Abaküs Yazılım
4. Daire
Esas No: 2019/4523
Karar No: 2022/3378
Karar Tarihi: 26.05.2022

Danıştay 4. Daire 2019/4523 Esas 2022/3378 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2019/4523 E.  ,  2022/3378 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    DÖRDÜNCÜ DAİRE
    Esas No : 2019/4523
    Karar No : 2022/3378

    TEMYİZ EDEN TARAFLAR : 1- …
    VEKİLİ: Av. …
    2- … Bakanlığı
    … Başkanlığı/…

    İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının taraflarca aleyhlerine olan hüküm fıkralarının bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Davacı tarafından, … Emeklilik ve Hayat A.Ş. ile 05/03/1996 tarihinde yaptığı bireysel emeklilik sözleşmesinin 05/03/2016 tarihinde sona ermesi nedeniyle kendisine ödenen tutardan kesilen gelir vergisinin iadesi istemiyle yapılan düzeltme ve şikayet başvurularının reddine dair işlemin iptali istenilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; olayda, davacının sözleşmesinin sona erdiği 05/03/2016 tarihinde vergiyi doğuran olayın gerçekleştiği, yürürlükte olan 193 sayılı Kanun'un 75/15 (c) bendi, 4697 sayılı Kanunun geçici 1. maddesi ve 6327 sayılı Kanun'un geçici 1. maddesi birlikte değerlendirildiğinde, on yıl süreyle prim, aidat veya katkı payı ödeyerek ayrılanlara yapılan ödemelerin menkul sermaye iradı olduğu hükme bağlanmış olup, bu hüküm menkul sermaye iradının tarifi ile birlikte değerlendirildiğinde, yapılan ödemelerden kastedilenin bireysel emeklilik sisteminde prim ödeyerek sistemden ayrılan davacıya ödenen meblağın tamamı (ana para dahil) değil, bu sistemde elde ettiği getiri (gelir) olduğu, dolayısıyla elde edilen getirinin menkul sermaye iradı olarak kabul edilmesi ve vergilendirmenin bu miktar üzerinden yapılması gerektiği dikkate alındığında, gelir (stopaj) vergisi kesintisinin davacının elde ettiği getiri üzerinden yapılması gerektiğinden, kesintinin davacıya ödenen meblağın tamamı (ana para dahil) üzerinden yapılmasında açık vergi hatası bulunduğundan davacı tarafından yapılan şikayet başvurusunun reddine dair dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı ve davacıdan yapılan stopaj kesintisinin elde ettiği geliri aşan kısmına isabet eden ve haksız tahsil edilen kısmının davacıya iadesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulü ile davacının hayat poliçesine ödediği anaparaya isabet eden kesintinin iptaline ve yasal faiziyle davacıya iadesine, davanın kısmen reddi ile poliçeden elde ettiği irat tutarına isabet eden kısmın iadesi isteminin reddine karar verilmiştir.
    Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve taraflarca ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurularının reddine karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDEN DAVACININ İDDİALARI : Davacı tarafından, dava dilekçesinde açık ve net biçimde idari işlemin iptali ile 145.135,82 TL tutarındaki haksız vergi kesintisinin iadesi talep edilmesine rağmen Mahkeme tarafından kısmen kabul kararı verilmesine rağmen iadesi istenilen 145.135,82 TL yönünden her hangi bir hüküm tesis edilmemiş olması nedeniyle kararın bozulması veya düzeltilerek onanması gerektiği ileri sürülmektedir.

    TEMYİZ EDEN DAVALININ İDDİALARI : Davalı tarafından, uyuşmazlığın vergilendirme ve hesap hataları kapsamına girmediği, kesinti tarihinden itibaren süresi içinde dava açılmadığı, ayrıca 07/10/2001 tarihinden önce akdedilen sigorta poliçeleri ile ilgili olarak yapılan ödemelerin menkul sermaye iradı değil ücret niteliğinde olduğu ve kararın hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.

    DAVACININ SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

    DAVALININ SAVUNMASI : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

    TETKİK HÂKİMİ : …
    DÜŞÜNCESİ : Davacı temyiz isteminin reddi, davalı temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE :
    Davacının temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler, kararın redde ilişkin kısmının bozulmasını sağlayacak nitelikte görülmemiştir.
    Davalı idarenin, kararın kabule ilişkin kısmına yönelik temyiz istemine gelince;
    4697 sayılı Bazı Vergi Kanunlarında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un geçici 1. maddesinde; "Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce; a) Faaliyete başlamış olan emekli ve yardım sandıklarına ödenen primler ile bu sandıklardan iştirakçilerine yapılan ödemeler, b) Akdedilmiş şahıs sigorta poliçelerinin ilgili olduğu prim ve ödemeler, bakımından Gelir Vergisi Kanunu'nun 23, 25, 63, 75, 89 ve 94. maddelerinin bu Kanunla değişiklik yapılmadan önceki hükümleri uygulanır." hükmüne yer verilmiştir.
    193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun "Tazminat ve Yardımlarda İstisnalar" başlıklı 25. maddesinin 3. bendinde; (4697 sayılı Kanunun 3. maddesi ile değişmeden önceki hali) "Kanunla kurulan veya tüzel kişiliği haiz olan emekli sandıklarınca kendilerine zat aylığı bağlananlara aylıkları dışında, kanunları veya statüleri gereğince verilen emekli, dul, yetim ve evlenme ikramiyeleri veya iade olunan mevduatı ve sürelerini doldurmamış bulunanlarla dul ve yetimlerine toptan ödenen tazminatlar ile 10 yıl süre ile prim veya aidat ödenmiş olmak kaydıyla Türkiye'de kain ve merkezi Türkiye'de bulunan sigorta şirketleri ve yardım sandıkları tarafından iade olunan mevduat veya toptan yapılan ödeme tutarının (Kamu idare ve müesseseleri ile kanunla kurulan sosyal güvenlik kurumları dışında kalan tüzel kişiliği haiz emekli sandıkları ile sigorta şirketleri ve yardım sandıkları tarafından ödenen tazminat, yardım ve toptan yapılan ödemeler en yüksek Devlet memuruna ödenen en yüksek ödeme tutarından fazla ise aradaki fark ücret olarak vergiye tabi tutulur. Bu mukayesede gerek muhtelif emekli sandıkları ile sigorta şirketleri ve yardım sandıklarından gerek aynı emekli sandığı ile sigorta şirketleri ve yardım sandıklarından muhtelif zamanlarda alınan ikramiye, tazminat ve toptan yapılan ödemeler topluca dikkate alınır.) istisna olduğu" hükmü bulunmaktadır.
    Anılan hükümler uyarınca, 4697 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarih olan 07/10/2001 tarihinden önce akdedilmiş sigorta poliçelerinin ilgili olduğu primler ve ödemelerle ilgili olarak, 10 yıl süre ile prim veya aidat ödenmiş olmak kaydıyla Türkiye'de kain ve merkezi Türkiye'de bulunan sigorta şirketleri tarafından iade olunan mevduat veya toptan yapılan ödeme tutarı gelir vergisinden istisna olacak, ancak sigorta şirketleri tarafından ödenen tazminat, yardım ve toptan yapılan ödemelerin, en yüksek Devlet memuruna ödenen en yüksek ödeme tutarından fazla olması halinde aradaki fark ücret olarak vergiye tabi tutulacaktır.
    Dosyanın incelenmesinden; davacı ile … Emeklilik ve Hayat A.Ş. arasında 07/10/2001 tarihinden önce ve 05/03/1996 tarihinde imzalanan emeklilik sözleşmesi hükümleri uyarınca davacının on yıldan fazla süre ile prim ödemesi yaptığı ve 05/03/2016 tarihinde sigorta sözleşmesinin sona erdiği anlaşılmaktadır.
    Olayda, sigorta sözleşmesinin 07/10/2001 tarihinden önce düzenlenmiş olması ve on yıl süre ile prim ödemesi yapılmış olması nedeniyle sigorta şirketi tarafından davacıya ödenen toplam ödeme tutarından, ödeme yapıldığı tarih itibarıyla en yüksek devlet memuruna ödenen en yüksek tazminat tutarı düşüldükten sonra kalan kısmın, davacının ücret geliri olarak 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'ndaki oranlara göre vergilendirilmesi gerekmektedir. Nitekim, dosyadaki belgelerden sigorta şirketi tarafından yapılan vergilendirmenin kanun hükümlerine uygun olarak yapıldığı görülmektedir.
    Bu durumda, davacının on yıldan fazla prim (katkı payı) ödemiş olmakla birlikte davacıya sigorta şirketince yapılan ödemelerden kastedilenin menkul sermaye iradı olduğu ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 75. maddesinin 1. fıkrasında tanımlanan menkul sermaye iradı niteliğinde olan ve davacının ödediği primler dolayısıyla elde ettiği gelir (nema) üzerinden yapılması gerektiği gerekçesiyle davacıdan fazla kesilen gelir vergisinin iadesine karar veren Vergi Mahkemesi kararının kabule ilişkin hüküm fıkrasına yönelik istinaf başvurusunu reddeden Vergi Dava Dairesi kararının belirtilen kısmında hukuka uyarlık görülmemiştir.

    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Davacının temyiz isteminin reddine, davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne,
    2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, Vergi Mahkemesi kararının redde ilişkin kısmına yönelik davacı tarafından yapılan istinaf başvurusunun reddine ilişkin kısmının ONANMASINA,
    3. Anılan Vergi Dava Dairesi kararının, Vergi Mahkemesi kararının kabule ilişkin kısmına yönelik davalı idare tarafından yapılan istinaf başvurusunun reddine ilişkin kısmının BOZULMASINA,
    4. 492 sayılı Harçlar Kanunu'na bağlı (3) sayılı Tarife uyarınca, … TL maktu karar harcından, varsa evvelce ödenen harcın mahsubundan sonra kalan harç tutarının temyiz eden davacıdan alınmasına,
    5. Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 26/05/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi