15. Ceza Dairesi 2020/7332 E. , 2020/10661 K.
"İçtihat Metni"
Nitelikli dolandırıcılık suçundan şüpheliler ... Yıldırım ve diğerleri haklarında yapılan soruşturma evresi sonucunda İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 24/08/2016 tarihli ve 2014/17394 soruşturma, 2016/56999 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik müştekiler ..., ..., ... ..., ..., .... ve Ece Matbaacılık San. ve Tic. Ltd. Şti. vekillerince yapılan itirazın reddine ilişkin merci İstanbul 10. Sulh Ceza Hâkimliğinin 25/10/2016 tarihli 2016/4379 değişik iş sayılı kararı ile müşteki ..."ın itirazının reddine dair mercii İstanbul 4. Sulh Ceza Hâkimliğinin 27/03/2018 tarihli ve 2018/637 değişik iş sayılı kararı ve müştekiler ..., ... ile ... vekillerince yapılan itirazın reddine ilişkin mercii İstanbul 6. Sulh Ceza Mahkemesinin 22/09/2016 tarihli ve 2016/4078 değişik iş sayılı kararı aleyhine, Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 20/05/2020 gün ve 94660652-105-34-11821-2019 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 03/06/2020 gün ve 2020-48185 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 24/08/2016 tarihli kovuşturmaya yer olmadığına dair kararına yönelik müşteki ... vekili tarafından yapılan itirazın reddine ilişkin mercii İstanbul 10. Sulh Ceza Hâkimliğinin 25/10/2016 tarihli kesin kararını müteakip, müşteki vekili tarafından yeniden yapılan itirazın usulden reddine dair mercii İstanbul 4. Sulh Ceza Hâkimliğinin 10/05/2019 tarihli ve 2019/2250 değişik iş sayılı kararının hukukî değerden yoksun olduğu gözetilerek yapılan incelemede,
5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar nazara alındığında,
Dosya kapsamına göre, şüpheliler ..., .... Yapı A.Ş."nin ortakları, diğer şüphelilerin ise şirket çalışanları oldukları, şüphelilerin adı geçen şirket faaliyetleri kapsamında hayata geçirmeyi planladıkları inşaat projeleri dahilinde müştekiler ile gayrımenkul satış vaadi sözleşmeleri yaparak müştekilere gayrımenkul satmayı vaat ettikleri, yapılan sözleşmeler gereğince müştekilerden para tahsil ettikleri ancak, şüphelilerin müştekilere gayrımenkul sattıkları/satmayı vaat ettikleri Trend Rezidans Fulya 101, Göğüş İnternational Hotels&Residence Taksim ve Barbaros 2 inşaat projelerine hiç başlamadığı, Trend Barbaros projesinin ise geç bitirildiği ve bu projedeki gayrımenkullerin tesliminin yapılmadığı, sözleşmesi iptal edilen ya da inşaatına başlanmayarak teslimi yapılmayan belirtilen projelere ilişkin ödenen bedellerin de müştekilere iade edilmediği, bu şekilde şüphelilerin yapmayı vaat ettikleri projeleri yapmayarak müştekilerin mağduriyetine neden oldukları ve dolandırıcılık suçunu işlediklerinin iddia edildiği somut olayda, Cumhuriyet Başsavcılığınca olayın hukuki ihtilaf olduğundan bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de; öncelikle ifadesi alınan şüpheliler ve dosya kapsamında savunma sunan şüpheliler dışındaki diğer şüpheliler ..., Ayşegül Demir, ..., ... ve ..."in ifadesine başvurulması, şüphelilerin yapmayı vaat ettikleri başta somut olarak var olmayan projeler kapsamında satış yaptıkları nazara alınarak başından itibaren dolandırıcılık kastı ile hareket edip etmediklerinin belirlenmesi bakımından müştekiler ile yaptıkları gayrımenkul satış vaadi sözleşmelerine konu Trend Rezidans Fulya 101, Göğüş İnternational Hotels&Residence Taksim, Trend Barboros ve Barbaros 2 inşaat projelerinin durumunun ilgili kamu kurumları ve belediye başkanlıklarından sorularak inşaatlara başlanılıp başlanılmadığının, başlanılmadı ise bu durumun şüphelilerden kaynaklanıp kaynaklanmadığının tespit edilmesi, yine projelerin bitirildiğinin belirlenmesi hâlinde sözleşmeler kapsamındaki gayrımenkullerin teslim edilip edilmediğinin öğrenilmesi, projelere başlanmama sebebinin ve yapımı tamamlanan gayrımenkullerin teslim edilmeme sebebinin şüphelilerden kaynaklandığının ortaya çıkması durumunda ise toplanan delillerin şüphelilerin üzerlerine atılı dolandırıcılık suçundan haklarında kamu davası açılması için yeterli şüphe oluşacağı da nazara alınarak, buna göre şüphelilerin hukukî durumlarının tayin ve takdiri gerekirken, eksik soruşturmaya ve değerlendirmeye dayalı olarak verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın belirtilen gerekçelerle kabulü yerine, yazılı şekilde reddine kararların verilmesinde isabet görülmemiştir.
5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca İstanbul 10. Sulh Ceza Hâkimliğinin 25/10/2016 tarihli 2016/4379 değişik iş sayılı, İstanbul 4. Sulh Ceza Hâkimliğinin 27/03/2018 tarihli ve 2018/637 değişik iş sayılı ve İstanbul 6. Sulh Ceza Mahkemesinin 22/09/2016 tarihli ve 2016/4078 değişik iş sayılı kararlarının bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 24/08/2016 tarihli kovuşturmaya yer olmadığına dair kararına yönelik müşteki ... vekili tarafından yapılan itirazın reddine ilişkin mercii İstanbul 10. Sulh Ceza Hâkimliğinin 25/10/2016 tarihli kesin kararını müteakip, müşteki vekili tarafından yeniden yapılan itirazın usulden reddine dair mercii İstanbul 4. Sulh Ceza Hâkimliğinin 10/05/2019 tarihli ve 2019/2250 değişik iş sayılı kararının hukukî değerden yoksun olduğu gözetilerek yapılan incelemede,
Şüpheli ..."ün ve bir kısım şüphelilerin müteahhitlik yaptığı ve Göğüş Yapı A.Ş"nin ortağı ve yetkilisi olduğu, diğer şüphelilerin ise şirket çalışanı olarak görev yaptığı, tüm şüphelilerin iştirak halinde trend residance fulya 101 (56 ada 25 parsel 18 pafta üzerine), fulya 55 (56 ada 7 parsel 12 pafta üzerine), barbaros 1 (1455/7 ada parsel üzerine), taksim recidance gümüşsuyu (747/13 ada parsel üzerine), barbaros 2 (502-19-48 ada parsel pafta üzerine), trend residance ulus (1216-37-26 ada parsel pafta üzerine) gibi çeşitli projelerin lansman ve tanıtımlarını videolar ve maketler üzerinden müştekilere yaptıkları ve onları çok kar edeceklerine ve son daire kaldığına inandırarak maket projeler üzerinden satışlarla adi yazılı satış vaadi sözleşmeleri yaptıkları, akabinde müştekilerden çeşitli miktarlarda paralar aldıkları halde bazı projelerin hiç başlamadığı ve müştekilerin kendi araştırmalarında belediyeden yapı, inşaat ruhsat izni için başvuruda dahi bulunulmadığı, bir kısmının apartman yerine iş yeri olarak yapıldığı, bir kısmına başkasına satılan ya da projede olup gerçekte olmayan kat ve dairelerin satıldığı, hatta trend residance ulus projesinin yapılacağı yerin şüphelilere dahi ait olmadığını tespit ettikleri, daire tesliminin olmaması üzerine müştekilerden ek paralar talep ederek başka projelere kaydırmayı ya da senetle paralarını iade etmeyi teklif veya kabul ettikleri halde, şüphelilerin bunu da yerine getirmedikleri, şirketlerinin borca batık ve tasfiye halinde olduğu ve çok kere el değiştirerek benzer eylemlerine başka şirket isimleri ile devam ettiklerini, müştekilerin icra takiplerinin ve hukuk davalarının da şüphelilerin adına işlem yaptıkları şirketin malların hacizli ya da ipotekli olmasından dolayı sonuçsuz kaldığını, aynı konuda bir müştekinin şikayetinin kabul edilip araştırılarak şüpheli Arif Kerem hakkında mahkumiyet hükmü kurulduğu halde kendi başlarına gelen benzer olaylarla ilgili kovuşturmaya yer olmadığına dair karar ve itirazlarında da merci tarafından ret kararı verildiğini, bu sebeple anılan karara dair kanun yararına bozma talep ettiklerini müştekilerin ifadelerinde belirttikleri anlaşılmış olup,
Her ne kadar hukuki ihtilaf olduğundan bahisle kanun yararına bozma talebinde bulunan 14 müştekiye (..., ...... Matbaacılık San. ve Tic. Ltd. Şti., ..., ..., ... ile ...) yönelen eylemlerden dolayı kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de;
1)Müşteki ..."a yönelik eylem bakımından merci İstanbul 10. Sulh Ceza Hâkimliğinin 25/10/2016 tarihli 2016/4379 değişik iş sayılı kararı için;
Aynı konuda ..."ın benzer iddiaları ile ilgili şüpheli Arif Kerem ve şirket yetkilileri, görevlileri hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair 2014/66000 karar sayılı kararı ile İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından karar verilmiş olup buna yönelik merci İstanbul 3. Sulh Ceza hakimliği tarafından 30/06/2015 tarihli ve 2015/1055 değişik iş sayılı itirazın reddine dair kesin nitelikte karar verilmiş ve buna yönelik yazılı istem dairemizin 2019/13557 sayılı esasına kaydedilmiş olduğundan kesin nitelikteki ilk karar olağanüstü kanun yolu olan kanun yararına bozma yolu ile bozulmadan ve anılan karardaki eksiklikler giderilmeden aynı gerekçeler ile yeniden kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilemeyeceği gözetilmeden itirazın bu yönden kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesi bakımından,
2) Diğer müştekilere yönelik eylemler bakımından tüm merci kararları için;
Şüphelilerin en baştan itibaren dolandırıcılık kastı ile hareket edip etmediklerinin tespitine yönelik olarak; söz konusu projelerin gösterilen taşınmazlar üzerinde başlayıp başlamadığı, teslimlerin yapılıp yapılmadığı, kurum ve kuruluşlara gerekli müracaatların yapılıp yapılmadığı hususlarının şüphelilerin savunmaları ve müştekilerin beyanları gözetilerek araştırılması, şirketin başka şirketlere devredilip edilmediği ve projelerin olduğu dönemdeki tüm yetkililerin tespiti ile dinlenilmeyenlerin şüpheli sıfatı ile savunmalarının alınması, ayrıca yazılı istem talebine eklenen ve emsal nitelikte gösterilen İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 2017/53 esas ve 2019/141 sayılı dosyasının getirtilip incelenmesi ve şüpheliler hakkında başkaca soruşturma dosyası olup olmadığının İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı bünyesindeki UYAP sisteminden araştırılıp bu dosyalarında incelenmesi ve dosya inceleme tutanağı tanzim edilmesi, müştekilerin başlatmış oldukları icra takiplerinin ve alacak davalarının olup olmadığının ve bunların akıbetinin öğrenilmesi, sonucuna göre hayali maketler ve projeler üzerinden satış yapıldığı kanaatine varılırsa şüphelilerin iştirak ve kastlarının belirlenerek kamu davası açılması gerekirken yazılı şekilde eksik araştırma ve yetersiz gerekçe ile karar verilmesi nedeniyle kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, itirazın reddine ilişkin merci İstanbul 10. Sulh Ceza Hâkimliğinin 25/10/2016 tarihli 2016/4379 değişik iş sayılı kararının, mercii İstanbul 4. Sulh Ceza Hâkimliğinin 27/03/2018 tarihli ve 2018/637 değişik iş sayılı kararının ve mercii İstanbul 6. Sulh Ceza Mahkemesinin 22/09/2016 tarihli ve 2016/4078 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca müteakip işlemlerin mahallinde merciince yerine getirilmesine, 26/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.