11. Hukuk Dairesi 2019/933 E. , 2019/7773 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 14. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Hendek 1. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 28/11/2017 tarih ve 2013/522 E- 2017/439 K. sayılı kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi"nce verilen 06/12/2018 tarih ve 2018/479 E- 2018/1474 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, müvekkillerinin 1000 hisseli davalı şirketin 250’şer hisseye sahip % 50 ortağı olduğunu, 2010-2011 yılları olağan genel kurul toplantısında yönetim kurulu üyeliklerine müvekkilleri ile birlikte şirket ortakları olan ... ve ...’un 2 yıl süre ile görev yapmak üzere seçildiklerini, şirketin yönetim kurulu başkanı ... ile birlikte başkan yardımcısı müvekkili ...’un imzaları ya da müvekkili ... ile üye ...’un şirket kaşesi altında atacakları müşterek imzaları ile temsil edilmesinin kararlaştırıldığını, ...’un davalı şirketin banka hesaplarının kontrolörlüğünü tek başına yürüttüğünü, şirketin yönetim zafiyeti sebebiyle hammadde alamayıp alınan hammaddelerin ise ödemelerini yapamadığını, bu sebebe bağlı olarak siparişlerin teslimlerinin geciktiğini, davalı şirketle çalışan firmalar nezdinde güvenin sarsıldığını, şirkette çalışan personele ücretlerinin düzenli ödenemediğini, emekliliğe hak kazanan personelin tazminat ve diğer alacaklarının ödenemediğini, diğer ortakların gönderilen ihtarname ile 11/11/2013 tarihinde belirlenen gündem maddeleri ile ilgili olağan yönetim kurulu toplantısına çağrıldığını, toplantıya gelen ortakların daha sonra toplantıyı bir karar alınmaksızın terk ettiklerini, bu duruma davalı şirketin temsile yetkili dava dışı diğer ortaklarının olumsuz tavırları ve alınan karara makul bir gerekçe olmaksızın imza atmamalarının neden olduğunu, en ufak işlerde dahi bu tavırlar sebebi ile netice alınamadığını, ayrıca davalı şirketin diğer ortaklarının hisselerini haricen başkasına sattıklarını bildirip bu konuda yasal koşullar gerçekleşmemesine rağmen hisseleri satın alan kişiyi toplantılara getirip, müvekkillerini bu şahıs ile muhatap olma zorunda bırakıldıklarını, çift imza kuralı sebebi ile ...’a verilen bankalarda işlemlerin gerçekleştirilmesi yetkisinin geri alınamadığını, bu durumun şirketin mahvına sebebiyet verdiğini ileri sürerek, öncelikle davalı şirketin haklı sebep ile feshine, aksi taktirde müvekkillerinin ortaklıktan çıkarılmalarına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, bilirkişi raporu uyarınca şirketin iflasın eşiğinde olan bir şirket olmadığı, borca batık olmadığı, şirketin yeniden faaliyete geçmesinin mümkün olduğu, fiilen üretim yapılmasa da makinelerin yerlerinde ve üretime engel bir durumlarının olmadığı, şirket ortaklarının bir araya gelmelerinin mümkün bulunduğu, bu haliyle son çare olan fesih koşullarının gerçekleşmediği, davacıların ortaklıktan çıkartılma yönündeki taleplerininde haklı neden olmadığından fesih kararı yerine başkaca uygun bir çözüm yolunun aranmasına gerek bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 03/12/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.