
Esas No: 2020/3442
Karar No: 2022/2129
Karar Tarihi: 18.05.2022
Danıştay 13. Daire 2020/3442 Esas 2022/2129 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 13. Daire Başkanlığı 2020/3442 E. , 2022/2129 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2020/3442
Karar No:2022/2129
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ....
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVALI) : ... Bakanlığı
VEKİLİ : Av. Hukuk Müşaviri ...
İSTEMİN KONUSU : .... İdare Mahkemesi'nin .... tarih ve E:...., K:... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, mülkiyeti Hazineye ait olan Burdur ili, Tefenni ilçesi, .... Mahallesi, ... ada, ... parselde bulunan tarla vasfındaki taşınmazın ... Kaymakamlığı Milli Emlak Şefliği tarafından 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu'nun 51/g maddesi uyarınca pazarlık usulüyle üç yıl süreyle kiralanmasına dair ... tarih ve ... sayılı ihale komisyon kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: .... İdare Mahkemesi'nce verilen kararda; Mahkeme'ce yapılan ara kararı ile, uyuşmazlığa konu taşınmazın tapu kaydının bir örneğinin istenilerek, bu taşınmazın daha önceden davacıya kiralanıp kiralanmadığı ya da davacının bu taşınmazda fuzuli şagil olup olmadığı, ecrimisil ödeyip ödemediği, ne kadar süre kullandığı konusunda açıklama yapılarak buna dair bilgi ve belgelerin istenilmesine karar verildiği, ara kararı üzerine dosyaya gönderilen belgelerden, taşınmazın toplulaştırma sonucu 2015 yılında Hazine adına tescil edildiği, 19/10/2017 tarihli tespitten, söz konusu taşınmazı ...'ın kullandığı, 25/10/2019 tarihli tespite göre taşınmazı ...'un kullandığı, ihale onayının alındığı 05/02/2020 tarihinde ve öncesinde davacı tarafından kullanıldığına dair tutanak veya ecrimisil ödemesinin davalı idare kayıtlarında olmadığı ancak 10/07/2020 tarihli tespite göre ihale edilen taşınmaza Mayıs ayında davacının mısır ekimi yaptığı, bundan dolayı 01/05/2020 tarihinden itibaren adına ecrimisil tahakkuk ettirildiğinin anlaşıldığı, ihalenin ve ihaleye ait işlemlerin iptali istemiyle dava açılabilmesinin gerekli koşulunun, davacının ihale ile arasında menfaat ilişkisinin bulunduğunu ispat edebilmesi olduğu, istekliler yanında istekli olabileceklerin de ihale ile ilgili meşru, kişisel ve güncel menfaatinin korunmasının ancak bu şekilde mümkün olabileceği, davacının iptali istenen taşınmazını kiralama ihalesine katılmadığı gibi ihaleye katılımının engellendiğine yönelik bir iddianın da dava dilekçesinde ileri sürülmediği, bu itibarla, davacının davaya konu ihalenin iptali isteminde kişisel, güncel ve meşru bir menfaat ilişkisinin bulunmadığı anlaşıldığından davanın ehliyet yönünden reddi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, ihalenin hukuka aykırı olduğu, söz konusu taşınmazda 2017 yılından itibaren kiracı olduğu, bu taşınmaza ve yan taşınmaza mısır ekimi yaparak geçimini sürdürdüğü, davalı idare tarafından 300 sıra sayılı Milli Emlak Genel Tebliği'ne aykırı olarak ihalenin gerçekleştirildiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, ihalenin dijital ve maddi ortamlarda müteaddit kez ilan edilmesine rağmen davacının katılım sağlamadığı, ihale konusu taşınmazı fiilen kullanmadığının yerinde yapılan tespitler ile sabit olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi'nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
USUL YÖNÜNDEN:
MADDİ OLAY :
Tefenni Kaymakamlığı Milli Emlak Şefliği tarafından, Burdur ili, Tefenni ilçesi, ... Mahallesi, ... ada, ... parselde bulunan tarla vasfındaki taşınmazın 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu'nun 51/g maddesi uyarınca pazarlık suretiyle 3yıl süreyle kiralanmasına ilişkin 30/06/2020 tarihinde gerçekleştirilen ihalenin iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT :
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın "Anayasanın bağlayıcılığı ve üstünlüğü" başlıklı 11. maddesinde, Anayasa hükümlerinin, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kuralları olduğu; "Hak arama hürriyeti" başlıklı 36. maddesinde, herkesin, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahip olduğu kurala bağlanmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde, iptal davaları; idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan davalar olarak tanımlanmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
2577 sayılı Kanun'un 2. maddesinde yer alan ve iptal davasının subjektif ehliyet koşulu olan "menfaat ihlâli" kavramı doktrin ve içtihatlarda dava konusu işlemle davacı arasında kurulan kişisel, meşru, güncel bir menfaat ilişkisi olarak tanımlanmaktadır. Sözü edilen menfaat ilişkisinin varlığı ve sınırları her olayda yargı yerince ihtilâfın niteliğine göre belirlenmektedir.
Yargısal denetim amacıyla her idari işleme karşı herkes tarafından iptal davası açılmasının idari işlemlerde istikrarsızlığa neden olmaması ve idarenin işleyişinin bu yüzden olumsuz etkilenmemesi için, dava konusu edilecek işlem ile dava açacak kişi arasında belli ölçüler içinde menfaat ilişkisi bulunması koşuluna ihtiyaç vardır.
İptal davası açılabilmesi için gerekli olan menfaat ilişkisi kişisel, meşru, güncel bir menfaatin bulunması hâlinde gerçekleşecektir. Başka bir anlatımla, iptal davasına konu olan işlemin davacının menfaatini ihlâl ettiğinden söz edilebilmesi için, davacıyı etkilemesi, yani davacının kişisel menfaatini ihlâl etmesi, işlem ile davacı arasında ciddi ve makul bir ilişkinin bulunması gerekmektedir.
“Meşru menfaat” ilgisinden kasıt, kişi ile işlem arasında hukuken kabul edilebilir, başka bir anlatımla, dinlenilebilir, korunmaya değer bir ilginin varlığı iken; “kişisel menfaat” ilgisiyle, işlemin, kişinin hukukunu etkilemesi, kişi bakımından hukuk aleminde sonuç doğurması kastedilmektedir.
Dosya incelendiğinde, davacı tarafından, "ihale konusu taşınmazda 2017 yılından itibaren kiracı olduğu, mezkûr taşınmaza mısır ekimi yaparak geçimini temin ettiği, 300 sıra sayılı Milli Emlak Genel Tebliği'ne uygun olarak ihaleye hazırlık aşamalarının gerçekleştirilmediği" iddialarıyla bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, davalı idare tarafından davacı adına ecrimisil tahakkuk ettirilmesi, ihaleye konu taşınmazın fiilen kullanıldığını ispata yarayacak akaryakıt ve gübre faturalarının ibrazı ve tanık beyanı dikkate alındığında, ihale sonucunun davacının hukukunu etkileyebilecek nitelikte olduğu, işbu davayı açmada meşru, kişisel ve güncel menfaatinin varlığının bulunduğu sonucuna varılmıştır.
Öte yandan, İdare Mahkemesi'nce, ara kararı ve cevabına ilişkin yapılan hukukî değerlendirmenin davanın esasının hâlline yönelik mahiyette olduğu, ancak mevcut aşamada davanın esasına yönelik bir değerlendirme yapılmasının hukuken isabetli olmadığı açıktır.
Bu itibarla, davanın ehliyet yönünden reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararında usul kurallarına uygunluk bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne;
2. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca ... İdare Mahkemesi'nin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkeme'ye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun'un 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca kesin olarak (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere), 18/05/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
