2. Ceza Dairesi 2019/9038 E. , 2019/9977 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Yokluklarında verilen mahkumiyet hükümlerinin, sanık ..."e usulüne uygun olarak tebliğ edildiği ve süresinde 31.12.2014 tarihinde kararı temyiz ettiği, diğer sanık ... yönünden ise; 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 10/2. maddesinin, “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” hükmü ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsenmiş olması karşısında, önce bilinen en son adres (bilinen bir adres yoksa ya da bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise MERNİS adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres) esas alınarak, Tebligat Kanunu"nun 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanun’un 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından, tebligata, Tebligat Kanunu"nun 23/1-8 ve Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkânsızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği gözetilmeksizin, ..."in yokluğunda verilen kararı içeren davetiyenin tebliği için sanığın MERNİS adresine doğrudan “MERNİS adresi” ibaresi ile çıkarılan ve Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesi gereğince yapılan tebligat işleminin usule aykırı olduğu, sanıkların yokluklarında verilen mahkumiyet hükümlerini sanıklar adına Av. ..."in 29.12.2014 tarihli dilekçe ile temyiz ettiği, dosya içerisinde ve UYAP"tan yapılan incelemede adı geçen avukatın sanıklar adına usulüne uygun şekilde düzenlenmiş bir vekaletname örneğinin bulunmadığı anlaşılmakla, sanıklar ile Av. ... arasında vekalet ilişkisinin olup olmadığı araştırılıp, geçerli bir vekaletnamenin olması halinde, vekaletnamenin aslı veya onaylı bir örneği dosya içerisine eklenerek; vekaletname bulunmaması halinde ise sanık ..."e usulüne uygun olarak (sanığın cezaevinde olması halinde cezaevinde tebliği, aksi halde adı geçen sanığın bilinen en son adresine tebliğ yapılması, bu adrese tebligat yapılamaması halinde güncel MERNİS adresine tebliğ yapılmak suretiyle) tebliği ile buna ilişkin belge ve sunarsa temyiz dilekçesi de eklendikten ve bu konuda ek tebliğname düzenlendikten sonra incelenmek üzere mahalline iade edildiği ve mahkemece adı geçen avukata vekaletnamenin aslı veya onaylı suretinin mahkemeye gönderilmesine yönelik ihtaratlı tebligat çıkarıldığı ve tebligatın usulüne uygun olarak Av. ...’e tebliğ edilmesine rağmen dosya içerisine herhangi bir vekaletname sunmadığı ayrıca dosya içerisinde ve UYAP"tan yapılan incelemede adı geçen avukatın sanıklar adına usulüne uygun şekilde düzenlenmiş bir vekaletname örneğinin bulunmadığı anlaşılmış ise de; bozma ilamı üzerine yokluğunda verilen hükmün ve Yargıtay ilamının sanık ...’e usulüne uygun olarak 29.03.2019 tarihinde tebliğ edildiği ve bozma ilamı üzerine Av. ...’in dosyaya vekaletname sunarak hükmü 02.04.2019 tarihli dilekçe ile süresinde temyiz ettiği belirlenerek yapılan incelemede,
Hüküm tarihinde farklı yargı çevresinde bulunan... Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü olduğu anlaşılan sanık ... hakkında sanığın da hazır bulunduğu 10.07.2014 tarihli duruşmada sanık müdafiinin sanık ... adına vareste tutulma talebinde bulunduğu ve mahkemece de sanığın vareste tutulmasına karar verildiğinin ve yine sanık ...’in sabıkasında bulunan mahkûmiyetine konu suçları 18 yaşından küçük iken işlemesi nedeniyle TCK"nın 58/5. maddesi uyarınca; tekerrüre esas alınamayacağının anlaşılması karşısında tebliğnamenin bu hususlardaki düşüncelerine iştirak edilmemiş, 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarihinde yürürlüğe giren 08.10.2015 gün ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı da nazara alınarak bu maddede öngörülen hak yoksunluklarının uygulanmasının, 5271 sayılı CMK’nın 324/4. maddesinde atıfta bulunan 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 106. maddesindeki terkin edilmesi gereken tutar olan 20 TL’den az olduğu halde (her bir sanık için 12.00 TL), yargılama giderinin sanıklardan tahsiline karar verilmiş ise de, toplam yargılama gideri kapsamında olması nedeniyle hükmün kesinleştiği tarihte sanıklardan tahsili gereken yargılama giderinin yukarıda açıklanan terkin edilmesi gereken miktardan az olması halinde Devlet Hazinesi üzerinde bırakılmasının infaz aşamasında değerlendirilmesi mümkün görülmüştür.
Yapılan duruşmaya, toplanan delillere, gerekçeye, hakimin kanaat ve takdirine göre temyiz itirazları yerinde olmadığından reddiyle hükümlerin kısmen istem gibi ONANMASINA, 30/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.