
Esas No: 2022/1656
Karar No: 2022/2430
Karar Tarihi: 24.05.2022
Danıştay 3. Daire 2022/1656 Esas 2022/2430 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 3. Daire Başkanlığı 2022/1656 E. , 2022/2430 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2022/1656
Karar No : 2022/2430
DAVACI : … Döküm Sanayi ve Dış Ticaret Limited Şirketi
DAVALI : … Vergi Dairesi Başkanlığı/…
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
DAVANIN KONUSU : Davacı tarafından, özel esaslara alma uygulamasının iptali, mahsuben iadesi talep edilen kısmi tevkifat uygulamasından kaynaklanan katma değer vergisi alacaklarının mahsubu ile fazlaya ilişkin kısmın iadesi, alacaklara faiz ödenmesi, Gebze İhtisas Vergi Dairesi Müdürlüğünce düzenlenen … tarih ve … … tarih ve … , … tarih ve … , … tarih ve … , Uluçınar Vergi Dairesi Müdürlüğünce düzenlenen … tarih ve … , … , … tarih ve … , … tarih ve … , … tarih ve … , … tarih ve … , … tarih ve … , … tarih ve … , … tarih ve … , … tarih ve … , … , … tarih ve … ile Ankara Yeğenbey Vergi Dairesi Müdürlüğünce düzenlenen … tarih … takip numaralı ödeme emirlerinin iptali istenilmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Üçüncü Dairesince, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 14. maddesi gereğince ilk inceleme ile görevli Tetkik Hakimi … 'ın açıklamaları dinlendikten sonra dosya incelenerek işin gereği düşünüldü:
MADDİ OLAY VE HUKUKİ SÜREÇ :
Dava, özel esaslara alma uygulamasının iptali, mahsuben iadesi talep edilen kısmi tevkifat uygulamasından kaynaklanan katma değer vergisi alacaklarının mahsubu ile fazlaya ilişkin kısmın iadesi, alacaklara faiz ödenmesi, Gebze İhtisas Vergi Dairesi Müdürlüğünce 2018 ila 2022 yıllarının muhtelif dönemleri için katma değer vergisi, damga vergisi, vergi ziyaı cezası, 7143 sayılı Kanun uyarınca katma değer vergisi matrah artırımı ve fer'ilerinden oluşan kamu alacağının tahsili amacıyla düzenlenen …, Uluçınar Vergi Dairesi Müdürlüğünce 2018 ila 2022 yıllarının muhtelif dönemleri için geçici vergi, gelir (stopaj) vergisi, 7143 sayılı kurumlar vergisi matrah artırımı, özel usulsüzlük cezası, damga vergisi, vergi ziyaı cezası ve gecikme zammından oluşan kamu alacağının tahsili amacıyla düzenlenen … … tarih ve … ile Ankara Yeğenbey Vergi Dairesi Müdürlüğünce Kasım 2020 dönemine ait trafik cezasının tahsili amacıyla düzenlenen … tarih … takip numaralı ödeme emirlerinin iptali istemiyle açılmıştır.
Dava dilekçesine ekli imza sirkülerinde temsil yetkisinin 16/09/2011 tarihinden itibaren 10 yıl süreyle verildiği ve dava tarihi itibariyle son bulduğu görülmüştür.
Ayrıca, "Davanın Konusu" bölümünde özel esaslara alınma uygulamasının iptalinin istenildiği, "Açıklamalar" kısmında ise 26/04/2014 tarihli Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinin "İade Uygulaması ile İlgili Diğer Hususlar, Yılı İçerisinde Mahsup Taleplerinin Yerine Getirilmesi, Katma Değer Vergisi İadesinde Ortak Hususlar, Mahsup Yoluyla İade, Muhteviyatı İtibariyle Yanıltıcı Belge Kullanma Raporu Bulunanlar, Haklarında Olumsuz Rapor Bulunan Mükelleflerin İade Talepleri" ne ilişkin bölümlerine yer verildiği, ekinde Gebze ihtisas Vergi Dairesi Müdürlüğü ile davacı arasındaki muhtelif yazışmalar ile adına tanzim edilen katma değer vergisi iadesi kontrol raporlarında sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge kullanma raporu tespitinin bulunduğu görülmüş olup, ilgili tebliğin dava dilekçesinin "Açıklamalar" kısmında değinilen bölümlerinin mi yoksa davalı idarenin iade talebinin reddine dair dayanaklardan birisi olan "özel esaslara alınma" işleminin mi dava konusu edildiği anlaşılamamıştır.
Diğer taraftan, dava dilekçesinin ekinde Ankara Yeğenbey Vergi Dairesi Müdürlüğünce düzenlenen … tarih ve … ile … takip numaralı ödeme emirleri yer alsa da dava dilekçesinde dava konusu edilmemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2.maddesinin 1.fıkrasının (a) bendinde, idari işlemler hakkında, yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı, kişisel hakları ihlal olunanlar tarafından iptal davası açılabileceği belirtilmiş, 2.fıkrasında, idari yargı yetkisinin, idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlı olduğu, idari mahkemelerin, yerindelik denetimi yapamayacakları, yürütme görevinin kanunlarda gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini kısıtlayacak, idari eylem ve işlem niteliğinde veya idarenin takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı verilemeyeceği düzenlenmiştir.
Aynı Kanun'un 3. maddesinde, idarî davaların, Danıştay, idare mahkemesi ve vergi mahkemesi başkanlıklarına hitaben yazılmış imzalı dilekçelerle açılacağı, dilekçelerde tarafların ve varsa vekillerinin veya temsilcilerinin ad ve soyadları veya unvanları ve adreslerinin, davanın konusu ve sebepleri ile dayandığı delillerin, davaya konu olan idarî işlemin yazılı bildirim tarihinin, tam yargı davalarında uyuşmazlık konusu miktarın gösterileceği, dava dilekçelerinin ve bunlara ekli evrakın örneklerinin karşı taraf sayısından bir fazla olacağı, 5. fıkrasının 1.bendinde, her idari işlem aleyhine ayrı ayrı dava açılacağı, ancak, aralarında maddi veya hukuki yönden bağlılık yada sebep-sonuç ilişkisi bulunan birden fazla işleme karşı bir dilekçe ile de dava açılabileceği hükmüne yer verilmiştir.
Sözü edilen Kanun'un 14. maddesinin 3. fıkrasında, dava dilekçelerinin, görev ve yetki, idarî merci tecavüzü, ehliyet, idarî davaya konu olabilecek kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olup olmadığı, süre aşımı, husumet, 3. ve 5. maddelere uygun olup olmadıkları yönlerinden sırasıyla inceleneceği, 15. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendinde ise, dilekçelerin, 3. ve 5. maddelere uygun olmamaları hâlinde, söz konusu maddelere uygun şekilde yeniden düzenlenmek veya noksanları tamamlanarak dava açılmak üzere reddedileceği kural altına alınmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME
Sözü edilen yasal düzenlemelere göre, dava dilekçesini imzalayan kişi veya kişilerin, davacı şirketi temsile yetkili olmaları, birden fazla işleme karşı tek bir dilekçeyle dava açılabilmesi için, aralarında maddi veya hukuki bir bağ ya da sebep-sonuç ilişkisi bulunması, diğer bir deyişle işlemlerden biri hakkında karar verilmesinin diğer işlem hakkında verilecek kararı da etkiliyor olması, aynı yargılama yöntemiyle sonuca ulaşılabilmesi, farklı hukuki yorumlara ihtiyaç duyulmaması gerekmektedir.
Öte yandan, yargılama hukukunun temel ilkelerinden biri taleple bağlılıktır. Bu ilke uyarınca iptali istenen idarî işlemle sınırlı olarak mahkemelerce inceleme yapılması gerekmekte olup talebin incelemeye konu olabilecek nitelikte açık, belirli ve somut olması gerektiği kuşkusuzdur.
Düzenleyici işlemlere karşı açılan iptal davalarında, idarî işlemin unsurları açısından hukuka aykırılık bulunduğu iddiasıyla düzenleyici işlemin tamamının iptali istenebileceği gibi, düzenleyici işlemin belirli kısımlarının, maddelerinin, ibarelerinin, sözcüklerinin iptalinin istenebilmesi de mümkündür. Ancak, her durumda iptali istenen kural ve/veya kuralların açıkça belirtilmesi ve bu kısımların davacının menfaatini nasıl etkilediğine ilişkin sebepler açıkça ortaya konulmalıdır.
Yukarıda değinilen açıklamalar doğrultusunda, 2577 sayılı Kanunun 3. maddesi ile 5. maddesinin 1. fıkrasına uygun düşmeyen dava dilekçesinin; davacı şirkete ait temsil yetkisini gösterir güncel belgenin ve imza sirkülerinin eklenmesi, ilgili tebliğin dava konusu edilmesi halinde tarihi, numarası ve yayımlandığı Resmi Gazetenin tarih ve sayısı belirtilerek tebliğin, hangi bölümlerinin, kısımlarının, başlıklarının, ibarelerinin, sözcüklerinin iptalinin istendiğinin açık ve tereddüte yer vermeyecek şekilde ortaya konulması, bu kısımların hangi yönlerden, hangi kanuna aykırı olduğunun ve davacının menfaatini ne şekilde ihlȃl ettiğinin açıklanması suretiyle Hazine ve Maliye Bakanlığı da hasım gösterilmek suretiyle Danıştayda; Ankara Yeğenbey Vergi Dairesi Müdürlüğünce tanzim edilen ödeme emri veya ödeme emirlerine karşı İdare Mahkemesinde; Gebze İhtisas Vergi Dairesi Müdürlüğü ve Uluçınar Vergi Dairesi Müdürlüğünce düzenlenen ödeme emirlerine karşı ise Vergi Mahkemesinde, taraf sayısından bir fazla düzenlenerek yetkili kişilerce imzalanan ve yenilenen dilekçelerle dava açılmak üzere reddi gerekmiştir.
İdari yargı yerlerince, idarenin yerine geçilmek suretiyle idari işlem niteliğinde işlem tesis edilmesine olanak bulunmadığından, davacının mahsuben iadesi talep edilen kısmi tevkifat uygulamasından kaynaklanan katma değer vergisi alacaklarının mahsubu ile fazlaya ilişkin kısmın iadesi, alacaklara faiz ödenmesi talebinin Mahkemelerce yerine getirilmesi mümkün olmayıp söz konusu talebin ancak idare tarafından reddine dair işlemin iptali ve buna bağlı faiz istemiyle Vergi Mahkemesinde ayrıca dava açılabileceği de açıktır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanunun 15. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendi uyarınca bu Kararın tebliğ tarihinden itibaren otuz (30) gün içerisinde 3. ve 5. maddelere uygun şekilde düzenlenmek ve yukarıda belirtilen hususlar dikkate alınmak; ayrıca 5. madde uyarınca açılacak her yeni dava için ayrı ayrı başvuru harcı alınmak suretiyle yeniden dava açmakta serbest olunmak üzere DİLEKÇENİN REDDİNE,
2. Aynı Kanun'un 15. maddesinin 5. fıkrası maddesi hükmüne göre dilekçenin reddi üzerine yeniden verilecek dilekçede aynı yanlışlıklar yapıldığı takdirde davanın reddedileceğinin davacıya tebliğine,
3. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam … TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, posta gideri avansından artan tutarın davacıya iadesine, 24/05/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
