....
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 10.09.2008 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 15.05.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, .... 6798 ada, 14 parsel sayılı taşınmazda ortaklığın mümkünse aynen taksim, değilse satış suretiyle giderilmesini istemiştir.
Bir kısım davalılar, davaya bir diyeceklerinin bulunmadığını beyan etmiştir.
Mahkemece, ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmiş, hükmü davalı ... vekili ile davalı ..."in temyiz etmesi üzerine Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 07.10.2010 tarihli 2010/5384 E, 2010/10481 K sayılı ilamı ile "...davalılar ... ve.... yapılan tebligatlar geçersizdir. Mahkemece adı geçen davalılara dava dilekçesi ve duruşma gününü bildirir usulüne uygun tebligat yapıldıktan sonra, işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, taraf teşkili sağlanmadan yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir" gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda; dava konusu taşınmazda ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmiş, hükmü bir kısım davalıların temyiz etmesi üzerine, Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 14.11.2012 tarihli, 2012/11676 - 14753 Esas - Karar sayılı ilamı ile "... taşınmazın son gelen tapu kayıt örneğine göre yeni pay sahibi olan paydaşlardan ... davaya dahil edilmemiştir. Adı geçen paydaşın yöntemine uygun şekilde davaya dahil edilmesi ölü ise mirasçılık belgesinin ibrazının sağlanması ve varsa mirasçılarının davaya dahil edilip taraf teşkili tamamlandıktan sonra işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken, noksan taraf teşkili ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir" gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda; satış suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı Hazine vekili temyiz etmiştir.
Harçlar Kanununun 13/j maddesi gereğince Hazine harçtan muaf olduğu halde harçla yükümlü tutulması doğru değil ise de, bu husus kararın bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK"nun 438/7. maddesi uyarınca hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hüküm sonucunun harçla ilgili 5. paragrafından "harç alınmasına" ibaresinin kaldırılarak, binde 11,38 oranında ibaresinden sonra gelmek üzere "alınacak harcın Hazine payına düşen kısım çıkarıldıktan sonra geri kalan harcın hazine haricindeki paydaşlardan satış bedelinin dağıtılmasındaki oranlarda alınmasına" ibaresinin eklenmek suretiyle düzeltilmesine, hükmün DÜZELTİLMİŞ ve değiştirilmiş bu şekli ile ONANMASINA, 12.03.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.