7. Hukuk Dairesi 2013/20398 E. , 2014/4161 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Devrek 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
(İş Mahkemesi Sıfatıyla)
Tarihi : 03/01/2013
Numarası : 2009/187-2013/1
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalıya ait iş yerinde 22/12/2006 tarihinde işe başladığını ve 04/11/2008 tarihine kadar çalıştığını, davalı şirket müdürü Mehmet Yüksel"in işe gelmemesini hakaret ve tehditlerle müvekkiline bildirdiğini iddia ederek müvekkilinin işe iadesine, mümkün olmadığı takdirde kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık ücretli izin alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davanın fesih tarihinden itibaren 30 günlük hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, bu nedenle işe iade talebinin reddi gerektiğini, davacının mazeretsiz olarak işe gelmemesi nedeniyle iş akdinin haklı olarak feshedildiğini, davacının tüm yıllık izinlerini kullandığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davacının iş akdinin davalı şirket müdürü tarafından 04.11.2008 tarihinde geçerli bir neden olmaksızın feshedildiği, davalının davacının geçerli mazereti olmadan işe gelmediği iddiasının hayatın olağan akışı içinde kabul edilebilir olmadığı ve şirket tarafından bu konuda tutulan tutanakların tek başına bu durumu ispat için yeterli olmadığı, davalı şirketin davacıya işe girdiği tarihten iş akdinin feshedildiği tarihe kadar ücretli senelik izin parasını vermediği gerekçesiyle davacının işçilik alacakları taleplerinin kabulüne karar verilmiş ancak işe iade talebi yönünden olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiştir.
HMK"nun 167. (HUMK"nun 46) maddesinde mahkemenin yargılamanın iyi bir şekilde yürütülmesini sağlamak için, birlikte açılmış veya sonradan birleştirilmiş davaların ayrılmasına, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden karar verebileceği, bu durumda mahkemenin ayrılmasına karar verilen davalara bakmaya devam edeceği 4857 sayılı Yasanın 20. maddesinde işçinin fesih bildiriminin tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde İş Mahkemesinde işe iade davası açabileceği davanın seri (HMK"nun 447.maddesine göre basit yargılama usulü) usulüne göre iki ay içinde sonuçlandırılacağı, mahkemece verilen kararın temyiz halinde Yargıtay"ın bir ay içinde kesin olarak karar vereceği bildirilmiştir.
Feshin geçersizliği ve işe iade isteminin mahkemece iki ay içinde sonuçlandırılması ve Yargıtay"ca bir ay içinde kesin olarak karar verilmesi gerekliliği bu istem ile birlikte kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık ücretli izin ve işçilik alacaklarının aynı davada birlikte veya terditli olarak istenmesi olanağını ortadan kaldırmaktadır. Esasen işçinin açmış olduğu işe iade davasında ihbar ve kıdem tazminatı ile yıllık ücretli izin alacağını talep etmesi de çelişki oluşturur. Bir yandan feshin geçersizliği ve işe iade talep edilirken, diğer yandan feshin sonucuna bağlı tazminatların ve alacağın istenmesi doğru olmaz. Bu nedenle işe iadeyle birlikte veya terditli olarak diğer işçilik haklarının da dava edildiği hallerde bu davaların ayrılmasına karar verilerek yargılama yapılmalıdır.
Yapılacak iş; alacaklara ilişkin davayı feshin geçersizliği ve işe iade istemine ilişkin davadan tefrik ederek ayrı esasa kaydetmek; feshe bağlı ihbar ve kıdem tazminatı ile yıllık izin alacağını feshin geçersizliği ile ilgili davanın sonucuna bağlı tutmak ve feshin geçersizliği ve işe iade davasını bu istekler yönünden bekletici mesele yapmaktır.
Mahkemece kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık ücretli izin alacağına ilişkin dava tefrik edilmeden ve işe iade davası yönünden olumlu ya da olumsuz bir karar verilmeden yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 19/02/2014 tarihinde oybirliğiyle KESİN olarak karar verildi.