal eden Bölge İdare Mahkemesi kararında isabet görülmemiş olup şirket kanuni sıfatıyla düzenlenen ödeme emirlerinin yukarıda hükmüne yer verilen maddelerde sayılan koşulları sağlayıp sağlamadığının değerlendirilmesi suretiyle karar verilmek üzere, dava konusu ödeme emirlerinden davacı adına düzenlenen ... sayılı ödeme emrinin asıl borçlu şirket adına düzenlenen ... sayılı ödeme emrinden kaynaklanan kısmı, ... ve ... sayılı ödeme emirlerinden kaynaklanan kısmının iptaline ilişkin hüküm fıkrasının bozulması gerekmiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalının temyiz isteminin kısmen kabulüne, kısmen reddine,
2. ... Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının; ..., ..., ... sayılı ödeme emrinin asıl borçlu şirket adına düzenlenen ... sayılı ödeme emrinden kaynaklanan kısmı yönünden ödeme emirlerine ilişkin hüküm fıkrasının ONANMASINA, ... sayılı ödeme emrinin asıl borçlu şirket adına düzenlenen ... sayılı ödeme emrinden kaynaklanan kısmı, ... ve ... sayılı ödeme emirlerine ilişkin hüküm fıkrasının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın ... Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 17/05/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
