14. Hukuk Dairesi 2017/5526 E. , 2018/1786 K.
"İçtihat Metni"....
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 16.09.2009 gününde verilen dilekçe ile tazminat talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 13.06.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra Dairemizin 18.09.2017 günlü mahalline iade kararı sonrası dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan tazminat isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, davalı şirketin hidroelektrik santrali projesi çalışması sırasında ağır iş makinelerinin çalışması sebebiyle müvekkilinin evinin zarar gördüğünü ileri sürerek davalının neden olduğu maddi zararın tazminini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, acele kamulaştırmaya yönelik aldıkları mahkeme kararı ile davacıya ait ahşap ev ve tarla nevindeki taşınmazın tamamının kamulaştırıldığını, bedel olarak davacıya 13.304,59 TL ödendiğini, kamulaştırma olmasına rağmen davacının talebi üzerine davacının evinin yıkılmadığını, davacı tarafından kullanılmaya devam edildiğini, davacının herhangibir zararının olmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, davalı vekilinin temyizi üzerine verilen karar Dairemiz’in 08.01.2014 tarihli, 2013/12948 Esas, 2014/345 Karar sayılı ilamıyla; “...mahkemece tazminatın miktarının belirlenmesine ilişkin olarak yapılan araştırma ve incelemeler hüküm kurmaya yeterli değildir. Dosya içerisindeki bilirkişi raporlarından dava konusu evin mühendislik kurallarına uygun olarak yapılıp yapılmadığı, dolayısıyla davacının zararın artmasına neden olup olmadığı hususu araştırılmamıştır. Davacının bölüşük (müterafik) kusurunun bulunup bulunmadığının 818 sayılı Borçlar Kanununun 44. maddesi hükmü uyarınca tartışılmaması doğru görülmemiş, bu sebeplerle kararın bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, taraf vekilleri ayrı ayrı temyiz etmiştir.
..... Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 19.07.2011 tarihli, 2010/73 Esas, 2011/40 Karar sayılı ilamından; davacı ...’nın, .... Elektrik Üretim AŞ’ye elektrik üretimi lisansı verilerek lisans kapsamında yer alan taşınmazların kamulaştırılmasına karar verildiğini ve acele kamulaştırma kararı alındığını ileri sürerek kamulaştırma bedel tespiti ve tescilini talep ve dava ettiği, mahkemece, kamulaştırma bedelinin 24.096,58 TL olarak tespitine, tespit edilen ve bankaya yatırılmış olan kamulaştırma bedelinin taşınmazın zilyedi olan davalı ...’e ödenmesine karar verildiği, kararın 13.09.2011 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Anılan kamulaştırma bedel tespiti ve tescil davasındaki yer ile temyize konu davadaki yerin aynı yer olup olmadığı, kamulaştırma kararının eldeki davaya konu taşınmazı kapsayıp kapsamadığı dosya içeriğinden anlaşılamamaktadır.
Kamulaştırma dava dosyası da göz önüne alınarak kamulaştırma kararının çekişmeli yeri kapsayıp kapsamadığı gerekirse mahkemece keşif yapılmak suretiyle açıklığa kavuşturulmalı, aynı yere ilişkin olduğu sonucuna varılırsa kamulaştırma bedeli ödenen taşınmaz için yeniden tazminat ödenmesine yer olmadığından dava reddedilmeli; kapsamadığının anlaşılması durumunda ise 12.03.2013 havale tarihli inşaat bilirkişileri raporunda dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan evin yapımı ile ilgili davacının kusurunun bulunmadığı bildirildiği halde bozma üzerine aynı bilirkişiler tarafından hazırlanan 21.05.2014 havale tarihli raporda binanın mühendislik/mimarlık hizmetlerinden faydalanılarak yapılmamış olması nedeniyle davacının %60 oranında kusurlu olduğu kabul edilmiş ve davacının kusur oranına düşen zarar miktarının 26.945,48 TL davalının kusur oranına düşen zarar miktarının 17.963,66 TL olduğu bildirilmiştir.
Ne var ki, bozmadan üzerine alınan bilirkişi raporunda önceki rapor tartışılmamış, aradaki çelişki giderilmemiştir.
Bu durumda mahkemece, bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi doğrultusunda inceleme ve araştırılma yapılmalı, sonucuna göre işin esasına yönelik bir karar verilmelidir.
Mahkemece bütün bu yönler gözetilmeksizin eksik inceleme ve araştırma ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş,bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.03.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.