
Esas No: 2018/5003
Karar No: 2022/5772
Karar Tarihi: 17.05.2022
Danıştay 6. Daire 2018/5003 Esas 2022/5772 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 6. Daire Başkanlığı 2018/5003 E. , 2022/5772 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2018/5003
Karar No : 2022/5772
TEMYİZ EDEN : 1- (DAVALI) … Büyükşehir Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
2- (DAVALI YANINDA MÜDAHİL) … Bankası A.Ş.
VEKİLİ : Av. …-Av….
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : ... İdare Mahkemesince verilen … tarihli, E:…, K:… sayılı kararın, usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI :Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …'İN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava, İzmir İli, Buca İlçesi, … Köyü hudutları içinde yer alan ve "…" adını taşıyan … dönüm büyüklüğündeki … ada, … parsel sayılı taşınmazın bulunduğu alanın kısmen "yerleşim alanı" olarak belirlenmesine ilişkin İzmir Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararıyla kabul edilen ve 08/10/2012 tarihinde onaylanan 1/25.000 ölçekli … Büyükşehir Bütünü Çevre Düzeni Planının iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince; Danıştay Altıncı Dairesinin 30/12/2014 tarihli, E:2014/979, K:2014/9547 sayılı bozma kararına uyulmak suretiyle mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi üzerine düzenlenen rapor ile dosyada bulunan bilgi ve belgelerin birlikte incelenmesinden, dava konusu alanın mevcut bulunan mutlak tarım arazisi niteliğindeki arazileri ve çevreleyen orman bitki örtüsüyle oluşmuş doğal yapı bütünlüğünün parçası olduğu; tarım dışı amaçla kullanılması halinde bölgedeki doğal yapı bütünlüğünün bozulacağı ve planlarda koruma-kullanma dengelerinin kurulmasını hedefleyen planlama ilkesine ve kamu yararı ilkesine aykırılık teşkil edeceği, parsel bazında plan kararları alınarak planlamada eşitlik-adalet ilkesinin zedelendiği, alanda “mutlak tarım arazisi” niteliğinde ve orman çevresiyle doğal yapı bütünlüğü içinde yer alan mevcut bir yapılaşma da bulunmayan tarla durumundaki taşınmazları kapsayan alana yönelik “kentsel gelişme alanı” kararı alınmasının planlamada eşitlik ilkesine aykırı olduğu sonucuna varıldığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiş, bu karar davalı ve davalı yanında müdahil tarafından temyiz edilmiştir.
3194 sayılı Kanununun 5. maddesinde; çevre düzeni planı, varsa mekansal strateji planlarının hedef ve stratejilerine uygun olarak yerleşim, gelişme alanları ve sektörlere ilişkin alt ölçekli planlarını yönlendiren genel arazi kullanım kararları çerçevesinde ilke ve kriterleri belirleyen bölge, havza veya il bütününde hazırlanan, plan hükümleri ve raporuyla bir bütün olan plan olarak tanımlanmıştır.
2872 sayılı Çevre Kanununun 9. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde, "Ülke fizikî mekânında, sürdürülebilir kalkınma ilkesi doğrultusunda, koruma-kullanma dengesi gözetilerek kentsel ve kırsal nüfusun barınma, çalışma, dinlenme, ulaşım gibi ihtiyaçların karşılanması sonucu oluşabilecek çevre kirliliğini önlemek amacıyla nazım ve uygulama imar plânlarına esas teşkil etmek üzere bölge ve havza bazında 1/50.000-1/100.000 ölçekli çevre düzeni plânları Bakanlıkça yapılır, yaptırılır ve onaylanır. Bölge ve havza bazında çevre düzeni plânlarının yapılmasına ilişkin usûl ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenir." hükmüne yer verilmiştir.
10/7/2018 tarihli 30474 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 102.maddesinin 1.fıkrasının (a) bendinde, yerleşme, yapılaşma ve arazi kullanımına yön veren, her tür ve ölçekte fiziki planlara ve uygulamalara esas teşkil eden üst ölçekli mekânsal strateji planlarını ve çevre düzeni planlarını ilgili kurum ve kuruluşlarla işbirliği yaparak hazırlamak, hazırlatmak, onaylamak ve uygulamanın bu stratejilere göre yürütülmesini sağlamak, (c) bendinde ise, havza ve bölge bazındaki çevre düzeni planları da dâhil her tür ve ölçekteki çevre düzeni planlarının ve imar planlarının yapılmasına ilişkin usul ve esasları belirlemek, havza veya bölge bazında çevre düzeni planlarını yapmak, yaptırmak, onaylamak ve bu planların uygulanmasını ve denetlenmesini sağlamak Mekânsal Planlama Genel Müdürlüğünün görevleri arasında sayılmıştır.
İşlem tarihinde yürürlükte bulunan Çevre Düzeni Planlarına Dair Yönetmeliğin 1. maddesinde yönetmeliğin amacı: “Ülkemizin sahip olduğu doğal, tarihi ve kültürel zenginliğin korunarak kalkınma planları ve varsa bölge planları temel alınarak, ekonomik kararlarla ekolojik kararların bir arada düşünülmesine imkan veren, genel arazi kullanım kararları ile bunlara ilişkin strateji ve politikaları oluşturmak ve çevre kirliliğini önlemek amacıyla nazım ve uygulama imar planlarına esas teşkil etmek üzere bölge ve havza bazında 1/50.000-1/100.000 ölçekteki çevre düzeni planlarının hazırlanmasına, hazırlattırılmasına, onaylanmasına, izlenmesine, denetlenmesine ve bu planlar üzerinde yapılacak değişikliklere ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.” şeklinde açıklanmıştır.
Aynı Yönetmeliğin 4. maddesinin (a) bendinde ise çevre düzeni planı, ülke ve bölge plan kararlarına uygun olarak konut, sanayi, tarım, turizm, ulaşım gibi yerleşme ve arazi kullanılması kararlarını belirleyen plan olarak tanımlanmış ; (ç) bendinde, çevre düzeni planı açıklama raporu, çevre düzeni planının vizyonunun, amacının, hedeflerinin, stratejilerinin, ilkelerinin ve politikalarının açıklandığı ve bunlar doğrultusunda belirlenen projeksiyon nüfusuna, sektörel yapıya, alan büyüklüklerine, plan kararlarına, plan uygulama araçlarına, kurumsal yapıya ve denetime ilişkin gerekçeli açıklamaların yapıldığı ve çevre düzeni planı ile bütün olan rapor olarak belirtilmiştir.
5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanununun 6. maddesinde il çevre düzeni planının Valinin koordinasyonunda, büyükşehirlerde büyükşehir belediyeleri , diğer illerde il belediyesi ve İl Özel İdaresi ile birlikte yapılacağı, il çevre düzeni planının belediye meclisi ile ile genel meclisi tarafından onaylanacağı, belediye sınırları il olan Büyükşehir belediyelerinde il çevre düzeni planının ilgili büyükşehir belediyeleri tarafından yapılacağı veya yaptırılacağı ve doğrudan belediye meclisi tarafından onaylanacağı hükme bağlanmış, 5393 sayılı Belediye Kanununun 18. maddesinin c) bendinde belediyenin imar planını görüşmek ve onaylamak, büyükşehir ve il belediyelerinde il çevre düzeni planını kabul etmek belediye meclisinin görevleri arasında sayılmak suretiyle arazi kullanım kararlarını belirleyen il çevre düzeni planları onaylanmaya yetkili idarelerin yasal sınırları belirlenmiştir.
Anılan hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden; bölge ve havza bazında 1/50.000-1/100.000 ölçekli çevre düzeni planlarının yapılması, yaptırılması ve onaylanması konusundaki yetkinin Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'na, il ve belediye bazında çevre düzeni planlarına ilişkin yetkinin ise Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca yapılan çevre düzeni planlarına uygun olmak koşuluyla 5302 ve 5393 sayılı Yasalar uyarınca ilgili idarelere ait olduğu sonucuna varılmaktadır.
İmar hukukunun alt ölçekli planlarının üst ölçekli planlara uygun olması ilkesi uyarınca, arazi kullanım kararlarını belirleyen ilgili idarelerince onaylanan alt ölçekli çevre düzeni planlarının da, arazi kullanım kararlarını belirleyeceği kabul edilen ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca hazırlanacak olan üst ölçekli çevre düzeni planlarına uygun olması gerektiği tartışmasızdır.
Uyuşmazlıkta, İdare Mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda uyuşmazlık çeşitli açılardan irdelenmiş ancak dava konusu 1/25.000 ölçekli İzmir Büyükşehir Bütünü Çevre Düzeni planının üst ölçekli planı olan ve 2014 tarihinde yürürlüğe giren 1/100.000 ölçekli İzmir-Manisa Planlama Bölgesi Çevre Düzeni planı açısından inceleme ve değerlendirme yapılmadığı görülmüştür.
Bu itibarla, İdare Mahkemesince, gerekirse yeniden keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava konusu çevre düzeni planının, 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planı ile planların kademeli birlikteliği ilkesi gereğince uyumlu olup olmadığı değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, ... İdare Mahkemesince verilen … tarihli, E:…, K:… sayılı kararın BOZULMASINA, dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 17/05/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
