Abaküs Yazılım
8. Daire
Esas No: 2019/10233
Karar No: 2022/3478
Karar Tarihi: 26.05.2022

Danıştay 8. Daire 2019/10233 Esas 2022/3478 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2019/10233 E.  ,  2022/3478 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    SEKİZİNCİ DAİRE
    Esas No : 2019/10233
    Karar No : 2022/3478


    TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
    VEKİLİ : Av. …

    KARŞI TARAF (DAVALI) : … Üniversitesi
    VEKİLİ : Av. …

    İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: … Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Matematik Bölümünde 2547 sayılı Kanunun 13/b-4 maddesi uyarınca belirli süreli iş sözleşmesi ile yardımcı doçent olarak görev yapan davacının, 31.08.2017 tarihi itibarıyla görevine son verilmesine ilişkin Rektörlüğün … tarih ve … sayılı yazısı ile bildirilen Mütevelli Heyetinin … tarih ve … sayılı kararının iptali ve açıkta kaldığı süreye ilişkin maaş, ödenek ve özlük haklarının her ay itibarıyla mevduata uygulanan en yüksek faiziyle birlikte, eksik ödendiği belirtilen ihbar tazminatı ile yıllık izin ücretlerinin mevduata uygulanacak en yüksek faiziyle birlikte ödenmesi istenilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; davacının, 07.01.2008 tarihinde imzaladığı, 5 yıllık sözleşme ile Yaşar Üniversitesinde öğretim üyesi olarak göreve başladığı, sözleşmenin fesih başlıklı 8. maddesi gereğince davacının 31.08.2017 tarihinden itibaren sözleşmesinin yenilenmemesine karar verildiği, yıl bazında yapılan sözleşmelerin yenilenip yenilenmeyeceği noktasında her eğitim/ öğretim dönemi başında akademik program da dikkate alınarak değerlendirme yapıldığı, davacının sözleşmesinin yenilenmemesi doğrultusunda kullanılan takdir yetkisinin, objektif bir şekilde kullanılmadığına yönelik bilgi ve bulguya rastlanılmadığı, dava konusu işlemin, kamu yararı ve hizmet gerekleri gözardı edilerek veya davacıya yönelik özel bir saikle cezalandırma amaçlı olarak tesis edildiğine ilişkin herhangi bir verinin mevcut olmaması karşısında, takdir hakkı kullanılmak suretiyle ve sözleşmenin 8. maddesi uyarınca usulüne uygun olarak tesis edildiği anlaşılan dava konusu işlemde hukuka ve mevzuata aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu ve ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Mahkemelerce hizmetine ihtiyaç bulunup bulunmadığı araştırılmadan karar verilmesine karşın, hizmetine ihtiyaç bulunduğunun açık olduğu, hakkında açılan disiplin soruşturması sonucu fiilinin ''eleştiri ve ifade özgürlüğü'' çerçevesinde değerlendirilmesi sonucu ceza uygulanmamasına karar verilmekle birlikte, mobing uygulanarak, işten çıkarma bahanesi arandığı, ihbar tazminatı ile yıllık izin ücretinin eksiksiz ödenmediği ileri sürülmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'ın DÜŞÜNCESİ : Hukuka aykırı olduğu anlaşılan Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE:
    MADDİ OLAY :
    Dava; … Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Matematik Bölümünde 2547 sayılı Kanunun 13/b-4 maddesi uyarınca belirli süreli iş sözleşmesi ile yardımcı doçent olarak görev yapan davacının, 31.08.2017 tarihi itibarıyla görevine son verilmesine ilişkin Rektörlüğün … tarih ve … sayılı yazısı ile bildirilen Mütevelli Heyetinin … tarih ve … sayılı kararının iptali ve açıkta kaldığı süreye ilişkin maaş, ödenek ve özlük haklarının her ay itibarıyla mevduata uygulanan en yüksek faiziyle birlikte, eksik ödendiği belirtilen ihbar tazminatı ile yıllık izin ücretlerinin mevduata uygulanacak en yüksek faiziyle birlikte ödenmesi istemiyle açılmıştır.

    İLGİLİ MEVZUAT:
    Anayasanın ''Yükseköğretim kurumları'' başlığını taşıyan 130. maddesinde; çağdaş eğitim-öğretim esaslarına dayanan bir düzen içinde milletin ve ülkenin ihtiyaçlarına uygun insan gücü yetiştirmek amacı ile; ortaöğretime dayalı çeşitli düzeylerde eğitim-öğretim, bilimsel araştırma, yayın ve danışmanlık yapmak, ülkeye ve insanlığa hizmet etmek üzere çeşitli birimlerden oluşan kamu tüzelkişiliğine ve bilimsel özerkliğe sahip üniversitelerin Devlet tarafından kanunla kurulacağı; kanunda gösterilen usul ve esaslara göre, kazanç amacına yönelik olmamak şartı ile vakıflar tarafından, Devletin gözetim ve denetimine tabi yükseköğretim kurumları kurulabileceği; vakıflar tarafından kurulan yükseköğretim kurumlarının, mali ve idari konuları dışındaki akademik çalışmaları, öğretim elemanlarının sağlanması ve güvenlik yönlerinden, Devlet eliyle kurulan yükseköğretim kurumları için Anayasada belirtilen hükümlere tabi olduğu kuralına yer verilmiştir.
    2547 sayılı Kanun ek 5. maddesinin 2. fıkrasında; ''Mütevelli heyet vakıf yükseköğretim kurumunun tüzelkişiliğini temsil eder. Vakıf yükseköğretim kurumlarının yöneticileri Yükseköğretim Kurulunun olumlu görüşü alınarak mütevelli heyet tarafından atanır. Mütevelli heyet; vakıf yüksek öğretim kurumu yöneticilerine uygun gördüğü ölçüde yetkilerini devredebilir. Yükseköğretim kurumunda görevlendirilecek yöneticiler ve öğretim elemanları ile diğer personelin sözleşmelerini yapar, atamalarını ve görevden alınmalarını onaylar, yükseköğretim kurumunun bütçesini onaylar ve uygulamaları izler, ayrıca vakıfca hazırlanan yönetmelik hükümlerine göre diğer görevleri yürütür.'' kuralı yer almıştır.

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    Anayasa'nın 130. maddesi gereği, vakıf yükseköğretim kurumlarının mali ve idari konular yönünden farklı hükümlere tabi kılınması, bu kurumlarda görev yapan akademisyenlerin mesleki güvenceden yoksun kılınmasına yol açmayacağı açıktır. Zira, Anayasanın, lafzi ve amaçsal yorumu gereği, Anayasa koyucunun, Devlet ile vakıf yükseköğretim kurumları arasında, mesleki güvenceler bakımından, bir ayrım öngördüğünün, kabulü mümkün değildir. Nitekim, kanunla kurulan ve kamu tüzel kişiliğine sahip olan vakıf yükseköğretim kurumları da, Anayasa ile güvence altına alınmış bilimsel özerkliğe sahip kurumlardır. Vakıf yükseköğretim kurumlarında yürütülen bilimsel faaliyetin asli unsuru olan akademik personel, sahip olduğu statü, göreve alınmaları, hak ve yetkileri dikkate alındığında, idare hukuku kapsamında bir kamu personelidir. Vakıf yükseköğretim kurumları ile aralarında imzaladıkları sözleşme ise, idari sözleşme niteliği taşımaktadır.
    Bu bakımdan; kamu hizmeti yürüten ve kamu tüzel kişiliğine sahip olan vakıf üniversiteleri ile bu üniversitelerde görev yapan akademisyenlerin aralarındaki istihdam ilişkisinin, yükseköğretim hizmetinin sürekliliği esas alınarak değerlendirilmesi ve bu kişilere Devlet üniversitelerinde görev yapan akademik personelin sahip olduğu mesleki güvencelerin tanınması gerekmektedir. Bu çerçevede; vakıf üniversitelerindeki akademik personelin istihdam ilişkisinin sonlandırılmasının, eğitim- öğretim faaliyetlerinin sürdürülmesine gerekli ve yeterli katkının sağlanmaması, akademik yönden yetersiz olunması, iş disiplinine uyulmaması, ihtiyaç durumu gibi hukuki ve geçerli bir sebebe ya da sebeplere dayanabileceği, bu sebeplerin ise somut ve objektif bilgi ve belgelerle ortaya konulması gerektiği açıktır.
    Olayda; davacının 07.01.2008 tarihinde imzaladığı 5 yıl süreli hizmet sözleşmesi ile davalı idarede, yardımcı doçent olarak göreve başladığı ve Rektörlüğün … tarih ve … sayılı işlemi ile İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümüne atandığı, sonrasında, 2547 sayılı Kanunun 13/b-4 maddesi uyarınca Fen Edebiyat Fakültesi Matematik Bölümünde görevlendirildiği, pek çok bölümde çeşitli dersler verdiği ve idari görevlerde bulunduğu, sözleşmenin ''Fesih'' başlığını taşıyan 8. maddesinde yer alan, ''Taraflar sözleşmenin bitiminden en geç 1 ay önce yazılı olarak, aksine bildirimde bulunmadıkça sözleşme 1 yıllık süre için yenilenmiş sayılır. Ancak işveren sözleşmeyi 1 (bir) ay önceden haber vermek kaydıyla ve sözleşme süresi içerisinde tek taraflı olarak feshedebilir.'' kuralı uyarınca davacının görevine 31.08.2017 tarihi itibarıyla son verildiği anlaşılmıştır.
    İdare Mahkemesince, davalı idarenin savunması alınarak, dava konusu işlemin dayanağı olan tüm bilgi ve belgeleri içeren işlem dosyasının istenilmesi üzerine verilen savunmanın ve dosyadaki diğer bilgi ve belgelerin incelenmesinden; davalı idarece, Matematik Bölümünde, 2017- 2018 eğitim öğretim yılı için lisans programına devam edecek kayıtlı öğrenci bulunmadığından ders verilmediği, İşletme Fakültesinde yeterli öğretim üyesi bulunduğundan bahisle davacının hizmetine ihtiyaç bulunmadığı belirtilmişse de, buna ilişkin bilgi ve belgelerin sunulmadığı anlaşılmıştır.
    Öte yandan, davacı tarafından dosyaya sunulan bilgi ve belgelerin incelenmesinden; davacının, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesine atandığı, Fen Edebiyat Fakültesinde görevlendirildiği ve pek çok fakültede çeşitli dersler verdiği görülmüştür. Bu bakımdan, davalı idarenin, davacının hizmetine ihtiyaç duymadığı iddiasının, somut ve objektif bilgi ve belgelerle ortaya konulamadığı anlaşılmıştır. Sözleşmenin ''Fesih'' başlığını taşıyan 8. maddesi uyarınca, davalı idarenin sözleşmeyi 1 (bir) ay önceden haber vermek kaydıyla ve sözleşme süresi içerisinde tek taraflı olarak feshedebileceği açık olmakla birlikte, fesih bildiriminin, somut ve objektif nedenlere dayanması gerektiği de kabul edilmelidir.
    Ayrıca; dava konusu işlem öncesinde, davacı hakkında sosyal medya hesabında yayımladığı bir mesaj nedeniyle açılan disiplin soruşturması sonucu mesaj ''eleştiri ve ifade özgürlüğü'' çerçevesinde değerlendirilerek, Fen Edebiyat Fakültesi Disiplin Kurulunun … tarih ve … sayılı kararıyla ceza uygulanmamasına karar verildiği dikkate alındığında, bu kararın davacının görevinin sonlandırılmasına dayanak teşkil edemeyeceği açıktır.
    Bu durumda; davacının, hizmetine ihtiyaç bulunmadığına ilişkin somut ve objektif bilgi ve belge bulunmadığı ve hakkındaki disiplin soruşturması sonucu disiplin cezası uygulanmamasına karar verildiği anlaşıldığından, görevinin sonlandırılmasına ilişkin işlemde hukuka ve akademik hizmet gereklerine uyarlık bulunmadığı anlaşılmıştır.
    Parasal ve özlük hakları bakımından;
    İdari yargılama hukukunun temel ilkeleri ve yerleşik yargı içtihatları gereği; idari yargı mercilerince verilen iptal kararları, geriye yürür ve idari işlemi tesis edildiği andan itibaren hiç tesis edilmemiş gibi ortadan kaldırır. İptal edilen işlem hiç yapılmamış sayıldığı için ilgilinin, işlem nedeniyle uğradığı parasal ve özlük hak kayıplarının karşılanması gerekmektedir.
    Davacının, davalı idare ile 07.01.2008 tarihinde, 5 yıl süreli iş sözleşmesi imzaladığı, sözleşmenin 8. maddesi uyarınca tarafların sözleşmenin bitiminden en geç 1 ay önce yazılı olarak, aksine bildirimde bulunmamaları nedeniyle sözleşmenin 1'er yıllık süreler için defaten yenilenmiş sayıldığı, yıllık izin ücreti, kıdem ve ihbar tazminatını nakden ve defaten aldığını beyan ederek, çalıştığı döneme ilişkin İş Kanunundan doğan ücret, fazla çalışma ücreti, izin ücreti, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücretlerini tam ve zamanında aldığına ilişkin ibraname düzenlendiği anlaşılmıştır.
    Davacının görevine son verilmesine ilişkin dava konusu işlemin, yukarıda aktarılan gerekçe ile hukuka aykırı olduğunun anlaşılması nedeniyle, sözleşmenin en son 07.01.2018 tarihine kadar yenilenmiş sayıldığı dikkate alındığında, 31.08.2017 tarihi ile 07.01.2018 tarihi arasında kalan döneme ilişkin parasal ve özlük haklarının, imzalanan ibranamenin göz önünde bulundurulması ve bu dönemde davacının sosyal güvenlik kurumuna kayıtlı olarak başka bir yerde çalışıp çalışmadığının tespit edilmesi suretiyle Anayasanın 125. maddesi uyarınca yasal faiziyle birlikte ödenmesi gerekmektedir.
    Bu bağlamda; davacının görevinin sonlandırılmasına ilişkin işlemin hukuka ve akademik hizmet gereklerine aykırı olması, parasal ve özlük haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesi gerektiğinden, aksi değerlendirme ile verilen Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

    KARAR SONUCU:
    Açıklanan nedenlerle;
    1. 2577 sayılı Kanun'un 49. maddesine uygun bulunan temyiz isteminin kabulüne,
    2. … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının, BOZULMASINA,
    3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 26/05/2022 tarihinde kesin olarak oyçokluğu ile karar verildi.


    KARŞI OY :
    (X)- Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
    Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmediğinden, aksi yönde oluşan çoğunluk kararına katılmıyorum.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi