
Esas No: 2021/6739
Karar No: 2022/3316
Karar Tarihi: 17.05.2022
Danıştay 8. Daire 2021/6739 Esas 2022/3316 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 8. Daire Başkanlığı 2021/6739 E. , 2022/3316 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/6739
Karar No : 2022/3316
DAVACI : ... Sendikası
VEKİLİ : Av. ...
DAVALI : ...Bakanlığı
VEKİLİ : Av. ...
DAVANIN KONUSU :
1- 28/10/2016 tarih ve 29871 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile değişik 07/09/2013 tarih ve 28758 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Millî Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği'nin 23. maddesinin 2. fıkrasına eklenen (h) bendinin,
2- 30. maddenin 1. fıkrasındaki "en az 70" ibaresinin,
3- 88. maddesinin 8. fıkrasının ve
4- 91. maddesinin 2. fıkrasının (ğ) bendinin iptali istenilmiştir.
DAVACININ İDDİALARI :
Hafızlık belgesine sahip olanlara avantajlı bir durum yaratıldığı, Kılavuz hükmünün açık düzenlemesine rağmen bu belge sahiplerinin diğer öğrencilerden farklı olarak sınava girmeksizin veya yeterli puanı almaksızın anadolu imam hatip liselerine yerleştirilmesinin diğer öğrenciler aleyhine bir durum yarattığı, hafızlık belgesi sahibi olan öğrenciler ile olmayan öğrenciler arasında eşitsizliğe sebep olduğu, idare tarafından puanın hangi gerekçelerle yükseltildiğinin ortaya konulamadığı, bu durumun eğitim bölümlerinde yığılmalara ve teknik bölümlerde ise kontenjanların boş kalmasına neden olacağı, öğretmenlerin yaz tatili ve yarıyıl tatili dışında yıllık izinlerinin bulunmadığı, bu durumun 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 103. maddesine aykırılık oluşturduğu, madde metninde öğretmenin yaz ve yarıyıl tatillerinde yapacağı koordinatörlük görevi için istek ve tercihinin dikkate alınacağına ilişkin düzenlemeye yer verilmeyerek eksik düzenlendiği, 91. maddesinin 2. fıkrasının (ğ) bendinde yer alan; "Özel eğitim sınıflarında görev yapan özel eğitim öğretmenleri ile çocuk gelişimi alanına ait uygulama ana sınıflarında görev yapan okul öncesi öğretmenleri nöbet görevinden muaf tutulur." düzenlemesinin bu öğretmenlerin zaten sınıflardaki öğrencilerin özel durumları gereği teneffüslerde de fiilen nöbet tuttukları, öğretmenlerin toplu sözleşme ile verilen mali haklarının engellendiği fiilen nöbet tutmalarına rağmen anılan düzenleme ile nöbet ücreti almalarının engellendiği savunulmaktadır.
DAVALININ SAVUNMASI :
Millî Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliğinin 23. maddesinin 2. fıkrasına eklenen (h) bendindeki düzenleme ile hafızlık mesleğinin uzun bir emek ve çabanın ürünü olduğu, bu öğrencilerin zaten az sayıdaki hafızlık projesi uygulayan okullara yerleştirilmesinin yapılacağı ve bu nedenle diğer öğrenciler aleyhine dezavantajlı bir durum yaratılmadığı, 30. maddenin 1. fıkrasındaki düzenleme ile teknik eğitimin niteliğinin yükseltilmesinin amaçlandığı ve kontenjanların boş kalacağı iddiasının yersiz olduğu, 88. maddeye eklenen 8. fıkrasında yer alan düzenlemede mesleki eğitimin kesintisizliğinin ve stajın yaz tatili ve yarıyıl tatillerinde yapılmasının esas olduğu, bu durumda öğrencilerin izlenmesi ve denetlenebilmesi için bu düzenlemenin gerekli olduğu ve 91. maddesinin 2. fıkrasının (ğ) bendindeki düzenlemede ise; bu öğretmenlerin öğrencilerin özelliği gereği nöbet görevi almaları halinde telafisi olmayacak kazalara sebebiyet verileceğinden bahisle nöbetten muaf tutuldukları belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : ...
DÜŞÜNCESİ : Bozma kararına uyularak, 28/10/2016 tarih ve 29871 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile değişik 07/09/2013 tarihli ve 28758 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Millî Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği'nin 23. maddesinin ikinci fıkrasına eklenen; "8 inci sınıfı tamamlayan ve Diyanet İşleri Başkanlığınca hafızlık belgesi verilen ancak yerleştirmeye esas puanı bulunmayan ya da herhangi bir ortaöğretim kurumuna yerleşemeyen öğrenciler tercihleri de dikkate alınarak hafızlık programı uygulayan Anadolu imam hatip liselerine komisyonca dengeli bir şekilde yerleştirilir." şeklindeki (h) bendinin iptaline karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
DANIŞTAY SAVCISI : ...
DÜŞÜNCESİ : Dava, 28/10/2016 tarih ve 29871 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile değişik 07/09/2013 tarihli ve 28758 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Millî Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliğinin
1- 23. maddesinin 2. fıkrasına eklenen (h) bendinde yer alan; "8 inci sınıfı tamamlayan ve Diyanet İşleri Başkanlığınca hafızlık belgesi verilen ancak yerleştirmeye esas puanı bulunmayan ya da herhangi bir ortaöğretim kurumuna yerleşemeyen öğrenciler tercihleri de dikkate alınarak hafızlık programı uygulayan Anadolu imam hatip liselerine komisyonca dengeli bir şekilde yerleştirilir." düzenlemesinin,
2- 30. maddenin 1. fıkrasındaki; "Mesleki ve teknik Anadolu liselerinin Anadolu teknik programlarına geçiş için ortaöğretim kurumlarının 9 uncu sınıfını doğrudan geçen ve yılsonu başarı puanı en az 70 olan öğrenciler başvurabilir. Başvuru ve yerleştirme işlemleri Bakanlıkça belirlenen esaslara ve kayıt takvimine göre e-Okul sistemi üzerinden yapılır. " düzenlemesinde yer alan "en az 70" ibaresinin;
3- 88. maddeye eklenen 8. fıkrasında yer alan; "Yarıyıl ve yaz tatilinde staj ve işletmelerde beceri eğitimine devam eden öğrenci bulunması hâlinde ikinci fıkranın (b) bendinde belirlenen esaslara göre koordinatör öğretmen görevlendirilir." düzenlemesinin,
4- 91. maddesinin 2. fıkrasının (ğ) bendinde yer alan; "Özel eğitim sınıflarında görev yapan özel eğitim öğretmenleri ile çocuk gelişimi alanına ait uygulama ana sınıflarında görev yapan okul öncesi öğretmenleri nöbet görevinden muaf tutulur." düzenlemesinin iptali istemiyle açılmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 46'ncı maddesinin 1'inci fıkrasında; Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarına karşı Danıştayda temyiz yoluna başvurulabileceği, 49’uncu maddesinin 2’nci fıkrasında, temyiz incelemesi sonunda Danıştayın; görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması, hukuka aykırı karar verilmesi ve usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması sebeplerinden dolayı incelenen kararı bozacağı; 4’üncü fıkrasında, Danıştayın ilk derece mahkemesi olarak baktığı davaların temyizen incelenmesinde bu madde ile ısrar hariç 50’nci madde hükümlerinin kıyasen uygulanacağı hükme bağlandığından; ilk derece mahkemesi sıfatıyla bakılan davaların temyiz incelemesi sonucu ilgili dava daireleri kurulunca; usul veya esas bakımından yeniden bir araştırma, inceleme yapılmasını veya maddi ve hukuki olayın yeniden yorumlanmasını gerektirmeyecek şekilde verilen bozma kararlarına karşı, ilk kararı veren Danıştay dava dairesine “ısrar hakkı” tanınmamıştır. Dolayısıyla, kararı bozulan Danıştay dava dairesi, bozma kararına uymak zorundadır.
Dosyanın incelenmesinden, 07/09/2013 tarihli ve 28758 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Millî Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği'nin 23. maddesinin 2. fıkrasının (h) bendi , 30. maddesinin 1. fıkrasında yer alan; ''en az 70" ibaresinin , 88. maddesinin 8. fıkrası ve 91. maddesinin 2. fıkrasının (ğ) bendinin iptali istemiyle açılan davada, Yönetmeliğin "Öğrenci yerleştirme ve nakil komisyonu" başlıklı 23. maddesinin 2. fıkrasının (h) bendi , "Anadolu teknik programına geçiş" başlıklı 30. maddesinin 1. fıkrasında yer alan; "Mesleki ve teknik Anadolu liselerinin Anadolu teknik programlarına geçiş için ortaöğretim kurumlarının 9 uncu sınıfını doğrudan geçen ve yılsonu başarı puanı en az 70 olan öğrenciler başvurabilir. Başvuru ve yerleştirme işlemleri Bakanlıkça belirlenen esaslara ve kayıt takvimine göre e-Okul sistemi üzerinden yapılır. " düzenlemesindeki "en az 70" ibaresi yönünden , "Öğretmenlere nöbet görevi verilmesinin esasları" başlıklı 91. maddesinin 2. fıkrasının (ğ) bendi yönünden karar verilmesine yer olmadığına, Yönetmeliği'nin "Koordinatör öğretmen görevlendirilmesi" başlıklı 88. maddesinin 8. fıkrası yönünden davanın reddine ilişkin Danıştay 8.ve 2. Dairelerinin müşterek verdiği 11/03/2020 tarih ve E:2016/15234, K:2020/1778 sayılı kararının temyizen incelenmesi sonucu Danıştay İdari Dava Daireleri 02/06/2021 tarih ve E:2020/2727, K:2021/1128 sayılı kararıyla davanın reddine ve Yönetmeliğin 30. maddenin 1. fıkrasındaki "en az 70" ibaresi ile 91. maddesinin 2. fıkrasının (ğ) bendi hakkında karar verilmesine yer olmadığına ilişkin kısımlarının onanmasına, anılan kararın Yönetmeliğin 23. maddenin 2. fıkrasının (h) bendi hakkında karar verilmesine yer olmadığına ilişkin kısmının ise, yürütme aşamasında verilen ve işlemin yürürlüğünü askıya alan yürütmenin durdurulmasına ilişkin yargı kararının yerine getirilmesi amacıyla, anayasal ve yasal zorunluluk nedeniyle dava konusu Yönetmelik'te değişiklik yapıldığı ve anılan maddenin yürürlükten kaldırıldığı anlaşıldığından, açıkça hukuka aykırılığı tespit edilen 23. maddenin 2. fıkrasının (h) bendi yönünden esas aşamasında da, işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekmekte olup, bu kısım hakkında Müşterek Kurulca karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinde hukuki isabet görülmediği gerekçesiyle bozulmasına, karar verildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, yargı kararı uyarınca düzenleme yapıldığı görüldüğünden açıkça hukuka aykırılığı tespit edilen 23. maddenin 2. fıkrasının (h) bendi yönünden iptal kararı verilmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, İdari Dava Daireleri Genel Kurul kararı uyarınca bozulan kısım olan dava konusu Yönetmeliğin 23. maddenin 2. fıkrasının (h) bendi yönünden düzenlemenin iptali gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci ve İkinci Daireleri Müşterek Kurulunca verilen 11/03/2020 tarih ve E:2016/15234, K:2020/1778 sayılı kararın Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun 02/06/2021 tarih ve E:2020/2727; K:2021/1128 sayılı kararıyla Yönetmeliğin 23. maddenin 2. fıkrasının (h) bendi hakkında karar verilmesine yer olmadığına ilişkin kısmının bozulması üzerine, bozma kararına uyularak 2575 sayılı Yasaya 3619 sayılı Yasayla eklenen Ek 1 maddesi hükmü uyarınca birlikte yapılan toplantıda Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü.
İNCELEME VE GEREKÇE:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 'Temyiz' başlıklı 46. maddesinin 1. fıkrasında, Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının Danıştay'da temyiz edilebileceği; 2575 sayılı Danıştay Kanunu'nun 'İdari ve vergi dava daireleri kurullarının görevleri' başlıklı 38. maddesinde, İdari Dava Daireleri Kurulunca idari dava dairelerinden ilk derece mahkemesi olarak verilen kararların temyizen inceleneceği; 2577 sayılı Kanun'un 'Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar' başlıklı 49. maddesinin 4. fıkrasında da, Danıştayın ilk derece mahkemesi olarak baktığı davaların temyizen incelenmesinde bu madde ile ısrar hariç 50. madde hükümlerinin kıyasen uygulanacağı kurala bağlanmıştır.
Yukarıda aktarılan mevzuat hükümleri uyarınca Danıştay Dava Dairelerinin ilk derece mahkemesi olarak verdiği kararların temyizen bozulması durumunda ısrar olanağı tanınmamıştır.
Bu nedenle, bozma kararı gözönünde bulundurularak, yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
İlgili mevzuat:
Anayasa'nın 124. maddesinde; Cumhurbaşkanı, bakanlıklar ve kamu tüzelkişilerinin, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve Cumhurbaşkanlığı Kararnamelerinin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla, yönetmelikler çıkarabilecekleri kuralı yer almıştır. Anayasanın aktarılan hükmü ve normlar hiyerarşisi bağlamında, bir yasa hükmüne dayalı olarak hazırlanan yönetmelikler ile yasa hükümlerine açıklık getirilmesi ve yasa hükümlerinin uygulamaya geçirilmesi amaçlanmaktadır.
10/07/2018 tarih ve 30474 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nin "Milli Eğitim Bakanlığı" başlıklı onuncu bölümünde düzenlenen "Görevler" başlıklı 301. maddesine göre; "Milli Eğitim Bakanlığının görev ve yetkileri şunlardır.
a) Okul öncesi, ilk ve orta öğretim çağındaki öğrencileri bedenî, zihnî, ahlakî, manevî, sosyal ve kültürel nitelikler yönünden geliştiren ve insan haklarına dayalı toplum yapısının ve küresel düzeyde rekabet gücüne sahip ekonomik sistemin gerektirdiği bilgi ve becerilerle donatarak geleceğe hazırlayan eğitim ve öğretim programlarını tasarlamak, uygulamak, güncellemek; öğretmen ve öğrencilerin eğitim ve öğretim hizmetlerini bu çerçevede yürütmek ve denetlemek,
b) Eğitim ve öğretimin her kademesi için ulusal politika ve stratejilerin belirlenmesi amacıyla gerekli çalışmaları yapmak, uygulamak, uygulanmasını izlemek ve denetlemek, ortaya çıkan yeni hizmet modellerine göre güncelleyerek geliştirmek,
c) Eğitim sistemini yeniliklere açık, dinamik, ekonomik ve toplumsal gelişimin gerekleriyle uyumlu biçimde güncel teknik ve modeller ışığında tasarlamak ve geliştirmek,
ç) Eğitime erişimi kolaylaştıran, her vatandaşın eğitim fırsat ve imkânlarından eşit derecede yararlanabilmesini teminat altına alan politika ve stratejilerin geliştirilmesi amacıyla çalışmalar yapmak, belirlenen politikaları uygulamak, uygulanmasını izlemek ve koordine etmek,
d) Kız öğrencilerin, engellilerin ve toplumun özel ilgi bekleyen diğer kesimlerinin eğitime katılımını yaygınlaştıracak politika ve stratejilerin geliştirilmesi amacıyla gerekli çalışmaları yapmak, belirlenen politikaları uygulamak ve uygulanmasını koordine etmek,
e) Özel yetenek sahibi kişilerin bu niteliklerini koruyucu ve geliştirici özel eğitim ve öğretim programlarını tasarlamak, uygulamak ve uygulanmasını koordine etmek,
f) Yükseköğretim kurumları dışındaki eğitim ve öğretim kurumlarını açmak, açılmasına izin vermek ve denetlemek,
g) Yurtdışında çalışan veya ikamet eden Türk vatandaşlarının eğitim ve öğretim alanındaki ihtiyaç ve sorunlarına yönelik çalışmaları ilgili kurum ve kuruluşlarla işbirliği içinde yürütmek,
ğ) Yükseköğretim dışında kalan ve diğer kurum ve kuruluşlarca açılan örgün ve yaygın eğitim ve öğretim kurumlarının denklik derecelerini belirlemek, program ve düzenlemelerini hazırlamak,
h) Yükseköğretimin millî eğitim politikası bütünlüğü içinde yürütülmesini sağlamak için, 4/11/1981 tarihli ve 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu ile Bakanlığa verilmiş olan görev ve sorumlulukları yerine getirmek,
ı) Kanunlarla ve Cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle verilen diğer görevleri yapmak." düzenlemesi yer almaktadır.
1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu'nun "Genel amaçlar" başlıklı 2. maddesinin 3. fıkrasında; "İlgi, istidat ve kabiliyetlerini geliştirerek gerekli bilgi, beceri, davranışlar ve birlikte iş görme alışkanlığı kazandırmak suretiyle hayata hazırlamak ve onların, kendilerini mutlu kılacak ve toplumun mutluluğuna katkıda bulunacak bir meslek sahibi olmalarını sağlamak" genel amaçlar arasında sayılmış olup; "Eğitim hakkı" başlıklı 7. maddesinde; "İlköğretim görmek her Türk vatandaşının hakkıdır. İlköğretim kurumlarından sonraki eğitim kurumlarından vatandaşlar ilgi, istidat ve kabiliyetleri ölçüsünde yararlanırlar." hükmüne yer verilmiştir.
Yine, 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu'nun "Orta öğretim" başlıklı bölümün altında yer alan "kapsam" başlıklı 26. maddesinde; " Ortaöğretim; ilköğretime dayalı dört yıllık zorunlu örgün veya yaygın öğrenim veren genel, mesleki ve teknik öğretim kurumları ile mesleki eğitim merkezlerinin tümünü kapsar. Bu okul ve kurumları bitirenlere, bitirdikleri programın özelliğine göre diploma verilir. Ancak mesleki eğitim merkezi öğrencilerinin diploma alabilmeleri için Millî Eğitim Bakanlığınca belirlenen fark derslerini tamamlaması zorunludur." hükmü, "Ortaöğretimden yararlanma hakkı" başlıklı 27. maddesinde; "İlköğretimini tamamlayan ve ortaöğretime girmeye hak kazanmış olan her öğrenci, ortaöğretime devam etmek ve ortaöğretim imkanlarından ilgi, istidat ve kabiliyetleri ölçüsünde yararlanmak hakkına sahiptir." "Amaç ve görevler" başlıklı 28. maddesinde ise; "Ortaöğretimin amaç ve görevleri, Milli Eğitimin genel amaçlarına ve temel ilkelerine uygun olarak;
1. Bütün öğrencilere ortaöğretim seviyesinde asgari ortak bir genel kültür vermek suretiyle onlara kişi ve toplum sorunlarını tanımak, çözüm yolları aramak ve yurdun iktisadi sosyal ve kültürel kalkınmasına katkıda bulunmak bilincini ve gücünü kazandırmak,
2. Öğrencileri, çeşitli program ve okullarla ilgi, istidat ve kabiliyetleri ölçüsünde ve doğrultusunda yüksek öğretime veya hem mesleğe hem de yüksek öğretime veya hayata ve iş alanlarına hazırlamaktır.
Bu görevler yerine getirilirken öğrencilerin istekleri ve kabiliyetleri ile toplum ihtiyaçları arasında denge sağlanır." düzenlemeleri yer almaktadır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME
07/09/2013 tarihli ve 28758 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Millî Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği'nin "Öğrenci yerleştirme ve nakil komisyonu" başlıklı 23. maddesinin 2. fıkrasının (h) bendi yönünden yapılan inceleme:
28/10/2016 tarih ve 29871 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile Millî Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği'nin 23. maddesinin ikinci fıkrasına eklenen (h) bendinde " 8 inci sınıfı tamamlayan ve Diyanet İşleri Başkanlığınca hafızlık belgesi verilen ancak yerleştirmeye esas puanı bulunmayan ya da herhangi bir ortaöğretim kurumuna yerleşemeyen öğrenciler tercihleri de dikkate alınarak hafızlık programı uygulayan Anadolu imam hatip liselerine komisyonca dengeli bir şekilde yerleştirilir." düzenlemesine yer verilmiştir.
Davacı Sendika; bu düzenlemenin, mevcut orta öğretime geçiş sistemi ile Anayasa'da ve 1739 sayılı Yasa'da yer alan eğitimde fırsat ve imkan eşitliği ilkesine aykırı olduğunu iddia etmektedir.
Anayasa'nın "Kanun önünde eşitlik" başlıklı 10. maddesinde; herkesin, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşit olduğu, hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamayacağı, Devlet organları ve idare makamlarının bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorunda olduğu kurala bağlanmıştır.
1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu'nun "Genellik ve eşitlik" başlıklı 4. maddesinde, eğitimde hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamayacağı; "Eğitim hakkı" başlıklı 7. maddesinde, ilköğretim kurumlarından sonraki eğitim kurumlarından vatandaşların ilgi, istidat ve kabiliyetleri ölçüsünde yararlanacağı; "Fırsat ve imkan eşitliği" başlıklı 8. maddesinde ise, eğitimde kadın, erkek herkese fırsat ve imkan eşitliği sağlanacağı yolunda ayrıntılı düzenlemeler yapılmıştır.
Bu doğrultuda, Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği'nin "Ortaöğretime geçiş esasları" başlıklı 20. maddesinin birinci fıkrasında "Ortaokulu veya imam hatip ortaokulunu bitiren öğrenciler, beceri ve yetenekleri doğrultusunda ortaöğretime yerleştirmeye esas puanla ve/veya beceri/yetenek sınav puanıyla tercihleri doğrultusunda ortaöğretim kurumlarına geçiş yaparlar." hükmüne yer verilmiş; 2016 yılı Ortaöğretim Kurumlarına Geçiş Uygulaması Tercih ve Yerleştirme e-Kılavuzunun "Yerleştirme İşlemleri" başlıklı 1.4. maddesinin (b) bendinde ise, "Tercih yapmayan öğrenciler ile hiçbir tercihine yerleşemeyen öğrenciler, sistem tarafından açık ortaöğretim kurumlarına yerleştirilecektir. Ancak, özel eğitim ihtiyacı olan öğrencilerin yerleştirme işlemleri bu kılavuzun 1.7, 1.8 ve 1.9 maddelerine göre gerçekleştirilecektir." düzenlemesi getirilmiştir.
Ortaöğretime geçişin, öğrencinin yerleştirmeye esas puanına göre yapılmasını ve yerleştirmeye esas herhangi bir puanı olmayan ya da herhangi bir ortaöğretim kurumuna yerleşemeyen öğrencilerin açık ortaöğretim kurumlarına yönlendirilmelerini öngören bu düzenlemelere karşın, dava konusu Yönetmelik değişikliği ile, Diyanet İşleri Başkanlığınca hafızlık belgesi verilen ancak yerleştirmeye esas puanı bulunmayan ya da herhangi bir ortaöğretim kurumuna yerleşemeyen öğrencilerin hafızlık programı uygulayan Anadolu imam hatip liselerine herhangi bir sınav puanı aranmaksızın tercihlerine göre yerleştirileceği öngörülmüştür.
Bu durumda; hafızlık belgesine sahip öğrenciler açısından sınav şartını tamamen ortadan kaldıran ve hafızlık belgesi bulunan ancak yerleştirmeye esas puanı bulunmayan ya da herhangi bir ortaöğretim kurumuna yerleşemeyen öğrenciler ile, sınava hazırlanarak yerleştirmeye esas puanı almış bulunan, hafızlık belgesine sahip olmayan ve hafızlık programı uygulayan Anadolu imam hatip liselerini tercih etmek isteyen öğrenciler arasında eşitlik ilkesine aykırı uygulamaya gidilmesi sonucunu doğuracak nitelikte olan dava konusu Yönetmelik hükmünde, kanun önünde eşitlik ilkesi ile eğitimde fırsat ve imkan eşitliğini temel ilke olarak kabul eden Kanun hükmüne aykırılık oluşturması nedeniyle hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Bu itibarla, dava konusu düzenlemenin iptali gerekmektedir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Dava konusu Yönetmeliğin 23. maddenin 2. fıkrasının (h) bendinin İPTALİNE,
2. Dava kısmen ret, kısmen iptal, kısmen karar verilmesine yer olmadığına şeklinde sonuçlandığından, ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam ...TL yargılama giderinin 1/3 tutarı olan ...TL'nin davacının üzerinde bırakılmasına; kalan 2/3'ü tutarı olan ...TL'nin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine,
3. İlk aşamada taraflar lehine avukatlık ücretine hükmedildiğinden bu aşamada ayrıca karar verilmesine gerek bulunmadığına,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra istemi halinde davacıya iadesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 17/05/2022 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY :
(X)- 28/10/2016 tarih ve 29871 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile Millî Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği'nin 23. maddesinin ikinci fıkrasına eklenen (h) bendinin iptali istenilmektedir.
Anılan Yönetmeliği'nin 23. maddesinin ikinci fıkrasına eklenen (h) bendinde; " 8 inci sınıfı tamamlayan ve Diyanet İşleri Başkanlığınca hafızlık belgesi verilen ancak yerleştirmeye esas puanı bulunmayan ya da herhangi bir ortaöğretim kurumuna yerleşemeyen öğrenciler tercihleri de dikkate alınarak hafızlık programı uygulayan Anadolu imam hatip liselerine komisyonca dengeli bir şekilde yerleştirilir." düzenlemesine yer verilmiştir.
Anayasa'nın "Kanun önünde eşitlik" başlıklı 10. maddesinde; herkesin, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşit olduğu, hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamayacağı, Devlet organları ve idare makamlarının bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorunda olduğu kurala bağlanmıştır.
1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu'nun "Genellik ve eşitlik" başlıklı 4. maddesinde, eğitimde hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamayacağı belirtilmiştir.
Anayasa'nın 10. maddesinde belirtilen "kanun önünde eşitlik ilkesi" hukuksal durumları aynı olanlar için söz konusudur. Bu ilke ile eylemli değil, hukuksal eşitlik öngörülmüştür. Eşitlik ilkesinin amacı, aynı durumda bulunan kişilerin kanunlar karşısında aynı işleme bağlı tutulmalarını sağlamak, ayrım yapılmasını ve ayrıcalık tanınmasını önlemektir. Bu ilkeyle, aynı durumda bulunan kimi kişi ve topluluklara ayrı kurallar uygulanarak kanun karşısında eşitliğin ihlâli yasaklanmıştır. Kanun önünde eşitlik, herkesin her yönden aynı kurallara bağlı tutulacağı anlamına gelmez. Durumlarındaki özellikler, kimi kişiler ya da topluluklar için değişik kuralları ve uygulamaları gerektirebilir. Aynı hukuksal durumlar aynı, ayrı hukuksal durumlar farklı kurallara bağlı tutulursa Anayasa'da öngörülen eşitlik ilkesi zedelenmez.
Zira, Anayasa Mahkemesi'nin 08/12/2011 gün ve E:2010/119, K:2011/165 sayılı kararında, eşitlik ilkesinin amacının, hukuksal durumları aynı olanların kanunlarca aynı işleme bağlı tutulmalarını sağlamak ve kişilere kanun karşısında ayırım yapılmasını ve ayrıcalık tanınmasını önlemek olduğu, bu ilkeyle, aynı durumda bulunan kimi kişi ve topluluklara ayrı kurallar uygulanarak kanun karşısında eşitliğin çiğnenmesinin yasaklandığı ve bu ilke ile eylemli değil hukuksal eşitliğin öngörüldüğü, kanun önünde eşitliğin, herkesin her yönden aynı kurallara bağlı tutulacağı anlamına gelmeyeceği, durum ve konumlarındaki özelliklerin, kimi kişiler ya da topluluklar için değişik kuralları gerekli kılabileceği ve aynı hukuksal durumların aynı, ayrı hukuksal durumların farklı kurallara bağlı tutulmasının Anayasa’nın öngördüğü eşitlik ilkesini zedelemiş olmayacağı belirtilmiştir.
Diğer bir anlatımla, Anayasal eşitlik ilkesi farklı durumda ve statüde bulunanlar arasında benzeşim kurulması suretiyle iki ayrı halin eşit hukuki muameleye tabi kılınmasını ve aynı haklardan yararlanmasını sağlamaya yönelik bir ilke olmadığı da kabul edilmelidir.
Dolayısıyla, kişisel nitelikleri ve durumları özdeş olanlar arasında, kanunlara konulan kurallarla değişik uygulamalar yapılamaz. Kanunlar, eşitlik ilkesine uygun bir şekilde, aynı veya benzer durumda bulunanlar için haklarda ve ödevlerde, yararlarda ve yükümlülüklerde, yetkilerde ve sorumluluklarda, fırsatlarda ve hizmetlerde eşit davranılmasını sağlayacak kurallar içermelidir.
Davacı Sendika tarafından hafızlık belgesine sahip olanlara avantajlı bir durum yaratıldığı, Kılavuz hükmünün açık düzenlemesine rağmen bu belge sahiplerinin diğer öğrencilerden farklı olarak sınava girmeksizin veya yeterli puanı almaksızın anadolu imam hatip liselerine yerleştirilmesinin diğer öğrenciler aleyhine bir durum yarattığı, hafızlık belgesi sahibi olan öğrenciler ile olmayan öğrenciler arasında eşitsizliğe sebep olduğu ileri sürülmektedir.
Dava konusu düzenlemeyle 8 inci sınıfı tamamlayan ve Diyanet İşleri Başkanlığınca hafızlık belgesi verilen öğrencinin yerleştirmeye esas puanı bulunmaması ya da herhangi bir ortaöğretim kurumuna yerleşememesi halinde tercihleri de dikkate alınarak hafızlık programı uygulayan Anadolu imam hatip liselerine komisyonca dengeli bir şekilde yerleştirilmesi öngörülmüştür.
Öncelikle; hafızlık belgesi bulunan ancak yerleştirmeye esas puanı bulunmayan ya da herhangi bir ortaöğretim kurumuna yerleşemeyen öğrenciler ile, sınava hazırlanarak yerleştirmeye esas puanı almış bulunan, hafızlık belgesine sahip olmayan ve hafızlık programı uygulayan Anadolu imam hatip liselerini tercih etmek isteyen öğrenciler arasında "eşitlik ilkesinin" uygulanabilmesi için; yukarıda ifade edilen Anayasa Mahkemesi kararında da belirtildiği üzere; öğrencilerin durum ve konumlarındaki özelliklerin aynı olması gerekmektedir.
Burada, hafızlık belgesine sahip olan öğrenciler ile anılan belgeye sahip olmayan öğrencilerin hukuksal ve fiili durumlarının aynı olmadığı dikkate alındığında; ancak yoğun çaba ve emek gerektiren bir eğitim sonunda verilen hafızlık belgesi alan öğrencinin, yine almış olduğu eğitim ile uyumlu olarak sadece hafızlık programı uygulayan Anadolu imam hatip lisesine kaydının yapılmasına imkan sağlanmasının, eğitimde fırsat eşitliği ilkesine aykırılık oluşturmayacağı açıktır.
Zira, hafızlık programı uygulayan Anadolu İmam Hatip Lisesine kaydolan bir öğrencinin hedefleri ve başarı kriterleri arasında 'hafız olmak' niteliği de vardır. Henüz bu okula kayıt yaptırmadan hafızlığını tamamlayan ve belgesini ibraz eden bir öğrenci ile hafız olmayan ama hafızlık yapmak için bu okula gelen öğrenci arasında eşitlik kıyaslaması yapılması, hafızlık için emek verenlerin aleyhine bir durum oluşturacaktır.
Ayrıca; 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu'nun 'Ferdin ve toplumun ihtiyaçları' başlıklı 5. maddesinde yer alan; Milli eğitim hizmetinin, Türk vatandaşlarının istek ve kabiliyetleri ile Türk toplumunun ihtiyaçlarına göre düzenleneceği kuralı ile 'Yöneltme' başlıklı 6. maddesinde ifade edilen; fertlerin, eğitimleri süresince, ilgi, istidat ve kabiliyetleri ölçüsünde ve doğrultusunda çeşitli programlara veya okullara yöneltilerek yetiştirileceği kuralı da göz önünde bulundurulduğunda; dava konusu düzenlemenin, insan gücü kaynağının etkili ve verimli bir şekilde yönlendirilmesine imkan sağladığı, bu durumun Milli Eğitim sisteminin genel ve özel amaçları ile temel ilkelerine uygun olduğu görülmektedir.
Yukarıda yer alan açıklamalar ışığında, dava konusu düzenlemenin kamu yararı ve hizmet gereklerine uygun olduğu, kanun önünde eşitlik ve eğitimde fırsat eşitliği ilkelerine aykırı olmadığı görüşüyle, davanın reddi gerektiği oyuyla, aksi yöndeki çoğunluk kararına katılmıyoruz.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
