Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/3957
Karar No: 2018/1464
Karar Tarihi: 27.02.2018

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2017/3957 Esas 2018/1464 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2017/3957 E.  ,  2018/1464 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 22.04.2014 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil, tüm takyidatların kaldırılması, olmadığı takdirde tazminat talebi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davacı tarafca davalıların tamamına yöneltilen tapu iptali ve tescil talebinin pasif husumet şartı (davalı sıfatı) eksikliği nedeni ile usulden reddine, davacı tarafca davalı ..."e terditli olarak yöneltilen alacak davasının kabulüne, 50.000,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı ..."den alınarak davacıya verilmesine dair verilen 12.05.2016 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davalı ... vekili ve davacı ... vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 27.02.2018 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı ... vekili Av. ... geldi. Karşı taraftan gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenin sözlü açıklamaları dinlendi duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    KA R A R
    Davacı vekili  22.04.2014 tarihli dilekçesi ile;  davalı ..."ün davalı ... İnşaat Turizm Kozmetik Sanayi ve Tic. Ltd. Şti. ve ... yetkisiyle dava ihbar edilen arsa sahibi ... ile yapılan  24.10.1996 tarih 23972 yevmiye nolu kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince yüklenici şirkete ait 4. kat 13 nolu bölümü  12/11/2002 tarih ve ... yevmiye nolu satış vaadiyle aldığı ve davalı ... tarafından davacıya  04/07/2007 tarih ve 27386 yevmiye numarasıyla  gayrimenkul satış vaadi sözleşmesiyle 50.000 TL satış bedeli peşin ödenerek sözleşmeden bu yana taşınmazı maliki ve zilyedi olarak nizasız fasılasız kullandığını, dava konusu  9212 ada, 12 parselin  üzerinde zilyetliğinde bulunan 13 nolu mesken cinsli bağımsız bölümün ve bu bölüme tekabül edecek olan dairenin arsa paylı olarak iptaline, adına tesciline, dava konusu taşınmaz üzerindeki tüm haciz, ipotek, şerh ve takyidatların kaldırılmasına, mümkün olmaması halinde yargılama aşamasında ortaya çıkacak taşınmaz güncel değerinin ve maddi kayıpların karşılığı tazminatın dava tarihinden itibaren uygulanacak en yüksek banka mevduat faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiştir.   
    Davalı ... vekili, kendisinin tapu maliki olmadığını ve taşınmaz bölümündeki tüm hak ve yetkilerini ve özellikle de zilyedlik hakkını davacıya 7-8 sene evvel devir ve teslim ettiğini ve davacının aralıksız olarak taşınmazda ikamet  ve tasarruf ederek zilyetliğini sürdürdüğünü, öncelikle husumet yönünden davanın reddine karar verilmesini, ayrıca binanın kaçak ve kanunsuz inşaa edildiğini, kat mülkiyeti ve irtifakının kurulmadığını, binanın iskan izninin de bulunmadığını, bütün bu durumları bilen davacının taşınmazı görerek, beğenerek ve inceleyerek 7-8 sene evvel devir ve satın aldığını,  zilyetliğini devam ettirdiğini, tapu maliki olmaması ve taşınmazdaki diğer tüm hak ve yetkilerini davacıya devir ve teslim etmesi nedeniyle  davanın reddini savunmuştur.  
    Davalı ... vekili üçüncü celsedeki beyanında; davacı tarafın kendilerine  yönelik tapu iptali tescil talebinin yerinde olmadığını, zira taşınmazda müvekkilinin herhangi bir payı bulunmadığını, hiç bir zaman da olmadığını, dava dilekçesinde  talep edilen miktar 50.000 TL tazminat ise  bu tazminatı ödemeyi kabul ettiklerini, dolayısıyla tazminat talebi yönünden 50.000 TL ile sınırlı olmak üzere davayı kabul ettiklerini, davanın açılmasına sebep olmadıklarından yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerini kabul etmediklerini bildirmiş, son celsede ise  kabul beyanlarının şartlı olduğunu,  davacı tarafın buradaki tescil isteme hakkını, taşınmazın kendilerine aynen iade edilmesi ve boşaltılarak taraflarına teslim edilmesi şartı ile kabul ettiklerini, aksi takdirde kabul etmediklerini bildirmiştir.
    Dava ihbar edilen arsa maliki ... davaya cevap vermemiştir.
    Davalı ... İnşaat Turizm Kozmetik Sanayi ve Tic.Ltd.Şti. ve ...  26.02.2015 tarihli duruşmadaki beyanında; davayı kabul etmediğini, 11-12 yıl önce bu daireleri davacı tarafa ve diğer şahıslara sattığını, bu güne kadar kaçak katlarda oturduklarını, ancak hiç kimsenin ... Belediyesi tarafından kesilen 250.000-TL kaçak cezasını ödemek istemediğini, davacı tarafın bir taraftan kaçak kattaki daireyi kullanıp öte yandan bu davayı açmakla iyi niyetli olmadığını, halen  bir kısım kat maliklerinin binada oturmakta olduğunu, oturmayanların ise yaklaşık aylık 1.500-TL den kiraya verdiklerini, kendisinin her daire için emlak rayiç bedeli üzerinden fatura kesmek zorunda olduğunu, kendisinin zararının davacıdan daha fazla olduğunu ve mağdur durumda olduğunu, beyan etmiştir
    Mahkemece, tapu kaydının incelenmesinde; dava konusu taşınmazın 9212 ada, 12 parsel numarasında arsa niteliği ile kayıtlı olduğu, taşınmazın 256/354 payının davalı ... İnşaat Turizm Kozmetik San.ve Tic.Ltd.Şti. adına, 98/354 payının dava dışı ... adına kayıtlı olduğu, taşınmazda kat irtifakının ve kat mülkiyetinin kurulmadığı anlaşılmıştır.
    Mahkemece mahallinde 29/01/2016 tarihinde harita mühendisi, inşaat mühendisi ve mülk bilirkişisi refakatinde keşif yapılmış, 24/02/2016 tarihli bilirkişi raporu alındıktan sonra davacı tarafça davalıların tamamına yöneltilen tapu iptali ve tescil talebinin pasif husumet şartı ( davalı sıfatı ) eksikliği nedeni ile usulden reddine, davacı tarafça davalı ..."e terditli olarak yöneltilen alacak davasının kabulüne, 50.000,00-TL alacağın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı ..."den alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
    Hükmü, davalı ... vekili ve davacı ... vekili temyiz etmiştir.
    Dava, davalı yükleniciden davalı ... tarafından temlik alınan ve davacıya temlik edilen kişisel hakka dayalı tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde alacak istemine ilişkindir.
    28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsamaktadır.
    Konut satış sözleşmeleriyle devre tatil ve uzun süreli tatil hizmeti sözleşmeleri de kanun kapsamına alınmıştır. Söz konusu taşınmazın da bir konut satış sözleşmesiyle satın alındığı belirtilerek bu dava açılmıştır.
    Anılan kanunun 3. maddesinin (k) bendindeki tanıma göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi,
    (l) bendindeki tanıma göre de tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.
    6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 73. maddesinin (1) bendi gereğince de bu kanun uygulaması ile ilgili çıkacak her türlü ihtilaflara tüketici mahkemelerinde bakılması gerekir.
    Somut olayda; davacı tüketici, yüklenicinin temlikine dayalı olarak tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde tazminat isteğinde bulunduğundan o yerde ayrı bir tüketici mahkemesi varsa çekişmenin tüketici mahkemesinde görülmesi, aksi halde davaya tüketici mahkemesi sıfatıyla bakılması yasadan kaynaklanan bir zorunluluktur. Mahkemece kamu düzeninden olan görev hususu re’sen gözetilerek yukarıda yazılı olduğu şekilde işlem yapılması gerekirken çekişmenin esasının incelenip hükme bağlanması doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
    Kabule göre de; bu gibi davalarda arsa sahipleri ile yüklenici arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğunun kabulü gerekir. Dava ihbar edilen arsa sahibi ... ile davalı yüklenici şirket arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığı tarafların kabulündedir. Mahkemece, arsa sahibi ..."nın zorunlu dava arkadaşı olduğu gözetilmeksizin taraf teşkili tamamlanmadan işin esası hakkında karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 1630 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı ..."e verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.02.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi