Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/2460
Karar No: 2018/1789
Karar Tarihi: 12.03.2018

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/2460 Esas 2018/1789 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, paydaşı olduğu bir tarlada yapılan satışlar nedeniyle davalıların adına kayıtlı payların iptalini ve kendi adına tescilini talep etmiştir. Mahkeme öncelikle davanın reddine karar vermiştir ancak Yargıtay 6. Hukuk Dairesi'nin bozma kararı sonrası davalı ... yönünden davanın kabulüne karar verilerek hüküm kurulmuştur. Önalım davalarında fiili taksim uygulaması için yazılı anlaşma ya da tüm paydaşların belli bir bölümü kullanmasının gerekmediği, davacının kullandığı ve davalıya pay satan kişilerin kullandığı ayrı ayrı bölümler varsa bu durumda önalım hakkının kullanılması Türk Medeni Kanunu'nun dürüstlük kuralına aykırı olduğu kabul edilir. Ancak mahkeme yeterli araştırma yapmadığı için kararın bozulmasına karar verilmiştir. Kanun maddeleri: Türk Medeni Kanunu'nun 2. maddesi ve 3083 sayılı Kanun'un 13. maddesi.
14. Hukuk Dairesi         2016/2460 E.  ,  2018/1789 K.

    "İçtihat Metni"

    ....
    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 07.07.2011 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkına dayalı tapu iptal ve tescil talebi üzerine Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 03.06.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Dava, önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Davacı vekili, 07.07.2011 tarihli dilekçesi ile paydaşı olduğu.....215 parsel sayılı 1.604.550,00 m2 alanındaki tarla vasfındaki taşınmazda davalılar ..., ... ve ..."a yapılan satışlarla ilgili olarak, adı geçen davalılar adına kayıtlı payların iptali ile davacı adına tescilini talep etmiştir. Davacı vekili, 12.12.2011 tarihli dilekçesi ile davalılar ... ve ... aleyhine açtığı davadan feragat etmiştir.
    Davalı ... vekili, davanın fiili taksim sebebiyle reddini savunmuştur.
    Mahkemece, "dava konusu taşınmazın 3083 sayılı yasanın 13. maddesi gereğince devir ve temlik edilemeyeceği, taşınmazın tapu kaydında bu hususta şerh bulunduğu" gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 10.07.2013 günlü ve 2013/337 - 11804 Esas - Karar sayılı ilamı ile "...3083 sayılı yasanın 13. maddesinin devre ilişkin son fıkrası Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiş olup, iptal kararı 13.10.2012 tarihli resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiş olduğu, artık taşınmazın devrine engel bulunmadığı işin esası incelenerek bir karar verilmelidir" gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak davalı ... yönünden davanın kabulüne karar verilmiş, davalılar ... ve ..."a açılan davadan feragat edildiği ve bozma öncesi adı geçen davalılar yönünden davanın reddine dair verilen kararın kesinleşmesi nedeniyle yeniden hüküm kurulmadığı belirtilmiştir.
    Hükmü, davalı ... vekili temyiz etmiştir.
    Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması TMK"nın 2. maddesinde yer alan dürüst davranma kuralı ile bağdaşmaz. Kötüniyet iddiası 14.02.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu gibi halde savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir.
    Önalım davalarında fiili taksime değer verilmesi için taksimin yazılı olarak yapılması ya da taşınmazın çok sayıda paydaşının bulunması halinde tüm paydaşları tarafından fiilen kullanılan bölümlerin olması gerekmez. Davacının kullandığı ve davalıya pay satan kişilerin kullandığı ayrı ayrı bölümler var ise satıcı zamanında kullanıma karşı çıkmayan, o yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda pay satışı nedeni ile önalım hakkını kullanması Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde yer alan dürüstlük kuralı ile bağdaşmayacağı kabul edilmektedir.
    Somut olaya gelince; yargılama aşamasında dava konusu önalıma konu payın bulunduğu taşınmazda keşif yapılmış, dosyaya ibraz edilen 31.03.2015 günlü fen bilirkişisi raporu ile 28.04.2015 günlü ziraat bilirkişisi raporundan fiili taksimin mevcut olup olmadığı tam olarak anlaşılamamıştır.
    O halde yukarıda değinilen ilkeler gözetilmek suretiyle davalının ileri sürdüğü fiili taksim savunmasının araştırılması, yerinde yeniden keşif yapılarak HMK 259/2 maddesi gereğince tarafların fiili taksim hususunda bildirecekleri tanıkları taşınmaz başında dinlenerek, tüm taraf delilleri toplanıp özellikle zeminde davacıların ve davalılara pay satanların kullandıkları yer olup olmadığı bu bölümlerin kullanımına itirazlarının bulunup bulunmadığı hususu üzerinde durularak çelişkili beyanlar varsa giderilerek ve tanıklarca gösterilecek yerler fen bilirkişisi tarafından düzenlenecek krokide denetime elverişli şekilde işaretlenmek suretiyle eylemli paylaşım olup olmadığı tespit edilerek, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken noksan soruşturmayla yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bu sebeplerle bozulması gerekmiştir.
    Sonuç:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz

    itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinitirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.03.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi