17. Hukuk Dairesi 2016/15922 E. , 2019/8879 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili,davalının trafik sigortacısı olduğu aracın yolcusu olarak bulunan davacıların desteği ...’ın tek taraflı trafik kazası neticesinde vefat ettiğini belirterek, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmak kaydıyla davacılar için ayrı ayrı 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ile ayrıca 1.000,00 TL defin giderleri olmak üzere toplam 3.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsilini talep etmiş, 23.12.2015 tarihli ıslah dilekçesi ile davacı ... için 23.737,22 TL, davacı ... için ise 23.737,22 TL’ye, defin giderleri yönünden ise 3.820,00 TL’ye yükseltmiş, 18.05.2016 tarihli ikinci ıslah dilekçesi ile de talebini davacı ... ve ... için ayrı ayrı 31.133,53 TL’ye yükseltilmiştir.
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre;davanın kısmen kabulü ile davacıların her biri için 31.133,53"er TL destek tazminatı olmak üzere toplam 62.267,06 TL destek tazminatı ile 1.320,00 TL defin giderinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarara dayalı tazminat ile manevi tazminat istemine ilişkindir.
Gerek HUMK. 83 ve devamı maddesi gerekse 6100 sayılı HMK"nın 176 ve devamı maddelerinde ıslah kurumu ayrıntılı şekilde düzenlenmiştir. Yargılamaya hakim olan ilkelerden olan “taleple bağlılık ilkesi” 1086 sayılı HUMK"nın 74. maddesinde (6100 sayılı HMK m. 26) düzenlenmiş olup, hakim tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır ve ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. HUMK"nın 83. (6100 sayılı HMK m. 176), maddesinde ise ıslah, taraflardan birinin yapmış olduğu bir usul işlemini tamamen veya kısmen düzeltilmesidir. Islahın amacı, yargılama süresinde, şekli ve süreye aykırılık sebebi ile ortaya çıkacak maddi hak kayıplarını ortadan kaldırmaktır. Bununla birlikte talep miktarı ıslah ile arttırılabilecektir. Ancak taraflardan her biri, yapmış olduğu usul işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebilir. Islahın kısmen veya tamamen olduğuna bakılmaksızın taraflar aynı davada ancak bir kez ıslah yoluna başvurabilir. Buna göre tarafların, yargılama usulüyle ilgili bir işlemini kısmen veya tamamen ıslah edebileceği ancak aynı dava içerisinde bu yola sadece bir kez başvurabileceği belirtilmiştir.
Somut olayda davacı açmış olduğu kısmi davada fazlaya dair haklarını saklı tutarak davacılar ayrı ayrı 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ile 1.000,00TL cenaze giderine ilişkin maddi tazminat talep etmiş, 23/12/2015 tarihli birinci ıslah dilekçesi ile talebini davacıların destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin talebini ayrı ayrı 23.737,22 TL’ye, cenaze giderini ise 3.820,00 TL’ye yükseltmiş, davacılar alınan ek rapora göre 18/05/2016 tarihli ikinci ıslah dilekçesi ile destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin talebini ayrı ayrı 31.133,53 TL’ye yükseltmiştir. Mahkemece yargılama sonucu ikinci ıslah dilekçesi de gözetilerek davacıların her biri için 31.133,53"er TL destek tazminatı olmak üzere toplam 62.267,06 TL destek tazminatına hükmedilmiştir. Kısmi davada ancak bir kez ıslah yapılabileceği hususları gözetildiğinde, mahkemece davacılar yönünden ikinci ıslah dilekçesine göre hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
3-Somut olayda, murisin nüfus kayıt örneği dosya içerisine alınmamış olup, dosya kapsamından murisin, geride eşi ve çocukları kaldığı, UYAP ortamından temin edilen nüfus kayıt örneğine göre; desteğin annesinin halen sağ olduğu anlaşılmıştır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacı çocuklar için destekten yoksun kalma alacağı hesaplanmış, ancak davadışı annenin destek payı tartışılmamıştır.
Mahkemece yukarıda anlatılan hususları gözetmeden hesaplama yapan bilirkişi raporunun hükme esas alınması doğru
olmayıp, murisin nüfus kayıt örneği de dosya içerisine alınarak bu konuda aynı bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi doğru görülmemiştir.
4-6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 53. maddesinde cenaze giderlerinin de ölüm nedeniyle meydana gelen zararlardan olduğu hüküm altına alınmıştır. Bu nedenle zarar sorumlusu, ölüm halinde yapılan cenaze giderlerinden de sorumludur. Cenaze giderleri; ölümle doğrudan doğruya ilgili bulunan giderlerden ibaret olup ölenin taşınması, yıkatılması, gömülmesi, mezarlık ücreti gibi giderleri kapsar.
Yargıtay’ın yerleşik uygulamaları gereği davalı taraf, davacıların meydana gelen trafik kazası sonucu oluşan gerçek defin gideri zararlarının tazmini ile sorumlu olup davacı tarafın kendi milli değerlerine, yerel örf ve adetlerine göre yaptığı özel giderlerden sorumlu değildir. Bu bağlamda; mahkemece, sadece defin gideri olan 120,00 TL’ye hükmedilmesi gerekirken, zorunlu olmayan giderlere de hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2),(3) ve (4) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 03/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.