9. Hukuk Dairesi 2018/1807 E. , 2018/5391 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile ücret alacağı, fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti, asgari geçim indirimi alacağı, kdv iadesi, yıllık izin ücreti, yol parası, yemek parası, yakacak parası, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davalılar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalı ... işyerinde hizmet alımı yolu ile alt işveren işçisi olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin 28.10.2009 tarihinde haksız olarak feshedildiğini, ödenmeyen işçilik alacakları olduğunu belirterek, ihbar ve kıdem tazminatı ile yıllık izin ücreti, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, genel tatil ücreti, asgari geçim indirimi, yol, yemek ve yakacak parası ve ödenmeyen ücret alacaklarının davalılar asıl ve alt işverenden tahsilini istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı ... Temizlik Hizmetleri San. ve Dış Tic. Ltd. Şti. vekili, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Davalı ... vekili, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti ve Yargılama Süreci:
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davalılar arasında asıl-alt işveren ilişkisi olduğu, davacının iş sözleşmesinin haksız feshedildiği, ödenmeyen işçilik alacakları bulunduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalılar tarafından temyiz edilmiş ve Dairemizce bozulmuştur.
Bozma ilamında özetle; “Dosya içeriğine göre davacı iş sözleşmesinin 28.10.2009 tarihinde haksız feshedildiğini ödenmeyen işçilik alacaklarının tahsilini talep etmiştir. Davalı asıl işveren ise davacının hizmet alımı kapsamında alt işveren işçisi olarak çalıştırıldığını ve ihalenin 28.09.2009 tarihinde sona erdiğini, ihale bitimi ile dava dışı alt işverenin işyerinde ayrıldığını savunmuştur. Dosya içerisindeki hizmet alım sözleşmesi incelendiğinde, sözleşmenin 28.09.2009 tarihinde sona erdiği, davacının SSK sicil kaydı incelendiğinde ise iş sözleşmesinin 28.10.2009 tarihinde sona erdiği anlaşılmaktadır. Davacının ihale bitimi olan 28.09.2009 tarihinden sonra davalı asıl işveren işyerinde çalışması yoksa, fesih daha sonra başka işyerinde gerçekleşmiş olduğundan, davalı asıl işveren bu tarihteki ücret üzerinden kıdem tazminatından ve gerçekleşecek feshe bağlı olmayan işçilik alacaklarından sorumlu olacak, feshe bağlı olan yıllık ücretli izin alacağından ise sorumlu olmayacaktır. Mahkemece davalının bu yöndeki savunması ve kayıt üzerinde durulmadan, sanki fesih davalı asıl işveren işyerinde gerçekleşmiş gibi kıdem tazminatı ve alacakların eksik inceleme ile hüküm altına alınması hatalıdır.
İşveren tarafından kullandırıldığına ya da ücretinin ödendiğine ilişkin belge sunulmadığından yıllık ücretli izin talebi tüm süre üzerinden hesaplanarak hüküm altına alınmış ise de; dosyaya ibraz edilen imzalı yıllık izin formlarından davacının bir kısım yıllık izinlerini kullandığı anlaşıldığından, bu belgeler karşı davacıya diyecekleri sorulmalı, bu yıllık izin belgelerindeki sürelerin yıllık izin ücret hesabında mahsubu gerekip gerekmediği araştırılmalıdır. Belgeler değerlendirilmeden izin alacağının kabulü isabetsizdir.
Asgari geçim indirimi ücret niteliğinde bir alacak değildir. Davacının hüküm altına alınan asgari geçim indirimi alacağına yasal faiz uygulanması gerekirken en yüksek banka mevduat faizi uygulanması da hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.” gerekçeleri belirtilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyulmuş ve yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Bozmadan sonra verilen karar davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Vermiş olduğu bir hüküm Yargıtay tarafından bozulan ve Yargıtay"ın bu bozma kararına gerek iradi ve gerekse kanuni şekilde uymuş olan yerel mahkeme, bozma kararı doğrultusunda inceleme yapmak ve hüküm kurmak zorundadır. Mahkeme uyma kararını kaldırarak, direnme kararı veremeyeceği gibi, hükmünün bozma kararının kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan bölümleri hakkında da farklı bir karar vermeden yeniden hükümde karar vermek zorundadır.
Bozmaya uyulmakla bozma lehine olan taraf yararına usulü kazanılmış hak doğmuş olur. Hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılmasının amacı bu kısımların doğru olduğunu belirlemek, bozmanın sınırlarını çizmek ve bu şekilde usulü kazanılmış hakları oluşturup, korumaktır. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usulü kazanılmış hak oluşturur.
Somut uyuşmazlıkta; Yerel Mahkemenin bozma öncesi ilk kararında davacının net 247,84 TL resmi tatil ücreti ile net 312,10 TL dini bayram çalışma ücreti talebi hüküm altına alınmış olup, karar davacı tarafından temyiz edilmemiş ve bu husus bozma kapsamı dışında kalarak davalılar lehine usulü kazanılmış hak oluşturmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak verilen kararda ise, davacının net 371,77 TL resmi tatil ücreti ile net 468,16 TL dini bayram çalışma ücreti alacağı hüküm altına alınmıştır. Bu durum, bozmaya uyulmakla davalılar lehine oluşan usulü kazanılmış hakkın ihlali olup, bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 15.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.