Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının onanmasını mutazammın 30.10.2012 tarih, 2012/13396-30508 sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından borçlu aleyhine bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatıldığı, borçlunun örnek 10 ödeme emrinin tebliği üzerine yasal sürede icra mahkemesine yaptığı başvuruda, takip dayanağı bonoyu şahit sıfatıyla imzaladığını ileri sürerek borca itiraz ettiği ve mahkemece itirazın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda, takip dayanağı olan 27.01.2011 keşide tarihli ve 8.000 TL bedelli bononun keşidecisinin İ. H., lehtarının ise Z.F.olduğu, itiraz eden borçlunun da bonoya “Ş. H.l G.” olarak adını yazmak suretiyle imzaladığı görülmektedir. Borçlunun adının yanında yer alan “Şahit” ibaresi, Türk Ticaret Kanunu"nun 701/1. maddesinde düzenlenen aval niteliğinde olmadığı gibi, aval ile eş bir anlam da taşımamaktadır. Başka bir ifade ile dayanak bonoyu “şahit” sıfatı ile imzalayan borçlunun, senet bedelini kısmen veya tamamen hamile karşı ödeme yükümlüğü bulunmadığı gibi, şahit sıfatıyla senede atılan imzanın aval anlamına geldiğini kabul etmek de olanaklı değildir (Hukuk Genel Kurulu"nun 02.07.2008 tarih, 2008/12-475 Esas, 2008/462 Karar sayılı kararı). Bu durumda mahkemece borca itirazın kabulü gerekeceğinden belirtilen nedenlerle kararın bozulması gerekirken onandığı anlaşılmakla karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir.
SONUÇ  : Borçlunun karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 30.10.2012 tarih ve 2012/13396 E. - 2012/30598 K. sayılı onama ilamının kaldırılmasına, mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 11/02/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.