
Esas No: 2020/5026
Karar No: 2020/4897
Karar Tarihi: 09.10.2020
Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2020/5026 Esas 2020/4897 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
I- TALEP:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 02.06.2020 tarih ve 2020/48058 sayılı yazısı ile; Cumhurbaşkanına hakaret suçundan sanık ..."nın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanun’un 299/1 ve 62. maddeleri gereğince 11 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, aynı Kanun"un 51. maddesi gereğince hapis cezasının ertelenmesine ve 1 yıl denetim süresi belirlenmesine dair Çeşme 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 24/05/2019 tarihli ve 2019/19 esas, 2019/99 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre, İzmir 16. Ağır Ceza Mahkemesince sanık hakkında daha önce hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiğinden bahisle yeniden hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına, ancak sanığın hapis cezasının yargılama neticesinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işlemeyeceği konusunda mahkemede olumlu kanaat oluştuğu gerekçesiyle ertelenmesine karar verildiği anlaşılmakla;
28/06/2014 tarihli ve 29044 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un 72. maddesi ile 5271 sayılı Kanun’un 231/8. maddesine “Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez.” şeklinde bir fıkra eklenmiş ise de; sanık hakkındaki yargılama konusu suç tarihinin 2018 yılı içerisinde olduğu, sanığın 21/01/2018 tarihinde işlediği suça ilişkin olarak İzmir 16. Ağır Ceza Mahkemesinin 17/01/2019 tarihli ve 2018/353 esas, 2019/52 sayılı hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının ise 05/03/2019 tarihinde kesinleştiği nazara alındığında, yargılama konusu suçun işlendiği tarih itibari ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına engel bir durum olmadığı ve sanığın bir daha suç işlemeyeceği kanaati de Mahkemede oluştuğu halde, suç tarihinden sonra kesinleşmesine rağmen sadece bu nedenle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına takdiren yer olmadığı şeklindeki gerekçeyle daha lehe olan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı yerine, hapis cezasının ertelenmesine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 05/05/2020 gün ve 94660652-105-35-5876-2020-Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden ihbar ve mevcut evrak Dairemize gönderilmiştir.
II-OLAY:
Çeşme Cumhuriyet Başsavcılığının 2018/1402 sayılı soruşturma dosyası kapsamında, sosyal medya paylaşım sitelerinde herkese açık paylaşımlara yönelik yapılan kolluk araştırmasında Facebook adlı sosyal medya sitesinde, Türk Silahlı Kuvvetlerinin Afrin bölgesinde silahlı terör örgütü mensuplarına yönelik yürüttüğü operasyon hakkında aleyhte propaganda yaptığı tespit edilen hesabın kullanıcısı olduğu ve Ağrı ili Diyadin ilçesinde ikamet ettiği tespit edilen sanığa yönelik hazırlanan tahkikat evraklarının, süreçte İzmir ili Çeşme ilçesinde ikamet ettiğinin tespiti üzerine geri gönderilmesine müteakip, pansiyonda kaldığı tespit edilen sanığın yakalamasının yapılması ayrıca terör örgütü propagandası yapmak suçunu işlediğine dair emareler bulunabileceğine dair makul şüphe bulunduğuna yönelik Cumhuriyet Başsavcılığının talebi üzerine verilen Çeşme Sulh Ceza Hakimliğinin 14.05.2018 tarih, 2018/279 değişik iş sayılı kararına istinaden, pansiyonda yapılan aramada kaldığı odada bulunan ve kullanıcısı olduğunu kolluk ifadesinde bildirdiği görülen, rızası ile refakatinde incelemesi yapılan cep telefonunda, 15.05.2018 tarihli cep telefonu ön inceleme tutanağında belirtildiği ve dışarıdan cep telefonu ile fotoğraflamasının yapıldığı Facebook hesabında, 14 Ocak 2016 tarihinde saat 21:12 yapılan paylaşımda "Sew baş" yorumu ile "Selo Geliyor Yavaş Yavaş şevbaş ))" ibaresi bulunan bir çocuğun elinde sigara içer halde resminin alt kısmına "Marlborodan düştük tütüne Tayyip koyyim g..." yazılı metin bulunan görseli paylaştığı tespit edilmiştir.
Süreçte müdafii eşliğinde kollukta ve Cumhuriyet savcılığında verdiği ifadelerinde, hesabının ele geçirildiğini, sonradan kendi adına hesap açtığını, gösterilen paylaşımların bir kısmını kendisinin yaptığını ancak bir kısmını ise yapmadığını, bu kapsamda suça konu paylaşım sorulduğunda kendisinin yapmadığını, sonradan açtığı hesapta gösterilen bir kısım paylaşımları ilk defa gördüğünü, görse zaten sileceğini, Cumhurbaşkanına hakaret içerikli resmi görmediğini, hakaret etme niyetinin ya da kastının bulunmadığını beyan eden ve 16.05.2018 tarihinde, Çeşme Sulh Ceza Hakimliğinde müdafii eşliğinde yapılan 2018/42 sayılı sorgusu akabinde terör örgütü propogandası yapmak suçundan tutuklanmasına karar verilen sanık hakkında, Cumhurbaşkanına hakaret suçundan yürütülen soruşturma evrakının tefriki ile 2018/1526 soruşturma numarasına kayıt edilmesine 22.05.2018 tarih, 2018/131 sayılı ayırma kararı ile karar verilmiştir.
Adalet Bakanlığınca, 14.01.2016 tarihli paylaşıma yönelik 14.11.2018 tarihli olur ile Cumhurbaşkanına hakaret suçundan kovuşturma izni verilmiştir.
Çeşme Cumhuriyet Başsavcılığının 2018/1526 soruşturma, 2018/1182 esas, 2018/1171 iddianame numaralı iddianamesi ile özetle; şüphelinin ikametinde arama faaliyeti icra edildiği, neticesinde içerisinde kullanmakta olduğu hattın bulunduğu, cep telefonunun rızası dahilinde yapılan incelemesinde "Selo geliyor yavaş yavaş" isimli sayfa tarafından ""Şevbaş"" yorumuyla paylaşılan ve küçük bir çocuğun sigara içerken çekilmiş, altında ""Marlborodan tütüne Tayyip koyyim g.tüne"" ibarelerinin yer aldığı fotoğrafı 14.01.2016 tarihinde saat 21:12"de ""Sew baş"" yorumuyla kendi adını taşıyan Facebook isimli sosyal medya hesabında paylaştığının tespit edildiğinden, söz konusu telefonunun ikamet aramasında ele geçtiği ve kullanmakta olduğu nazara alınarak inkara yönelik savunmasının suçtan kurtulmaya yönelik olduğu değerlendirmesi ile itibar edilmediği belirtilerek 5237 sayılı TCK"nın 299/1-2 ve 53. maddeleri uyarınca cezalandırılması istenilmiştir.
Çeşme 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 2019/19 esasına kayden yürütülen ve süreçte Cumhurbaşkanı vekilinin müdahil ve katılma istemine istinaden suçtan zarar görme ihtimali nedeni ile Cumhurbaşkanının davaya katılmasına karar verildiği de görülen kovuşturmada, 24.05.2019 tarihli duruşmada müdafi istemediğini beyanla paylaşımın yapıldığı Facebook hesabının kendisine ait olduğunu, fotoğrafı ilk defa karakolda gördüğünü, telefonunda böyle bir fotoğrafın olmadığını, Cumhurbaşkanına hakaret etmediğini, Facebook hesabına kimin girdiğini bilmediğini, paylaşımı yaptığını hatırlamadığını, beraatine karar verilmesini, lehe kanun maddelerinin uygulanmasını, suçunun sabit görülmesi ve koşulların oluşması halinde hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul ve talep ettiğini özetle beyan eden sanık hakkında tefhim olunan hükümle, eylemine uyan TCK"nın 299/1-2, 62/1-2, 51 maddelerince 11 ay 20 gün hapis cezasının ertelenmesine ve taktiren 1 yıl süre ile denetime tabi tutulmasına kanun yolu açık olmak üzere karar verilmiştir. Hükümde hakkında daha önceden verilmiş hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı olması sebebiyle CMK"nın 231/8. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesine yer olmadığına karar verildiği belirtilmiştir. Gerekçeli kararda "Sanık hakkında daha önceden verilmiş hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı olması sebebiyle hakkında CMK 231 hükmü uygulanmamış, sanığın sabıkasız geçmişi, kişiliği, duruşmadaki beyanları dikkate alındığında bir daha suç işlemeyeceğine ilişkin mahkememizde olumlu kanaate varıldığından sanığa verilen ceza ertelenmiş" olduğu belirtilmiştir.
14.06.2019 tarihinde Cumhuriyet savcısınca görüldüsü yapılan, sanığın duruşmada beyan ettiği adresine gönderilen ancak adresinin kapalı ve komşusunun beyanına göre köy dışında olduğu, imzadan imtina edilmesi nedeni ile de muhtara 09.07.2019 tarihinde evrakın bırakıldığı ve 2 no"lu haber kağıdının kapısına yapıştırıldığına dair tebligat mazbatasının tanzim edildiği, katılan vekilinin mail adresine de gönderilerek 08.07.2019 tarihinde okundu sayılan gerekçeli karar, 15.08.2019 tarihli kesinleşme şerhine göre istinaf edilmediğinden 17.07.2019 tarihinde kesinleşmiştir.
Süreçte terör örgütü propagandası yapmak suçundan yürütülen 2018/1402 sayılı soruşturma dosyası kapsamında ise, Çeşme Cumhuriyet Başsavcılığının 2018/59 numaralı, 29.05.2018 tarihli fezlekesi ile evrakın İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine müteakip, Cumhuriyet Başsavcılığının 12.06.2018 tarih, 2018/4165 numaralı iddianamesi kapsamında İzmir 16. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/353 esasında kamu davasının açıldığı ve yapılan yargılama neticesinde, İzmir 16. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/353 esas, 2019/52 karar sayılı 17.01.2019 tarihli, suç tarihinin 21.01.2018 olarak belirtildiği görülen gerekçeli kararı ile sanığın, 21.01.2018 tarihinde yapmış olduğu paylaşıma istinaden, 3713 sayılı TMK"nın 7/2-1 ve 2. cümle, 5237 sayılı TCK"nın 62/1, 53. maddeleri uyarınca 1 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı CMK"nın 231/5. maddesi gereği hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıl denetim süresine tabi tutulmasına karar verildiği görülmüştür.
07.03.2019 tarihli kesinleşme şerhine göre; mahkemenin hükmün açıklanmasının geri bırakılmaması gerekçesine esas olan adli sicil kaydında görülen İzmir 16. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/353 esas, 2019/52 karar sayılı 17.01.2019 tarihli ilamının 05.03.2019 tarihinde "itirazın reddi" ile 05.03.2019 tarihinde kesinleştiği belirtilmiştir.
22.07.2019 tarihli HSK müfettişinin yazısı ile mahkeme denetimi nedeni ile incelenen dosya kapsamında, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın suç tarihinden sonra kesinleşmesi nedeni ile kesinleşen kararın bozulması için kanun yararına bozma kanun yoluna başvuru yapılmasına dair Cumhuriyet savcılığına ihbarda bulunulmuştur.
Sanığın adli sicil kaydının incelenemesinde İzmir 16. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/353 Esas, 2019/52 Karar sayılı ilamı ile sanık hakkında terör örgütü propagandası yapma suçundan mahkumiyet kararı verilip hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar verildiği, kararın suç tarihinden sonra 05.03.2019 tarihinde kesinleştiği, hükmün açıklanmasının geri bırakılması müessesesinin erteleme müessesesinden daha lehe olması nedeni ile kesinleşen kararının kanun yararına bozulması hususunda Cumhuriyet savcısının 15.01.2020 tarihli görüşü ve temimine müteakip, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından kararın kanun yararına bozulmasının istenilmesi Adalet Bakanlığının 05.05.2020 tarihli yazısı ile istenilmiştir.
III-KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNE İLİŞKİN UYUŞMAZLIĞIN KAPSAMI:
5271 sayılı Kanunun 231/8. maddesine, 28.06.2014 tarihli ve 29044 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 72. maddesi ile eklenen “Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez.” cümlesinin, denetim süresinden önce işlenen suçlarla ilgili verilebilecek HAGB kararlarını da kapsayıp kapsamadığına ilişkindir.
IV-HUKUKSAL DEĞERLENDİRME:
Konu ile ilgili yasal düzenleme şöyledir:
5271 sayılı Kanun;
Hükmün açıklanması ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması
Madde 231 ...
(5) (Ek: 6.12.2006-5560/23 md.) Sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda hükmolunan ceza, iki yıl (2) veya daha az süreli hapis veya adlî para cezası ise; mahkemece, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir. Uzlaşmaya ilişkin hükümler saklıdır. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, kurulan hükmün sanık hakkında bir hukukî sonuç doğurmamasını ifade eder.
(6) (Ek: 6.12.2006-5560/23 md.) Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için;
a) Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması,
b) Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması,
c) Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi, gerekir. (Ek cümle: 22.7.2010 - 6008/7 md.) Sanığın kabul etmemesi hâlinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmez.
(7) (Ek: 6.12.2006-5560/23 md.) Açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen hükümde, mahkûm olunan hapis cezası ertelenemez ve kısa süreli olması halinde seçenek yaptırımlara çevrilemez.
(8) (Ek: 6.12.2006-5560/23 md.) Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilmesi halinde sanık, beş yıl süreyle denetim süresine tâbi tutulur. (Ek cümle: 18.6.2014-6545/72 md.) Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez. Bu süre içinde bir yıldan fazla olmamak üzere mahkemenin belirleyeceği süreyle, sanığın denetimli serbestlik tedbiri olarak;
a) Bir meslek veya sanat sahibi olmaması halinde, meslek veya sanat sahibi olmasını sağlamak amacıyla bir eğitim programına devam etmesine,
b) Bir meslek veya sanat sahibi olması halinde, bir kamu kurumunda veya özel olarak aynı meslek veya sanatı icra eden bir başkasının gözetimi altında ücret karşılığında çalıştırılmasına,
c) Belli yerlere gitmekten yasaklanmasına, belli yerlere devam etmek hususunda yükümlü kılınmasına ya da takdir edilecek başka yükümlülüğü yerine getirmesine karar verilebilir. Denetim süresi içinde dava zamanaşımı durur.
....
(12) (Ek: 6.12.2006-5560/23 md.) Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına itiraz edilebilir.
(13) (Ek: 6.12.2006-5560/23 md.) Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, bunlara mahsus bir sisteme kaydedilir. Bu kayıtlar, ancak bir soruşturma veya kovuşturmayla bağlantılı olarak Cumhuriyet savcısı, hâkim veya mahkeme tarafından istenmesi halinde, bu maddede belirtilen amaç için kullanılabilir.
(14) (Değişik: 23.1.2008 - 5728/562 md.) Bu maddenin hükmün açıklanmasının geri
bırakılmasına ilişkin hükümleri, Anayasanın 174"üncü maddesinde koruma altına alınan inkılâp kanunlarında yer alan suçlarla ilgili olarak uygulanmaz.
Sanık hakkında kurulan mahkumiyet hükmünün hukuki bir sonuç doğurmamasını ifade eden ve doğurduğu sonuçlar itibariyle karma bir özelliğe sahip bulunan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu, denetim süresi içinde kasten yeni bir suçun işlenmemesi ve yükümlülüklere uygun davranılması halinde, geri bırakılan hükmün ortadan kaldırılarak kamu davasının 5271 sayılı CMK’nın 223. maddesi uyarınca düşürülmesi sonucunu doğurduğundan, bu niteliğiyle sanık ile devlet arasındaki cezai nitelikteki ilişkiyi sona erdiren düşme nedenlerinden birisini oluşturmaktadır. (CGK 23.03.2010, 2010/2-29-56)
5560, 5728, 5739 ve 6008 sayılı Kanunlarla 5271 sayılı CMK"nın 231. maddesinde yapılan değişiklikler gözönüne alındığında, hükmün açıklanmasının geri bırakılması için;
1-Suça ilişkin olarak;
a-Yapılan yargılama sonucu hükmolunan cezanın iki yıl veya daha az süreli hapis ya da adli para cezası olması,
b-Suçun Anayasanın 174. maddesinde güvence altına alınan inkılap kanunlarında yer alan suçlardan olmaması,
2-Sanığa ilişkin olarak;
a-Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum edilmemiş olması,
b-Suçun işlenmesi mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi,
c-Mahkemece sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları gözönüne alınarak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate ulaşılması,
d-Sanığın, hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul etmediğine dair bir beyanının olmaması şartlarının gerçekleşmesi gerekmektedir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 16.02.2010 tarih, 2009/4-253 - 2010/28, 29.09.2009 tarih, 2009/4 - 130-213, 14.07.2009 tarih, 2009/163 - 202 sayılı kararları ile 23.03.2010 tarih, 2010/2-29 esas ve 2010/56 sayılı kararlarından da anlaşılacağı üzere koşulları oluştuğu halde kararda hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması veya objektif koşulların gerçekleşmesine karşın bu koşulların oluşmadığından bahisle uygulanmamasına ilişkin hukuka aykırılık hallerinin hakimin takdir hakkına ilişkin hususlar olmaması nedeni ile kanun yararına bozma konusu yapılabilecektir.
Ancak objektif koşullar oluşmasına karşın mahkeme veya hakimce maddenin 6/b bendi kapsamında verilen takdir yetkisi kullanılmak sureti ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına dair karar verilmesi durumunda kanun yararına bozma yoluna başvurulamayacaktır.
Diğer yönden, 5271 sayılı CMK"nın 231/8 maddesine, "Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez" şeklinde cümle eklenmesine dair 6545 sayılı Kanunun 72. maddesi 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Anılan Kanunun gerekçesi şöyledir;
“Söz konusu maddenin uygulamasında, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilen sanıklar hakkında işledikleri diğer suçlardan dolayı da birçok kez hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiği görülmektedir. Yapılması öngörülen değişiklikle, bu uygulamaya son verilmesi ve denetim süresi içinde sanık hakkında bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilememesi amaçlanmaktadır. Kişinin işlediği ikinci suçun denetim süresi içinde işlenip işlenmediğinin önemi bulunmamaktadır. Daha önceden işlenen suçlar bakımından da bu yasak uygulanacaktır."
Bu hüküm 231. maddedeki bir eksikliği gidermiş, konuya açıklık getirmiştir. Yeni hüküm bir suç failinin iki kez HAGB"den yararlanmasının önüne geçmek için sevk edilmiştir (Erdener Yurtcan Ceza Muhakemesi Kanunu Şerhinde 9. Baskı 870 sayfa).
Hükme göre; HAGB kararının verilmesi halinde sanık hakkında tatbik edilmesi zorunlu olan 5 yıl süre ile denetim tedbirine tabi tutulması şartının yerine getirilmesi sırasında, sanık hakkında kasıtlı bir suçtan dolayı bir daha HAGB kararı verilemeyecektir (Prof Dr Ersan Şen, HAGB kararından sonra Yeni Hagb sınırı adlı makalesi).
Somut olay yönünden, hukuka aykırı olduğu iddia edilen uygulamaya dayanak teşkil eden 5271 sayılı Kanunun 231/8. maddesine eklenen cümlede öngörülen şartın, HAGB kararı vermenin objektif koşulları arasında olduğu tartışmadan vareste bulunmakla verilen kararın kanun yararına bozma istemine konu olabileceği değerlendirilmiştir.
Bu bilgiler ışığında, her ne kadar gerekçeli kararda başlığında suç tarihi "2018" olarak gösterilmiş ise de tefrik edilen soruşturma dosyası kapsamında 15.05.2018 tarihinde yakalanan sanığın kullanmakta olduğu hattın takılı bulunduğu cep telefonunda rızası ve refakati dahilinde yapılan incelemede 14.01.2016 tarihinde paylaştığı belirtilen suça konu eyleminden mahkumiyetine dair verilen erteli cezasına yönelik 24.05.2019 tarihli kararın öncesinde tefrik edilen diğer soruşturma dosyası kapsamında açılan kamu davasında yapılan yargılama neticesinde 21.01.2018 tarihinde Facebook hesabında yaptığı paylaşım nedeni ile 17.01.2019 tarihli karar ile hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıl denetim süresine tabi tutulmasına karar verildiği ve iş bu kararın da 05.03.2019 tarihinde kesinleştiği anlaşılmakla, CMK"nın 231/8. maddesinde 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanan 6545 sayılı Kanunun 72. maddesiyle getirilen "Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez" hükmü uyarınca verilen kararda hukuka aykırılık görülmediğinden istemin reddine karar verilmiştir.
V-SONUÇ:Açıklanan sebeplerle:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği 02.06.2020 tarih ve 2020/48058 sayılı tebliğnamedeki düşünce yerinde görülmediğinden, CMK"nın 309. maddesi uyarınca kanun yararına bozma isteğinin REDDİNE, dosyanın mahalline iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 09.10.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.